28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

ini gersı işinbir mek rı da e yaşat olaçıp Tek umak kletaşralı mayacaendininarak başarı , kendi kla ar274). limin or. Ayolmak ynı mtlere örmek n ayoluyor. olan induyarmrindiğinin Parair. Kan, ünigecelegürlüir anan Juamasıygıçta me isu, imkâ. Oysa yer adılar ? kuzey kutbu bu dedirtecek cinsten. Eşinin izniyle Jude’la nikâhsız bir çatı altında yaşamaya başladıklarında Sue, bazı gerçeklerin farkında oluyor. Jude, Sue’dan, entelektüel bilgi birikimiyle ruhunu doyurduğu gibi bedenini de Arabella gibi tatmin etmesini bekliyor. Onun kendisini tam bir erkek gibi hissetmesi iki kadının birleştirip tek kadına dönüşmesiyle mümkündür. Daha önce okuduklarından elde ettiği bilgiyi hayata geçirmede ve anlamlandırmada zorlanan Jude’un hem gördüklerini hem okuduklarını anlamlandıracak hem de hayatına heyecan katarak ona sahip olmak istediği insan olma bilinci ve gücünü verecek Şems’idir Sue onun. üşmende adı yor. ir kalıbına da biridir. dişilikhayali arına de beyaşağu Juunmaaştıkça k erkek sözleniek açtıevleniüdüleritmek dığı apacae cinsel ni cammasına arın roni anbelirt tuğunkendisi m ve din i bir aline Jude ardımcı a o riği asla abella ? n EVLİLİK KURUMUNUN KÖLELEŞTİRİCİLİĞİ Jude, hayallerinin altında yatan asıl şeyin aşağılık kompleksi olduğunu Sue’nun sayesinde anlıyor. Bir zamanlar sahip olmak istediği bilginin ona verdiği eğitimli insan olma ayrıcalığıyla ortalıkta caka satarak dolaşıp taşralı insanlardan üstün olma duygusunun ona verdiği hazzın pastasından payını almak istiyordu. Üniversite hocaları ile kilise papazlarını içinde ışıldayan insanlar grubundan çıkaran Jude, onları ait oldukları yer olan sistemin kokuşmuş çöplüğüne attı. Birbirlerine kişilik kazandıran bu asi çiftin ilişkileri, Arabella’nın varlığıyla boyut değiştiriyor. Jude’u eski eşine kaptırmak istemeyen Sue, Jude ile birlikte oluyor. Cinsel birliktelik Jude’un düşündüklerinin aksine ilişkilerini doruğa çıkarmıyor. Jude’un asıl doyumu Sue ile kurduğu ruhsal duygusal ve düşünsel yakınlıktır. Yazarın dehasının inceliklerine vakıf olan okuyucu her an beklenmedik gelişmelerin eserin olay örgüsüne kattığı aksiyona da hazırlıyor kendisini. Yıllar sonra Arabella babasının büyüttüğü Jude ile evliliklerinde olan oğlunun bakımını Jude’un üstlenmesini istiyor. Tam bu noktada Sue da Arabella gibi anne olmak istiyor. Evlilik kurumunun köleleri olmadan dünyaya üç çocuk getirmeyi göze alan ve bu yüzden yaşadıkları köyde dışlanan ve horlanan çift, soluğu Christminster’da alıyor. Şehirde de dışlanıyorlar. Buldukları pansiyonda sadece Sue’ya ve çocuklara yer vardır. Jude kendisine başka bir pansiyonda kalacak yer bulmak için kentin sokaklarına geri dönüyor. Yaşadığı olayları algılama kabiliyeti yüzünden “Zaman Baba” diye hitap ettikleri Arabella’nın oğlu Sue’ya kendisi gibi istenmeyen çocukları dünyaya getirdiği için isyan ediyor. Acının ve yoksulluğun büyüttüğü bu küçük bilgeye Sue’nun söylediği şu sözler tüyler ürperticidir: “Bana kalırsa istenmeyen çocuklar doğdukları zaman, ruhları bedenlerine girmeden hemen öldürülmeli, öyle büyüyüp sokaklarda yürümesine izin verilmemeli” (s. 346). Çocuk “Zaman Baba” kendisi gibi istenmeyen iki kardeşini astıktan sonra arkasında “Fazla geldiğimiz için yaptım” notunu bırakıp kendisini de asıyor. Sue’nun, bu facia karşısında içine düştüğü umarsızlık yetmiyormuş gibi karnındaki çocuğu da ölü olarak doğuyor. Bu bir cezadır. Tanrı’nın kendi buyruğu ile toplumun buyruğuna uymayanları cezalandırma biçimidir. Sue: “Sevinci bir erdem haline getirdik, diyorduk. Ben ‘Doğa’nın amacı, Doğa’nın kuralı, varoluş nedeni, bize verdiği birkaç içgüdüden ötürü sevinçli olmamızı buyuruyor’ demiştim. Uygarlığın, kökünü kazımak istediği içgüdüler. Ne korkunç şeyler söylemişim! İşte şimdi, Kader, Doğa’nın sözüne kanacak kadar budala olduğumuz için bizi böyle arkamızdan vurdu! (s.352) Yazarın acı mizahı tam da burada devreye giriyor çünkü yasal birliktelikten dünyaya gelen Zaman Baba yasadışı dünyaya gelen iki kardeşinin hayatına son veriyor. “Yeryüzüne, meleklere ve insanoğluna rezil olan Sue, evliliği toplumsal bir itibar olarak algılayan, genç ve güzel eşiyle cinsellik yaşamak isteyen, tıpkı bir alet gibi yeni bir şey düşünüp, yeni bir düşünce yaratmayan boşandığı ilk eşi Phillotson’la yeniden evlenerek kendisini cezalandırıyor. Tam bir öğretmen zihniyetinde olan Phillotson, olayların gerçekçiliğini tam olarak algılayan ve kendisine karşı da oldukça dürüst bir kişilik. Onun olağanüstülüğü erkekliğinde değil, kişiliğin en üstün meziyeti olan yapay duygusallıktan uzak yalın ve gerçekçi yanındadır. Sue’nun bu acımasız cezasının görülmeyen bir başka yönü de Jude ile bir daha sevişmek istememesidir. Jude, cinsel birlikteliklerinde onun da kendisi gibi kendisini gibi cinsel doyuma ulaşmasını isterken kocası ondan sadece kendisini düşünüyordu. Kendisini tüketmeye fazlasıyla hazır olan Sue’nun kendinse vereceği en ağır ceza boyun eğmediği evlilik kurumu ile kilisenin giyotinine bilerek ve isteyerek boynunu uzatmak olacaktı. Yarım hayat yarım yenilgi yarım duygular ona göre değildi. Boyun eğişinin heybeti de başkaldırışının heybetini aratmamalıydı. Bu yüzden kocası evliliklerinde ayrı odalarda yatmalarını kabullenerek onunla evlenmesine rağmen, hasta olarak ziyaretine gelen Jude’u öptüğü için kendisini cezalandırmak adına aynı akşam kocasının onu yatağına alması için İncil üzerine yemin ediyordu Jude’u bir daha görmeyeceğine. Arabella cinsellik ve içki zaafından yararlanarak ruhu Sue ile birlikte giden Jude ile yeniden evlenmişti. Jude’un kendisini ziyarete gelen Mrs. Edlin’e Sue hakkında söylediği şu sözleri içimi burkuyor: “Bir zamanlar öyle bir kadındı ki benim aklım onunkinin yanında güneşin yanında gaz lambası gibi kalırdı, benim örümcek ağı gibi boş inançlarla dolu kafamı bir sözüyle aydınlatırdı. (…) Ne garip şu cinsiyet farkı! Erkeğin görüşlerini genişleten bir olay kadının görüşlerini daraltıyor. Şimdi de en son felakete sürüklendi demek… Şekilciliğe bu kadar köle olsun da kendini iğrendiği bir adama teslim etsin! Onun gibi duygulu bir kız! Rüzgâr bile ona değerken saygılı bir tavır alırdı sanki (s. 410). Philotson, Sue’yu koynuna aldığı, Arabella ise ölen Jude’den sonra kendisine yeni bir erkek bulduğu için zaferlerini kutluyor. Hardy’nin, kapitalizm ile burjuvazinın bağırsaklarındaki tüm pisliği dışarıya çıkarmasındaki yetkinliği okuyucuyu şaşırtmıyor. Sue önce kendinden sonra da Jude’den satır satır vazgeçerek sadece kendi ölümüne değil, Jude’un ölümüne de suç ortağı oluyordu. İsteği öldüğünde kendisine eziyet eden insanların dünyası haline dönüşen öbür dünyada da bir daha ölemeyeceği gerçeğini bilerek aynı başkaldırışın heybeti ile aynı yenilginin hezimetini Adsız Sansız Bir Jude ile birlikte yeniden yaşamaktır. Sue gibi gerçeklere hayalsiz ve yanılgısız ulaşılamayacağını bilen, onun gibi kendini değerleriyle var ettikten sonra, hiçliğe ve ölüme kendisini hazırlayan, en önemlisi de bu türden acımasız gerçeklerin karşısında inandıkları değerleri çok kırılgan olmayan, sonsuz ölümsüzlükte de doğrusu ve yanlışıyla kendisini Sue gibi gerçekleştirmek isteyen okuyucuların mutlaka okumalarını istiyorum Adsız Sansız Bir Jude eserini. ? Adsız Sansız Bir Jude/ Thomas Hardy/ Çeviren: Taciser Ulaş Belge/ İletişim Yayınları/ 434 s. 8 MART 2012 ? SAYFA 19 1151 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1151
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear