Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ş Stanka Pençeva iir Atlası CEVAT ÇAPAN Stanka PENÇEVA/ Şiirler/ Çeviren: Ahmet Emin Atasoy ‘Yumuşacık ışıyor eskimiş duygum’ HER ŞEYİN ZAMANINDA BİTMESİ NE GÜZEL Ne güzel, her şeyin zamanında bitmesi – Ateşin sönüp küle dönmesinden önce Davranıp terk edebilmen ocağı; Daha erken kalkabilmen sofradan Dağılan kırıntıları toplamamak için; Ve açabilmen gözlerini Karşıdaki gözler kapılmadan kış soğuğuna. Kuru çiçekleri seyretmeyi hiç sevmiyorum Bir de boş kadehleri… Sevgisiz kesinlikle dokunma bana. Sürekli. Hatta son düşüncemi yitirdiğim o son gün. Döküm bitti. Ve mühür. Oysa adam bilmez ki, Dökümünü çıkardığını benim ömrümün. *** Taşınmaktan aşınmış yüzük örneği, Yumuçacık ışıyor eskimiş duygum. Dudaklarımla, özür dilermiş gibi, Ona hafifçe dokunuyorum. Hem bir suçlu olarak, Hem de sabırsız Yepyeni bir yangını ateşliyorum Ve hep böyle ya biz oluyoruz Yaralanıp düşenler, Ya da biz birisini öldürüyoruz. karıncanın bile bir onuru var. Metin ol, mağrur ol ve asla korkma ne yazgından, ne de düşmanlarından. Hele de gururu elden bırakma, O tek omurgadır başı dik tutan. *** Sessizce Örüldüm senin ömrüne İlmek ilmek, Görünmeden Hiç kimsenin gözüne, Ve bizi ayırmak istediler mi, Seni tutup sökmeliler tamamen Ya da kesmeliler bıçakla beni NİKÂH YÜZÜĞÜ Nişanlı kuş kanadına takılan halka gibi Sen de bir altın yüzük takmadın bana. Yine de koparamıyorum senden kendimi yapışmışım sanki o demir kollarına. Kaçmama hiç uygun değil bu durum Yalan da içimden gelmiyor asla – Ve yine de sana sokuluyorum Bir çocuk ateşe nasıl koşarsa. Büyülü bir ot mu içirdin bana? Üstüme gizemli sular mı serptin? – Nikâh yüzüğü gibi parıldıyor, baksana, etrafımda aşkınla o gücün senin. ? tanka Pençeva 1929 yılında Sliven kentinde doğdu. Liseyi doğduğu kentte bitirdi (1947). Sofya Üniversitesi’nin Rus Filolojisi Bölümü’nden mezun oldu (1951). Sofya Radyosu (19511955) ve Narodna mladej (Ulusal Gençlik) gazetesinde (19551956) redaktör olarak çalıştı. 19561958 yıllarında Narodna kultura (Ulusal Kültür) gazetesinin Ruse il muhabirliğini yaptı. Daha sonra Septemvri (Eylül) adlı edebiyat dergisinin “Şiir” şubesinde çalıştı (19751984). Bulgar edebiyatının en seçkin kadın şairleri arasında yer alan Stanka Pençeva, ilk çıkışını İzgrev (Gündoğumu) gazetesinde yayımladığı şiirle yaptı (1942). Başlangıçta öncelikli olarak aşk konusunu ele alırken, zamanla insanı ve insanlığı ilgilendiren tüm sorunlara eğilerek şiirine evrensel bir genişlik ve derinlik kazandırdı. Özellikle gençler tarafından beğeniyle okunan şairin yapıtları Plamık (Alev), Septemvri (Eylül), Sıvremennik (Çağdaş), Jenata dnes (Günümüzde Kadın), Naşa rodina (Bizim Yurdumuz), Oteçestvo (Vatan) gibi en seçkin dergilerde ve Narodna kultura (Ulusal Kültür), Literaturen front (Edebiyat Cephesi), Puls (Nabız) vb. seçkin edebiyat gazetelerinde aralıksız yayımlandı. Stanka Pençeva şiirinin odak noktasını kadının gizem dolu karmaşık dünyası oluşturur. Seven kadın, çalışan kadın, sömürülen kadın, aranan kadın, dışlanan kadın bu şiirde kendi sorunlarını kendi diliyle ortaya koyar. Ciddi biçimsel yaklaşımı ve mükemmel teknik yapısıyla da dikkat çeken bu şiirde, dilin kıvraklığı ve duyguların doğallığı şiirseverleri en çok etkileyen özelliklerin başında gelir. Geniş halk kesimleri ve kadının dünyasıyla özdeşlikler kurması, Pençeva’nın şiirini yarım yüzyıl boyunca canlı tutmuş ve çok sevilmesini sağlamıştır. Ülke genelinde çeşitli edebiyat ödüllerine değer görülen şairin yapıtları İngilizce, Almanca, Rusça, Fransızca ve daha birçok yabancı dilde yayımlandı. Başarılı düzyazı yapıtları da bulunan Stanka Pençeva’nın şiir kitapları şunlardır: Erginlik (1952), Gergin Tel (1957), Kuş Pınarı (1960), Evren (1964), Ateşlerin Toprağı (1965), Elma Bahçesi (1967), Ekmekle Tuz (1973), İki Kişilik Gezegen (1977), Bitirilmedik Dünya (1982), Yitikler Mevsimi (1986), Kaçış Denemesi (1992), Dıştanİçten (2002), Unutmayış (2004). S KENDİ KENDİME BIRAK BENİ NİHAYET Kendi kendime bırak beni nihayet! Gün boyu peşimden yürüyorsun hep – Ben susarken de, konuşurken de, Sokak ortasında da, ev içinde de, Sabahın köründen Akşam uyuyana dek… Farkındayım senin, seni görmeden. Ne dediğini biliyorum Sesini duymamış olmama rağmen. Senden kesinkes kaçacağım! Kendi kendime kalmalıyım nihayetEllerim ellerinsiz, Gözlerim gözlerinsiz, Ruhum ruhundan uzak; O zaman sakinleşeceğim ancak, Gözlerimi rahatça yumacağım ben – Kurtulmuşluğun huzurunu yaşayacağım Gün boyu peşimden gelen senden… Ve açtığımda gözlerimi, Hemen soracağım telaşla: “Neredesin? Beni yalnız bırakma, asla!” DİDAKTİK Kızım, sana söyleyeceklerimden tek birini söylüyorum: Metin ol! Düşer düşmez doğrulmazsan yerinden, kötücüller ezer seni, emin ol. Verirken – cömert ol! Ziyanı boş ver! Her borcunu öde sonuna kadar! Üzülme aslan kız değilsen eğer, DÖKÜM Tanrı korusun, ama son nefesim çıkarsa En sıcak bir sokağın en soğuk meydanında– Kaldıracak birisi filemi nasıl olsa Ve bir memur döküme başlayacak anında. Bir kalem. Hiç değersiz. Aşınmış kullanmaktan “Canım” diye yazardı. Ben: “Bu yalan” diyorum. “İtiraz ediyorum.” Bir cüzdan. İçindeki paraların miktarı … Paralar mı dediniz? Onlarla hep dosttum ben: Kadrini de bilirdim, müsriflik de ederdim. İki açkı: Biri ev, öteki posta için. Benim çiçekli evim. Şamdanı kirli evim. Dar günlerin tanığı ve uzun gecelerin. İçindeki kızıyla, kahrolan içli evim Konsolunda bir erkek resmiyle oyalanan. Ve bir ömür gizleyen –mektup çekmecesinde. Birkaç eski, sinema ve tren bileti de var… Oysa ben ne kadar yol geçtim acep ömrümce? Gidiş öncelerinde ümitle titriyordum. Çınlıyordu bedenim sanki geri dönünce. Hey gidi yolculuklar. … ıvır zıvırlar: Tarak, parfüm, ayna örneğin… Güzel değildim. Ama sevildim ben. SAYFA 23 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1030