Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
O K U R L A R A Ayşe Emel Mesci 12 Mart 1971 darbesinde siyasal nedenlerden dolayı hapse giren ilk kadın tiyatrocuydu, 12 Eylül'de sürgünü yaşadı. Yolu Yılmaz Güney'le, Dario Fo'yla, Metin And'la, Peter Stein'la kesişti; sürgünde tiyatro kurdu, sayısız festivale katıldı, birçok Avrupa ülkesini dolaştı, ülkeye döndükten sonra belki de ikinci bir sürgün olarak adlandırılabilecek bir süreçten geçerek ve sadece ama sadece tiyatro yaparak, yazarak yeniden var oldu. Ayşe Emel Mesci'nin “Tiyatroda Düş Zamanı” adlı kitabı sizleri sadece tiyatroya değil, devrime, zincirleri kırmaya, düş kurmaya davet ediyor. O kurulan düşleri bir bir gerçekleştirmeye yüreklendiriyor. Gamze Akdemir, Ayşe Emel Mesci ile “Tiyatroda Düş Zamanı”nı konuştu. Dostoyevski'nin “Puşkin Üzerine Konuşma” adlı yapıtı, Ataol Behramoğlu'nun çevirisiyle okur karşısına çıktı. 2007 yılının Türkiye'de “Rus Kültür Yılı” olması nedeniyle Kültür Bakanlığı'nca yayımlanan kitapta, Dostoyevski'nin, 1880 yılında Moskova'da, Puşkin'in bir anıtının açılışı sırasında yaptığı konuşma yer alıyor. Mehmet Çakır, Ataol Behramoğlu'yla adı geçen kitap üzerine söyleşti. Alper Akçam'ın yapıtları toplu olarak değerlendirildiğinde, belirgin özelliklerinin yazınsal söylem oluşturmanın başlıca unsurlarından olan kurgu sağlamlığı, konu ve olayların yazınsallaştırmaya uygunluğu, kahraman ve yer betimlerinin belirgin görselliği, izlek'in gerektirdiği biçem özgünlüğü ve anlatının tekilliği gibi nitelikler olduğu görülebilir. Onur Bilge Kula değerlendirdi Akçam'ın yapıtlarını. Bol kitaplı günler... TURHAN GÜNAY eposta: cumkitap@cumhuriyet.com.tr turhangunay@cumhuriyet.com.tr eyrek yüzyıl boyunca, yayıncılık alanında, “bir gerçekleştiren” olarak çalıştıktan sonra, üç yıldır “bir salık veren” konumuna geçtim: Bir cephesiyle profesyonel, daha örtük cephesiyle gönüllü, danışman olarak eyliyorum artık, bu alanda. Yeniden, en iyi koşullar ve olanaklar önerilse de, seçen ve gerçekleştiren koltuğuna dönmek istemem açıkçası. En azından, hayat çarkı bir biçimde böyle bir çözüme zorlamadıkça, o boyutta bir sorumluluk üstlenmek kesinkes seçimim olmaz. “Güç gereksinmesi”ni yıllar bir hastalığa dönüştürmedi bende; tersine, kalan gücümü, kalan zamanımda masama, tezgâhımı kuşatan çok sayıda tasarıya ayırmak, sorunun içimdeki tek seçmeli yanıtı olduğuna göre, Erk'in olsa olsa zararlarından, manâsız şehvetinden dem vurabilirim. “Bir salık veren” koşulunda, öte yandan, “bir salak olma” seçeneğinin barındığını gizleyemem. Size sorulmuştur, doğru bildiğinizi söyler, iletir, gösterirsiniz. Yapılır ya da yapılmaz, işin o tarafı elinizde değildir. Bazan, önerilerinizi gerçekleştirmemek amacıyla bekledikleri inancına kapılabilirsiniz, salak yerine koyulduğunuzu düşünmeden işi sürdürmeniz doğrusu olur. Geçen üç yıl içinde, salık verdiğim kimi yapıtlar iki kapak arasına sıkıştırılıp okur önüne çıktıkça, bir tür kıvanç duyduğum kesin. Bir kitabın çıkmasında payımın olması yaşadığım sürece heyecan verecek bana. Karşı kefede, buna karşılık, salık verdiğiniz, gerçekleştiren olsaydınız gerçekleştireceğiniz kitaplar birikir. Onları, bana hiçbir biçimde danışmamış, kendi akıl ederek yayımlamış kişileri içimde sessizce taçlandırır, bazan da bir yazımda elimin içiyle hafifçe okşarım. Kim inanır bilmem, 'bunu ben yapmalıydım' hırsı yoktur pek, dünyamda; birilerinin yapması yeterlidir. Bunda, ola ki, yayıncılık etkinliğinin kursağımda kalmamış olmasının etkisi aranabilir. Salık verirsiniz, şu ya da bu gerekçeyle yapılmaz, yapılmayabilir. Küsülesi durum sayılmaz, hele bir yazı döşenip ortaya karışık sunma olanağı elinizin altındaysa. Öyle ya, “Aragon'un Henri Matisse başlıklı romanını üstlenecek gözüpek yayıncı aranıyor” cümlesini bir yazıya, örneğin şu yazıya içleştirmemiz engellenebilir mi? Wietkiewicz'in hem romanlarını, hem oyunlarını? Genjilerin romanını? Henüz ürünleri kitaplaştırılmamış genç yazarları: İsmail Pelit'i, Efsun Dürriye Namal'ı, Merih Sakarya'yı, başkalarını? Ç Enis BATUR Pervasız Pertavsız Yayıncının sessiz katkı payı Salık verdiğim yazarlardan bazıları için umut kesmiş sayılmam: Peter Esterhazy, Arno Schmidt, Botho Strauss, Roubaud, Alain Fleischer, Gustawe Herling, pek yakında, en azından birer yapıtlarıyla ziyaretimize gelebilirler. Altın ve Gümüş şairlerimiz sahiplenildi; ortalık Teneke'gillerin kitaplarından geçilmiyor, ama Bronz ve Pirinç şairlere yanaşmıyor kimse: Sırtı pek yayıncılarımızdan biri Salih Zeki'yi, Fazıl Ahmet'i, Ayhan Kırdar'ı, daha nicesini üstlenemez mi? Abdülhak Adnan Adıvar'ın ne çok değerli kitabı beklemede; Fikret Ürgüp'ün dergilere dağılıp kalmış yazılarını topladı Hasan Aydın dostum, kavanozda turşusunu yapıyoruz; Mehmet Seyda, Selçuk Baran aklımda çivi gibi duruyorlar; Attilâ Tokatlı'nın unutulmuş olması gücüme gidiyor… Uzar da uzar liste. Has listeciler, dökümü nerede keseceklerini, bohçalarındakilerin tümünü ortaya saçmadan çekilip susmayı bilirler. Liste demişken, dosyalarında kapsamlı listeler, kapı kapı dolaşan, yayın tasarısı peş peşe isimler ve cisimler sıralamaktır sanan toptancı ve perakendeciler türediğini biliyorum. Kısa ya da daha az kısa süreliğine bu mayın tarlasına yolu düşen girişim meraklılarına sonra sargılar içinde, ayak bacak fabrikası misâli, özürlüler asansörüne binerken rastlıyoruz. Yayıncılık kitap basmak, daha da kitap basmak türünden bir iş değildir. Büyük bir ticarethane kurabilirsiniz, tilkiye pabuçlarını ters giydirebilecek insanlar gördük. Tasa, evlerde okullarda, raftan rafa ilerleyecek, ama küçük ama büyük bir kütüphane kurmaktır burada. İyi kitap sınır tanımaz. İnternet kapıları açıyor şimdi; Harvard'ın, Bibliothèque Nationale'in, Hamburg Üniversitesi'nin kitaplıklarını kolaçan edin, Türkiye'de Türkçe yayımlanmış nice sıkı kitap çıkacak karşınıza. Kişi başına ulusal gelir payıyla bozmuşlar kafalarını. Kişi başına iyi iş çıkarma terbiyesini önemsemek, aslolan. Gerisi zaten gelir. ? İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk? Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ? Yayın Yönetmeni: Turhan Günay ? Sorumlu Müdür: Güray Öz ? Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı ? Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. ?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişliİstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 ? Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna İstanbul Tel:0 (212 454 30 00 ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden / Reklam Müdürü: Eylem Çevik? Tel: 0 (212) 251 98 74 75 0 (212) 343 72 74 ?Yerel süreli yayın ? Cumhuriyet Gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 912 SAYFA 3