24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

ğyrıca ‘Çeviri dünyayı tanımak için önemli bir imkân’ laynda e oğminerbir İki çeviri kitap Çevirilerini Füsun Günersel’in üstlendiği iki tiyatro kitabı; David Greig’in Sarı Ay‘ı ve Hırvat Oyunları okuyucularla buluştu. Kitapların çevirmeni Füsun Günersel’le söyleşi gerçekleştirdik. ? Funda ÖZŞENER erhaba Füsun Hanım. Sizinle yolumuz iki farklı oyun vasıtasıyla kesişti. İkisi de editörlüğünü üstlendiğim bu oyunlardan ilki Hırvat Oyunları diğeri ise David Greig’e ait, dilimize Sarı Ay olarak tercüme ettiğiniz Yellow Moon. Dilerseniz önce Hırvat Oyunları ile başlayalım. Çünkü sanırım o kitap, dünyanın farklı ülkelerine yaptığınız ziyaretlerin, sanatsal sonucu olarak bu türdeki diğer çalışmalarınızı da bizimle paylaşabileceğiniz bir giriş kapısı olabilir. 2008’de Zagreb’de düzenlenen tiyatro festivaline katıldım. “Theatre Showcase” Hırvat oyunlarının özellikle de Hırvat yazarların uluslararası tanıtımı için her yıl kasımda düzenlenmektedir. Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle. Çeşitli ülkelerden çevirmen, dramaturg ve festival organizatörleri davet ediliyor. Bu tip bir festival İsrail’de de var. Türkiye’de kendi yazarlarımızı tanıtmak amacıyla bir tiyatro festivali yok, ne yazık ki. Zagreb’de beş gün boyunca günde 23 oyun izledim. Festival direktörü Zeljka Turcinovic’ten İngilizceye çevrilmiş Hırvat oyunları önermesini rica ettim. Verdiği oyunlardan ilgimi çekenlerin tanıtımını hazırladım; ONK Ajans kanalı ile tiyatro çevresine sunuldu. Bunlardan Lada Kastelan ile Tena Stivicic’ten birer oyunu Şükran Yücel dilimize kazandırdı. Ben Mate Matisic’in bir oyununu “Bedensiz Kadın” adı ile Türkçeye çevirdim. Bu oyun 20102011 sezonunda İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda Kazım Akşar’ın rejisi ile sahnelendi. Reha Özcan 20102011 Afife Jale Tiyatro Ödülleri ile Sadri Alışık Tiyatro Ödüllerinde “En İyi Erkek Oyuncu” seçildi. Daha sonra MitosBoyut Yayınları tarafından Şükran Yücel’in “Uykudan Önce” adlı çevirisi ile birlikte “Hırvat Oyunları” kitabında yayımlandı. MitosBoyut daha önce Pirandello’dan yaptığım “Size Öyle Geliyorsa Öyledir” adlı çevirimi de yayımlamıştı. Sanırım Zagreb yolculuğu çalışma biçiminizle ilgili genel çerçeveyi de çiziyor. Yani oyunları yerinde izliyor ve hangi metinleri tercüme edeceğinize karar veriyorsunuz. Söz konusu edebiyatın başka bir türü değil de tiyatro olunca avantajları oluyor mu bu yöntemin? Örneğin son dönemde Çağdaş Japon Tiyatrosu üzerinde de durduğunuzu biliyoruz. 2010 Eylül’ünde Tokyo’ya gittiğimde Japonların kısa süre önce ölen efsanevi yazarı Hisaşi İnoue’nin bir oyununu izledim. Etkilenip Japon Oyun Yazarları Derneği ile bağlantı kurdum. Genel sekreter bana 10 ciltlik bir takım hediye etti. 1950’den günümüze seçilmiş Japon oyunlarının İngilizce çevirileri. İlginç bulduklarımın tanıtımlarını hazırlıyorum. Birini çevirmeye başladım. Tercüme yapmak bizim modernleşme sürecimizde daima ciddi bir uğraş ve hatta zorunluluk olmuştur. Aslında tıpkı tiyatro metinleri gibi pek çok türün yazın hayatımıza dahil olmasında da bu gayretin sonuçları vardır. Dolayısıyla hem tanımak hem de dönüşmek için biz bir araç olarak tercümeleri kullandık. Peki, bugün için de aynı saptamaları yapabilir miyiz? Yani tercüme eski işlevini devam ettirmekte mi? Yoksa bambaşka bir şey mi artık? Çeviri, günümüzde, modernleşme sürecinin ötesinde, dünyayı daha iyi anlamak, tanımak için önemli bir imkân. Uluslararası anlayışın gelişmesi ve dünya barışı için değerli bir alan. Ben de çeşitli ülkelerin oyunlarını Türkçeye çevirerek ya da tanıtımlarını yaparak kendimce katkıda bulunmaya çalışıyorum. 23 oyun çevirdim, İngilizce yazılmış ya da başka dillerden İngilizceye çevrilmiş 303 oyun okuyarak tanıtımını hazırladım. Üç yüz küsur oyun çok büyük bir rakam? Neredeyse bir ülkenin sanat hayatına renk verebilecek kadar... Sizce bu tarz bir etki oluştu mu? Hazırladığım tanıtımlar çok değerli bazı yönetmen, çevirmen, dramaturg ve oyuncular tarafından okunuyor. Bu tanıtımlardan hareketle bazı oyunlar çevriliyor ve sahneleniyor. Tahmin edeceğiniz gibi bu durum beni çok mutlu ediyor. Zaten amacım bu. Küçük de olsa bir katkı. Tüm bu metinler içinde “Sarı Ay” sanırım sizin için özel bir öneme sahip? Metni okumuş biri olarak sormak istiyorum; aşka dair modern bir kent efsanesi diyebilir miyiz bu oyuna? Ya da önce yazardan başlayalım. Kimdir David Greig? İskoç yazar ve yönetmen David Greig 1969 Edinburgh doğumlu. Nijerya’da yetişmiş. Haklısınız, “Sarı Ay” için modern bir kent efsanesi diyebiliriz. Nitekim bazı eleştirmenlere göre günümüzde geçen bir çeşit RomeoJuliet hikâyesi. Müslüman, göçmen bir ailenin kızı Leila ile serseri ruhlu bir genç olan Lee arasındaki ilginç aşk. Oyunun balatlarını eşim Tarık Günersel çevirdi. Bu da benim için çok hoş oldu. İlk defa ikimiz bir oyun çevirisi üzerinde birlikte çalıştık ve kitap kapağında adlarımız birlikte yer aldı. ? Sarı Ay/ David Greig/ Çeviren: Füsun Günersel/ MitosBoyut Yayınları/ 72 s. Hırvat Oyunları/ David Greig/ Çevirenler: Füsun Günersel Şükran Yücel/ MitosBoyut Yayınları/ 112 s. 8 MART 2012 ? SAYFA 25 günladoznsaer ım güık, ırı, li sane söz Kitazak, e neöy , r ut izsöz azadıoğrin M ni rır. ri içinerini, bunun aliyetiamarı, rı, yaltiği ayat Allahın imge onra, iyor ( çekily’la bir utulurbena sürükarakEmin en heancı, lığın le sürbir endincinrdeki, hayatıyanın kurgukle, n kuraştırir kalıcı ap/ 1151 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1151
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear