Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
T 27 MART SALI ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER inçer Kışoğlu sitem etmiş. Günlüklerde yer vermemiştim; ama sorularını yanıtlamış ve iletmiştim kendisine. Buraya aktaralım o zaman. İlk sorusu şuydu: “Türkiyeli tanımı nasıl türetilmiştir? German / Alman; Italian / İtalyan; Russian / Rus; American Airways / Amerikan Havayolları / American Army / Amerikan Ordusu derken, AMERICAN kelimesini neden AMERİKALI şeklinde dilimize çeviriyoruz?” Türkiyeli sözcüğünü ilk kim, ne zaman kullandı bilmiyorum. Milliyet ayrımını ortadan kaldırdığı, etnik kökenle ilgili bir belirtme özelliği taşımadığı için benimsendi sanırım. “Amerikalı” için de benzer bir şey söylenebilir belki de. Amerika’da her ırktan, her türden insan var ve birbirilerine etnik yakınlıkla değil, ABD vatandaşı olma bağıyla bağlılar. Rus, Alman örnekleri gibi, İsveçli, Hollandalı, İsviçreli gibi kullanımlar da var. Sözgelimi İran halkı için eskiden Fars ve Acem denirdi; ama şimdi yalnız “İranlı” deniyor. “‘Teröristle terör örgütüyle savaş’ tanımı yanlış değil mi? ‘Ayşe İLE Ahmet sinemaya gittiler’ der gibi... Ya da ‘Camı taşla kırdı’ benzeri... Doğrusu, ‘teröriste karşı savaş’ değil mi? Yabancılar ‘fight against terorist’ derken, biz neden bir eylemi birlikte yapıyormuş gibi İLE’yi kullanıyoruz?” Bu da ikinci sorusuydu Dinçer Bey’in. “İle” sözcüğü, “araç” ve “birliktelik” anlamları yanında “karşılıklı yapma” anlamı da katıyor. Özellikle eylemin işteş özelliğinden dolayı, karşılıklı yapılması gereken “savaşmak, çatışmak, kapışmak, tartışmak” gibi eylemlerle kullanıldığında… 31 MART CUMARTESİ “Hayattan rengi alın / geri neyi kalır ki” diye bir reklam ezgisi kulağıma çarpıp duruyor. Yanlış anlıyor olmayayım diye baktım; sözler alt yazıyla da verilmiş. “Geriye ne kalır ki” demek varken, “geri neyi kalır ki” demek yanlış değil mi? “Geri bir şeyi kalmak / kalmamak” diye bir kullanım yok çünkü. “Geriye bir şey kalmamak” var. Öyle dendiğinde kastedilen anlama ulaşıldığına göre, bu söyleyiş niye yeğlenmemiş acaba? D 1 NİSAN PAZAR Baki Asiltürk’ün “Metin İnceleme ve Oluşturma” alt başlığını taşıyan Yazılı Anlatım (İkaros Yayınları) alışageldiğimiz kompozisyon kitaplarından farklı bir anlayışla yazılmış. Üniversitelerdeki Türk dili dersinde yararlı olacağı gibi, kendisini yazı konusunda yetiştirmek isteyenler tarafından da rahatlıkla kullanılabilecek bir kitap. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ı TV izleyicileri deprem sonralarındaki programlardan bilirler; ama ödünsüz bir Öz Türkçe tutkunu olduğunu çok kişi bilmez. Şu Üretken Türkçemiz adlı “konulu sözlük” (Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı) “Türkçe’nin üretme gücünün yanı sıra, söz varlığının da ne ölçüde büyük olduğunu” gösterme amacıyla yazılmış. Yazarın ürettiği binlerce sözcükten birkaç örnek: bilimtay (üniversite), ulusbay (cumhurbaşkanı), bilmen (profesör), bilgen (doçent), bilger (yardımcı doçent), öke (bilim doktoru), kaysak, turak (yer kabuğu levhası), görnük, alınlık (dükkân levhası)… 13 15 Mayıs 2010 tarihinde yapılan toplantıda sunulan tüm bildiriler, anlatılan anılar, aktarılan görüş ve izlenimler, toplantı ile aynı adı taşıyan kitapta bir araya getirilmiş: Prof. Dr. Cahit Kavcar Türkçe Eğitimi Çalıştayı. Çok önemli yazıların yer aldığı kitabı Cahit Kavcar Hoca’nın öğrencisi Prof. Dr. Sedat Sever yayıma hazırlamış. Yusuf Çotuksöken’in üniversite öğrencileri için yazdığı Uygulamalı Türk Dili ile üniversiteler ve eğitim fakülteleri için hazırladığı Uygulamalı Türkçe Yazılı ve Sözlü Anlatım kitaplarının yanı sıra Papatya Yayınları tarafından basılan bir kitabı daha var: Yapı ve İşlevlerine Göre Türkiye Türkçesi’nin Ekleri. Öğrenci ve öğretmenlerin sorularına yanıtlar içeren bu kaynak kitap, üniversitelerin ilgili bölümleri için de yardımcı ders kitabı olma özelliği taşıyor. Fizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Demir İnan’ın hazırladığı Fizik ve Fizik Mühendisliği Terimleri Kılavuzu, TMMOB Fizik Mühendisleri Odası tarafından yayımlanmış. Alanın İngilizce terimlerine bulunan Türkçe karşılıkları içeren kitap ikinci basımını yapmış. Önsözde, “Dili bir yandan besleyip bir yandan yabancı sözcüklerden arıtma işlemi yılları gerektiriyor. Zaman süreci içinde üzerinde sürekli uğraşıldığında dil zenginleşiyor, gelişiyor.” diyen İnan’a katılmamak elde mi? Prof. Dr. Sedat Sever, Öğr. Gör. Zekeriya Kaya, Yrd. Doç. Dr. Canan Aslan tarafından hazırlanan Etkinliklerle Türkçe Öğretimi de (Tudem Yayınları) ikinci basımını yapmış. Kitap, çocuklara Türkçe öğrenmenin zevki yanında, yazma isteği ve okuma hevesi vererek dil bilinci kazandıracak biçimde hazırlanmış. Prof. Dr. Yücel Tangün’ün hazırladığı Türk Hematoloji Derneği tarafından basılan kitapçık, Kanbilimciler İçin Daha Çok Türkçe Daha Güzel Türkçe adını taşıyor. Tangün belli başlı Türkçe sorunlarına ve çözüm yollarına değiniyor. Türkçesi olan terimleri bir sözlükçe ile sık kullanılan yabancı terimlere Türkçe karşılıkları da abece düzeniyle verirken doğru ve güzel olmayan örnekleri de sıralıyor. Dr. Mesut Ersönmez, 1965’ten beri sürdürdüğü çalışmayı Demirci Belediyesinin katkısıyla kitaplaştırmış: Demirci’de Sözcükler. Demirci ağzı sözlüğü, sözcüklerin geçirdiği değişim, nasıl söylendikleri verilmiş. Takma adlar, aile adları, yer adları sıralanmış, kitapçığın sonuna da eski yıllara ilişkin fotoğraflar konmuş. 3 NİSAN SALI Aziz Özkan sormuştu; bir türlü yanıt veremedim; geçenlerde yeniden anımsattı. “Birtakım yazarlar ‘ulusal devlet’ yerine ‘ulus devlet’ demeyi tercih ediyorlar. Halbuki ulus demek, millet demektir ve ulusalın yerini tutmaz. ‘Millet devlet’ kullanımı kulağa hoş gelmediğine ve Türkçeye uygun olmadığına göre ulusal devlet denmelidir. Ben böyle düşünüyorum. Küresel devlet yerine küre devlet nasıl diyemezsek ulusal devlet yerine de ulus devlet demememiz gerekir. Bilmem siz ne dersiniz?” Aynı anlamda sözcükler kullanım içinde zamanla farklılaşıyor. “Milliyetçilik” ile (bence yanlış türetilmiş) “ulusalcılık”ın aynı anlama geldiğini söyleyemediğimiz gibi, “ulus devlet” de “ulusal devlet”ten farklı bir anlama geliyor bence. Diyorum; ama farkın ne olduğunu da tam açıklayamıyorum. Belki bir açıklayan çıkar diye de yazıyorum. 4 NİSAN ÇARŞAMBA Mevsimin ilk çileğinin çıktığı haberini Ali Kırca “Çileğin müdavimlerine müjde!” diye mi vermiş? Üstelik “müdavim” sözcüğü haber içinde yinelenip durmuş. “Ben en çok çileğin müdavimlerine acıdım.” diyen Kâzım Karabaş, “müdavimlerin” nereye devam edeceklerini merak etmiş. “Madem haberi böyle verdiniz, bari nereye gideceklerini de söyleyeydiniz. Ortada şaşkın şaşkın dolanacaklar, ona yanarım.” diyor. ? feyzahep@gmail.com feyza@feyzahepcilingirler.com www.feyzahepcilingirler.com BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri, yukarıdan aşağıya doğru İzzet Yasar’in, Ölü Kitap adlı şiir kitabındaki bir şiirin adını ve yayınevinin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse aynı şiirden dizeler ortaya çıkacaktır. Dikkat: “O/46” harfi ipucu olarak yerine konmuştur. 1 J 2 C 3 A 4 M 5 F 6 F 7 H 8 M 9 K 10 H Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU mumcuogluilker@gmail.com 11 A 12 M 13 D 14 B 15 I 16 C 17 E 18 N 19 K 20 B 21 A J. Dörtte bir. 22 C 23 N 24 D 25 J 26 E 27 E 28 H 29 E 30 K 31 A 32 E 25 48 1 58 K. “Elalem huzurunda fütur etmeden, akıllarına estiği zaman gelir, … … atarlar.” (S. F. Abasıyanık). 33 C 34 D 35 I 36 I 37 E 38 F 39 D 40 C 41 C 42 E 43 G 44 C 45 C 46 O 47 F 48 J 49 K 50 C 51 M 52 C 53 N 19 49 30 J 59 G 60 A 61 E 62 K 63 L 62 9 68 54 B 55 H 56 B 57 D 58 L. “Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ …” (Attilâ İlhan). 64 C 65 E 66 A 67 E 68 K 69 E 70 G 71 C 72 L 73 F 74 D 63 81 72 78 79 75 C 76 N 77 M 78 L 79 L 80 L 81 L 82 G 83 N 84 A Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “En Güzel Şey …” (Leslie Charteris’in bir romanı). J. “Nimet …” (Menderes’i İpe Götürenler, Bitmeyen Kavga: İsmet İnönü, Tek At Tek Mızrak – Anılar adlı kitapları da olan yazar). D. “Gül hasretinle yollara dutsun kulağını / … gibi kıyamete dek çeksün intizar” (Baki). G. “Zalim …” (Ergin Ergönültaş’ın yarattığı çizgi roman tipi). 51 12 8 4 77 K. Mustafa Kemal Atatürk’ün yapıtı. 21 66 60 31 84 11 3 B. Markanın akla gelmesini sağlayan sembol. 74 24 39 34 13 57 E. “… … … Saat” (Peride Celal’in bir romanı). 82 70 59 80 43 H. Kuman Türkleri ile Rus Knezlikleri’nin 11031185 yılları arasındaki savaşlarını anlatan destan. 18 83 23 76 53 1155. sayının çözümü: A. NÖROLOG, B. ERGİN İNAN, C. ŞAKADAN, D. ESSAYS, E. MOLLOY, F. AKARAP, G. TEYEL, H. AĞRI DAĞI, I. YÜKSELİŞ VE DÜŞÜŞ. Metin: “Gözlerin yaşla dolsa/ Ağzında gülüş olsa/ Ne değeri var/ Paylaşım yoksa yürekten/ Eşin yoksa.” 14 56 20 54 C. Alexandre Dumas Pere’in tanınmış bir romanı. 67 69 27 17 29 42 26 37 61 65 32 6 10 28 55 I. Sahip. F. “… Mahfuz” (Mısırlı yazar). 67 69 27 17 29 42 26 37 61 65 32 5 73 47 38 6 35 36 15 12 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1156 NİSAN 2012 ? SAYFA 59