24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

VİTRİNDEKİLER Aydınlık Türkiye İçin Mücadele/ Mehmet Emin Kunt/ Pupa Yayınları/ 208 s. “Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk’ten sonraki tarihi için, bir bakıma, halk dalkavukluğunun cazibesine gerekli dirayetle karşı koyamayan siyasetçilerin resmi geçididir denilebilir. Cumhuriyet, yıllar içerisinde, Atatürk’ün felsefesinden koparılmış; yurdu, uygar dünyaya bağlayacak kültürel devrimler ve sanayileşme tamamlanamamış; Anadolu’nun bağnazlıktan uzak kalabilmiş kesimlerinin aydınlık yüzlü din anlayışı, toplumun tüm katmanlarına yayılamamıştır. Sonuçta, küreselleşme dalgalarının postmodernist kültür öğeleriyle milli benlikleri aşındırıp etnik ve dini renkleri ön plana taşıyan etkilerine teslim olunmuştur. “ Mehmet Emin Kunt okuyucu karşısına çıkan yeni kitabında, Türkiye’nin bugünü üzerinden geleceğini tartışıyor. Lambda/ Aristoteles/ Çeviren: Kaan H. Ökten, Gurur Sev/ Notos Kitap/ 254 s. Aristoteles’in Metafizik başlıklı derlemesinin 12. risalesi olan “Lambda”, felsefe tarihinin en çok tartışılmış ve etkisi felsefe tarihini aşmış metinlerinden biri. “Lambda”, özellikle töz, ilke, imkân, akıl, devinmeyen devindirici ve Tanrı gibi temel kavramları tartışmaya açması bakımından önemli olarak görülüyor. Ayrıca, Hıristiyan ve İslam felsefesindeki tartışmaların arka planını oluşturması itibarıyla da dönemini aşan bir niteliğe sahip. Eski Yunanca aslından ilk kez Türkçeye kazandırılan metin, dünyada bu kitap için yine ilk kez uygulanan bir yöntemle interlineer olarak aktarılmış, bire bir çevrilmiş ve bu nitelikleriyle Aristoteles’in hem söyleyiş biçimine hem de ruhuna en sadık çeviri olmaya aday gösteriliyor. Salgın/ Wayne Simmons/ Çeviren: Zuhâl İnal/ Altın Bilek Yayınları/ 364 s. Belfast’ta başlayan salgın, giderek yayılmaya başlarken, gündelik yaşam da geri dönülmez bir eşikten geçerek giderek bir kâbusa dönüşür. Başlarda tek tük ama sonradan korkutucu sayıda insanın etkilenmeye başladığı virüs, kontrolden çıkmaya başladıkça, salgınla mücadele etmekte olanlar da sinirsel problemler yaşamaya ve çözüm üretecekleri yerde sorunları büyütmeye başlar. Panik, dedikodu, yanlış bilgilendirme, insanların ben egosu ve bencillikleri bu kez bütün bir insanlığın yok olmasına sebep olabilir. Ama belki de hâlâ bir şans vardır... Bildik bir kahramanı olmayan ama gerçekçiliğiyle göz dolduran “Salgın”, sürükleyici bir yok oluş macerası. İtalyan Düğünü/ Nicky Pellegrino/ Çeviren: Gamze Varım/ Doğan Kitap/ 338 s. Martinelli ailesinin evinde büyük bir telaş var çünkü küçük kızları Addolorata evlenecek. Küçük İtalya adlı restoranın sahibi İtalyan baba Beppi ile her zaman endişeli İngiliz anne Catherine ve diğer kızları Pieta da en az gelin kadar heyecanlı. Gelinlik tasarımcısı Pieta, kız kardeşi için mükemmel bir gelinlik yapmakla meşgul ama bu arada kafası soru işaretleriyle dolu: Annesi SAYFA 26 ? 28 HAZİRAN 2012 neden hep üzgün ve endişeli? Babası, komşuları DeMatteo ailesinden neden nefret ediyor? Halası Isabella’nın adının anılması neden evde huzursuzluğa yol açıyor? Pieta, gelinliğin boncuklarını işlemede kendisine yardımcı olan annesinden ailesinin sırlarını yavaş yavaş öğrenir. Okurlar da onunla birlikte... Futbol mu? Yok Daha Neler!/ Bilgehan Uçak/ İthaki Yayınları/ 248 s. Avrupa Kupası maçlarının hızını aldığı bugünlerde Bilgehan Uçak ilgi çekici bir kitapla okuyucuların karşısına çıkıyor: “Futbol mu? Yok Daha Neler!”. Uçak, kitabında Türkiye’nin as takımıyla futbola, spora ve hayata dair sportmence söyleşiler yapıyor. Konuştuğu kişilerin bazıları futbolun, sporun tam göbeğinden, bazıları da spor denince hiç akla gelmeyecek isimlerden. Bilgehan Uçak’ın kitapta söyleştiği bazı isimler şöyle: Mehmet Barlas, Murat Belge, Ahmet Çakar, Cengiz Çandar, Mehmet Demirkol, Selim İleri, Cemil İpekçi, Herkül Millas, Şafak Pavey, Ahmet Ümit, Gündüz Vassaf... Osmanlı’da Strateji ve Askerî Güç/ Gabor Agoston/ Çeviren: M. Fatih Çalışır/ Timaş Yayıınları/ 328 s. ABD’nin başkentinde bulunan ve ülkenin diplomat ve aydınlarının yetiştirilmesinde önemli payı olan Georgetown Üniversitesi’nde Osmanlı, Avrupa ve Ortadoğu tarihi dersleri veren Macar bir tarihçi Gabor Agoston bu kitabında dışarıdan bakarak Osmanlı stratejisi ve değişen askeri gücünü yazıyor ve Oryantalist ve Avrupa merkezli tezlerin çoğunu çürütmeyi kendine amaç ediniyor. Osmanlı, Habsburg ve Rus askeri gelişmeleri ve serhadları yanı sıra Osmanlı stratejisi, istihbaratı ve diplomasisi üzerine araştırmaları bulunan yazarın, arşiv belgelerine dayanarak ortaya koyduğu bu çalışma, Osmanlı Devleti’ni Avrupa bağlamında ele alması yönüyle de dikkat çekiyor. Ateş Karalamaları/ Tomas Tranströmer/ Çeviren: Cevat Çapan/ Can Yayınları/ 116 s. “Benim şiirlerim, buluşma noktalarıdır. Bu şiirlerin amacı, gündelik dilin ve yaklaşımların gerçekliğin değişik yanları arasında kuramadığı bağlantıyı bir anda kurmaktır. Bir manzaranın çarpıcı özellikleriyle önemsiz ayrıntıları arasında bağlar vardır; değişik kültürler ve insanlar da bir sanat yapıtında bir araya gelebilir; doğayla endüstri arasında da bir bağlantı kurulabilir. İlk bakışta bir çatışma gibi görünen bir olgu bir uzlaşmaya da dönüşebilir. Gündelik dil ve alışılmış yaklaşımlar dünyayla ilgili sorunların ele alınmasında, belirgin ve somut amaçlara ulaşmada gerekli olabilir.” diye dillendiriyor kendi şiir dünyası Nobelli şair Tomas Tranströmer. Şairin “Ateş Karalamaları” adı altında toplanan kitabı Cevat Çapan çevirisiyle Türkçede. Gizemli Nehir/ Cheryl Kaye Tardıf/ Çev.: Zübeyde Nur Demir/ Eftalya Kitap/ 342 s. rinde saklar ve yıkımının sırrını da. Yedi yıl önce Del Hawthone’un babası, üç arkadaşıyla birlikte Nahanni Nehri’ne bir gezi düzenlerler fakat sonuç umdukları gibi olmaz. Her biri kaybolur ve bir süre sonra öldükleri varsayılır. Kaybolan adamlardan biri, bir gün üniversitenin kampüsüne girer. Hâlâ hayattadır fakat, tanınmayacak hale gelmiştir. Del, şok geçirir. Özellikle yaşlı adamın sözlerinden sonra. Del de bir grup gönüllü ile Nahanni’ye gider ve babasını arama çalışmalarına başlar. Burada gizli bir nehir bulacaktır ve böylece korkunç sırlar da açığa çıkar. Del’in gördüğü vahşet ise insanlığın geleceğini tehdit etmektedir... Bir İstanbul Sürgünü Anastasya/ Hakan Güneş/ İlke Kitap/ 288 s. İki imparatorluğun Osmanlı’nın ve Rusya’nın çöküşünün ardından, Beyaz Ruslar İstanbul’a akın eder. Tarihi belgelerden yazarın bulup çıkardığı, İstanbul’a olumlu izlerini bırakmış Grande Düşes Gagarina, torunu güzeller güzeli Anastasya’nın romanın esas oğlanı Mustafa Ertuğrul’a gönlünü kaptırmasına engel olamayıp, üstelik kendi gençliğinin izlerini de onun üzerinden izler. Ama aşk ve vatanlarının getirdiği sorumluluklar çatışır, bu da genç âşıkları bambaşka yönlere gitmeye zorlar. Yazar okuyucu karşısına çıkan bu ikinci kitabında; tarih, aşk ve serüveni bir araya getiriyor. Romanda, Beyoğlu’nun tarihi mekânları da tekrar canlanıyor... Kozalak/ Sema Aslan/ İletişim Yayınları/ 104 s. Dolunay, Bedir, Mıstık ve L.… Sema Aslan, Dolunay’ın ışığında onların ve diğerlerinin zorlu yaşam deneyimlerinde iz sürüyor. Her biri dallarından düşmüş kozalaklar misali uzakta ve yalnızken bile yapraklarını açabilme gücünde ve her biri diğeriyle hayatta ve her biri var olabilme mücadelesinde... Bomonti’nin ara sokaklarında mutsuz bir ev, karanlık koridorlara taşınan sırlar, Paşa’dan kaçıp kendi hikâyesini anlatmaya çalışan Çiçek… Yalnız bir annenin, sevgilisini kaybeden L’nin ve devletin eli Paşa dedenin hikâyeleri iç içe geçiyor “Kozalak”ta. Göz önünde olan ama bilinmeyen hayat hikâyelerini içeriden anlatan, sevginin gücüne, aşkın sınırsızlığına dokunan, dramları anlatırken bile gülümsetmeyi başarabilen bir ilk roman Aslan’ın kaleminden okuyucu karşısında. Yeterince Otantik Değilsiniz Padişahım/ Delik Zaptçıoğlu/ İletişim Yayınları/ 382 s. Padişah Abdülaziz 1867 Paris Dünya Fuarı’na modernliğin seyrine bakmaya gittiğinde, kendisi de Şark’ın bir seyirliği olarak karşılanmıştı ama Batılı göz ona bakınca tasavvurundaki otantik imgeyi bulamadı; yeterince oryantal görünmüyordu padişah. Modernlik ve DoğuBatı karşılaşmaları, bitmez tükenmez bir mesele. Dilek Zaptçıoğlu bu kitaptaki yazılarda, Türkiye’nin modernleşme tarihinin deneyimlerini, dünyanın dört köşesinden deneyimlerle mukayese ederek deneyimleri birbirleriyle konuşturarak düşünüyor: Batı’nın farklı yüzleriyle, Sovyet tarihiyle, Orta Asya’yla, İran’la, Japonya’yla… Modernliğin büyük vaadi olan özgürlüğe ve modernlikle cebelleşmesi süregiden dindarlığa odaklanıyor bu yazılar. Örtünme meselesi, utanç duygusu, okul modeli, aile, vatan gibi konuları güncelliğin dar çemberinden çıkarıp, kanaati en katılaşmış olanları bile ilgilendirecek bir tazelikle tartışıyor. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1167 Güney Nahanni Nehri’nin tarihi; gizemli ölümlerle, kaybolma hikâyeleriyle ve başsız cesetlerle süslüdür ama aynı zamanda insanlığın kaynağını da derinlikle
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear