Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Hazırlayanlar: Mavisel Yener, Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com ÇOCUKGENÇLİK OKUMA Çiçek Kokulu Kitaplar Ë Mavisel YENER eynep Aliye, Sırnaşık adlı kitabında, hayata dair duruşlar konusunda sorgulama kapıları aralıyor çocuklara. Ana izlek: çıkışı arayanlar. Güneş gökyüzünden bakar da canlılarla ilgili gözlemlerde bulunmaz mı? Bulunur elbette. Kimi zaman güneşin gözünden, kimi zaman martıların ve kedilerin gözünden gösteriyor yaşamı Aliye. Yazarın yetişkin öykülerinde de bu yordamı zaman zaman görüyoruz. (Bir öyküsünde kahramanının ilkgençliğe geçiş serüvenini mavi balinanın tanıklığıyla anlatması gibi…) Sırnaşık’ta mekân olarak Büyükada seçilmiş. Bir fayton kazası sonucu geçici olarak belleğini yitiren Sırnaşık adlı yavru köpeğin geçmişini anımsamaya çalışmasını ve bu sırada başından geçenleri okuyoruz romanda. Sırnaşık’ın yanı sıra Çamlı Köşk’ün köpeği Tiki, en büyük zevki bisikletle gezmek ve uçurtma uçurmak olan Erhan, özgürlüğüne aşırı düşkün uçurtma Pembelim; Şehit Cengiz Topel gemisinin süvarisi ve köpek dostu Halil Kaptan, iyi yürekli faytoncu Erdoğan, tablasındaki balıkları kedi köpek ve martılara karşı kahramanca koruyan Balıkçı İbrahim, papatyalardan ördüğü taçlarla herkesi süslemek isteyen çiçekçi Nâzım, insanları susuz bırakmaya gönlü razı olmayan Ali Haydar, en büyük tutkusu bilgisayar oyunu ve mesaj çekmek olan Hande… Sürekli çatışmalarına karşın Sırnaşık’ın arkadaşlığından vazgeçemediği Sarı kedi; ilerde doğacak yavruları için şimdiden yuva yapacak yer aranan Kahkahacı Martı’yla Hıçkırıklı Martı, en zor anlarında Sırnaşık’ın yardımına koşan Süper Kara Köpek, güllere tutkun salyangozlar, tembelliği reddeden ağustos böcekleri, çekirdek çitlemeye bayılan göğsü kınalı sakalar, akıllı, uyanık, bilge kargalar, deniz köpüğünden çıkmış martılar, kanatlı adaların en büyük yetkilisi Güneş; saat kulesinin çalışkan, güvenilir, son derece dakik akrep ve yelkovanı gibi pek çok kahramanla karşılaşıyoruz. Bu kahramanların omuz omuza sürdürdükleri ortak yaşamda, mutluluğu yakalamak için dostluğun, bağlılığın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, merhametin, şefkatin ve paylaşmanın nasıl gerekli, vazgeçilemez olduğu anımsatılıyor. Sırnaşık, eleştirel yaklaşımla toplumsal gerçeklikler üzerine sorular sorduruyor kurmaca metin üzerinden. Çocuklar doğaya başka gözlerle baksınlar istiyor yazar. Romanda sevimli kedi Sırnaşık’ın serüveni anlatılırken gülümseyişler ve hüzünler de yanı başımıza geliyor. Prens adalarının etkileyici coğrafyasında yaşananlar Aliye’nin kurduğu dilde, onun güzel Türkçesinde can buluyor. Görüntüyü sözle buluşturan betimlemeler çocuk okurun belleğini renklere boyuyor. Z Koza Dünyası’nın yayımlamaya başladığı “Çiçek Kokulu Kitaplar”dan ikisi masamda. Yetişkinler için yazan iki kalem Zeynep Aliye ve Ahmet Zeki Muslu bu kez çocuklar için oynatmışlar kalemlerini. mirası… Ahmet Zeki Muslu’nun kaleminden anlatılan serüven çocuk okurlara Türkçenin güzelliklerini sergiliyor. Muslu, çocuklara kültür varlıklarımızın korunması gerekliliğini satır arasında aktarıyor. Başlarda çok ağır ilerleyen, betimlemelere boğulmuş gibi görünen metin sayfalar ilerledikçe meraklandıran bir kurguya dönüşüyor. Antik Kentin Yeni Sahipleri’nde, Ege’de, denize yakın bir kıyı köyünde yaz tatilini geçirmeye gelen Ceren, köyde yaşayan Ayhan, Aslı, Cemil ve Meriç ile tanışıyoruz. Antik bir kentin yıkıntıları arasında dolaşırken tarihsel eser kaçakçılığı ve kaçak kazı yapan bir şebeke üyeleriyle karşılaşırlar. Bu şebekeye tarihsel eser kaçakçılığını iş edinen köy halkından Arkeolog Muharrem de yardımcı olmaktadır. Ören yerinin bekçisinin ortadan kaybolmasıyla arkadaşlarının babası olan bekçiyi ararken onun çete tarafından kaçırıldığını öğrenirler ve kaçak kazı yapanlarla bir anda karşı karşıya gelirler. Bunun ardından kurgu bizi Gelin Geçmez Köprüsü’ne getirir. Gelin Geçmez Köprüsü de denilen, Çine Çayı üzerinde kurulu olan “Tarihi İnce Kemer” köprüsü ne yazık ki Allianoi ile aynı kaderi paylaştı, Çine Barajı’nın sularına gömüldü. İki bin üç yüz yıl boyunca, depremlere, doğal felaketlere, savaşlara direnen, tüm bu olaylara karşı da yıkılmadan dimdik ayakta durabilen tarihi su kemerleri, artık sular altında. MuğlaAydın il sınırında Muğla ili tarafında kalan İnce Kemer’in, bulunduğu yerden bir başka yere taşınması gündeme geldiyse de, çok büyük bir maliyet gerektirdiği ve orijinal şekline uygun yapılamayacağı gerekçesiyle, geçtiğimiz yıllarda, Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından yerinde bırakılması doğrultusunda karar verilmişti. Mitolojik öyküye göre, günümüzden iki bin üç yüz yıl öncesinde, Roma döneminde, ülkenin kralı, İnce Kemer’in bulunduğu “Marsias Vadisi”nin bir yanından, vadinin öbür yanındaki “Alabanda Kenti”ne, su geçirmek üzere, bir su kemeri yaptırır. Ancak, şiddetli mevsim yağışlarının ardından, sellerle bu köprü dayanamaz, yıkılır. Birkaç Antik Kentin Sahipleri, Çiçek Kokulu Kitaplar serisinin bir başka kitabı. Antik kent, antik kentin yakınındaki bir köyde yaşayan çocuklar, tarihi eser kaçakçılığı, defineciler ve sular altında kalan dünya kez daha köprü yaptırıldıysa da, sellerden sonra köprü yine yıkılır. Kralın tüm ülkeye nam salmış, dillere destan güzel bir kızı vardır. Sonunda, kral ülke genelindeki genç ve becerileriyle ünlü tüm ustaları toplatarak, Alabanda kentine su taşıyan büzleri ve kemerleri taşıyan köprüyü, yağışlardan sonra yıkılmayacak şekilde yapan ustaya kızını vereceğini ilan eder. Ustalığıyla ünlü bir genç de, böyle bir köprüyü yapabileceğini söyler. Ve ekibiyle İnce Kemer’i yapar. Üzerinden de Alabanda kentine başarıyla su geçirilir. Yağışlardan sonra da, köprü en küçük bir hasar görmeden, yıkılmadan işlevini sürdürür. Sıra kralın kızını kendisine eş olarak almaya gelmiştir. İşte bu sırada, kralın çevresindeki kişiler, “Kızınızı bir işçiye mi vereceksiniz sultanım” diyerek, kralın kızının bu ustaya verilmemesi konusunda kralı ikna ederler. Kral da biricik kızına kıyamadığı için, kızını bu genç ustaya vermekten vazgeçer. Ülkenin bir başka güzel kızını alması için teklif eder. Genç usta da, kralın sözünden dönmesine sinirlenir ve gece eline balyozunu alarak, köprüyü yıkmaya gider. Köprüyü gece yıkarken, kralın muhafızları haber alıp, genci ölesiye dövdükten sonra, köprüden aşağıya Çine Çayı’na atarlar. Başı taşlara çarpan genç usta, son nefesinde, ”Kralın kızı mutlu olmasın. Bu köprüden geçen hiç kimse mutluluk yüzü görmesin” diyerek kötü dua da bulunur. Bu kötü duanın ardından, yörenin genç kızları ve tüm kadınları, gelecekte mutlu olamayacaklarına ve çocuklarının olmayacağına inanarak, bu köprüden geçmezler. Onun için de, yörede bu köprüye o günden itibaren kuşaktan kuşağa “Gelin Geçmez Köprüsü” denilmeye başlanır. Roma döneminin önemli sanat eserleri arasında gösterilen bu tarihi köprü, Çine Barajı’nın suları altında bırakıldı ve Muslu’nun kitabında ölümsüzleşti. Barajın ömrünün 50 yıl olduğu düşünüldüğünde içimiz daha da çok yanıyor. “Dostlar, sabahtan bu yana bu vadide gördüğünüz tüm güzellikler sular altında kalacak. Tıpkı Güneydoğu Anadolu’da Zeugma ve Halfeti’yi yutan Birecik barajının suları gibi.” (s, 197) Muslu, kitabında mitolojiye de göz kırpıyor. Marsyas ırmağı ve mitolojik öyküsünü çocuklara anlatıyor. Bugünkü adı Çine çayı olan Marsyas ırmağının yanı başında kurulan antik Alabanda kentinde Karialılar yaşamış. Burada basılan paraların üzerinde genellikle uçan at Pegasus figürü bulunurmuş. Alabanda bölgede belli bir dönem altın para basma yetkisine sahip tek kentmiş. Tarihçilerin Efes kadar önemli bulduğu bu antik kentteki tarihi buluntulara göz dikenlerin kimler olduğunu romanda okuyacaksınız. Toprağına, kültürüne karşı despotizm uygulayanlara ağır eleştiri getiren kitap, çocuk okurları bu konuda düşündürüyor. Çocuklar için yazmanın zorluklarından biri de seslenilecek yaş grubunun tespitidir. Sırnaşık ve Antik Kentin Yeni Sahipleri’nde zaman zaman bu kararsızlık hissediliyor. Hüseyin Cöntürk ‘Çağının Eleştirisi’ adlı kitabında, okuma eyleminde insanın iki özelliğinden söz eder: İnceleyip değerlendiren insan, oyun oynayan insan. Bu iki kavram birbirini bütünlemeyi başarırsa çocuklar için yaratıcı okumalardan söz edilebilir. Çocuklar için nitelikli bir okuma için de doğru yaş grubu tespiti önemlidir. Dizinin diğer kitaplarını görme şansım olmadı ama yalnızca yazarlar değil yayınevleri de daha güzele varabilmek için, bir tuğla daha koyma isteğiyle doludur düşüncesiyle bir önerimi dile getiriyorum. Nitelikli bir çocuk/gençlik kitabı, resimleme ve tasarımıyla da çocuğun düş gücünü devindirmeli. “Çiçek Kokulu Kitaplar”ın tasarım, resimleme açısından yeniden gözden geçirilmesinde yarar var. www.maviselyener.com *Sırnaşık/ Zeynep Aliye/ Koza Dünyası/ 240s/ 2011/ 12+ *Antik Kentin Yeni Sahipleri/Ahmet Zeki Muslu/ Koza Dünyası/ 237s/2011/ 10+ Çizgi romanda parlak bir dönem Ë Ümit KİREÇÇİ elki yaşı 40’ının üzerinde olanlara “Çizgi roman ne parlak günler yaşıyor değil mi?” diye sorsak alacağımız yanıt “Bu ne ki, siz bizim zamanımızı görecektiniz!” olurdu. Haklıdırlar da. Bir zamanlar… Eski günler güzel günlermiş ve bizler o görkemli günlerin ancak solan ışıltısıyla avunuyoruz. Ancak eminim bundan 20 yıl sonra bugünün gerçek çizgi roman okuyucusuna yöneltsek aynı soruyu eminim 2010 öncesi ve sonrasını hayli hareketli ve bereketli olarak ta B nımlayacaktır çizgi roman sanatı açısından. NTV Yayınları’nın aniden popüler hale getirdiği ve hatırlattığı çizgi roman sanatı bir anda kitleler halinde çizgi roman okurları yarattıysa da NTV Yayınları’nın “yayınlarımıza son veriyoruz açıklamasıyla” en azından gelir geçer bir okur kitlesini kaybetmiş oldu. Bu popülerleşme rüzgârı gerçek çizgi roman okuru yarattıysa ve bir anlamda çizgi roman sanatı örneklerini yayınlayan yayınevlerine katkı sağladıysa önümüzdeki günlerin satış rakamlarıyla belirgin bir kıyaslama yapma şansını yakalayacağımıza inanıyorum. Bununla birlikte popülerlik kazan madan önce de, sırasında da, sonrasında da çizgi roman basılıyordu ülkemizde ve yayınlananlar hiç de azımsanmayacak bir kaliteyi barındırıyorlardı. Küçük Yayınevleri Büyük Eserler NTV Yayınları gibi yüksek bütçelere sahip olmayan yayınevlerimizin oluşturulan rüzgârdan faydalandığı aşikâr. Bu noktada kanaatim odur ki NTV Yayınları’na çizgi roman sanatına emek veren ve okuyan herkes teşekkür borçludur. Borçludur ama çoğunluğu küçük bütçeli dev yürekli olan yayınevlerimizin bastıkları eserleri duyuramamaları çok acı bir tablo sergiliyor. JBC Yayıncılık “Yıldız Savaşları” dizisini son derece kaliteli ve dört renk olarak basarak muhteşem bir yayıncılık hizmeti sağladı okurlara. 7. cildi bugünlerde dağıtıma girecek olan dizi sinema dizinin aralarda kalan eksiklerini tamamlayan bir işlev üstlenmekte. Geçen sene Darth Vader’ı canlandıran aktörü de ülkemize imzaya getiren yayınevi yakınlarda “Umbrella Academy” gibi birçok çizgi romanı dilimize kazandıracak. Efsanevi çizgi roman dergisiyle aynı adı taşıyan 1001 Roman Yayınları da 2010 İstanbul Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No: 1 D: 1 Balçova zmir www.maviselyener.com sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com SAYFA 24 8 EYLÜL 2011 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1125