29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş iir Atlası CEVAT ÇAPAN Svetlozar İgov/ Şiirler/ Çeviren: Kadriye Cesur ‘Hiç gitmediğin bir yerdeyim seninle...’ ÖZÜR: Svetlozar İgov’un geçen sayımızda yayımlanan şiirleri teknik aksaklık sonucu birbirine karışarak yayımlanmıştır. Bu şiirleri yeniden yayımlıyor, sayfamızı hazırlayan Cevat Çapan, Svetlozar İgov ve okurlarımızdan özür diliyoruz. debiyat tarihçisi, eleştirmen, şair, deneme, fragmanlar ve roman yazarı Prof. Svetlozar İgov, 1945 yılında Sofya’da doğdu. Sofya Aziz Kliment Ohridski Üniversitesi’nin Slav Filolojisi bölümünden mezun oldu (1966). Akademik eğitimini Zagreb ve Belgrad üniversitelerinde sürdürdü (196768). Bir süre Sofya Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Daha sonra Literaturen Front gazetesi (196970), Sıvremennik (1973 1977) ile Dil ve Edebiyat dergilerinde yayın yönetmenliği yaptı. 1978 yılından bu yana Plovdiv Paisiy Hilendarski Üniversitesi’nde Slav edebiyatları okutmakta olan Prof.İgov, Bulgar Bilimler Akademisi’nin Sanat ve Edebiyat Enstitüsü’nde de çalıştı. Bulgaristan’ın önde gelen edebiyatçıları arasında yer alan Svetlozar İgov, özellikle İvo Andriç ve Slav Edebiyatları konusunda (özelde Sırp yazını alanında) akla gelen ilk ve en yetkin isimlerdendir. Uzun yıllar İvo Andriç, Vasko Popa, Yovan Hristiç, Duşan Matiç, Miodrag Pavloviç, İvan V.Laliç, Branko Milkoviç ve daha birçok eski Yugoslav şair ve yazarların eserlerinden yaptığı olağanüstü başarılı çevirilerle çevirmen kimliğini de kanıtlar. Roman, şiir, fragmanlar ve deneme kitaplarının dışında, Sv.İgov’un edebiyat teorisi, edebiyat tarihi ve eleştiri alanındaki çalışmaları yirmi cildi aşmaktadır. Sunduğumuz şiir çevirileri şairin Orada başlıklı şiir kitabından seçilen şiirleridir. (Tam/ Orada, Janet 45 Yayınevi, Plovdiv, 2005). Anılar Unutuyorum onları. Ancak bir çöl değil geriye kalan. Körpe tohumlarda seğiren havanın ergin boşluğudur dirim toplayan. An Yıldırım gibi kısa. Yetiler için bir nimet! Ama belleğin susuzluğuna yetmez. Sözcüklerle kaplarsın kalan boşluğu. Bir susuzluk an’ıysa eğerde ki, su birikintisine benzer yaz mevsiminde tüm gölgeler. Suya kanık bir an’sa eğer çölü çağırabilirsin demek. Eşelemek için kumunusözcükler gibi sivri ve ele gelmeyen o küçük, parlak zerrelerini. Orada Orada Yöneldiğimiz yanda Hiçbir şey yok Hiçbir şey Sadece Bir mum yanıyor Dipte Bakıyorum Uzun uzun Oyalayacaktır uzun uzun seni ellerinde ışıldayan evren pulu ta ki altın bir an yakalayana değin. Yıldırım gibi kısa. Yetiler için bir nimet. Ve yetmez susuzluğuna belleğin. Ve Yumuyorum Gözlerimi de Pınar Öyle derin, duru Görünmez ve belirsiz Kandırdığım susuzluğumdan Daha kuru. Orman Geldiğinde Burada olmadığını Gördüm Okşamak için durmuştu güneş Çimlerde kalan izini Bedeninin Doğrultacaktı başlarını Sana dokunan Otlar Ve dağılıp gidecek Yokluğun sureti Havada Ormanın okuma odasında Ağaç yapraklarını Karıştırmak için Kaldım Işıklı bir açım gibi Bakışın yitişini içimde Duyumsadım İkincillik Hüzünlü bir türkü Tutturuyor bedenin Yalnızlığımın içinde … yürürüz sonra uzun uzun ay gümüşünün düştüğü altuni anızlar ovasında… SAYFA 23 E İki Sesli Monolog Odiseus’un Şarkısı: Geldim Bir başıma kalmak için Kucaklıyorum seni Çekiliyor bilinmeyen kıyılara Ağır ağır deniz Öpüyorum seni Ayrılıktan kalan boşluk gibi Yükseliyor kıyılar Okşuyorum göğüslerini Ve seniyor Tüm gece çiçekleri Penelope’nin Şarkısı: Geldin Bir başıma kalıyorum Kucaklıyorsun beni Kabarıyor belleğimde Kapkara deniz Öpüyorsun beni Senin olmayan anılardan Karanlık bir orman gibiyim Okşuyorsun ğöğüslerimi Kara çiçek gibi serpiliyor Eski ürpertilerim Çöküyor üzerime güneş alazlarıyla yanan gece Sönüyor yalnızlığım Ovalarında senin Yankılanarak CUMHURİYET KİTAP SAYI 1093
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear