Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
VİTRİNDEKİLER ¥ dan biri olmuştur” diyor Carlo Levi ve kitabı için. Carlo Levi’nin dünyaya tanıklık edişinin en belirgin kanıtı “İsa Bu Köye Uğramadı”. rimle sonuçlanmasını beraberinde getirir. Profesör Nebulus ya da Bilimin Tehlikesi/ Erhan Gökgücü/ MitosBoyut Tiyatro Yayınları/ 80 s. Profesör Nebulus, yalan söylemekten vazgeçmeyen insanoğlunun bu sorununa bir çözüm bulmak adına, “yalan söylemeyi engelleyecek bir formül” bulur. Formül devlet tarafından ele geçirilecekken, Nebulus elindeki bütün sıvıyı yok eder. Buluşunun kötü amaçla kullanılacağını öğrenen mucit, bir yandan yaptığı işin doğru olup olmadığını düşünürken diğer taraftan politik güçlerle karşı karşıya gelir. Profesör Nebulus ya da Bilimin Tehlikesi toplum eleştirisi yapan bir kara komedi örneği. Heccav yahut Şair Eşref’in Esrarengiz Macerası/ Semih Çelenk/ MitosBoyut Tiyatro Yayınları/ 80 s. Şair Eşref, yergi şiirinin önemli dönemeçlerinden biri. Eşref’in şiiri, kıvrak zekânın ve yaratıcılığın zorbalığa karşı tartışmasız zaferi kabul edilir. “Heccav yahut Şair Eşref’in Esrarengiz Macerası”, yazılması gereken tarihsel bir kimliği, bugünün gündemi ile harmanlama denemesine girişen bir oyun. Ana izleği ise: ‘Cadı Kazanı’. Her dönemde farklı farklı biçimlerde kaynatılan ve tüm muhaliflerin, aydınların içine atıldığı cadı kazanı. Eşref, kendi döneminin ve günümüzün cadı kazanlarına karşı koyuyor... 7 Akbaba/ Tevfik Yener/ Doğan Kitap/ 340 s. “‘Vurun hepsinin kellesini!..’ Sahibinin sesindeki keskinlikten ürken at şaha kalktı. Emri alan sekbanlar altı elçiye çullanıp dizüstü çökerttiler. Yakalarını çekip yırtarak enselerini açtılar, kılıçlarını çektiler. Keskin ve ağır kılıçlarını elçilerin çırılçıplak enselerine indirmeye, başlarını gövdelerinden ayırmaya hazırdılar. Son ‘vur’ emrini almak için gözlerini ona çevirdiler. O, ‘Bekleyin!..’ diyerek atını yokuşun başına sürdü. Bir daha şaha kalkıp oynaşan kır atın başını geriye çevirdi. Kelleleri koparılmak üzere olan elçilere seslendi...” Tarihten bugüne uzanan “7 Akbaba” İstanbulBerlin hattında geçen bir macera romanı... Filistin/ Hubert Haddad/ Çeviren: F. Gönül Akgerman/ Pupa Yayınları/ 164 s. İsrail askeri Cham, Filistinli komandolar tarafından kaçırılıp, ağır yaralı ve hafızasını kaybetmiş halde bir mezarlığa terk edilir. Bu terk ediliş, Cham’ın aynanın içinden geçişi ve ‘öteki tarafta’ yeniden doğuşu anlamına gelir. Gerçekte kim olduğunu unutan ‘meçhul asker’, oğlunu kaybetmiş Filistinli Esmahan’ın oğlu, Falastin’in kardeşi Nesim’e dönüşür. Toprakları gasp edilen, eziyet gören bir halkın acılarını paylaşır. Kardeşi Michael’in bir zamanlar yaşamış olduğu kulübede eski kimliğini hatırladığında ise, artık çok geçtir... O değişmiştir. Üstelik Filistin’e borçlu olduğunu düşündüğü bir gör evi vardır. “Filistin”, Arap asıllı Yahudi yazar Hubert Haddad’ın, İsrailFilistin çatışmasına, Kudüs kentinin simgesel derinliğiyle doğrulanan bakışı... Mükâfat/ Hüseyin Avni Cinozoğlu/ Hayal Yayıncılık/ 88 s. “çürük bedenimin gerildiği çarmıh müntehirleri bekleyen uçurum/ hece taşlarının nöbet tuttuğu beyaz karanlık/ masada boşalan şarap kadehleri/ dünyada bir duvar yok acıya karşı kara kışa mani liman/ daha da soğuyor çatıları çökerten kar taneleri/ ‘akşam akşam yine akşam’/ elimde bir harf tek bir harf:/ Elif.../ körler bedesteninde/ ahenk aradım zulmete karşı/ harami çıktı kervanımı gözeten deliller/ teselli etmiyor âdemi küçük zaferler” Hüseyin Avni Cinozoğlu yeni şiirlerini sunuyor okura. Ararat Ağrı Dağının Öte Yanı/ Mariam Manoukian, Elize Monoukian/ Çeviren: Anais M. Martin/ Pencere Yayınları/ 166 s. “Bu kitap, Osmanlı İmparatorluğu zamanında, 19131915 yılları arasında Van’da yaşamış bir Ermeni aileyi anlatıyor. Van Gölü kıyılarında kurulmuş olan Van şehri, kuzeybatıda Sipan (Süphan), güneybatıda ise Nemrut Dağı ile çevrelenmiştir. Bu toprakların en yüksek tepesi ve Nuh’un gemisi efsanesinin kaynağı olan Ararat (Ağrı) Dağı ise Van’ın kuzeydoğusundadır.” Ermenistan’da doğup büyüyen Maryam Manoukian’ın kızı Elize Manoukian ile birlikte hazırladıkları bu kitap ‘Ermeni Sorunu’nundan hareketle yola çıkılan anı tarzındaki öykülerden oluşuyor. Aşkın “L” Hali/ Hazırlayan: Burcu Ersoy/ Sel Yayıncılık/ 168 s. Herkes aşkı başka türlü yaşıyor. Bu yasak aşklar, hiç değilse her akşam, televizyon dizileri aracılığıyla evlerimize doluyor. Ya da romanlarda okuyoruz zengin kızları, yoksul erkekleri; aileleri yüzünden birbirlerine kavuşamayan gençleri… Ya eşcinsel aşklar? Hele iki kadın arasındaki aşkı görebiliyor musunuz bir yerde? “Aşkın ‘L’ Hali, görünmeyeni görünür kılan, kadınlar arasında yaşanan aşkı yine onların ağzından anlatan öykülerden oluşuyor. Dünya Bankası: Yanılsamalar ve Gerçekler/ Filiz Zabcı/ Yordam Kitap/ 160 s. “Dünya Bankası, yoksulluğu ne ölçüde azaltabiliyor?” Bu kitap, bu sorunun yanıltıcılığından yola çıkıyor. Çünkü soruyu bu şekilde sormak, Dünya Bankası’nın eşitsiz ve adaletsiz bir sistemin önemli bir oyuncusu olduğunu gözden ırak tutmak sonucunu doğurabilir. Dolayısıyla soruyu başka türlü sormak gerekir: “Dünya nüfusunun büyükçe bir bölümünü açlık ve hastalıkla baş başa bırakan, milyonlarca insanı ancak kölelikle bağdaşır bir çalışma düzeni içine sokan, çıkar, iktidar ve kâr güdüsüyle donanmış güçlerin içinde Dünya Bankası’nın yeri nedir?” “Dünya Bankası: Yanılsamalar ¥ SAYFA 27 Sahte/ Elvin Post/ Çeviren: Burcu Duman/ Pupa Yayınları/ 350 s. Elijah Fish, dünyaca ünlü ressamların üsluplarını taklit ederek yaptığı tabloları sanat simsarı Vincent Bloom’un aracılığıyla piyasaya sürer. Fish’in sahtecilik suçlamasıyla hapiste geçirdiği 7 yılın sonunda, Bloom, usta taklitçiye yeniden, bu kez akıl almaz bir planla yaklaşır. Boston’daki Gardner Müzesi’nden 300 milyon dolarlık tablo çalma fikri inanılmaz gözükse de soygun sırasında işler hemen hemen yolunda gider. Tabloları müzeden çıkarmanın işin en kolay kısmı olduğunu fark ettiklerinde ise her şeyin çoktan kontrolden çıkmış olduğunu da görürler. Kuzey Avrupa polisiyesinin ustası, geçen yüzyılın en büyük sanat hırsızlığını yeniden kurguluyor. Elvin Post, bu polisiye romanda, yüzyılın en büyük sanat hırsızlığının içyüzünü aydınlatıyor. 1990’da gerçekleşen olayın failleri hâlâ yakalanamamış olsa da, “Sahte” okura hem sanat camiasıyla hem de bu hırsızlıkla ilgili sağlam ipuçları veriyor. Huzursuz Topraklar/ Mehmet Aydar/ Bilgi Yayınevi/ 886 s. “Bizim sunmak istediğimiz ve kitabımızın yazımına gerekçe olan konu, 1925 yılında, Cumhuriyet rejimine karşı girişilen ‘isyan’ eylemidir. Adına ‘Kürt’ isyanı da denilen bu kalkışma eylemi, kökü derinlere inen ‘Osmanlı İsyan Kültürü’nün güçlü özgünlüğünü yansıtmaktadır. Şeyh Said, Nakşi tarikatının kendi zamanındaki en güçlü temsilcisi olma özelliğini taşıyan bir kişi olarak öne çıkarken; saygınlığıyla, servetiyle ve İslami bilimler olmak üzerindeki bilgiçliğiyle bütünleşen bu zatın böyle bir isyanın bayrağını açması, bizi daima düşündürmüş ve nedenlerini öznel kanıtlara dayandırma merakımızı kamçılamıştır.” Son dönemin önemli araştırma kitaplarından biri olan “Huzursuz Topraklar”da Anadolu topraklarının tanık olduğu isyanlar; nedenleri, kışkırtıcıları, elebaşları, sonuçları ele alınıyor. Nâzım Hikmet ve Sömürgecilik Karşıtlığının Poetikası/ Öykü Terzioğlu/ Phoenix Yayınevi/ 216 s. “Nâzım Hikmet ve Sömürgecilik Karşıtlığının Poetikası”, Nâzım Hikmet’in ‘Jokond ile SİYAU’, ‘Benerci Kendini Niçin Öldürdü?’ ve ‘TarantaBabu’ya Mektuplar’ adlı kitaplarına, tür, biçim ve içerik ilişkisi temelli yeni bir okuma modeli öneriyor. Kuramsal arka planını Nâzım Hikmet’in çağdaşı Soyvet kuramcı Mikhail Bakhtin’in “roman” ve “romanlaşma” hakkındaki görüşlerinin oluşturduğu bu kitabın temel iddiası, Nâzım Hikmet’in söz konusu kitaplarında şiirin romanlaştığı ve bunun da, kitapların ortak izleği olan sömürgecilik karşıtlığının tarihsel maddeci bir perspektifle sunulmasını sağladı. Öykü Terzioğlu’na göre, Nâzım Hikmet’in bu şiirlerinin romanlaşarak “çokseslileşmesi”, sömürgeci üst sınıflar ile doğal işçi sınıfı addedilen sömürge halkları arasındaki sınıfsal çatışmanın temsilini olanaklı kılar, yine romanlaşma ile ilintili olan “mizah” da bu çatışmanın sembolik düzlemde bir devCUMHURİYET KİTAP SAYI 1030