24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Asuman Susam’dan yeni dizeler ‘Şiir, dayatılana itirazdır’ Asuman Susam, ilk şiiri 1989’da yayımlandığından bu yana, şiirle, yaşamını, duygularını, düşüncelerini örtüştürerek sürdürüyor eylemliliğini. Susam, şimdi de geliştirip kurduğu şiiri iyice somutlaştıran Dil Mağarası’nı yayımladı. Hep, şiiryoğun bir yaşantı içerisinde olan Susam’la yeni kitabını ve şiiri konuştuk. ? Duygu KANKAYTSIN iire adanmış yaşamlar önemli. Bu nedenle de düşündürücü sanırım. Çağın dayattığı bu yaşama telaşı içerisinde bir insanın, bir kadın öznenin şiiryoğun bir ömür sürdürmesinin yaşamı anlama, algılama, yorumlama ve değiştirme yolu olarak şiiri seçmesinin, en azından sizin için, nedenleri nelerdir? Zamanla, insan ilişkileriyle, bu dünyayla, aşkla, ölümle başınızın dertte olduğu söylenebilir mi? “Bir şey”e adanmış hayatlar; şiir için bile olsa bu tür cümleler ürkütür beni. Ben bir şeyle var olmaya inanmam, var olma sürecimizi tamamlamaya çalışırken ki buna oluş hali diyorum ben, bu sürece birçok şeyin eşlik ettiğini düşünüyorum. Bendeki bu “olma hali”nin en önemli eşlikçisi şiirdi. Şiirin dışında başka bir yerde arayış içinde olmamak başlangıçta bilinçli bir seçim değildi büyük bir olasılıkla. Sezgiyle gidilen, durulan bir yerdi. Ama orda kalmak ve oradan yürümeye ısrar elbette bilinçli bir seçimdir benim için. Başımın dertte olduğunu söylediğin kavramlarla ilgili düşünsel arayışların mecrası benim için şiir oldu. Bu kavramlarla başka bir deyişle dünya hali ile kavgamın Asuman dilinden tercümesidir şiir benim için. Şiirde karar kılmamda ve bu yolu yürümemde kadın özne olmamın artısı ya da eksisinin olmadığını düşünüyorum. Elbette hayatı kavrama, yorumlama ve bir dil oluşturmakta kadın olmanın bir etkisi vardır ama bu etkide Asuman olmanın payı kadın olmanın payından daha büyüktür diye düşünüyorum. “ŞİİR, DÜNYAYI DAHA NET OKUMAMI SAĞLIYOR” Ş leri. Soru sormaya ne kadar yakın olursak ve itirazlarımız ne kadar çoğalırsa, kendi kurtuluşumuzu ötekinin kurtuluşundan daha kıymetli saymazsak o zaman kardeş olduğumuzu yeniden anımsayacak insanlar. Bunun bendeki bilgisi ve tarihsel okumasıdır o vahşiye “kardeşim insan” dedirten. İnsani değerlerin hızla yok edildiği bu çağda, elinizden tutan ya da sizin tutunduğunuz şiirin sizi koruduğu söylenebilir mi? Oysa şiir yaşamın dışına itiliyor, ne dersiniz? Pierre Bourdieu “Bugün tutunacak yerleri olmayan insanların geleceği düşünme ihtimalleri yoktur” der. Evet, bu iğretilik ve akışkanlık içinde tutunmak için bir şeylere en çok ihtiyaç duyduğumuz ama moral olarak da tutunma kabiliyetimizin en zayıf olduğu zamanlardayız. Bu anlamda şiirle mi tutunuyorum, şiire mi tutunuyorum bilmiyorum, ancak şiirin dünyayı daha net okumamı, kendime ve bir başkasına yaklaşmamı kolaylaştırdığını söyleyebilirim. Sorunun ikinci bölümüne gelince, bu genel görüşe katılmıyorum ben. Şiir tüm sanatların kaynağıdır basmakalıp sözünü her yerde söyleriz de derin anlamını çoğu zaman pek düşünmeyiz. Bu kıymetli tözün yok olması da kıymetinin yitmesi de mümkün olamaz. Ancak başkalaşması mümkündür. Bugün o başkalaşmanın neliği üzerinde bence yeteri kadar tartışılmıyor. Ayrıca şiir güncel ve gündelik yaşamın hiçbir zaman merkezinde olmamıştır. Uzak bir kıyıdır o. Yolculuğu göze alanla“İğretilik ve akışkanlık içinde tutunmak için bir şeylere en çok ihtiyaç duyduğumuz ama moral olarak da tutunma rın armağanıdır. Her kabiliyetimizin en zayıf olduğu zamanlardayız” diyor Asuman Susam.Yukarıda Duygu Kankaytsın’la söyleşirken... SAYFA 16 ? 1 MART 2012 “Kardeşim İnsan” şiirinizde “başımızın üstünde asılı duran perde/ yoksulluğumuzu örtünüyoruz karanlık gizinle/ dünyanın giderek soğuyor kalbi, soluyor gözleri/ kardeşim insan, tablodaki karanlık vahşi” diyorsunuz. Kalbi soğuyan dünyada, “tablodaki karanlık vahşi” olan insana, “kardeşim”diyorsunuz. Bu, insanları bir arada tutan, toplumları oluşturan çelişkinin önemine bir vurgu mu? Yoksa, o vahşi insanla savaşmak yerine bir geri çekiliş mi bu? Asla bir geri çekiliş değil. İnsanlığın geldiği son noktadaki trajik duruma bir vurgu bu daha çok. İlerlemenin, uygarlığın tarihine bir bakarsak insanın insana yaptığını hiçbir tür birbirine ve diğer türlere karşı yapmamıştır. Türdeş olmamıza rağmen muktedirlerin açgözlü politikaları, bir avuç mutlu azınlığın iktidar sarhoşluklarıyla yarattığı barbarlıklar ve bunlara soru sormadan rıza gösteren yığınlar… Tablodaki karanlık vahşi benim için bunlar ve bunların eylem dönem böyle olmuştur bu. Bundan sonra da kanımca böyle olacaktır; ancak hiçbir biçimde aynı kalmadan. Şiirde bozulmadan kalacak en temel şeyin ben vicdan çağrısı olduğunu düşünüyorum. Orhan Kahyaoğlu, Susunca Sen adlı kitabınızı değerlendirirken “kozmik dünyayla, reel hayatı arasında gidip gelen bir imgelemin izini sürmektedir” saptamasını yapıyor. Bu, sizin şiirinizin genel karakteristik özelliğini oluşturuyor denilebilir mi? Sanırım Orhan Kahyaoğlu’nun bu saptamasını Dil Mağarası’ndan sonra daha net söyleyebiliriz. Bu karakteristik aslında özne olarak dünyada kendimi nasıl konumlandırdığımın da ip uçlarını barındırıyor. Bozulmuş, çürümüş, kötü tüketilmiş bir dünyada yaşıyoruz. Kapitalizmin dayattığı iktidar ilişkilerine insanlar yenik düşmeseydi yeryüzü nasıl bir yer olurdu? Biz bu çağda bu zamanda neler konuşuyor olurduk? Mülkiyet ilişkileriyle sınıflandırılan ve sınırlandırılan bir dünya olmasaydı dilimiz, iletişimimiz nasıl olurdu. Bu söylem cehennemlerinde kavruluyor olur muyduk yine? Romantik ve nostaljik bir “Altın Çağ” özlemiyle kurulan cümleler değil bunlar, şiirimi de böyle kurmuyorum. Ama iktidarsız, mülksüz özgür bir dünyanın mümkünlüğünü yaratmak ve anlayabilmek için kadim olanın bilgisinden, geçmişte bırakıp unuttuklarımızın anımsanması ile gerçekleşeceğine inanıyorum. Ayrıca her şairin kendi evreni ve mitleri vardır. Dayatılana itirazdır çünkü şiir. “ANLAŞABİLSEYDİK BUNCA SAVAŞ VE KORKU OLUR MUYDU?” Gülten Akın’la başlatabileceğimiz çağdaş Türk şiirinde, 1980’den sonra, özellikle günümüzde şair kadınların belirleyici bir ağırlığı var artık. Bu, Türk şiiri adına olumlu bir durumsa da “kadından şair olmaz” anlayışındakiler, bu kadın kalkışmasını görmezden gelebiliyor. Olumsuzlamak için de şair kadınların erkek diliyle yazdıkları, kendilerine özgü bir dil kuramadıkları gibi şeyler söyleniyor daha çok. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin böyle bir sorununuz var mı? Bu sorunu yaşayanların daha çok erkekler olduğunu ya da erkek egemen dili ödünçleyen kadınların bunu önemsediğini düşünüyorum. Toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden üretilen eşitsizliklerin, çoğunluğun azınlık üzerindeki iktidar ilişkilerinden kaynaklandığı bir gerçek. Edebiyat dünyasında da yayıncılardan dergi editörlerine ve kalem sahiplerine dek çoğunluk erkeklerden ve dolayısıyla kanıksanmış, kemikleşmiş erkek söyleminden oluşuyor. Özellikle eleştirmenler soyut bir kadın dili üzerinden kendi düşünce yapılarını değiştirmeden zihinlerindeki şair kadını görmek istiyorlar. Biz o değiliz oysa. Feminizmin bu çevrelerde hâlâ erkeğe karşı kadının iktidarı olarak algılanmasında da çok acıklı bir yan var. Hâlâ zihinlerindeki kadın tasavvuruna ilişkin örnekler dışındaki yazılan çizileni görmezden gelme, doğaları nedeniyle doğal olarak gözden kaçırma zafiyetini de buna eklemek gerek. Bunun tek başına benim ya da şair kadı ? yo sorun. bundan mi ve s hi bu s lama to veriyor Sizi söylem bınız D dukça cükleri bağdaş Neden bınıza? yoksa? Ant ba. Dil bu şeyl dayattı kurum verili d mantık değil m nın en Sistem Şiir mu tiğimiz ordan b gerçek Öznele durum luyor? olumlu makta ben. İh “Afazi bir diz mıyoru rimizce nı dili k rağmen olsaydı bunca korku muydu bir Bab Dil nih le, işare bir diz belki d le sürm gürleşm hennem Dil, ma şeyle b ranın i mız ge lanların gibi bir lamlar Kul müyor duğun gibisin kavrayı Bu, iste da açığ yışa dö için giz Hem “ lamda gizemi, yor? Hay rak tan sin ban metafiz yorum giz yok rimiz v farkınd yı okum ? nın CUMHURİYET KİTAP SAYI 1150 CUMH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear