Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
? Yusuf ÇOTUKSÖKEN emen bütün dillerde yabancı sözcük ve eklerin bulunduğu, bu sözcüklerin genellikle o dilin sesletim (söyleyiş) özelliklerine uyarlandığı, özellikle eklerle söz üretiminin yaygın olduğu dillerdeyse, bu sözcüklerden “melez” (karma) yeni sözcüklerin de üretildiği bilinmektedir. Yabancı dillerden sözcük aktarmanın dilin sözvarlığını geliştirme yollarından biri olduğu da kabul gören görüşlerdendir. Ancak akıllara hemen şu soru geliyor: Bir dilde yabancı sözcük oranı ne kadar olmalıdır? Bu konuda görüşler çok farklı değil. Yabancı sözcüklerin oranı o dilin sözvarlığında yüzde 25’i aşmadığı sürece çok ciddi bir sorun yoktur. Tersine yabancı sözcükler, o dilin sözvarlığının gelişimine de bir ölçüde katkıda bulunmaktadır. Yabancı dillerden olduğu gibi giren sözcükler yeni kavramlarla tanıştırmakta, aydınların ve dilcilerin duyarlı ve savunmacı tepkileri sonucu yabancı sözcüklerin o dilin yerli söz üretme yollarını harekete geçirerek karşılığının bulunmasını sağlamakta, bu olamazsa sözcük çevirisi yoluyla yabancı sözcük yerlileştirilmeye çalışılmaktadır. Hiçbiri olmazsa, yabancı sözcük olduğu gibi o dilin sözvarlığına girmektedir. TÜRKÇEDEKİ YABANCI SÖZCÜKLER Anadil Türkçe tarihi boyunca yabancı dillerden gelen sözcüklere karşı duyarlı tepki göstermiştir. Özellikle eski Uygurlar döneminde çevirilerin etkisiyle dile ödünçlenen yabancı sözcüklerin oranı yüzde 20’yi geçmiş, Osmanlılar döneminde yazı ve resmi yazışma dili olan Osmanlıcada yabancı sözcük oranı yüzde 70’leri bulmuş ve hatta kimi edebiyatçıların dilinde aşmıştır. (Osmanlılar döneminde yapılan Kuran çevirilerinde kimi din terimlerinin Türkçeleştirildiği dikkati çeker: alkış=selam, dua, kidinki SAYFA 34 ? 12 NİSAN H KALIPSÖZLER SÖZLÜĞÜ Edebiyat araştırmacısı ve eleştirmeni olan Kemal Bek (Yahya Kemal, 20012005; Eski Türk Yazını, 20012004; Şiirden Eleştiriye, 20032004; Anlatıdan Eleştiriye, 2005 vd) yıllarca okuduğu yayınlarda (roman, öykü, inceleme, gazete ve dergi yazıları vb), izlediği televizyon ve radyo programlarında kulağına çalınan yabancı sözleri not almış, bunlar büyük bir birikime ulaşınca da kitap yapma gereği duymuş. Bu arada sıkı bir kaynak taraması da yapmış; kaynakçada adları geçen 100’e yakın kaynaktan da birtakım sözleri ve kalıpsözleri derlemiş. Günlük dilde kullanılanlar dışında, değişik bilim, kültür ve sanat alanlarında geçen sözleri de içermekte sözlük. Yazar, kitabın başlığında geçen kalıpsöz için kendine özgü bir tanım geliştirmiş. Şöyle diyor: “… anadilimizde bu2012 lunmadığı için sonradan kalıp olarak ezberleyip öğrendiğimiz yabancı sözler ve sözcükler, kısaca ‘yabancı kalıpsözler’…” (s. 6) Hemen bütün sözler ve sözcükler özel yazma biçimleri (yazım) ve kullanım bağlamlarında kazandığı anlamları (sözlüklerde) ile kalıplaşmıştır. Bu genel bir durumdur. Kalıpsöz ise kalıp kullanım (en az iki sözcükten oluşur; söz öbeği ve tümce yapısı gösterir) adını verdiğimiz üstbirimin altterimlerindendir. Kalıp kullanımlar da “deyimler, atasözleri, hayırdualar, beddualar, telmihler, deyimdışı kalıpsözler vb’yi” içerir. Bu bölümlemede (kalıp) sözcükler kalıp kullanımlar dışında kalır. Bu nedenle bence kitabın adı “Ansiklopedik Yabancı Sözler Sözlüğü” olarak belirlenseydi daha iyi olurdu. Bu sözlüğün alanındaki diğer sözlüklerden farkı var mı? Evet, var: Bu alanda daha önce yayımlanmış sözlüklerde özellikle bulunmayan sözleri içermesi ve gerektiğinde açıklatıcı bilgiler vermesi. (Bu sözler “sözcük, deyim, atasözü, özdeyiş, özel ad, kısaltma, deyimdışı kalıpsöz vb yapısında karşımıza çıkıyor.) Gerçi yer yer başka sözlüklerde bulunan sözcüklerle de (abracadabra, bağdâdî, cardan, etfâl, hat, libido, organza, vd) karşılaşıyoruz. Sözcüklerin düzeni konusunda K.Bek, okurlarına şu açıklamayı yapıyor: “Kitabımızda madde başları abece sırasıyla dizilmiştir; bu söz ve sözcüklerin yalnızca Türkçedeki anlamları verilmekle yetinilmemiş, çoğuna ayraç içinde birkaç cümleyle ansiklopedik bilgi eklenmiştir. Madde başları alındıkları dillerdeki yazımlarıyla siyah yazılmış, konuşma dilimizde kullanılanlar, kullanıldıkları yazımla beyaz olarak verilmiş ve özgün yazımlarına gönderme bk. kısaltmasıyla yapılmıştır. Özgün yazımıyla verilen sözcükler kullanılmak zorunda kalınırsa, yazımları değil, sesletimleri Kemal Bek Edebiyat araştırmacısı ve eleştirmeni olan Kemal Bek (Yahya Kemal, 20012005; Eski Türk Yazını, 20012004; Şiirden Eleştiriye, 20032004; Anlatıdan Eleştiriye, 2005 vd) yıllarca okuduğu yayınlarda (roman, öykü, inceleme, gazete ve dergi yazıları vb), izlediği televizyon ve radyo programlarında kulağına çalınan yabancı sözleri not almış, bunlar büyük bir birikime ulaşınca da Ansiklopedik Yabancı Kalıpsözler Sözlüğü adıyla kitap yapma gereği duymuş. Bu arada sıkı bir kaynak taraması da yapmış; kaynakçada adları geçen 100’e yakın kaynaktan da birtakım sözleri ve kalıpsözleri derlemiş. Günlük dilde kullanılanlar dışında, değişik bilim, kültür ve sanat alanlarında geçen sözleri de içermekte sözlük. Kemal Bek’ten Türkçeye katkı Ansiklopedik Yabancı Kalıpsözler Sözlüğü kün=ahret, küdezgen=hafız, okıgu=Kuranı Kerim, ulug kün=kıyamet, yalavaç= peygamber, yaruk yol=şeriat, yazuk=günah, yükünç=namaz, yükünmek=secde etmek, vd. (İnternette, Emek Üşenmez’in yazısından) Türk dünyasında Kâşgarlı Mahmut’tan (Divanü LugatitTürk, Araplara Türkçe öğretmek amacıyla hazırlanan ansiklopedik bir sözlük, 1071) bu yana ikidilli (yabancı dilTürkçe, Türkçeyabancı dil) sözlüklerin yanı sıra Türkçeye giren yabancı sözcükler için de tanım, açıklama, kökenbilim, Türkçedeki olası karşılıkları vb konularda bilgiler içeren birtakım sözlükler hazırlanmıştır. Özellikle Atatürk’ün önderliğinde başlayan Yazı ve Dil Devrimlerinden sonra yabancı sözcükleri Türkçeleştirme çalışmaları hızlandırılmış, bir yandan eski metinlerden kimi ölü sözcüklerin diriltilmesine, öte yandan Anadolu ağızlarından kimi yadırganmadan kullanılabilecek sözcükler seçilip ortak dile katılmıştır. Bu yolla son yüzyılda Türkçeye 50 bin dolayında sözcüğün katıldığı sanılmaktadır. Terim türetme çalışmalarıyla da bu sayının 100 bini bulduğu varsayılmaktadır. Son seksen yılda, yabancı sözcüklere bulunan karşılıkları geldikleri dillerdeki yazım ve anlamlarıyla içeren sözlükler arasında, Osmanlıcadan Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu (1935), Türkçeden Osmanlıcaya Karşılıklar Kılavuzu (1935), Mustafa Nihat Özön (TürkçeYabancı Kelimeler Sözlüğü, 1962), Doğan Aksan, Tartışılan Sözcükler ve Özleştirme Sorunu (1976), Özleştirme Kılavuzu (1978), Yabancı Kelimelere Karşılıklar, (TDK, 1998), Ali Püsküllüoğlu (Türkçedeki Yabancı Sözcükler Sözlüğü, 2001), Mahir Ünlü (Yabancı Karşılıklı Türkçe Sözlük, 2004), vd. anılabilir. Bunlara geçen yıl bir yenisi daha eklendi: Kemal Bek, Ansiklopedik Yabancı Kalıpsözler Sözlüğü (Özgür Yayınları, İstanbul, 2010, 274 sayfa). esas olarak alınmalıdır. Bir sözcük aranırken önce Türkçe söylenişine bakılmalı, sonra gönderme yardımıyla sözcüğün özgün yazılışına gidilmelidir. Örneğin, “kuruş” sözcüğü için önce “kuruş” açılır, sonra “groschen”e gidilip sözcüğün kökenine, anlamına ya da anlamlarına bakılır” (s. 8). Okur gözüyle incelediğimizde bu sözlüğün alanında önemli bir boşluğu doldurduğunu söyleyebiliriz. Sözlükte geçen sözlerin bir kısmıyla biz de değişik yazılı, sözlü ve görsel kaynaklarda karşılaşabiliriz, karşılaşmışızdır da… İşte bu durumlarda bu sözlük yardımımıza koşacaktır. Sözün özgün yazımı, sesletimi, tanımı/ tanımları yanında Türkçe karşılıkları da verilemekte. Kimi maddelerde verilen ansiklopedik bilgiler de okurlar için gerçekten de çok yararlı. Genel okur bu tür ansiklopedik bilgilere pek kolaylıkla erişemez… Sözgelimi, aqua vitae (yaşam suyu, bengisu), ecco homo (işte insanRoma valisi Pontius Platus’un dövülmüş, eli kolu bağlanmış ve başına dikenli taç takılmış İsa’yı işaret ederek söylediği söz), Grec/Greque (1. Yunan (Yunanlar Grek sözcüğü Latincede ‘dolandırıcı’ anlamına geldiği için bu adı deği, Hellas [Ellas] adını kullahakiki şeriat mayosu nırlar.) , haşema (“h sözcüklerinin ilk hecelerinin birleşmesinden), sionisme (fr., Kudüs’ün eski adı olan Sion’dan [Zion]) Siyonizm … Daha çok ilginç bilgilerle karşılaşacaksınız… Bu sözlükte ortalama 4000 dolayında söz yer almakta. Bunlar da 30 kadar yabancı dilden aktarılmış. Bu sözlerin çok önemli bir bölümünün Türkçede sıklıkla kullanılmadığını biraz da sevinerek söylemeliyiz. Tabii bu arada şu özlemimizi de söylemeliyiz: Bu yabancı sözlerin Türkçe karşılıklarını bulmalıyız. Ayrıca, gerekmedikçe bu tür yabancı sözleri konuşma ve yazılarımızda yer vermemeliyiz. Dil (Türkçe) sevgisi, dil bilinci ve duyarlığı da bunu gerektiriyor zaten. KÜÇÜK ELEŞTİREL NOTLAR Genel yapısıyla başarılı ve önemli bulduğumuz bu çalışma üzerine yazarının özendirmesiyle (“Böyle bir kitabın “yanlışsız veya da “eksiksiz hazırlanması kesinlikle söz konusu değildir. Okurlar ve yazarlar, buldukları yanlışları, eksikleri, fazlalıkları yayınevi adresine bildirirlerse, yeni basımlarında sözlüğün daha da yetkinleşmesine katkıda bulunmuş olurlar.” s. 9) kitabı okuyup incelerken aldığımız notları kısaca belirtmek istiyoruz. Kısaltmalar (s.10) yeniden gözden geçirilmeli. Genel kabul gören kısaltma kurallarına uyulabilir. Sözgelimi Arapça için (a.) değil, (Ar.) kısaltması yeğlenmeli; (a.) bu tür çalışmalarda ad’ın kısaltması olarak geçer.) İngilizcenin (İng.) kısaltması listede yok; unutulmuş herhalde, eklenmeli. Dil ad ? ? lar ver Fr., bu Kimi eklenm us, arie özdeyiş meli (m Sonr sel kate be.”bel işlevsel Kimi kullanı bu dur lirtilme s.15), a nımlar, s.63) da (“bü konula notu, k le başla Dizg bilir öl nuda u önerilir men rılardan (dile) ( “genç” Sağlam biçimin girmişt rulayam landı a cüğü sö vücutta lir. (İn aşağı yu rı” adı mi? Kim konulm neğin, raç” sö (s.84) T yor.* d lik” ola (s. 94) karşılık “işbilim * exoti terimi ö (s. 101) miştir… da “tat görülüy bilim” budsm si/hake rilmişti ğuculu almalıy 257) iç san” ol tapların Kimi rülüyor sayar y tanımı metlisi. AVM’l hiplerin de vale gerekm Şu ör miydi? knowh Kuranı mek), m ner, viz Yuna lı” dem yor. Tü Yunan Bu yap timlem CUMHURİYET KİTAP SAYI 1156 CUMH