Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Michel Schneider’ın tarihi romanı Marilyn’i Kurtarmak Marilyn Monroe. Her filmde farklı bir sarışın olmak isteyen kadın. Külrengine çalan, koyu, yaldızlı, gümüşi sarı, kehribar, platin sarısı, bal sarısı, isli sarı, yakut sarısı, madeni sarı. Los Angeles gibi görüntünün her şey demek olduğu bir kentte doğup büyüyen ve iş yapan biri olarak, düşünsel açıdan daha zengin, insanlar arasında daha az görüntünün daha çok sözcüğün olduğu bir yaşama dahil olmanın düşünü kuran bir kadın. Michel Schneider, Marilyn’i Kurtarmak’ta bu olağanüstü kadını anlatıyor. Ë Elif KARAOSMANOĞLU ünya öğretti sana güzelliğini/ ve güzelliğin güzellik olmaktan çıktı/ ama sen çocuk olmayı sürdürüyordun/ geçmiş gibi aptal, gelecek gibi acımasız/ ve seninle İktidarın sahip çıktığı güzelliğin arasında/ yer aldı bugünün olanca aptallığı, acımasızlığı.” Yukarıda bir bölümü alınan, Pier Paolo Pasolini’nin Marilyn Monroe için yazmış olduğu şiir aslında bir ağıt (Şiirli Ses, Çeviren: Rekin Teksoy, Nisan Yayınları, İstanbul, 1993). Büyük ekonomik ve siyasi güçlerin savaş içinde olduğu Hollywood sinema endüstrisinin bir zaman en parlak yıldızı olan Marilyn Monroe’ya, “çaresiz küçük kardeş” diye seslenen Pasolini, bu ağıtla hem Monroe’nun intiharını hem de Amerikan sinema anlayışını sorgular. Yıllardır söylentiler dolaşır durur: Kimine göre Monroe intihar etmiştir, kimine göre intihar etmek zorunda bırakılmıştır, kimine göre de cinayete kurban gitmiştir. Yazar Michel Schneider de 2006 Interallié ödülüne değer görülen kitabı “Marilyn’i Kurtarmak”ta Marilyn Monroe’nun son psikanalisti Ralph Greenson’la olan ilişkisi üzerinden Monroe’nun ölümüne ve Holywood sinema endüstrisinin psikanalizle olan ilişkisine bakmayı hedeflemiş. racak olan o ölüm. Boşluk.“Bir oyuncu olmaya çalışıyorum, gerçek bir oyuncu olmaya, ama çoğunlukla ben ne yaparsam yapayım önümdeki pencereler içimdeki boşluğa açılıyor.” Çocukluktan kalma sarsıntılar, özsaygı eksikliği, başkalarının onayına duyulan saplantılı ihtiyaç, dostluk ya da aşk ilişkisini sürdürmekte yetersizlik, terk edilme korkusu. Birini sevmek istemek ama kimi bilememek. Masum söz hatalarının, bir anlam taşımayan yanlışlıkların, bir art niyetten yoksun hareket ve tümcelerin var olmadığını düşünerek yaşamak. En sıradan bir uyarının içinde korkutucu bir tehdit görmek. Uyuşturucu, cinselliğin yıkıcı biçimde kullanımı, sanatının güçlükleri, bedenin düşmesi, aşırı ilaç kullanımı. Onu aslında insanlardan uzaklaştıran herkese hoş görünme ihtiyacı. Ona göre, “biri” olabilmesinin tek yolu başka biri olmaktı. Norma Jeane Baker yerine Marilyn Monroe olmak. “Ben Marilyn Monroe rolünü oynadım. Marilyn Monroe, Marilyn Monroe. Başka türlü olmaya çalıştım. Derken kendi kendimi taklit ettiğimi fark ettim. Benim istediğim başka bir şey. Arthur’un bana, istediği şeyin ben olduğumu, gerçekten ben olduğumu söylemesiydi beni ona çeken şeylerden biri. Onunla evlendiğimde, onun sayesinde Marilyn Monroe’dan uzaklaşabileceğimi hayal ediyordum, şimdiyse yine aynı şeyi yaparken buluyorum kendimi. Buna dayanamıyorum. Buradan çıkmak istiyorum. Marilyn Monroe’yla bir sahne daha çekmeyi kabul edemem.” Marilyn’in sevgi budur demesi için birinin ona bakıp adını söylemesi yeterliydi. Birinin onu dinlemesi, ona cesaret vermesi, onu akıllı kılması, düşünmesini sağlaması, yanındayken onun her şeye göğüs gerebileceğini hissettirmesinin de o kişiye “İsam, kurtarıcım” demesi için yeterdi. Marilyn, Greenson’un onun için yaptığı tüm şeyleri “olağanüstü” buluyordu. Aslında sadece psikanalist ve hastası arasında değil, her olağan dostluğun olmazsa olmazı bu tırnak içinde olağanüstülükler Marilyn’i kurtarmaya yetmedi. İşte bu kitap Marilyn Monroe’nun kurtarıl(a)maması üstüne belge, söyleşi, anı vb. bilgilere dayanarak yazılmış. Yazar diyalog, söz ve mektupları bazen kurgulamış ama çoğunlukla kitabın sonunda verilen okuma listesindeki makale ve kitaplardan aslına bağlı kalarak aktarmış. ? Marilyn’i Kurtarmak/ Michel Schneider/ Çeviren: Orçun Türkay/ Yapı Kredi Yayınları/ 400 s. SAYFA 23 “D “Birbirimize mi deli olabiliriz diyorsun?” “Hayır birbirinizi delirtebilirsiniz.” Bu diyalog, 1960’tan 1962’ye kadar Marilyn Monroe’ya Freudcu psikanaliz yöntemini uygulayan psikanalist Greenson ile eşi arasında geçiyor ve diyalog, hastapsikanalist ilişkisinin sürüklendiği girdabı özetleyiveriyor. Pek çok hikâyeciğin tarihler arasında kronolojik sıra gözetmeksizin ama yine de bir düzen içinde anlatıldığı kitap film yapımında olduğu gibi kes yapıştır yöntemiyle yazılmış. İstenilen bölüm tek başına okunabileceği gibi, bölümler baştan sona kurgulanıp montajlanmış film kareleri gibi ardı ardına da okunabilir. Sigmund Freud, kızı Anna Freud, Arthur Miller, Frank Sinatra, J. F. Kennedy ve Kennedy’ler, Clark Gable, John Huston gibi pek çok kişiye değinilen kitabın takip ettiği çizgi Marilyn’in psikanaliz takıntısı. Evet, takıntı. Onun birçok bağımlılığından sadece biri ama, “ölüm”den sonra en önde geleni. Yaşamının ve içinin boşluğunu doldu CUMHURİYET KİTAP SAYI 1050