28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

e Lucia Puenzo’dan ‘Balık Çocuk’ di yor. p olmarür ama sevilen de de ey sü. Padiolsa Gerçek dünyadan hikâyeler Balık Çocuk, Buenos Aires doğumlu Lucia Puenzo’nun Türkçeye çevrilen ilk romanı. Roman, anlatıcısı köpek Serafim ve sahibesi Lala’nın kaçışını ve bu kaçışla birlikte ödenen bedelleri anlatıyor. ? Günseli YILMAZ ir kitabın kapağına bakıp konusuna karar vermek, sonra verdiğiniz kararı arka kapak yazısıyla doğrulamaya çalışmak eğlenceli bir oyundur aslında. Kimi zaman yanılırsınız kimi zaman hedefi tam on ikiden vurursunuz. Aynı oyunu Balık Çocuk’ta da oynadım. Kapağı balık desenleri, kenar süsleri ve renkli puantiyelerle hazırlandığından çocuk kitabı zannederek onu elime aldığımda köşesindeki “Dünya Edebiyatı / Roman” uyarısı bile dikkatimi çekmedi; o kadar emindim. Arka kapağı okuduğumda yanıldığımı anladım. Derken, sayfaları çevirip okumaya başladım. Karşıma çıkan ilk cümle algıda seçiciliğin özellikle kapak fotoğraflarında çok da doğru sonuçlar veremeyebileceğini göstermiş oldu: “Bir korkağı masum bir insanı öldürmeye iten bu güçlü dürtü nedir?” Japon yazar Ryunosuke Akutagava’nın bu sözleriyle başlıyordu Lucia Puenzo’nun kitabı. Balık Çocuk, Buenos Aires doğumlu yazar Puenzo’nun Türkçeye çevrilen ilk romanı. 2004 yılında El Nino Pez ismiyle yazdığı kitabını yine aynı adla sinemaya da uyarlamış Puenzo. Yani tek başarısı yazarlık değil; aynı zamanda 2008 yılı Goya Ödülleri’nde En İyi İspanyolca Dilinde Çevrilmiş Yabancı Film Ödülü’nün de sahibi olmuş bir yönetmen kendisi. Balık Çocuk‘a dönecek olursak... Anlatıcı bir köpek ama bu farklı bir anlatıcı. Alışılageldiği üzere sahibesiyle başından geçen sevimli maceraları hikâye eden bir köpek değil o. Serafim adlı bu küçük köpek, toplumsal eşitsizliklerin karşısında durmaya çalışan, tabuları yıkmak için elinden geleni yapan, aşkı için dünyayı hiçe sayan genç sahibesiyle yaşadığı gerçek dünyadan hikâyeler anlatıyor okurlara. Serafim, kendi tabiriyle siyah, maço ve kötü bir köpek. Sahibesi ise Buenos Aires’in zengin ve burjuva ailelerinden birinin kızı Lala. İlk gördüğü günden itibaren sadakatle bağlanıyor Serafim sahibesine. Sahibesi de bütün bir kitap boyunca ayırmıyor köpeğini yanından. Zengin ailenin genç kızı Lala ise zor arkadaş edinen yalnızlardan. Serafim’den sonraki en yakın arkadaşı ise Guayi adlı genç bir kız. Guayi, Paraguay’dan gelmiş ve henüz on sekizini doldurmamış olan evin hizmetçisi. Lala ile Guayi aynı dili konuştuklarını düşünüyorlar. Dilleri toplumca yasaklanmış bir aşka dönüşüyor kısa süre sonra. Birlikte ev ahalisinden gizli odalara kapanıp Serafim ve ay ışığının şahitliğinde birbirlerini, vücutlarını tanıyor ve Buenos Aires’ten kaçma planları yapıyorlar. Birlikte daha mutlu olacakları yer arayan ikili Paraguay’a gitme kararı verdikten sonra herkesten gizli para biriktirmeye başlıyor. Tek hayalleri var: Guayi’nin hayatında önemli bir yeri olan Balık çocuğun yaşadığı göl kenarındaki eve gitmek. Onlar bu hayalleri kurarken Lala’nın annesi Sasha bir Budist tapınağına yerleşmek üzere evi terk ediyor. Lala ve Guayi’nin önceleri kavanoza koyduğu üç beş kuruş zamanla bir kutunun içini dolduracak miktara ulaşıyor. Annesinin evi terk etmesinin ardından Lala’nın babası Bronte yalnızlığına gömülüyor. Ya da Lala öyle zannediyor diyelim… Babası, Sasha’nın gidişinin ardından, Lala’nın evde olmadığı zamanlarda Guayi’nin odasında geçirir vaktini. Başta bu ziyaretlerden haberdar olmayan Lala tesadüfen öğrendiği bu durum karşısında babasını ortadan kaldırma planları yapmaya başlıyor. Serafim, bu gerçeğin ardından Lala ile Guayi arasındaki olası nda llarını 53 ve ak yazızem casına “Şehzanyayı ne fırlaece kan geçerözlemi Siri (kuş) anlatıSonra mabet ve dan aynek cidinizi aptaihmal oman k yaklasanız, yıpratıcı çti. (...) sayıda 5960) larında kitabın ve yılan den dişması mişten n aklıyyer alı B gerilime pek değinmiyorsa da biz Lala’nın kıskançlığını seziyoruz. Ama yine de büyü bir problem olmuyor aralarında; hem artık birikmiş paraları var ve Lala için Guayi zaten kendisinin; yolculuk da yakın… Kısa bir süre sonra Lala gece vakti hain planını uyguluyor; babasını süte kattığı zehirle öldürüyor. Polis, babasının ölümünden Guayi’yi sorumlu tutuyor çünkü Guayi, cinayet gecesi bir mektup bırakıp ortadan kayboluyor. Olay sakinleştikten sonra Lala Paraguay’a gitmek üzere biletini alırken Guayi’nin çoktan Paraguay’a gitmiş olduğunu düşünüyor onunla orada buluşacaklarını. Ama evdeki hiçbir hesap çarşıya uymuyor. Sayfalar ilerledikçe öğreniyoruz ki ne Guayi Paraguay’a Lala’dan önce gitmiş ne de Lala’dan sonra... Çünkü, evden kaçtıktan bir süre sonra polis onu tutuklayıp Buenos Aires’te bir ıslahevine göndermiş. Paraguay’da Guayi’nin dedesini bulan Lala, sevdiği kadının geçmişini, onun neler yaşadığını öğreniyor. Ancak bir taraftan da vicdanıyla hesaplaşıyor. Kendi dışardayken Guayi’nin içeride olmasına daha fazla tahammül edemiyor. Sonunda aşkı uğruna kaçtığı ülkeye tekrar aşkı için geri dönüyor. Hem de bütün bedelleri ödemek üzere... Bu bedeller kitabın finalindeki sürprizler. Özetle Balık Çocuk tek amaçları aşklarını yaşamak isteyen iki genç kadının ve onlara eşlik eden Serafim’in trajik hikâyesi ekseninde aşk için ödenen bazı bedellerdeki adaletsizliği çarpıcı bir tonda vurguluyor. ? Balık Çocuk/ Lucia Puenzo/ Çeviren: Seda Ersavcı/ Doğan Kitap/ 152 s. ndan tünı çokboyae döngibi e de indeki“İnsanesat; mezpeder, n; inen bir izli yaplenler arar karşı yazarın den karşlense da gi k bal asıl bir eri iteaçacak, acak? orsa, bile.? rol/ Pe1165 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1165 14 HAZİRAN 2012 ? SAYFA 21
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear