22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş iir Atlası G Georg TRAKL/ Şiirler Çeviren: Danyal NACARLI Ve masumdu yüzü. Kalbine inceden bir köz düşürdü sözüyle Tanrı: “Ey insan!” Ve buldu şehri akşam vakti sessiz adımlarla; Dudaklarında o muğlak sızıltı: “Ben süvari olmak istiyorum.” Yürüdü ardı sıra çalı, hayvan Evleri ve loş bahçeleri kar beyaz insanların  Arıyordu onu katili çoktan. Öyle güzel ki baharıyla yazı, öyle güzel hazanı Günahsız olanın, suskun adımları Geçiyordu hayalci karanlık odaların önünden Baş başa kaldı her gece yıldızıyla; Seyrederken yapraksız dallara düşen usulca karı Gördü loş saçağın altında gölgesini katilin Ve düştü gümüşsü, soluna başı hiç Doğmayanın.   GRODEK Çınlıyor akşam vakti, güz gelmiş ormanlar Gürültüsüyle öldürücü silahların Ve altın sarısı ovalar, mavi göller. Üstünde güneş Yuvarlanıyor daha karanlık. Sarıyor gece Can çekişen savaşçıları ve vahşi çığlıklarını Parçalanmış ağızlarının. Ve birikiyor çayırda sessizce dökülen kanlar: Gazaplı bir tanrıyı barındıran kızıl bulut. Etraf mehtap ayazı. Her yol kara çürümeye çıkıyor. Gecenin, yıldızların yaldızlı dalları altında Sendeliyor suskun koruda kız kardeşin gölgesi Selamlamak için şehitlerin ruhunu ve kanlar içinde başlarını; Çınlıyor kamışta için için kalın kavalları sonbaharın. Ey daha da gururlu yas! Ey sizi, tunçtan sunaklar! Bir devasa acı besliyor bugün, kızgın meşalesini zihnin: Doğmamış torunlar. n CEVAT ÇAPAN ‘İçecek kayalıkta serinliğini mavi pınardan dudakların’ eorg Trakl 1887 yılında Avustrurya’nın Salzburg kentinde doğar. Ailesi varsıldır. Ama ağır bir depresyon geçirmekte, çocukları için ulaşılmayacak kadar uzakta, kilitli bir odadaki annesine hasret kalan Trakl, şiirlerinde anneyi kâh bir melek diye yüceltecek, kâh hayat kadını diye yargılayacaktır. Rimbaud’dan, Baudelaire’den, Rilke’den etkilenen şair Alman ekspresyonizmin en güzel şiirlerini yazmıştır. Kalabalık bir ailenin içinde hep yalnızlık çeken Trakl çocukluğundan beri kendinden küçük olan kız kardeşine büyük ilgiyle bağlanır. Enseste varan bu tutkudan dolayı kendisini şiddetle suçlar, uyuşturuculara sığınır. Bu arada Birinci Dünya Savaşı başlar ve Trak bohem hayatından kurtulmak için gönüllü olarak orduya katılır. Sıhhiye görevlisi olarak savaşın korkunçluklarına tanık olan şair sinir krizi geçirip intihara teşebbüs eder. Hastaneye sevk edilen Trakl orada, aldığı bir aşırı doz kokainle kalp krizi geçirir ve sanki kazayla geldiği, bir gün bile yaşama ehliyeti alamadığı dünyayı 3 Kasım 1914’te terk eder. ELİS OĞLANA Öterse, Elis, karanlık ormanda ardıçkuşu, Sonun bu senin. İçecek kayalıkta serinliğini mavi pınardan dudakların. Bırak, kanarsa kanasın Çok eski efsaneleri sessizce alnın Ve muğlak tabirini gökte süzülü kuşların. Ama yürürsün yeğni adımlarla sen Erguvani üzümler sarkan geceye. Oynatırsın kollarını mavide artık daha güzel. Bir dikenli çalı çınlar Aysı gözlerinin baktığı yerde. Oy, Elis, ne kadar olmuş, sen öleli. Sümbüldür bak bedenin, Bir rahibin solgun sarı elleriyle daldığı. Zifiri mağaradır suskunluğumuz. İçinden masum bir kuzu çıkar kâh Ve indirir kurşundan ağır gözkapaklarını. Katran gibi çiy düşerken şakaklarına, En son altını sönmüş yıldızların. KASPAR HAUSER KOÇAKLAMASI Bessie Loos için Gerçekten seviyordu tepeden erguvani inen güneşi, Öten siyahkuşu, yollarını ormanın Seviyordu yeşilliğin hazını. Anlamlıydı ağacın gölgesinde onun yaşamı C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1275 24 T E M M U Z 2014 n S A Y F A 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear