Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Güney Özkılınç’tan ‘Nâzım’ın Bursa Yılları’ Yatar Bursa Kalesi’nde... Araştırmacı Güney Özkılınç’ın uzun zamana yayılan sabırlı araştırması sonucu hazırlanan Nâzım’ın Bursa Yılları’nda, şairin Bursa Cezaevi yılları, belgeler ve tanıklıklarla anlatılıyor. İlk kez yayımlanan fotoğraflar, okuyucuyu o yılların dünyasına, Nâzım’ın zorlu, acılar ve hasretle yüklü ama ömrünün en verimli yazarlık yıllarına götürüyor. Ë Tahir ŞİLKAN âzım Hikmet, sonradan bizzat Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak tarafından açık bir şekilde ifade edildiği üzere düzmece bir yargılama sonucunda, verilen emirle, suçsuz yere toplam 28 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Ankara askeri cezaevinde başlayan tutsaklık, İstanbul tevkifhanesinde ve Çankırı cezaevinde devam etti. Sonra, hem İstanbul’a yakınlığı hem de Nâzım’ın artan siyatik ağrılarının tedavisi için kaplıcalarıyla ünlü Bursa şehrine, Nâzım’ın tanımıyla “Bursa Kalesi”ne nakledilmesi sağlandı. Nâzım, Bursa cezaevindeki mapusluk yıllarının uzunluğunu, “Ben İçeri Düştüğümden Beri” şiirinde karşılaştırmalı bir şekilde belleklerden silinmeyecek güzellikte anlattı. Nâzım, on yıldan beri hapisti ve “Yaşamaya Dair II” şiirinde dediği gibi “Daha onsekiz yıl vardır açılmasına demir kapının”. Nâzım Hikmet, 48 yaşına kadar olan ya cezaevi Nâzım tarafından, sonraki yıllarda şamının dörtte birini Bursa mapushaneünlenecek pek çok yazar ve Ressam İbrasinde geçirdi. İlki 1933’te, ikincisi ve uzun him Balaban için gerçek bir sanat akadeolanı 1940’ta başladı ve ancak 1950 yılınmisine dönüştürüldü. Önce başka bir suç da sağlığı önemli ölçüde bozulduktan nedeniyle Bursa cezaevinde yatan İbrahim sonra son buldu. Balaban, hapisten çıktıktan sonra, hasmını Nâzım’ın, “Yarısı burdaysa kalbimin/ öldürerek yeniden cezaevine girecek ve yarısı Çindedir doktor/ sarı nehre doğru annesi Celile Hanım kadar olmasa da iyi akan/ ordunun içindedir/ sonra her şafak bir ressam olan Nâzım tarafından yetiştirivakti doktor/ her şafak vakti kalbim/ Yulecek ve ünlü ressam Balaban olacaktır. nanistanda kurşuna diziliyor” diye başlaKitapta; Balaban ile Orhan Kemal’in yayan ünlü “Angina Pektoris” şiirinde seszarlık sürecine Nâzım tarafından cezalendiği doktor Neşati Üster, Memleketimevinde ve sonrasında mektuplarla yapılan den İnsan Manzaralar‘ında adları geçen katkının ayrıntılarını, yanısıra Nâzım’ın Sarı Seyfettin, Nâzım’ı Bursa cezaevinden cezaevinde ailesinin ve ailesinden bir parkaçırmayı planlayan Laz Eyüp, cezaevi ça kabul ettği Kemal Tahir’e ve diğer başgardiyanı Hasan Basri, Cezaevi müdüdostlarına yardım etmesini sağlayan dokurü Tahsin Akıncı, tedavi için gittiği kaplıca otelinde o zaman katiplik yapan doktor Galip Uzunca, yine Memleketimden İnsan Manzaraları’nda adı geçen Yayalar Köylü Yakup, Balcı Nuri, cezaevi arkadaşı İsmail Başaran’ın kendileri veya yakınlarının anlatımları, evlerinde üzerinde titreyerek sakladıkları fotoğraflar, resimler, mektuplar, hatıra eşyaları, ve unutulmayan anılar, kitaba zenginlik kazandırmış. Nâzım’ın Bursa cezaevinde yazdığı şiirlerden yapılan alıntılar, yerinde kullanılan şiirler olarak anı anlatımını güçlendi Nâzım Hikmet, 48 yaşına kadar olan yaşamının dörtte birini Bursa mariyor. pushanesinde geçirdi. İlki 1933’te, ikincisi ve uzun olanı 1940’ta başladı ve Bilindiği üzere Bursa ancak 1950 yılında sağlığı önemli ölçüde bozulduktan sonra son buldu. ma tezgâhlarının ayrıntılarını öğreniyoruz. Kitapta Nâzım’ın “Vasiyet” şiirinde, “Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü/ ölürsem kurtuluştan önce yani/ alıp götürün/ Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni(...)/ ve de uyarına gelirse/ tepemde bir de çınar olursa/ taş maş da istemez hani” sözünü yerine getirmek için İznik Gölü kıyısına dikilen ve sonra kesilen çınar ağacının öyküsünü birinci elden duyuyoruz. Nâzım Hikmet’in on yıllık Bursa cezaevi hayatına ilişkin ilginç anekdotlarla dolu, bir solukta okunan anıbiyografi kitabına şair yazar Ataol Behramoğlu tarafından yazılan etkileyici önsözde de vurgulandığı üzere “Nâzım büyüklüğündeki yazarların yaşamlarının her anının bilinmesinde, benzer araştırmaların başka yazarlar için de yapılmasında edebiyat tarihimiz açısından sonsuz yarar var.” Ataol Behramoğlu yazısında, çalışmanın önemi dışında kitabın yazarının sözcüsü olduğu bir çalışmayı öne çıkarıyor ve “Nâzım’a Bursa’da yer açın” çağrısı çerçevesinde Bursa kentinde büyük şairimizin adını taşıyacak bir cadde, meydan, sokak adı, şairin adını taşıyacak bir kültür evi, talebine destek veriyor. Yazıyı, Nâzım’ın Bursa cezaevinde on yıldan beri hapis olmasına, sağlığını yitirmesine karşın umudunu, sevdasını hiç yitirmediğini haykıran “Yatar Bursa Kalesinde” şiirinden dizeler ve Nâzım’ın yalnız Bursa’da değil ülkemizin her yöresinde unutulmadığını, unutulmayacağını gösteren anıtların, kültür evlerinin olduğu, caddelere, sokaklara isminin konulduğu günlerin uzak olmaması dileğiyle noktalayalım. ? Nâzım’ın Bursa Yılları/ Güney Özkılınç/ Evrensel Basım Yayın/ 184 s. N Sinefillere önemli bir kaynak Dünya ve Türk Sineması ansiklopedisi olarak da adlandıracağımız ve Rekin Teksoy’un kaleme aldığı Sinema Tarihi, renkli, siyahbeyaz fotoğraflarla dolu 1328 sayfadan oluşuyor ve iki cilt olarak yeniden sinemaseverlerin ilgisine sunuluyor. Kitap, sinemanın mucitleri Auguste ve Louis Lumière’den başlayarak konulu filmin yaratıcısı George Méliès’e, ilk canlandırma ve sanat filmlerine dek uzanıyor, İtalyan, İngiliz, Alman, Kuzey Avrupa, Rus, Türk sinemasının öncülerini anlatıyor, Amerikan film stüdyolarının kurulmasını, Hollywood’u, ilk yıldızları, sinemanın dahisi Charles Chaplin’i, film türlerini, Oscar’ları titizlikle işliyor. Ë Aslı SELÇUK Sinema Tarihi Rekin Teksoy S inema yazarı, oyun yazarı, okutman, çevirmen (Decameron, İlahi Komedya), İtalyanların şövalye nişanı sahibi Rekin Teksoy’un Sinema Tarihi’nin üçüncü baskısı yayımlandı. İlk kez 2005’te Oğlak Yayınları’ndan çıkan çalışmanın kapağında “Bugüne kadar Türkiye’de yazılmış en kapsam lı sinema kitabı” açıklaması var. Dünya ve Türk Sineması ansiklopedisi olarak da adlandıracağımız bu özenle hazırlanmış yayın renkli, siyahbeyaz fotoğraflarla dolu 1328 sayfadan oluşuyor, iki cilt olarak özel kutusunda yeniden sinemaseverlerin ilgisine sunuluyor. Sinema Tarihi, sinemanın mucitleri Auguste ve Louis Lumière’den başlayarak konulu filmin yaratıcısı George Méliès’e, ilk canlandırma ve sanat filmlerine dek uzanı yor, İtalyan, İngiliz, Alman, Kuzey Avrupa, Rus, Türk sinemasının öncülerini anlatıyor, Amerikan film stüdyolarının kurulmasını, Hollywood’u, ilk yıldızları, sinemanın dahisi Charles Chaplin’i, film türlerini, Oscar’ları titizlikle işliyor. Lev Kuleşov, Vsevolod Pudovkin, Sergey Ayzenştayn, Aleksandr Dovçenko’yla Sovyetler Birliği’ndeki sinemayı, F.W.Murnau, Fritz Lang, G.W. Pabst’la Alman Dışavurumculuğu’nu, sesli sine maya geçişi, Nazi Almanya’sında, Faşist İtalya’da sinemayı inceliyor. En önemli sinema akımları Toplumsal Gerçekçilik, Yeni Gerçekçilik, Yeni Dalga, SinemaGerçek, Özgür Sinema hakkında okuru derinlemesine bilgilendiriyor. Vittorio de Sica, Luchino Visconti, Michelangelo Antonioni, Federico Fellini gibi İtalyan, Alain Resnais, François Truffaut, JeanLuc Godard gibi Fransız ustalar, Luis Bunuel, Ingmar Bergman, Joseph Losey gibi Avrupalı yaratıcı yönetmenler bu önemli başvuru kitabının içindeler. Japon, Hint, Uzak Doğu, Okyanusya, Latin Amerika, Kanada, Afrika, Orta Doğu, Orta Asya Cumhuriyetleri sinemalarının tarihçelerini, önemli sinemacılarını da öğreniyoruz. Çağdaş yönetmenlerde Martin Scorsese, Francis Ford Coppola, Steven Spielberg, Woody Allen, Ethan ve Joel Coen kardeşler, Quentin Tarantino göze çarpıyor. Kronoloji paleolitik çağlardan başlıyor 2008’in sonunda dek uzanarak tüm ulusal, uluslararası sinemasanat olaylarını ayrıntılandırıyor. Film adları dizini hem filmlerin özgün adlarına hem de Türkçe başlıklarına göre düzenlenmiş. Ayrıca kişi adları dizini, kaynakça da var. Rekin Teksoy’un Sinema Tarihi tüm sinefiller için benzersiz, bilgi dolu bir başvuru kaynağı. ? Sinema Tarihi/Rekin Teksoy/ Oğlak Yayıncılık/ 1328 s. SAYFA 22 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1050