25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

yaşayanevler... Yıkılnıaya yüz tutmıış, terkedilmişliğin hiıznüylc eskimiş vc unutulmuş evleri görmeyc dayanamıyonım. Belki dc yaptığım kendimce onlan zamanm talanından kurtarmak, koruma altına almak. Bunun bir yaıarı olup olmadığı tartışma konusu elbette. Zamana karşı direnmclcrini sağlıyorum kendimce. Yaşamda ve doğada var olan her şey, öyküye dönüşebilıneli. Gerçek yaşamda baktığımız ama göremediğimiz, tarkında bile olamadan yilirdiğimiz, sıradan görünen hayatlan, ayrıksı karakterlcri, yukarıda sözünü ettiğim mekânları, doğallığını, saflığmı hâlâ yıtırmeyen, dünyanın yaşadığı talana karşı koyabilen kasabaları ve kasaba yaşanılarını konu aklım öykülcrimc. Katı bir gerçeklik değildi elbette, düş gücümü kendime kaııdil yapıp patikanıı öyle açıııaya çahştını. ()ykünün kendine özgü büyüsünü bozmadan onıın gerçckliğine sadık kalmaya çahştını. Ne de olsa ilk göz ağrımdı... Zalen bir myltynızdc dc $öyle diyorsunuz: "(leçmış de şıı//dı araunda bir köprü kurınaya çaltsıyorum. Amacım o köprüden gcçerken yitirilen, ektilen ve kazamlanlara bir ayııa tutmak." Evet, geçmişi bellekJe özdeş tuttuğum için söyledim buntı. 1 liç unıırmadıklanmız da yok dcğıl elbette. Bazen kendiliğinden unutulur, yerlerine yenilerini kuyarız, bazen de unutnıak için sonsuzca çabalar dururuz, canınıızı acıtarak, zorlayarak, sanki bunun bir reçeresi varmış gibi... Sonra anımsama lar başlar lürlü çağıışımlarla... Geçmişten ne zaman ve ne kadar uzaklaştığımizın farkında bile olanıayız... Her anımsayışla da unutuşun altı bir kez daha çizilir kopkoyu bir kalcmle... Ne yiürmiştik, ne kazanmıştık, eksilenler neydi, durup bakmaya bile zaman kalmamıştır... Tam da bir hiçliğin or tasında duruyoruzdur aslında... Işte bu hiçlik duygusıınu yaşamamak için belleğin öneminı vurguİamak istedim. Bclli başlı üy kü kahranıanlarımın çıkış noktaları, en çok çocukluğumda kalan, belleğime gökkuşağı renklcrinec resmedilcn kişiÜkler... Doğanın orta yerindc yaşanmiş bir çocukluğun, ço eulduk belleğinin öykücülüğümde belirleyici bir etken olduğunu düşünmüşümdür hcp. Yine aynı löyhyde unulınayı beceremeycn okurhır için yazıyorum diye de bir ıfadenız var. Yanı gcçmişi göz ardı elmemek... Elbette geçmişi göz ardı etmemek... Geleceğe dair vereceğimiz kararların dündc yaşadığımız deneyimlerin içinde sakJı oldu ğunu kinı inkâr edebüir ki? Gözlemledi ğim, izlediğinı her olgııyu bir eksene dizerek kendi anlam dünyama taşımak, yeniden anlamlandırmak, imgclcr ürelnıek bana gö rc zamanın sıııırlarını yok etmekle eşdeğcr... Ama bir diğer çıhj noktantz ise 'düj'lcr. Yanı gelecek! Diq bahçelcri kuruyor, tohumların yc$ermc\i için çalısıyorsunıız/yavyorsunuz... Diiş kurma yetencğim olmasaydı kendi mi kendime nasıJ sığdırabilirdim, içimdeki çocukla ııasıl baş edebilirdim bilcmiyorum. Annemin; hiçbir şey yapamazsa bulutlar dan arkadaş edinir konuşurdu, demesi bile asla iflah olmayacağımın bir göstergesiymiş meğer! Düş kurduğum ölçüde düşüncelerimın, imgelerimin zcnginlcştiğini ve beni dc ğiştirdiğini kabul etıneliyim. Bugün edindi ğim, yaşadığım pek çok şeyin kökcninde cski düşler yatıyor... Bunun da ötesinde, öyle sine gcrçckliklcr vardır, öylesine kaçış yolla rı kapalıdu ve içinde kalakalırsınız ki, akıl sıııırlarını zorlayan, ıımarsızlığın elinizi kolunuzıı bağladığı zamanlarda tek yapabildi ğiniz şey; kabullenilemeyen ama aynı zaC U M H U R İ Y E T KİTAP S AY I manda da değiştirilemeyen gerçekliğc arkanızı dönüp düijlere tutunmaktır sımsıkı... Hayatla tek bağınız onlardır.. Ve de tek kurtuİLişunıız...Yazmak da, o diiş tohıımlannın yeşerebilnıesi için olası etkenlerden bir tanesi... Aniatım tcknig'inizdcn ctkilcnmcmck imkânsız1 Bu bana Melıha Akay'ın arlık ııztın soluklu yazmalı imlemını uyandırtyor Düjünür musunuz ruman yıtzmayu Yokuı düfünüyor Başladınıbile! Romanla sarmaş dolaş bir kış geçireceğim galiba. Ama ilk göz ağrım dcdiğim oykü öylesine kışkırtıcı ki, görmezdcn gelmek, karşı koymak olası değil. Sanırıın ikisine de zaman ayırmak dummıında kalacağım. Bir şeyi heıııen belirt mck istiyorum; ronıan yazmalıyım düşünccsi ile başlamadım. Kitaplarımda yer almayan bir öykü romanın çekirdeği... Oykü için çok kalınanlıydı, roman özeti gibiydi, içinc giıip sctleıi ortadan kaklırmam, topraklarını gcnişletmem gerckiyordu. Beıı de şu anda onu yapıyoruııı. Oykü ile kurdu ğum ilişkiye hiç benzemiyor! Yolculukları, sesleri, renklerı birbirinc benzcr görünsc dc oldukça tarklı... Her şeye karşın öykünün ağlr baslığını da söylemeliyim. Roman yazımıııılaki çoğullaşmadan ctkilencrck yazmadığımı, ele avuca sığmayan bir öykünün dünülerine karşı koyanıadığım için başladı ğımı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Çizgim öyküde ne ise romanda da o olacak. MELEZ DUYCULAR... Öykiicülerle yap/ığım uiyleşilerde ortak \oru olarak şunu soruyoruı/ı: "Son dönemde (yykünun romana/romanm duğru kaydığmdan ukça sb'z ediliyor/tartışılıyor. Ne dü\ünüyonunuz?" Pekı sıztn bu \oruya yanıtıntz? • Öyküdeki ve romandaki hayatlan göz önüne alarak yanıdamam gcrekiyor galiba. Tek'nolojik çağın hızından başı dönmüş, serscmlcmiş insanın farklı hayatlara karışma isteği ya da yalnızlığından kaçmanın bir yokı olarak kalabalık, ona lıem çok yakın hem çok uzak yaşamlara, seslendiremediği düşüncelcrini dile getircn kahramanların hayatlarına ortak olma isteği dc olabilir... Ayrıea, 20. yüzyıla bakarsak; ideolojilerin, iktidarlaıın, kavramlann, belirleyenlerin hızla değiştiği bir dünyada roman da bu nun dışında kalamazdı elbette. Tükelimin körüklediği kültüıel değişimlerin, topkımsal dönüşümlerin, görsclliğin neredeysc birinci unsur olduğıı anlayışların payını da unutmamak gerek. Romanların ana teması halinc geleıı aşk için, keşke edebiyat varolalı beri bclli başlı izleklerden biriydi, larklı aniatım, larklı yaklaşıınlarla bu hcp siire cektir, diyebilseydim! Bazı yapıtlarda aşktan çok aşka benzcyen melez duygular çok lııkta. Aşkı kudrctli kılan, insanı aİnınm or lasından vurabileıı dııygular yok! Ben sadece şunu merak ediyorum: Aşk bu durumdan hoşnut mıı acaba? Yağmurun tenime, toprağa değdiği anda, tenimdeki ya da topraktaki değişimi değil, yağmurun nc hisscttiğini diişünürüm. Aşk için dc böyle! Acaba, adının yanına akla hayale gelmedik sözcükler, sıfatlar koyarak tuhaflaştırdığımız, (hilkat garibesine çevirdiğimiz demeye di lim varmıyor) barındırdığı ne varsa hallaç pamuğu gibi altığımız aşkın kendisi bu ckırumdan hoşnııt mudıırH Bilmiyorum. Bu nun da bir doyuın noktası bulunduğunu, oraya varıldığında normal seyrine döneceğiııi uınut ediyorum. Bildiğım tek şey, koşullar ne olursa olsun öyküden vazgcçmeyece ğim... 783 BİR ROMAN GIBI... Osmanlı İmparatorluğu'nun tarih sahnesinden çekilişinin son anlarıyla Cumhuriyct'in kuruluşunun ilk anlarının Çetiner'in usta anlatımıyla bir roman gibi kaleme alınclığı Son Pcuiişah Vahideddiru bir anlamda yakın tarihin bu iki döncmi arastndaki gcçiş sürecine de tanıklık ediyor. Osmanlı arşivinden zengin bir fotoğraf seçkisini de içeren bu kitap, tarihimizin önemli bir döncmini aydınlatıyor. Yılmaz Çetiner, Son Padişah Vahideddin adlı kitabında... yakın tarihin merakh sayfalarını akıcı bir uslupla anlatıyor... saray kalmtılanmn kırık dökük yaşantdarmdan... bir roman bütünliiğü oluşturuyor. (İlhan Selçuk) 14. BASKI KİTABEVLERİ VE HİPERMARKETLERDE psi lon online alışveriş: y e n i s a y f a İ İ 7 ' ::::::com.tr Genel Dağıtım: Yeni Çizgi Yayın Dağıtım Ltd. Şti. Tel: 0.212.220 57 70 (pbx) Faks: 0.212.222 61 55 SAYFA 21
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear