24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş Dr. iir Atlası CEVAT ÇAPAN Ahsan HİNDİ/ Şiirler/ Çeviren: Metin FINDIKÇI ‘Siyah yüzleşerek yüklenir kötülüğü, acılar ruhların aydınlığıyla doğmadan’ Ahsan Hindi, 1968 yılında Cidde’de doğdu. Suudi Arabistan’da Akademiyi okudu. İngiltere’de Doğu ve Afrika Dilleri Okulunda (SOAS) doktorasını yaptı. Cidde’de bulunan Kral Abdülaziz Üniversitesi’nde, Günümüz Arap Edebiyatı öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Kitaplarından bazıları: Yağmur Kokulu Düşler (1996) Limondaki Yağmur Lekesi (2007) Güzel Bulutlar (2010) Ayrıca Arap yarımadası ve Haliç Kadınları üzerinde kapsamlı bir araştırması bulunmaktadır. Halka Beni büyüler koruyor Kendileri gibi Kadınlığımı anlatır Kendileri gibi Beni mal mülk acıtır Kendileri gibi Kelebeklerin kanatları Kendileri gibi olmayan Renkler Kendileri gibi olmayan Şeffaflık Kendileri gibi olmayan Kelebekler Çiçeklere kanatları alışana kadar Kekiklerin açık gökyüzünde uçtular Güllerin bedenlerinden geçerek; Beni sevgiye alıştırmadı Uyuyan iki bekçi Bu kelepçemin üstüne, oysa Kelebekler sıcaklıklarını çiçeklerle donatır Soğukluğumu işlerler Onlara olan ilgim –gizliYanağımda açan Bilinen gecenin korkusu Kelebekler bu gizi saklamadan Kelebeklerin dostu Benim gibi olmadan İki çift kanatları bulunur Onlar gibi benim de olsa Ey kelebekler keşke Kadınların yarasından doğan Ve gözyaşlarından doğan Bende bir kelebek olsam Çünkü kadınları iyi tanırım Kendim gibi. Savunmaya Saldırmak Bir top çizerim ve Bir şut bile çekmeyen ayaklar Sonra düdük taşımayan hakemler çizerim Ve iki kale Filesinden ip ip kopan düşler… Hedefte Aydınlığı olmayan akıl çizerim Sonra karanlıkta lambalar çizerim Lambaların etrafında gün Git gide yükselir… İki kıyı arasında Kendimi çizerim Ve kız kardeşimi çizerim Yeryüzündeki bütün kadınları çizerim Kahraman olarak çizerim, sen Resmimizi yapmak için teklif etmeden… Resmimizi çiz Sonra sendeki özgürlüğün oyuncaklarını aç Resmimizi çiz Sonra yüzünü kapat Atılmış kalpten çık Savunmanın çizgisini al Pencerelerin Renklerini de al Biz bu oyunda kayıp Bütün kırmızıçizgiler içinde… Göründü Tanrının Melekleri 2009 katliamının cenazelerine Sonra yeryüzüne yerleşir hüzün Gecenin koynunda gecenin yıldızlarıyla akar her şey Ağlayan toprağa akar kalbin kanı Tanrının melekleri ağlar! Sonra yeryüzü düşmanlığı kuşanır, işçileri, yoldaşları ve ayrılığı Yeryüzünün göbeğine kötülük siner yerleşmeden kediler Siyah yüzleşerek yüklenir kötülüğü, acılar ruhların aydınlığıyla doğmadan Bedenlerin eti yerde süzülür Herkes ahlar içinde kendi bedenini arıyor. Ahlar yenilenir Ağızlarını kapatamadan Gözyaşları akıyor Hırsını yitirmiş anlatıyor Yerlere akıyor gözyaşları Tanrının melekleri ağlar! Sonra bulutlarla oyalanır mavi Atmosfer daraldıkça, Doğu ve Batının ay’ı evlenince daralır siyasetin çıplak eğlencesinde Türkülerle yıkanmış yalnızlığın tanıklığında zafer hızla atılır anımsanan buluttan Doyumsuzlukla ve acıyla yıkanmış eğlenceyle evlenirler Oysa bulut onların değildi Oysa bir yılı tamamlamamışlardı Bölünen bir ay çiftin ay’ıyla birleşir Evlenmeler çoğalır Ancak eğlence sabah ve akşamı yıkayan siyasete gerek duydu; Ay’larla daraldı mavi boşluğa boşlukla saldıran Tanrının atmosferi ağladı Tanrının melekleri ağladı! Bir sonraki yıl bu yıl kadar hüzünlü gelmedi Her yıl bu yılın yüzü oldu hüznünü vererek Yeni yıl geldi saçlarımızı kestik Korumalar bizi karşılamayı gerek gördü Ağaçları ölümüzle süslediler ve öldüm Sonra toprak ölü bedenimi yerleştirmeden içine, ölüm Hüzünle daraldı ve hüzün benimle Bir birimizi soyduk Ve birden hüzünsüz kalacağımı anımsadım Ve ayıldım Dudaklarım Gördüğüm anları ortaya çıkardım, ruhum korku içinde, Bedenim çıplak bir perdenin üstünde soyulmuş Yaşamın kalbi açıkta Ürkek Sonra ben geçmişi geçmişle anımsadım Tanrının melekleri açıkta Sonra ben uyuyup uyandığımı anımsadım Tanrının yeryüzü sallanır ve tanrının göğü altındaki hasır yatağım Kayaların korkusundan, uzak mağaralardan gelir insanoğlu, Miladın geceleri gider açık hoparlörler bağırması için Onlara: Büyük bir keşfin üstünde uyudunuz, dedi. Sabun Köpüğü Bu yerin kokusu, Ve onlar Ve sen Ve ben Ve düşlerimiz: Sabahımın bedeninden kayar anılar Sabun köpüğü gibi Yıkanmayı bilmeyen bedenin kirini yıkar Son bayramları terk eden onca üzümü… ? 16 ŞUBAT 2012 ? SAYFA 25 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1148
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear