Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
maz, lioğlu. com n çoğu üler. ayken olarak Çocukocuk öyki de. Bayramda okuma planı yapıyoruz Ë Çiğdem GÜNDEŞ erkes çocukların az kitap okuduğundan yakınıyor. “Ne yapsak?” diye soruyor. Bilsem… Hapı olsa keşke; “Kitap Okuma O Hapı! OHAP (Okuma Hapı)”. Tak! Bir tane yutsak ve birdenbire kitap dostu olsak. Klasiklerden çağdaşlara yesek yutsak tüm kitapları. Kitapçıların önünde uzun kuyruklar oluşsa… Gerçi bu mümkün olsaydı İsveçli bilim adamları çoktan satışa çıkarırlardı. Ya da çip olsaydı mesela; KİÇİP (Kİtap ÇİPİ). Ama onu da Japonlar yapardı zaten. Biz de “Japonlar yapıyo aabi!” der, parayı bastırıp alırdık. Ama bizde işe yarar mıydı, bilemem. Bu satırları yazarken içime bir kurt düştü; acaba bu Japonlar bulmuş olabilir mi bir formül, çip falan? Baksanıza ayda ortalama yedi kitap okudukları söyleniyor. Kesin bulmuşlar formülünü de bize söylemiyorlar. Eh! Biz de kendimiz formüller üreteceğiz. Buyrun, kitap oku(ma)yan bir çocuknesil yetiştirmek için neler yapmalı, nelere dikkat etmeli? 1.Çocuk doğduktan sonra anne, baba tüm hayatını çocuğun karnını doyurup gazını almak üzerine konumlandırmalı. Evde başkaca bir uğraşa, etkinliğe gerek yok. Zaten bebek tüm vaktinizi alacaktır. 2. Anne babanın kitap, dergi, gazete okumasına gerek yok. Çocukla ilgilenmeliler. Hele büyüsün, bakarlar… 3. Eh! Bebek az büyüdü, emekliyor, aman evde kurcalayacağı ne varsa yukarılara kaldırmalı. Vazolar, kristaller… Kırılmasın! Hele kitaplar! Cısss! Salonun süsü bozulur. Kitaplar ellenmez. Öyle, kitap gibi durur yerinde. Maazallah yırtılır falan. 4. Havalar ısındı diyelim, bebeğiniz de ufak ufak yürüyebiliyor. Hemen sokağa, temiz hava almaya çıkın. Dolaşırken vitrinlere gözünüz kayarsa, hiç çekinmeyin, o bluz güzel örneğin, şu kot pantolon da fena değil. Girmişken bir de mevsimlik ceket, süveter… Çocuğunuza da yeni bir şeyler almak gerek. Cicilerini yenilemeli ki daha şirin görünsün. Çocuğunuz da çok sevinecektir buna. Alışverişe de erkenden alışmalı. Bu arada o da arabasında uyur, dinlenir. Böylece akşama dek çocuğunuzla çok keyifli bir gün geçirmiş olursunuz. Kitapçı? Aaaa! Hiç dikkatinizi çekmedi mi? Olsun, bir daha ki sefere, inşallah! 5. Bebeğiniz büyüdü, artık konuşabiliyor. Daha zevkli vakit geçirebilirsiniz. Örneğin, çocuğunuz renkli bir vitrinin önünde durur, yeni çıkmış bir kitabın kapağı dikkatini çekmiştir. Hemen önlem alın; “Tamam, ama önce yemek yiyelim, sonra geliriz!”, diyerek dikkatini başka yöne çekin. Olmadı, kabul edin ama unutmayın kontrol sizde olmalı; “Tamam, tamam, ama bak, çok oyalanma!” dediniz mi, gerekli iletiyi de vermiş olursunuz. 6. Kitapçıya girdiniz, çocuk bu, her kitaba saldırıyor. Son zamanlarda da öyle çok ve öyle renkli, özenli çocuk kitapları var ki… O da haklı. Ama dur demek gerek; hemen atılın; “Oooo! Açgözlülük etme. Hepsine bak, bir tanesini al. Ama acele et!” 7. Dedik ya, çocuk işte, kucağına sığdırmış üç kitap gülerek geliyor. SİHİRLİ KONUK Oğuz Tansel ile Üç Kızlar diye alışveriş merkezi… Daha ne olsun? Hele büyüsün, kendi de okur nasılsa… 13. Sonunda çocuğunuz okula başladı. İki üç ay geçmeden de okumayı söktü. Artık kitaplarını kendi okuyabilir. Okumalı da. Bu konuda asla ödün vermeyin. Siz de böyle büyümediniz mi? 14. Artık çatır çatır okuyor. O halde kitap okumaya başlayabilir. Hemen kitapçıya; tüm klasikleri alın. Ama kontrolü elden bırakmamalısınız. Dikkat! Resimli kitaplar almayın sakın. Çok basit kalır onlar. Madem okuyacak klasiklerden başlamalı. Çok kalın olmalarına gerek yok, zaten çocuklar için basitleştirilmiş baskıları var ya, onları alın. Bir an önce “Polyanna’yı, Dede Korkut’u,” okumalı. Fareler ve İnsanlar’ı ikinci sınıfta okur artık. 15. Siz? Ama yukarıda da yazdım ya, siz çok okudunuz zamanında. Beyninizi boşaltmalısınız, yoksa ertesi gün işyerinde verimi nasıl sağlarsınız? 16. Duydunuz fuar başlamış. Kitap fuarı. Ama nasıl uzak, nasıl uzak. Hava da kötü. Bir dünya da trafik vardır şimdi. Bütün hafta sonu heba edilir mi iki kitap için? Geçen hafta shopingfest’de nasıl yoruldunuz, unuttunuz mu? Bir dahaki sefere inşallah! 17. Okul götürecekmiş kitap fuarına. Harika! Gitsinler tabii. Kültürel etkinlik yapsınlar. Ama sıkı sıkı tembihleyin; parasını çarçur etmesin, varsa bedava dergi mergi onları toplasın. Bir liralık kitaplar var. Onlardan alsın. Ellemesin öyle kitapları, uzaktan kibar kibar baksın, sergileri bozmasın, kitapları kırıştırmasın, ayıplarlar yoksa. 18. Ohhh! Yeniden yaz! Tatile çıkacaksınız. Çantalar hazır. Yer olsa birkaç kitap koyacaktınız ama… kitaplar ağırlık yapar, zaten çocuğun bir sürü kitabı var. Özet çıkaracak ya. İyi iyiiii. Anlaşılan öğretmeni de çok seviyor bu ödevi. Bu sene birçok kitabın özetini çıkardı. Kendi özetleyemezse internetten indirir. İyidir iyidir, kitap özeti çıkarsın. Yoksa okuduğunu nasıl anlarsınız? Hadi siz gördünüz, okurken yanındaydınız, ya öğretmen? Onca çocuğun bir kitabı okuduğunu nerden bilecek? Özet çıkarmalılar ki, anlaşılsın neyi okuyup neyi okumadıkları. 19. Tatilde, siz de dinlenmelisiniz ama. Kendinizi ihmal etmeyin. Uzanın deniz kenarına, alın elinize blakberry’inizi, ipad’inizi… Ohhh! Akşam da otelin eğlencesi olur mutlaka… yalnız dikkat ettiniz mi şu yabancılar ne tuhaf. Nereye gitseler ellerinde kitap. Madem oturup bütün gün kitap okuyacaksın, neden onca yolu tepip taaa buralara geliyorsun ki? Aldırmayın siz. Onlar eğlenmeyi de bilmezler. Siz beyninizi boşaltmaya bakın, ruhunuz dinlensin. 20. Deniz, güneş iyi de çocuk ödevini yapmış mı kontrol edin, özet bitmiş mi özet? Benden bu kadar, eklemek istediğiniz başkaca maddeler olursa siz kendi aile yaşantınıza göre, alışkanlıklarınızı, izlediğinizin dizilerin saatlerini, shopingfest günlerini, iş yaşamınızı, ev işlerini, trafikte nasıl yorulduğunuzu, dinlenmek için kanepede kestirdiğiniz saatleri falan da hesaplayıp kendi “Okuma programınızı” yapın. Her şeyi devletten beklemeyin canım! anımaz nusu da kitaplaCharsteme ğlunun dan yan varlı H ermekte seniz akadeçok. Tek uyabiliranmış larına muş bir anınız üçük ner.com cuk/ ğı çukuş katınor müzer mi Miyase m Yayın/ 10+ isteler arkayiyeaplar… zgü mü? e tutar evin ihtia… ğınız sacü mü? r, aksibaşlatan bu rı man. Elif’in kence pının bayı bul Ama olmaz ki bir seferde üç kitap birden alınmaz ki. Allahtan siz artık ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz; anında müdahale; “Hepsini alamayız. Paramız biter sonra. Hem geçen de iki tane almıştık. Birini seç. Ama acele et!”. Bu “Acele et!” uyarısı da çok önemli, unutmayın. Öyle saatlerce oyalanılmaz kitapçıda. Altı üstü kitap işte. Aman dikkat, zamanınızı boşa harcamayın. 8. Çocuğunuz kitap seçerken, siz dükkânda dolanın. Ama sakın kitaplara dokunmayın. Hoş isteseniz de dokunamazsınız, o kadar pahalı ki… En iyisi ipadinizle oyalanmak. Zaten siz zamanında çok okudunuz. Arada; “Acele eeet!” demeyi unutmuyorsunuz, değil mi? 9. Çocuğunuz, kitabını bulmuş gibi yine de göz atmakta fayda var. Dikkat edin öyle çok resimli kitaplar pek işe yaramaz. Bol yazı olmalı ki okurken uyusun kalsın. Hem onca para vereceksiniz, iyisi mi yazısı olsun. Kitap dediğin işlevsel bir şey olmalı. 10. Neyse, zor zahmet kitap seçildi, kasada da çok özenli davranmalı; sakın pahalı bir şey almayın. İlk işiniz fiyatını sormak olsun; “ Kaç para bu?” En doğru soru şeklidir. Korkmayın, pazarlık edebilirsiniz; unutmayın, eninde sonunda bir çocuk kitabı alıyorsunuz. Ama illa da alacaksanız, bari kalın bir şey olsun. Çekinmeyin sorun hemen; “Kaç sayfa ki bu?” 11. Alışveriş bitti. Eve döndünüz. Yoruldunuz. Yemeği yediniz, geçin televizyonun karşısına, uzatın ayaklarınızı, dizilerden dizi beğenin. Bu arada eğer çocuğunuz gelir de “Bana kitap oku,” derse, hemen eşinize paslayın. O da işe yaramazsa; “Çok yorgunum. Şimdi uyu, yarın okuruz, hem bak dizi film başladı. Kaçırmayayım bu bölümünü,” deyin. 12. Bu arada olur a, birileri çıkar da; “Ama Çocuğun Suçu Ne? Yaprak gibi Dökülmesin, sonra Öyle Bir Geçer Zaman ki evvel Ezel anlamazsınız,” gibi boş laflar ederse, aldırmayın. Bırakın kıvrılsın yanınıza. Televizyona baka baka uyur nasılsa. 13. Diyelim çocuğunuz biraz daha büyüdü, artık anaokuluna gidiyor. O zaman işiniz daha kolay. Okulda öğretmenleri okur. Siz zaten onun için elinizden geleni yapıyorsunuz; hafta sonları bale, keman, piyano, basketbol, eğlensin Ë Günay GÜNER ürk kültürünün değerli masal ustası ve şair Oğuz Tansel’in güzelim yapıtlarının yeni ve özenli basımlarının yapılması mutluluk veriyor. Tansel’in “Altı Kardeşler” ile ”Üç Kızlar” adlı masal kitaplarını Yapı Kredi Yayınları yeniden yayımladı. Çocuk yazınına bundan güzel armağan olamazdı. Değerli yazar Muzaffer İzgü’nün sözüyle söylersek, çocuk okuru olmayan yazının yetişkin okuru da olmaz. Çocuk yazını bu değin önemlidir. Oğuz Tansel masallarımızı eğitsel erek yönünde en güzel biçimde işler. Giderek korkudan, körinançlardan arıtarak çocukların gelişimine en uygun duruma getirmiş olur. Bu masallarla çocukların düş dünyaları varsıllaşır. Türkçemizin doyulmaz çağrışımlarını yaşarlar. Tansel sevgi, kardeşlik, eşitlik, adalet ve doğa tutkusunu yayar. Sevgili Adnan Binyazar’ın dediği gibi “Bir kanadı halk, bir kanadı duygu, bir kanadı bilgelik, üç kanatlı bir masal kuşu”dur. “Anlatılarındaki özgün arayış beğenisi” çok belirgindir. Ressam Mustafa Delioğlu’nun resimleriyle daha da varsıllaşan “Üç Kızlar” adlı masal betiği belirtilen niteliği yansıtan bir yapıt. Yazarın önsözünün ve tekerlemenin ardından Cevahir Yumurtası, Altın Ne, Gümüş Ne, Bakır Ne?, Üç Kızlar, Taş Evin İki Kızı, Padişahın Bir Kızı adlı masallardan oluşuyor. Şöyle açıklıyor Tansel “Üç Kızlar”ın önsözünde: “Bu masallar; çocukların bilincine iyiliği, doğruluğu, güzelliği, cezasız, notsuz yerleştirir. Masal kahramanlarının özelliği olan korkusuzluğu, atılganlığı, becerikliliği, güçlükleri yenmeyi benimsetip aşılar çocuklara. Bütün yaratıkları sevmeyi, kötülüklerin cezasız kalmayacaklarını öğretir.” Cevahir Yumurtası’nda iki kardeşin gençlikte başlarına gelen bin bir belayı aşarak esenliğe ulaşmaları; Altın Ne, Gümüş Ne, Bakır Ne? masalında usun, dürüstlüğün, onurun önemi; Üç Kızlar’da Anaları ile babaları ölen üç garip kız kardeşin dürüstlük, doğruluk adına üç sorunu çözerek mutluluğa varışları; Taş Evin İki Kızı’nda sebat, bağlılık, engeller, düşsel bir sevda; Padişahın Bir Kızı’nda ise yedi yıl uğraşıp incelikle işlenen bir çevrenin bir kuşun gagasında yitip gidişinin ardından, çevre aranırken gelişen sevda ve birbirinden ilginç olaylar anlatılır. Ama ne anlatış. Ancak masallara yaraşır güzellikte… Halk ekini ürünlerinin basit bir yinelenişinden uzak durmaya büyük özen gösterir Oğuz Tansel. Geleneksel kaynakları çağdaş bir yaklaşımla, yalın bir öz Türkçe ile yansıtır. Kendinden, kişiliğinden izler katar, yeni söyleyişler bulur. Yapıtlarda özüne has bir duyarlılık yaratır. “Üç Kızlar”da söz konusu özelliği bütün yönleriyle gözlemek olanaklı. Çocuklarımız bu eşsiz masal şöleniyle mutlaka buluşturulmalı, başka hiçbir biçimde yaratılamayacak olan düşsel dünyayla tanıştırılmalı. T ken, Elif ya çalıerste, Empati? onun ginin kim rine gece, kendi da gör rıyla erna ve girmiştir rçekten sorum şayı ba *Üç Kızlar, Oğuz Tansel, YKY, 2011 1124 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1124 1 EYLÜL 2011 SAYFA 25