25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Yusuf Alper’den ‘Psikodinamik Açıdan Cemal Süreya ve Şiiri’ Şiire dahil hayat Cemal Süreya’nın verili dünyanın dışında bir dünyanın da olabileceğini anlattığı sonucuna varan Yusuf Alper, onun da tıpkı Rimbaud gibi “ Ben başkasıdır” söylemiyle hareket ettiğini düşünerek, şiirinin varoluşsal ve felsefi nedenlerine gönderme yapıyor Psikodinamik Açıdan Cemal Süreya ve Şiiri ’nde. Ë Soner DEMİRBAŞ usuf Alper’in Psikodinamik Açıdan Cemal Süreya ve Şiiri adlı kitabı, Özgür Yayınları’ndan çıktı. Alper, adı geçen kitabın ipuçlarını Yasakmeyve dergisinin OcakŞubat 2007 tarihli 24. sayısındaki “Cemal Süreya Şiirinde Ölüm ve İntihar”(ss.6470) başlıklı yazısıyla duyurmuştu okurlarına. Adı geçen yazı da bu kitaba “Ölüm Yok Yaşamda Ama İntihar...” (ss.8797) başlığıyla alınmış. Alper, 126 sayfadan oluşan kitabında acılar yaşayan çocukerişkin insan Cemal Süreya’nın şiirine yansıyanları saygılı ve dikkatli bir biçimde irdelemeye çalışıyor. İnsan Cemal Süreya ve şair Cemal Süreya’ya bakmayı da birbirine karıştırmadan yapmaya çalışan Alper, kitabın önsözünde, yine kitabın da adından anlaşılacağı üzere kendisine bir yol çizerken hem elinden geldiğince nesnel olmaya çalışmış hem de Şair Yusuf Alper olarak Şair Cemal Süreya üzerine yazma uğraşını göze almış. Kitabın üç ana gövdesini oluşturan “Önsöz”, “Psikodinamik Açıdan Cemal Süreya ve Şiiri” ile “Cemal Süreya ve Depresyon” adlı bölümlerinin de birbirini bütünleyen bir nitelik taşıdığını belirtmekte fayda var. ratıcı sanatçıların psikolojikpsikodinamik portresini çizmenin de psikiyatrpskologların her zaman ilgisini çektiğini söyleyebiliriz. Çünkü psikanaliz yaklaşık yüz yıl boyunca sanatla yakından ilgilenen bir bilim dalı olmuştur. Psikanaliz ya da benzer yaklaşımların bilinçdışında olan şeyleri bilince çıkarma edimi olduğu bilinciyle hareket eden Alper, bilinç, bilinçöncesi ve bilinçdışının insan davranışı ve yaratıcı sanatçı üzerindeki etkisini insanın aynı zamanda felsefi bir varlık olduğunu da unutmadan araştırmaya koyuluyor. Tıpkı Freud gibi Alper de sanatçının içedönük bir kişilik yapısına sahip olduğu bilincinden hareket ederek yaratısı üzerindeki (burada söz konusu olan Cemal Süreya şiiridir) bilinçaltının etkisini araştırmaya koyuluyor. Buradan hareketle sanatın ve sanatçının toplumsal rolünü de esgeçmeden aktarmaya çalışan Alper, sanatın var olan dünyadan daha güzel bir dünya olduğunu insanlara imleyen bir seçenek sunduğunu da okuruna anımsatıyor. Psikodinamikpsikolojik açıdan her insana bakılabileceği gibi sanatçıya da bakılabileceğini söyleyen Alper, sanatçının poetika açısından bilinçdışının görülebilmesinde konunun önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyor. Alper, Türk şiirinde psikanalitik yaklaşıma en uygun şairler olarak Ahmet Haşim, Necip Fazıl, Cahit Sıtkı, Behçet Necatigil ve Attilâ İlhan gibi isimleri sıralarken içlerinde Cemal Süreya’nın da bulunduğu tüm İkinci Yeni şairlerini de bu gruba dahil ediyor ve sanatçıya patolojik, sanat eserine de patoloji ürünü olarak bakılamayacağını ve kendisinin de böylesi bir bakış açısına sahip olmadığını daha kitabının “Önsöz” bölümünde okuruna duyuruyor. Cemal Süreya’nın İkinci Yeni’nin kurucu, çığır açıcılarından biri olduğunu belirten Alper, Süreya’nın psikodinamik incelemeyi gerektiren önemli bir şair olduğunu ifade ederek onun şiirine yansıyanları dikkatli bir biçimde irdelemeye çalışıyor. Kitabı okurlar için daha ilginç kılan şey ise Alper’in şiir ve psikiyatri kavşağında duran bir kişi olması diyebiliriz. BİLİNÇTEN BİLİNÇDIŞINA Alper, kitabın “Psikodinamik Açıdan Cemal Süreya ve Şiiri” adlı bölümüne başlamadan önce Cemal Süreya’nın Beni Öp Sonra Doğur Beni adlı kitabındaki aynı adlı şiirinin son iki dizesini alınlık olarak almış: “Annem çok küçükken öldü/ beni öp, sonra doğur beni.” (s.33). Ki bu iki dizeyi kitap boyunca da sık sık okuruna anımsatıyor. Alper, söz konusu denemeinceleme kitabındaki tüm çözümlemelere de temel olarak bu iki dizeyi almış ve Cemal Süreya psikolojisine ve şiirine bu dizelerden Y Cemal Süreya YARATIM VE PSİKANALİZ Alper, “Önsöz” bölümünde psikanaliz, psikolojikpsikodinamik portre, psikanalizin amacı, patoloji, sanatın ve yaratıcılığın sağaltan yönü vb konularda Klein, Fairbairn, Kernberg (psikanalitik psikoterapi, nesne ilişkileri kuramı); Hartman, Rapaport, Erikson (benlikego psikolojisi); Kohut… (kendilikself psikolojisi); varoluşçu ve Freudyen bakış açısını içeren açıklamalarda bulunarak akademik birikiminin de katkısıyla okurunu kitaba ve Cemal Süreya şiirine hazırlıyor. YaCemal Süreya’nın İkinci Yeni’nin kurucu, çığır açıcılarından biri olduğunu belirtiyor Yusuf Alper. doğru yola çıkmış gibi gözüküyor. Kitabın ilerleyen sayfalarında yapılan psikolojik çözümlemede bu iki dizenin Cemal Süreya şiirini oluşturan bilinçaltıbilinçdışı katmanlarına da vurgu yapılıyor. Bilinçdışının Türk şiirinde en yoğun biçimde İkinci Yeni şiiriyle kullanıldığını belirten yazar, bunda söz konusu şairler üzerindeki varoluşçuluk ve Freud düşüncesinin etkili olduğunun da altını çiziyor. Ancak bilinçdışının İkinci Yeni şairleri tarafından bilinçli bir şekilde estetize edilerek kullanıldığını da anımsatmakta fayda var. Zaten öyle olmasaydı İkinci Yeni şairlerinin yakaladığı evrensel bakış açısını hiçbir zaman da göremeyebilirlerdi okurları da. Alper’in İkinci Yeni şairlerini psikodinamik açıdan değerlendirmeye en uygun şairler olarak gördüğünü daha önce belirtmiştik. Buradan hareketle Cemal Süreya’nın yazdığı şiirlerle kendi yaşamı boyunca kanayan yarasını onarmaya çalıştığı sonucuna varılıyor (s.37). Alper, psikodinamik açıdan bu tespitleri yaparken sadece Cemal Süreya’nın yazdığı şiirlere bakmakla yetinmemiş ve savını desteklemek için kendisinin de Cemal Süreya ile yaşadığı tanıklıklara yer vermiş kitabında (s.38). Bu görüşünü yine Türk edebiyatının önemli isimlerinin Cemal Süreya için söyledikleriyle de örtüştüren yazar, şairin dünyadaki maddi ve manevi hallerine değinmeye çalışmış (s.40). Alper, kitabın “Dünyada Ne Varsa İste” başlıklı bölümünde Cemal Süreya’nın psikodinamiğine ilişkin en yararlı bilgilerin günlüklerinde yer aldığını da belirtiyor (s.43). Alper, “Cemal Süreya yazın tarihinde yer almayı hak eden şairlerimizden biridir” (s.45) derken, onu şair olmaya iten nedenleri de çocukluğundan başlayarak hem kişilik yapısıyla, hem de toplumsal ilişkileri bağlamında vermeye çalışmış. Ayrıca Cemal Süreya’nın farklı şiirlerindeki farklı dizeleri de kitabına alarak; yine şairin yazdığı yazılara da vurgu yaparak anlatmak istediğini daha sağlam temellere oturtmayı denemiş. Cemal Süreya şiirinin oluşmasında onun, “sorunların üstüne yaratıcı bir biçimde gittiği için psikiyatrlara belirtilerini anlatan bir nevroz yerine Türk şiirinde büyük bir çığır açan yaratıcısanatçı” (s.50) duruşunun yattığını ifade eden Alper, Cemal Süreya’nın Türk şiirinin en iyi örneklerini yazan az şairden biri olduğunu tespit etmektedir. Kitapta, Cemal Süreya şiirinde anıların ve yaşanmışlıkların önemli bir yer tuttuğu tespitinde bulunularak şairin “şairin hayatı şiire dahil” sözünü de bir kez daha anımsatılıyor okura (s.59). Tabii burada bir şiiri çözümlerken şiiri yazan şairin duygusal çözümlemesinden çok şiirselimgesel çözümünün önemli olduğunu vurgulamakta fayda var. Çünkü biz okurlar şairin bir şiiri yazışında hangi bilinçdışı bir kendini hazırlama dürtüsünün etkili olmuş olabileceğini bilemeyiz. Ve okur olarak şiirle birebir iletişim içine gireriz. Alper, Cemal Süreya’nın “Annem çok küçükken öldü/ beni öp sonra doğur beni” dizelerini daha önce de belirtildiği gibi sık sık tekrarlamakta. Çünkü yazar Cemal Süreya’nın psikanalitik psikoterapinin sayfalar hatta kitaplar dolusu anlattıklarını bu iki dizesinin anlattığını belirtiyor (s.74). Mizahı Türk şiirinde en çok kullanan şairlerin başında Cemal Süreya’nın geldiğini ifade eden Alper (s.80), yine Cemal Süreya’nın kendisini toplumcu sayan birçok şairden de daha toplumcu şiirler yazdığını belirtiyor (s.84). Kitabın “Cemal Süreya ve Depresyon” başlıklı bölümünde şairin yaşadıklarının tipik depresyon belirtileri olarak değerlendirilmesinin yanlışlığına da değinilerek (s.99) Cemal Süreya’nın şiirinde alttan alta attığı çığlığın sıradan bir nevroz belirtisi (semptom) değil büyük bir şairin büyük şiirleri olduğunu söylüyor ve Cemal Süreya’nın “zekanın ve lirizmin şairi” (s.104) olduğunu belirtiyor. Cemal Süreya’nın son yazdıklarında ölümden ve intihardan daha çok söz etme nedenini depresif yaşantılarının yaşamının son yıllarında giderek artmasına bağlayan Alper, zaman zaman şairin son yıllarında yaşadığı olaylara da değiniyor (s.107). Kitabın sonuna doğru yine kitabın başında da belirttiği ve alıntıladığı dizeleri yeniden anarak Cemal Süreya’nın ruhsal oluşumunda en temel kişinin annesi olduğu tespitini yapıyor (s.109). Yaşadıklarının ve yaşamak istediklerinin iç dünyasında oluşturduklarıyla Cemal Süreya’nın Türk şiirinin en önemli şairlerinden biri olduğunun farkında olduğunu da belirten Alper, şairin annesini çok küçük yaşta kaybetmesinin onun sanatsal yaratısında da belirleyici olduğunu söylüyor (s. 112). ? Psikodinamik Açıdan Cemal Süreya ve Şiiri/ Yusuf Alper/ Özgür Yayınları/ 126 s. SAYFA 15 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1023
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear