24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

‘Arap Ülkelerinin Yakın Tarihi’ iti Daiyüzçizielen r hie hteçizimiti Osmanlı’nın arka bahçesi Batı’nın av sahası Tarihi, Marksist bir bakış açısıyla irdeleyen Lutskiy’nin ölümünden sonra bir araya getirilen ve Arap ülkelerinin sistematik tarihinin yazılmasına yönelik ilk girişim olarak kabul edilen kitap, Mağrip’ten Maşrık’a Arap coğrafyasının son beş yüz yılını anlatıyor. sında gerçekleşen hareketliliğin analizi için de bir takım araçlar sağlıyor. Lutskiy, Arap coğrafyasının tarihini anlatmaya Osmanlı padişahı Yavuz’un bölgeyi ele geçirdiği Çaldıran ve Mercidabık savaşlarıyla başlıyor. Kanuni döneminde de devam eden Osmanlıların Arap coğrafyasını ele geçirme sürecini de titizlikle işleyen Lutskiy’ye göre, bu dönem Ortaçağın izlerinin bulunduğu Arap şehirlerindeki ticari canlanmanın da başlangıcını oluşturuyor. Tarihi, Marksist bir bakış açısıyla irdeleyen Lutskiy’nin ölümünden sonra bir araya getirilen ve Arap ülkelerinin sistematik tarihinin yazılmasına yönelik ilk girişim olarak kabul edilen kitap, yirmi yedi bölümden oluşuyor. Lutskiy’nin “Türk Fütuhatı” olarak adlandırdığı 16. ve 18. yüzyılı anlattığı birinci bölümü, Fransızların Mısır’ı işgali ve daha sonra Mehmet Ali Paşa yönetimindeki Mısır’ı anlattığı bölümler izliyor. Kitap, her zaman Batılı emperyalistlerin ilgi odağı haline gelen Arap coğrafyasının temel taşları konumundaki Mısır, Filistin, Suriye ve yer yer Cezayir, Tunus ve Libya’ya ilişkin anlatımlarıyla devam ediyor. Söz konusu beş yüz yılı Marksist bir analizle resmeden Lutskiy’nin 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında özellikle Fransız ve İngiliz emperyalistlerin bölgedeki faaliyetlerine ilişkin doyurucu anlatımı, Arap coğrafyasının günümüzde de yaşadığı “dış mihraklı” serüveni anlamamızı da kolaylaştırıyor. Emperyalist pazardan Sovyetler Birliği gediğinin açılması ve ardından gelen ikinci büyük savaş sonrasında kurulan reel sosyalizmin coğrafi olarak genişlemesi, başını ABD’nin çektiği emperyalist kamp ile başını Sovyetler Birliği’nin çektiği reel sosyalist kampın kapıştıkları alanlardan birini de Arap ülkelerinin oluşturduğu biliniyor. Bu nedenle Lutskiy’nin Arap ülkelerinin tarihiyle ilgilenmesi, Sovyetler Birliği’nin Arap halklarıyla ilgilenmesiyle paralellik oluşturuyor. 1962’de hayata veda eden Lutskiy’nin kitabı, bütünlüklü şekilde Arap coğrafyasını anlatamasa da bir ilk olması açısından büyük önem taşıyor. Her ne kadar Lutskiy, Mağrip’ten Maşrık’a Arap coğrafyasının son beş yüz yılını anlatsa da bu tarih, dolaylı olarak Anadolu’nun da tarihi demek. Bu anlamıyla Arap ülkelerinin tarihi, biraz da “bizim hikâyemizi” anlatıyor. Bölgenin tarihine geniş bir perspektifle bakmak için Lutskiy’nin akıcı bir dille Türkçeleştirilmiş kitabı önemli bir fırsat. ? Arap Ülkelerinin Yakın Tarihi/ Borisoviç Lutskiy/ Çeviren: Turan Keskin/ Yordam Kitap/ 368 s. 16 ŞUBAT 2012 SAYFA 23 ük una apsearee kafırlar. azar, u bir nir oyukendi göki silve urur. den böda Olaasıl oruor. r şeyi diğire neş r o sakmak örün Güekve u çikarşı ize tabın da anlaacak. te ? Yüksel IŞIK izim için Arap coğrafyası, sonradan görme diye küçümsediğimiz kapı komşumuzun geniş bahçesi gibi! Böyle bir algı geliştirmemizde ise İslamiyet’in yükseliş döneminde yönünü Anadolu’ya dönen İslam akıncıları kadar, Osmanlı’nın Arap coğrafyasındaki beş yüz yıllık hegemonyasının ve yüzyılın ilk çeyreği bitmeden bağımsız devletler için “biz”e karşı çeşitli varyasyon izlerinin de payı büyük. Coğrafi yakınlık, kültürel yakınlaşmayı tetikliyor; kültürel yakınlaşma ise bir uzak akrabaya duyulan ilgi yaratıyor. Bu nedenle Arap coğrafyasında gerçekleşen her hareketlilik, bizi doğrudan etkiliyor. Libya’dan Tunus’a, Tahrir Meydanı’ndan Şam’da olup biten her şeye pür dikkat kesilmemizin altında da “ortak kardeşlik kültürü”nün etkisi var. 16. yüzyıldan itibaren kaderi Osmanlı hegemonyasıyla şekillenen Arap coğrafyası, aynı zamanda Batı’nın da ilgi odağı haline geliyor. Haçlı Seferleri’yle birkaç kez girip çıktıkları Arap coğrafyasıyla yakından ilgilenen İngiltere, Fransa ve hatta İtalya’nın, ilk fırsatta bu topraklarda kendilerine bağımlı müstemleke yönetimleri oluşturdukları da biliniyor. Tarih ise Hz. Muhammed ve Raşit Halifeler sonrasında bağımsız bir Arap Devleti kurulabilmesi için 20. yüzyılı beklemek gerektiğine tanıklık ediyor. Elbette söz konusu bu “bağımsız devlet” tabirinin ne kadar yerine oturduğu da tartışma götürür. BUGÜNÜ ANLAMAK İÇİN DÜNE BAKMAK! Vladimir Borisoviç Lutskiy’nin Arap Ülkelerinin Yakın Tarihi adlı kitabı, bütün bu süreçlerin doğru anlaşılması için ipuçları veriyor. Lutskiy, Sovyet Birliği’nde, Arap tarihçileri okulunun kurucusu olarak kabul ediliyor. Bu kabulün arka planında ise Lutskiy’nin kısa ömrü boyunca Arap tarihi alanında uzmanlaşmış olması yatıyor. Sovyetler Birliği’nde birçok üniversite, enstitü ve okulda Arap halklarının tarihine ilişkin ders veren Lutskiy’nin bu sistematik tarih çalışması, günümüzde Arap coğrafya B pı mirel 1148 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1148 ?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear