28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

D lümünün 10. yılında Memet Fuat’ı anmak (19 Aralık 2002), bu usta denemeeleştiri yazarını değerlendirmek, nice değerlerin silindiği edebiyat ortamında, bir bakıma yazar sorumluluğu sayılmalı. Memet Fuat, Piraye’nın Vedat Örfi Bengü’den olan oğlu. Piraye ile Nâzım Hikmet’in yakınlığında, Nâzım’ı tanımıştı. Dahası Nâzım, Memet Fuat’ı edebiyata alıştıran bir ozan oldu. Dergicilik serüveni, yazarı edebiyata çok yönlü hazırlayan bir uğraştır. Memet Fuat 76 yaşında aramızdan ayrılırken, yoğun yazarlık çalışması yanında, edebiyat dergiciliğinin gelişmesi için de emek veren bir yazar oldu. Sorumluluk aldığı edebiyat dergileri arasında “Kitaplar”, “Yeni Dergi”, “Yazko Edebiyat”, “Adam Sanat” gibi sanat ortamını etkili kılan dergiler vardı. Bir yandan denemeeleştiri yazarı olarak, çeviriler yaparak edebiyat ortamında etkisini sürdürürken, yayımladığı bu dergilerle edebiyatı denetleyen bir yazar olarak iz bıraktı. Kimi zaman yazdıklarım arasında edebiyatsanat dergilerinin de yeri var. Cemal Süreya’nın sözünü anımsarsak “Dergiler batmak için çıkar”. Günümüzde 200 dolayında kültüredebiyat dergisi yayımlanıyor. Biri batacak olsa, ikisi yeni bir umutla doğuyor. Memet Fuat’ın dergicilik serüveninde çağdaş edebiyatı denetleyen bir titizlik içinde görülmesi, çağdaş edebiyatın gücüne inanan, sorumluluk duyan bir yazar olduğunu düşündürüyor. “AYDINLAR SÖZLÜĞÜ” Görmesini bilen bir yazara göre, kısa geçen bir günün içinde, insan ilişkilerinin yoğunluğunda roman olmayı özleyen nice ayrıntı vardır. Üşenir de kendi haline bırakırsanız silinir gider. Memet Fuat hasta yatağında “Ölünceye Kadar” (Adam Yayınları 2003) tuttuğu notlarla yaşadığı zamanı denetlemeye çalışıyordu. Yaşamasının gücünü gösteren küçük bir ayrıntı ölümün elinden birşeyler koparmaktır. Belki de edebiyatı açan bir ayrıntıdır o! Edebiyata nesnel bir anlayışla bakmak, yayımladığı dergilerle yetinmemek için “Türk Edebiyatı Yıllıkları” yayımlamayı da gerekli görmüştü. Nice edebiyatçıyı değişik bakış açılarından değerlendirmek, Memet Fuat’ın edebiyata nesnel bakışıyla açıklanabilir. “Aydınlar Sözlüğü”ne (Adam Yayınları 2001) bütün çalışmalarının toplamı gözüyle bakmalı. Memet Fuat 30’a yakın çalışmasını SAYFA 22 ? 27 ARALIK 2012 eğinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN Çok yönlü bir edebiyat insanı: Ö Memet Fuat dergisi olarak, dört ayda bir yayımlamaya başlayacağız” umudunu taşısa da, o umut gerçekleşemedi. “Yeni Dergi”nin özellikleri nelerdir? Alıştığı ozanlar vardı. “Yeni Dergi” onlarsız olmazdı. Oktay Rifat, Melih Cevdet, Sabahattin Kudret, Necati Cumalı, Edip Cansever, Cemal Süreya, Ülkü Tamer gibi çağdaş şiirimizin nice usta ozanları, Memet Fuat’ın olmazsa olmaz diye düşündüğü ozanlarıdır. Ayrıca çeviri şiirlere de özen gösterilirdi. Memet Fuat her sayı “Bu Sayı” başlığı altında, o sayıyı anlatan bir yazı yazardı. Derginin bir ön hazırlığı vardı. Yayın yönetmeni olarak Memet Fuat’ın ilkeleri vardı. “Yeni Dergi” yazarların gelişigüzel gönderdiği yazılarla doldurulmuş bir dergi değildir. Bir ön çalışmaya girişilecek, görevlendirilmeyle yazı derlenecekti. Her sayı bir ana konu ele alınacak, yabancı yazarların yazılarıyla da o konu üzerinde derinleşmek olanağı aranacaktı. Nitekim her yazının eleştirel bir anlam taşıması üzerinde durulmuş, özellikle yabancı yazarların yorumlarıyla bu görüşlerin pekiştirilmesi uygun görülmüştü. Ama “Yeni Dergi”de ele alınan konular, eskiyip de defteri dürülmüş konular değildir. Bu konular zaman zaman yeniden açılmalı, değişik boyutlarıyla ele alınmalı, nice okura görmeyi öğretmelidir. “Yeni Dergi”de tartışılan konulardan biri de sanatın işlevi üzerinedir. Sanat, onsuz edilemeyecek bir şey midir? Neden onsuz edilemez? Bu alaysamalı şaşırtmaca, sıradan bir olay sayılma alışkanlığı içinde ele alınır. Tiyatro sanatı, çok yönlü disipliniyle soruşturulması, tartışılması gereken bir sanat alanıdır. “Yeni Dergi” tiyatronun sorunlarını da irdeleyen bir dergidir. Yalnız “Yeni Dergi”nin on yılı aşan birikimlerinin, gözden geçirilmesi bile Memet Fuat’ın ne denli çalışkan, geniş görüşlü bir denemeeleştiri yazarı olduğunu düşünmeye yeter. ŞİİRLİ MEKTUPLAR Kuşkusuz şiir yazmak özel bir birikim işidir. Ama şiiri değerlendirmek de emek isteyen bir çabaya bakar. Kalıp halindeki hazır sözlerden uzak, şiiri yorumlamanın derinliğine varmak gerekir. Memet Fuat’ın “Yaşlı Bir Şaire Mektupları”ı (Adam Yayınları 1999) şiirbilim anlayışını yorumlarken, gerçek şiiri anlamamızı da kolaylaştırıyor. Bu mektupları “ahkâm kesmek” diye değerlendirmek yanlışına düşmemeliyiz. Her ozan, özellikle genç ozanlar Memet Fuat’ın o mektuplarından kendilerince yararlanabilir. Hele yaşlı ozan bu işin çilesini çektikten sonra, “ozanlık diye bir meslek olmadığını” bildiği için, şiirin gizlerini daha çok merak edecektir. Usta eleştirmen ozanın kendini keşfetmesini kolaylaştıracaktır. Ama bir şiir ozanından bağımsız olarak gelişebilir mi? Onun gizlerini keşfeden gene de ozan değil mi? Memet Fuat da bunu soruyor: “Şiir bireylerle, şairlerle mi gelişiyor, değişiyor, çeşitleniyor, yoksa gelişmesi uygulayıcılarından bağımsız mı?” Şiirin gizleriyle ilgili öyle ayrıntılar var ki, bunları mektup biçiminde yaşlı bir ozanla paylaşmak, düzeyli bir eleştirideneme çalışmasına yol açıyor. (Yeri gelmişken Ataol Behramoğlu ile Metin Demirtaş arasındaki “Şiirin Kanadında Mektuplar” adlı yazışmaların da kitaba dönüştüğünü anımsayalım. Belki de o içtenlik genç ozan olmanın coşkusundan geliyordu). Hiçbir yazıda bilgiçlik taslamanın yeri yoktur. Hele şiir buna hiç katlanamaz. “Kültür Şiiri” söz konusu olunca Memet Fuat şöyle bir yoruma varıyor: “Şiir bir bilgi aktarma alanı değil, doğru, ama bir kültür olayı. Ayrıca şiirle ders de verilir, niye verilmesin!.. Başarabildikten sonra. Memet Fuat’ın bu sözlerinde ince bir alay yok mu? SONUN BAŞLANGICI Zaman kendi aldırmazlığı içinde çekip gidiyor. Ama kısacık bir zaman parçasının içinde bile öyle ayrıntılar var ki, belki de zamanı yavaşlatmak o ayrıntılarda derinleşmesini bilmektir. Memet Fuat “Ölünceye Kadar” (Adam Yayınları 2003 tuttuğu güncede, güncenin son tarihi 17 Aralık 2002’dir), düşünerek, yazarak ölüme direnmeye çalışıyordu. Üstelik solunum aygıtına bağlıdır. 3 Kasım 2002’de şunları yazmış: “Bugün seçim var. AK Parti’nin, Tayyip Erdoğan’ın kazanması bekleniyor. İleri düzeyde, ikiyüzlü bir din istismarı Türkiye’yi nerelere götürür kestirmek çok güç. Önü karanlık günler yaşıyoruz.” Memet Fuat gücü yetinceye dek defterine günlük notlar yazmayı sürdürmüştür. Yaşamasını anlamlı kılan günlüklerdi bunlar. Artık 18 Aralık’ta hiçbir şey yazamamıştır. Oğlu Kenan Bengü 19 Aralıkta Memet Fuat’ın “Ölünceye Kadar” anılarına şu notu ekler: “Bu kitap burada bitti, çünkü hayat bitti. Gece sabaha karşı 2.303.00 civarında tuvalete kalktım. Bir tuhaflık vardı. Baktım. Babam nefes almıyordu. Huzura kavuştu. O şimdi çok sevdiği Piraye ve annemle beraber.” Bu dünyadan Memet Fuat gibi iyi bir edebiyatçı, iyi bir insan geçti. Zaman ne çabuk geçiyor! Demek 10 yıl olmuş öleli. Oysa bu yazıyı yazarken o benimle konuşuyordu... ? Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz: “Aydınlar Sözlüğü”nde “bir eleştirmenin elli yıl boyunca yaptığı değerlendirmeler, saptamalarla” toplamış. “Aydınlar Sözlüğü”nde “çoğunluğu ozanlar, öykücüler, romancılar, eleştirmenler, bir de tiyatrocular olmak üzere, dört yüzü aşkın aydın yer alıyor.” Edebiyatçılarla ilgili nice yaşamöyküsü sözlüğü düzenlenmiş olabilir. Ama Memet Fuat “bir eleştirmenin elli yılı bulan yazarlık yaşamı boyunca bu değerlendirmelerin, saptamaların kimi okurlara yardımcı olacağını, onları düşünmeye, tartışmaya yönlendireceğini” ummaktadır. Örnekse “Aydınlar Sözlüğü”nde Sait Faik’le ilgili şaşırtıcı yorumlar vardır: “Sait Faik yanlışsız yazmazdı, gene de bir üslup ustasıydı.” “Sait Faik’e eksiksiz bir yazar diyemeyiz.” Şu yargılar günümüzde de Sait Faik’le ilgili tartışmalara açık olacaktır: “Toplum sorunlarına değinen, sanat adına konuşanlar Sait Faik’i küçümserlerdi. Aylaklığı, bireyselciliği savunan, toplumsalcılığa yanaşmayan bir sanatçı olduğunu söylerlerdi. Sonra Sait Faik değişti mi? Değişmedi. Ama onu yargılayanların anlayışında bu değişme oldu. Sait Faik’in toplumsalcı sanat alanındaki önerisini görenler, sezenler çoğaldı.” Memet Fuat’ın bu görüşleri benimsemesi; toplumsalcılığı değişmez bir kalıp olarak görmediğini, toplum sorunlarına dolaylı bir anlatımla da bakılabileceğini gösteriyor. Sait Faik’le ilgili eleştirel yorumunu yapmaktan da çekinmiyor: “Belki eksik, belki yanlış, belki yetersiz, ama her türlü kuşkunun ötesinde, katışıksız, içten bir toplumsalcılık...” Bir yazarı edebiyata alıştıran, özgün bir yorumla ona bakış biçimimizdir. Memet Fuat ele aldıysa o edebiyatçı artık vardır. Ama o artık Memet Fuat’a özgü bir yorumdur. “YENİ DERGİ” SERÜVENİ Memet Fuat’ın yayın yönetmenliği yaptığı dergiler arasında “Yeni Dergi”nin aynı bir yeri vardır. “Yeni Dergi” uzun ömürlü olmuş, 11 yılda 128 sayı yayımlanabilmiştir. “Yeni Dergi” yalnızca eleştiri dergisi değildi. Daha çok ürün dergisi niteliğinde olduğu için, bir denemeeleştiri ustası olan Memet Fuat düzeyli bir eleştiri dergisinin özlemini çekiyordu. Her ne kadar “Yeni Dergi’yi daha sonra, daha küçük boyda, daha çok sayfalı, kalın bir eleştiri Mustafa Şerif Onaran Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 ÜmitköyAnk. Tel.: (0312) 235 91 11236 23 46 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1193
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear