Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Georgi Gospodinov’dan ‘Doğal Roman’ Tereddütlerle örülü bir roman Doğal Roman, başlığında roman kelimesi geçse de, ne bu türün kalıplarına sığabilen ne de belirli bir akımın özellikleri bağlamında incelenebilecek küçük ama tanımların katı kalıplarını ısrarla reddeden anarşist ruhlu bir yapıt. Bulgaristan’da komünist rejimin çökmesiyle oluşan “geçiş dönemi” edebiyatının temel eserlerinden biri olan bu kitap, onu yaratan dönem gibi belirsizliklerden oluşuyor. gar edebiyatında postmodern anlatım sen baba olamıyorsun”). Ancak bir yatekniğinin öncüsü kabul edilmiştir. Kizar olarak başka yazarların çocuklarına tabın anlatıcısı, öykünün bir noktasında ve eserlerine babalık yapmak zorunda, “Birinin ‘Bu roman güzel çünkü teredeseri kaçınılmaz olarak kendisinden öndütlerden örülü demesini isterdim” ce yaşamış düşünürlerin ve edebiyatçıladerken, kitabın temel özelliklerinden rın buluşlarından besleniyor. Kitapta birini de açıklamış oluyor. yer alan öykülerden birini alıntılamak Kitabın en somut öyküsü olarak isimbu fikri örneklendirmek ve Georgi lendirebileceğimiz, son derece hüzünlü Gospodinov’un üslubu hakkında fikir olmasına rağmen esprili bir üslupla anvermek bakımından yararlı olur: latılan bir boşanma öyküsü, tuvaletin “Bazen kitaplar; bize tuhaf şakalar yatarihi, arılar, sinekler, kediler, köpekler par! Yıllar önce ısrarla, bir fikrimin peve hayatın birçok yönünü ele alan öyküşine düşmüştüm. Arkamda bırakacağım lerle birleşerek, kendisi de yazar olan şeyin o olduğunu düşlemiştim. Güzel ve anlatıcının da açıkladığı gibi “sineğin bir ölçüde de pratik bir şey... Farklı çibakışını anımsatan çok yönlü bir roçekler, günün farklı saatlerinde açarlar. man” oluşturuyor. Sinek, özellikle de siİki yıl boyunca bitki rehberini karıştırnek gözü, Doğal Roman’ın en değerli dım, çayır çimen dolaştım, günlerce kırbuluşlarından biri: “Sinek gözü gerçek ları turladım. Bütün çiçekleri bulup daibir itiraftır… Gözü aslında binlerce mire şeklinde dikerek doğal bir saat oluşnik gözden, aralıktan oluşur… Sinekleturmak istemiştim. Bir çiçeğin kapanrin miyop olduğu kabul edilmiştir anmasıyla diğerinin açıldığını hayal etmişcak yeryüzünde daha ayrıntılı, daha detim. Doğal mekanizmalı bir saat... ‘Saat taylı bir bakış düşünülebilir mi? Bazı kaç’ sorusuna insanlar artık, örneğin romancıların teknik olarak kullandığı ‘Öğleden sonra üç buçuk değil, Lale...’ fragmantasyon, aslında sineğin gözündiyeceklerdi. Bu fikrimle gurur duyden alınmıştır. Bir sineği konuşturabilmuştum ve artık toplamış olduğum çisek ortaya nasıl bir roman çıkar acaba?” çekleri ekmeme iki gün kala, tesadüfen Bu sorunun doğal sonucu olarak da ama tümüyle tesadüfen, bir gazetenin romana tuvalet ve bu konu etrafında ‘Şunu biliyor muydunuz?’ kısmında dönen birçok öykü, “bilimsel” saptama, şöyle bir not okudum: ‘Daha zamanınsinek bakış açısından yazılmış bir İncil da botaniğin babası Carl Linnaeus, bitve tuvalet alışkanlığı ile dil arasındaki ki döngülerin dakikliğini bildiği için bir bağlantı üzerine görüşler yer alıyor: dairenin farklı bölgelerine günün belirli “Tuvalete sadece bedeninin alt kısmı saatlerinde açan çiçekler yerleştirmiş.” değil, onunla birlikte dilin de giriyor. Anlatıcı, edebiyat alanında da keşfeDilinin de uçkurunu çözüp kenarını rahat bırakmaya, tüm boktan hayatı boyunca birikenleri kusma ihtiyacı var… Şimdi kenef muhabbeti yaparken biz aslında dil hakkında konuşuyoruz.” Anlatıcın temel derdi aslında dil ile olan sorunlu ilişkisi. Kişisel hayatındaki başarısızlığı (boşanma ile biten evliliği) bir yazar olarak yaşadığı sorunsalı da açığa vurmuş oluyor. Evliliği karısının hamile olduğunu ancak bu hamilelikte kendisinin pay sahibi olmadığını, yani “kendi” çocuğunun babası olmadığını öğrenince sona eriyor. (“Her geçen gün karın; gözlerinin önünde bir Gospodinov film senaryosu da yazıyor. Omlet başlıklı son kısa metanneye dönüşüyor ama rajlı filmi, Sundance 2009 bağımsız sinema festivalinde ödül kazandı. dilmemiş bir alanın kalmadığının farkında. Bu düşünce onu Tolstoy, Dickens, Salinger, Vazov gibi yazarların ünlü eserlerinin giriş cümlelerini birleştirip yeni bir roman yazma fikrine itiyor: “Başlangıçlar verilmiştir, kombinasyonlar sonsuzdur… Başlangıçların Romanında hiçbir şey betimlenmeyecek. O sadece ilk hareket gücünü sağlayacak ve bir sonraki başlangıcın gölgesine çekilecek, kahramanların durumun gerektirdiği şekilde eşleşmelerine izin verecek kadar anlayışlı olacak… Ben buna Doğal Roman derdim.” SOSYAL İÇERİKLİ ÖYKÜLER DE VAR Dilin anlatım aracı olarak özelliklerini ve anlatım sürecini konu alan bölümlerin yanı sıra Doğal Roman “sosyal içerikli” öyküler de içeriyor. Kitap, rejimin çöküşünden sonra ülkenin yaşadığı sefalete göndermelerde bulunuyor. 1990’lar, “utancını yenip, çöp kovalarını karıştırmaya başlayan düzgün giyimli insanların gittikçe arttığı” yıllar olarak tanımlanıyor. Bazı öyküler, komünizm döneminin kısıtlamalarına değinirken rejimin dogmalarıyla örtüşmeyen düşüncelerin hayata nasıl sızdığını da anlatıyor. Sofya’nın “Aleksandır Nevski” Katedrali’ne yapılan bir okul gezisi sırasında anlatıcı ve arkadaşları, örneğin, okulda öğrendikleri “Tanrı yoktur” inancında çatlaklar yaratan bir olayla karşılaşır. Katedralin önündeki yaşlı bir adam onlara Tanrı’nın elektrik gibi olduğunu açıklar: “Vardır ama görünmez, akar ve her şeyde kendini ifade eder.” Komünizm dönemi genel anlamda eleştiri odağı olurken romanın “60’ların Zevkler Listesi,” “70’lerin Zevkler Listesi” ve “80’lerin Zevkler Listesi” başlıklı bölümleri yoğun bir nostalji duygusu ile yüklü. Bu bölümler komünizm dönemi ile özdeşleşen bazı faaliyetler ve nesneleri sıralıyor: “Sofya’daki ‘Bulgaristan’ lokantasında akşam yemeği, kapaklı kutu içinde filtresiz ‘Slıntse’ sigaraları…, Rus savaş filmleri, fıstıklı, üstü beyaz kaplamalı “kar tanesi” şekerleri.” Ancak komünizm dönemine ait nesnelere, eylemlere, yüzlere duyulan özlemin kökünde çöken ideoloji değil, temel bir çocukluk özlemi yatıyor. Anlatıcının kiraz ağacı üzerinde geçirdiği çocukluk dönemini anlatan 37. bölüm bu anlamda anahtar değeri taşır. Burada anlatıcı çocukluk dönemini “Toplum dışında geçen yedi yıl. Yedi yıl devletsizlik. Yedi anarşi yılı” olarak tanımlarken çocukluğun insanın ideolojiden uzak olduğu tek dönem olduğunu vurgular. “Her günün yegane amacı dünyayı oyun sahasına dönüştürmek. Aaaa, şuradaki karıncalar, kiraza bak, peki ya şu sinek.” Bu nedenle de “Çocukların vatanı yoktur. Onların vatanı çocukluktur” sonucuna varır. Tek vatanı oyun olan çocuk, kiraz ağacının kiraz ağacı olarak görecek kadar masumdur, daha sonra ideolojinin bu ağaca yükleyeceği anlamlarla “kirlenmemiştir.” (Kiraz ağacı, Bulgarların milli bilincinde özel bir yere sahip. Osmanlılara karşı mücadelenin önemli başkaldırılarından biri sayılan 1876 Nisan ayaklanmasında kullanılan kiraz ağacı gövdesinden yapılan top, Bulgar milli bilincinin temel taşlarından birini oluşturuyor.) Bir yazarın temel çabası bu çocukluk vatanına dönmek değil midir aslında? Tek doğal olduğu haline? Doğal Roman bu çabanın başarılı bir örneği. Doğal Roman/ Georgi Gospodinov/ Çeviren: Hasine Şen/ Apollon Yayıncılık/ 160 s. Ë Hasine ŞEN ünümüz Bulgar edebiyatının en önemli temsilcilerinden biri olan Georgi Gospodinov 1968’de doğdu. Edebiyat serüvenine 1992’de yayımlanan ilk şiir kitabı Lapidarium ile başladı. Bir Milletin Kiraz Ağacı (Çereşata na Edin Narod) (1996) başlıklı ikinci şiir kitabı Bulgar Yazarlar Birliği’nin verdiği Yılın En İyi Kitabı Ödülü’nü kazandı. Gospodinov’un Gaustin’e Mektuplar (Pisma do Gaustin) (2003) ve Balatlar ve Çöküş (Baladi i Razpadi) (2007) başlıklı iki şiir kitabı daha bulunuyor. 1999’da yayımlanan ilk romanı Doğal Roman (Estestven Roman) Gospodinov’a uluslararası düzeyde başarı getirdi. Kitap, aralarında İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Çekçe, Sırpça, Lehçe olmak üzere şu ana kadar on beş dile çevrildi. Gospodinov’un Ve Başka Öyküler isimli öykü kitabı Fransa, Amerika, İtalya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti ve Makedonya’da basıldı. Öyküleri, ABD’de yayımlanacak “Best European Ficton 2010” seçkisinde yer alıyor. Gospodinov film senaryosu da yazıyor. 55. Uluslararası Berlin Film Festivali’nin forum açılış filmi olarak gösterilen uluslararsı yapım Lost and Found filminin Bulgaristan bölümü senaryosu yazarlarından biri. Omlet başlıklı son kısa metrajlı filmi, Sundance 2009 bağımsız sinema festivalinde ödül kazandı. HÜZÜN VE NEŞE Birbirinden bağımsız öyküler, şiirler, aforizmalar ve birçok türün parodisinden oluşan Doğal Roman, birçok başka yazara ve yapıta da göndermelerde bulunuyor ve anlatım sürecinin kendisini de öykünün bir parçasına dönüştürüyor. Bu özellikleriyle yayımlanmış olduğu 1999’da, propagandist totaliter edebiyatın boşalan tahtına yenilikçi bir ruh yerleştirmeyi başarmış ve günümüz BulSAYFA 14 3 MART 2011 G CUMHURİYET KİTAP SAYI 1098