05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Türkçe Günlükleri 2 Ocak 2009, Cuma n aza indirdiğimiz beklenE tilerimizi karşıla FEYZA HEPÇİLİNGİRLER dir Paksoy’un coşku dolu şiirleri iki kitap halinde Tan Edebiyat’tan çıkmış: “İnsana İnan” ve “Ankara Aydınlığı”. “Kitap / kitap dediniz / yarattınız beni // ya yaşatın / ya silin mürekkebimi // atmak / yırtmak / yakmak // insanlık değil ki”: İbrahim Yıldız’ın şiirlerinden bir seçki “İbrahim’e Gelince” adıyla Tay Dergisi Yayınları arasında çıktı. 6 Ocak Salı 5 Ocak Pazartesi nkılap Kitabevi’ ne hiç yakıştıİ ramadım bunu. azlı bez” konusuna “G değinen iki mek yacağından bile kuşku duyduğumuz yeni bir yıl… Bu kez sevinç vermedi, heyecan vermedi. Birazcık umut… Onu verse bari. enim de aklı3 Ocak Cumartesi ma takılan bir soruydu. Yanıtı keşfedince nasıl da mutlu olmuştum. Aysel Ekiz, bir de “Değerli Öğretenim” diye başlayarak sormaz mı, nasıl yanıtlanmaz artık o soru! Eylemleri işlerken sınıfta bir öğrencisi “yazsana” sözcüğünün ekine köküne nasıl ayrılacağını sormuş. “Okuldaki diğer Türkçe öğretmenleriyle de işin içinden çıkamadık.” diyor Aysel Hanım. “’Baksana, yazsana, okusana...’ Bunlar eylem… Evet. ‘Şunu deftere yazsana.’… ’Yazsa na” ya da “yazsana”… yaz: fiil kökü, sa: dilekşart eki, eylemlerin sonunda şahıs eki var. Peki ‘a’ nedir?” Soru bu. Sözcüğün ekine köküne doğru ayrılışı ikincisi gibi: yazsana. O ‘a’ ise ünlem. Mehmet Akif’in bir şiirindeki yazılıştan keşfetmiştim ünlem olduğunu. “Bir baksan a: gökler uyanık, yer uyanıktır; Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır!” Akif’in “baksan a” diye ayrı yazdığı “a” ünlemi zamanla ekleşmiş. Biliyorum Aysel Hanım bana güvenir; benim bu açıklamamı yeterli sayar; ancak yine de kendimi doğrulamak için kanıt göstermem gerek. Biraz araştırdım ve beni destekleyen açıklamayı Kubbealtı Lugatı’nda buldum. Şöyle denmiş orada: “A ünl. 1. Bazı fiil şekillerinden sonra gelerek anlamı kuvvetlendirmek ve yapılan işin tabii bir şey olduğunu belirtmek için ‘ya’ sözü gibi kullanılır: ‘Satar a, kendi malı.’, ‘Döver a, kendi çocuğu.’, ‘Nasrettin Hoca’nın karısı şaşı imiş, olur a…’ 2. Fiillerin dilekşart kipinin tekil ve çoğul ikinci şahıslarından sonra gelerek anlamı kuvvetlendirir, işin yapılmasının istendiğini veya acele yapılması gerektiğini bildirir. [Bu anlamda genellikle kelimeye bitişik yazılır ve seslileri ince olan fiillerde e olur]: ‘Bu gece bizde kalsana.’, ‘Hadi okusana.’, ‘Biraz düşünsene.’” B Ne zamandır insanların elinde, bir yanında “book”, bir yanında “kitap” yazan naylon torbalar görüp duruyordum. Bugün aldığım kitaplar o torbaya konunca ne yapacağımı şaşırdım. “Book” yazan yanı içe getirmeye çalıştım; o yazının görünmemesini istedim. Utandım çünkü. Hayır, “book” yazısının Türkçeymiş gibi okunabileceğini düşündüğümden değil; bu “müstemleke” görüntüsünün parçası olmaktan utandım. Türkiye’de Türkçe yazan Türk yazarların kitaplarının “book” diye satılmasından; üstelik bunu yapanın, Remzi Kitabevi’yle birlikte Türkiye’nin en eski yayınevlerinden biri olmasından utandım. tup var elimde. Mustafa Baykan, gazlı bezin (ya gaz bezi) nasıl kullanıldığına dikkat çekmiş: “Sağlık kurumlarında ya da evlerimizde dokumaları aynı, ancak işlevleri farklı iki tür bez bulunmaktadır. Birinin adı ‘sargı bezi’ diğerinin ise ‘gazlı bez ‘. ‘Gazlı bez’, ilaçlı bez anlamındadır, sterildir. Gazlı bezi, ona fazla dokunmamaya çalışarak, titiz bir şekilde, ilaçladığımız yaranın üstüne örteriz. Onun üstünü de ‘sargı bezi’yle iyice sararız. Okullarda ve evimizdeki ecza dolaplarında, ilkyardım kuruluşlarında hep bu iki bez bulundurulur.” İkinci mektup Güney Gönenç’ten: “Cismin ‘üçüncü’ haline ‘gaz’ (Fr. ve İng. gas) adını veren Felemenkli kimyacıhekim Jan Baptist van Helmont’tur. Helmont (15801644) bu sözcüğü (büyük olasılıkla, Yunanca “kaos” sözcüğünün Felemenkçe’deki söyleniş biçiminden hareketle) kendisi icat etmiştir.” dedikten sonra sözcüğün, bugünlerin acılar içinde kıvranan coğrafyasından geldiğini ekliyor açıklamasına: “Filistin’in Gazze (Fr: Gaza) kentinde dokunan ve Avrupa’da, 1400’lü yıllardan beri oradan ithal edildiği için “gaz” (Fr. gaze, İng. gauze) olarak adlandırılan gözenekli ipekli ya da pamuklu dokuma, özellikle hekimlikte sargı bezi olarak (sonraları balerin etekliği yapımında da) kullanılmış, dilimize de “gazlı bez” ya da “gaz bezi” olarak geçmiştir.“Gaze” sözcüğünün Arapça’da “ipek” anlamına gelen “kazz”dan geldiği de ileri sürülmüştür, Osmanlıca’da “kazzas” (ya da “gazzas”) sözcüğünün ipek tüccarı anlamına geldiği de biliniyor.” Bununla da yetinmemiş Güney Gönenç; üzerinde pek düşünmeden kullandığımız sözcüklerin hangi coğrafyalardan süzülüp gelmiş olduğunu da eklemiş mektubuna. Ben de bilinmeyebileceğini düşündüğüm sözcüklerin anlamlarını yanlarına yazıp listeyi yarınki günlüğe ekleyeceğim.? www.feyzahepcilingirler.com feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. sayfa arasında değişen incecik kitaplar. Okumak için yarım saat ayırmak yeter. Yarım saatte bambaşka bir dünyadasınız, bir şiir ülkesinde. Halim Yazıcı’nın “Deliceler Aşkına”dan sonraki şiirleri: “İpek Tin” (Şiirden Yayınevi) “Savaşta Ölen Çocuklar” şiiriyle başlıyor: “defterimin iki ucu / kar süsleri // çocuk mermisi / diye bir mermi / yok ki.” M. Mazhar Alphan’ın kare biçimindeki sevimli mi sevimli kitabı “Kuşlukçiçeği” (İleri Kitabevi Yayını) bir de şiir CD’si içermekte. “Yaraymış Tenime Dünya”, Sevil Avşar’ın şiirlerinin toplandığı kitap. Artshop yayınları arasında çıkmış. (Buraya bir ayraç açmazsam kendime ayıp etmiş olurum. Şiir kitapları yayımlayan bir yayınevinin adı “artshop” mu olmalı? Esefle kınıyorum!) Aynı yayınevinin iki güzel kitabı daha var elimde: Ahmet Necdet’in yeni kitabı “Hep ile Hiç Arasında” ve yine Ahmet Necdet’in hazırladığı Fransız Aşk Şiirleri Antolojisi: “Seninle Bir Yastıkta”. Tamer Abuşoğlu’nun yeni şiirleri “Sesini Bana Veren Şehir” (Zemge Yayınları) adı altında toplanmış. Bu şehir hangisi? Şairin yanıtı şu: “zaman rahminde / büyütürken bu şehri / beni bir kaba doldurmuşlar / ben Antep doğmuşum / kaçak bir sigara kâğıdında / yakmışlar suretimi / üflemişler zamanın gözlerine / Antep ben olmuşum”. A. Ka Yine 5 Ocak Pazartesi iir kitapları… Ş Çoğu 40 60 B U L M A C A 1 N 2 A 3 M 4 D 5 D 6 A 7 A 8 L 9 E 10 G 11 I Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU I. “... İşçileri” (Maksim Gorki’nin bir yapıtı.) 31 37 70 4 62 12 J 13 C 14 N 15 D 16 J 17 K 18 K 19 B 20 F 21 C 5 74 75 23 54 15 22 F 23 D 24 M 25 L 26 M 27 I 28 C 29 K 30 A 31 D 11 27 58 50 41 D. Türkiye’nin John Steinbeck’i olarak tanınan romancı. J. “Suç ve ...” (Dostoyevski’nin romanı). 32 K 33 M 34 F 35 A 36 G 37 D 38 G 39 H 40 A 41 I 42 G 49 64 78 13 69 43 A 44 E 45 F 46 L 47 B 48 L 49 C 50 I 51 A 52 F 16 71 12 59 21 82 23 80 53 B 54 D 55 F 56 F 57 F 58 I 59 J 60 A 61 N 62 D K. Abdülhak Hamit Tarhan’ın aruzla yazdığı bir oyunu. E. Levazım (kısa). 29 32 18 17 67 63 N 64 C 65 M 66 A 67 K 68 F 69 C 70 D 71 J 72 H 44 9 L. Alma, toplama. 73 H 74 D 75 D 76 B 77 F 78 C 79 A 80 C 81 F 82 C 83 N F. Tarık Dursun K’nın bir romanı. 46 8 48 25 M. İçki. 56 22 55 45 68 34 20 Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Livar adlI şiir kitabından bir şiirin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse aynı şiir kitabından bir alıntı ve şairin adı ortaya çıkacaktır. CUMHURİYET KİTAP SAYI 987 Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Attilâ İlhan’ın bir romanı. 52 57 81 77 24 65 3 26 33 7 6 35 30 40 51 43 79 2 60 66 G. “Nuri ...” (Berektli toprakları ve uygarlıklar beşiği özelliğiyle Anadolu’da bir kadın olarak betimleyen ressam). N. Yaş, nemli, ıslak. 83 14 63 61 1 36 39 42 10 986. sayının çözümü: A. İBİBİKLER, B. “... Şarkılar” (Yaşar Miraç’ın bir şiir kitabı). 19 76 53 47 H. “Cemal Reşit ...” (12 Anadolu Türküsü ve Enstantaneler adlı müzik yapıtları da olan Türk batı müziği bestecisi. C. Anton Çehov’un bir oyunu. 72 39 73 B. ÇUBUK, C. İKİBİN, D. ÇUPİ, E. EMMİ, F. OYUN, G. DÜĞÜN, H. ASKI, I. LAGÜN, J. AZİZ NESİN, K. RAKILI AKŞAMLAR GÜN BATIMLARI. Şiir: “üzümün bilgeliği/bir iki ölçü rakıya/Bakus’un gazabını taşırım/bulan iplemesin kendini/Murat Koçak” SAYFA 31
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear