24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

kendim kesmiş olurdum. O zaman da 'Izler'i yazamazdım. Sorun 'ırkçı Almanlar' ya da 'gcrici Türkler' gibi suçlamalardan kaçınarak, yaşanılanları karmaşalığı vc çelişkilcri içinde gösterebilmek. Ktırmaca ug'ır/tklt lüm kttaplarımzda oldug'ıı gibi bu l'tlapta da sorunları yabancılastıran bır bakış açıııız var. Alışıldık olanı farklı bır bakış açısından ycıklaşarak alışılmışlığtn dışına çıkartyorsunuz, sorguluyorsıınnz. Brcch'tiyen bır yaklaşım. Yazdıklarıtıız çoğu kez bır tür taşlamaya dönüşüyor. Aınıi bu kıtaptdkı taşlanıa çokfarklı Bnrıık bır gülmece ya da bır tür kara mizah diyebilır miytz buna? Kitabın başındaki notlarda da söylediğim gibi yazma eylenıini bir tür keşif yolculuğıı gibi yaşarken, kiıııi kez buruk ve hüzünlü, kimi kez her şeyi uzaklaştıran vc yabancılaştıran bir merceğin yansıttığı grolesk imgcler oluştu, tıpkı lıınaparktaki iç vc dışbükey aynalardaki eğri bügrü yansımalar gibi... Dikkat ederseniz bu duvarların arasındaki yaşamı anlattığım bolümlcrde iyice yoğunlaşıyor. Bclki dc bir tür kendini korııma mekanizmasının devreye girdiğisöylenebilir? Beni çok ctkilcyen, rahatsız eden olguları uzaklaştırma gcrcksinimi.. BİR ÇIKIS YOLU Romanın kıırımıca karakterlcr yaratmaklan kaçınan dcııeysel kurgusu, farklı zamaıı, ınckân ve olayları iç içc geçıren düşii/nel boyııtıı ve çok ka/manlığı okuyııaıyu ycr ycr zorluyorsa da, gcne de mıknatıs gibi çeken bir akıcıltg'ı da var. Okııyucu anlatıctntn bakış açısından olaylara bakarak, ontın gösterdig'ı yoltı izleycrck yavaş yavaş gtrıyor bu dünyaya. Sonnı öylc bir an gcliyor k.i, ıinlatıcıııın st'sihiçduyulmaz olııyor. Okııyucu tck başına kalıyor, yiiziis/ii bırak/lıyor sanki. Sanınm grotesk öğelerin ve buruk giilmeccnin ağırlık kazandı^ı bölümlcrdcn sözcdiyorsıınıız. livct bu bolünılerde anlatıcı bilinçle devreden çıkıyor. Kcndisini, kendi dııygıılarını devreden çıkardığı anda, kendi dışında olup bitenleri daha iyi anlayabileceğini, gözlemlcrini daha iyi de^erlendircbileccğini düijünüyor çünkü. Ama diğer bölümlerde de anlatıcının okuyucuyu yönlendirdigi söylcnenıe/ ki. Bir arayı^ içinde, hepsi bu. Bir (,ıkış yolıı arıyor. Okuyucıı da kendi birikiminden yola çıkarak bu arayışa katı labilir, aynı zamanda kendi yaşam projesi iizerinc düşünebilir, bu yaşamı ne (İeıecede anlamlandırdığını ya da anlanılandırmadığını, ne dereccde dış etkenler tarahndan sürüklendiglni ya da sürüklenmediği ni... Amac da zatcn bu, okuyucıınun kita bı okurken kendi yaşanıı üzerinc de dü şünmesi... Sartrc'ın kitapta da alıntıladı ğım çok ho:j bir sözü var, diyor ki "Bir bakınıa fare kapanı her yerdcdir, her yerıie duvarlar... Seçebildigimiz bir çıkiş yolıı yok. Ama çıkışı bulabiliriz. Kendi cıkışını bulan kendini bulmuş demektir. lnsanın her giin kcndisini bulması gerekiyor". Sabıın köpüğii gtbı kitapların rafbcttc olduğıı bir nrtaıııda, büyle bir okuyucıı \ızcc var mı? Neden olmasın? Sözgclimi siz okuyucıı olarak kendinizi nercde görüyorsunuz? Bakın ben bunca zamandır yazdıgım araştırma ağırlıklı bilimscl kitaplanla cikuyucuyu bir an bile aklırndan çıkarmadıgımı sa nıyorum. Ama bu tür bir kitapta artık bü tüniiylc özgürüm. Okuyucıı. hiç düşunınüyor nmsunuz? Yazdığun sürcce hayır. Okuyueuyla il gÜİ olumlu ya da ohımsuz ıKişiincelerin beni etkilememesi gerekir, kendimi bütünüyle özgür duyabilmcliyim ki kendi iç sesimi duyabileyim.. Ama yazdıktan sonra iş v 'Yazmak düsunme yollarını açıyor, görduklerimin. yaşadıklanmın ardındakinf ortaya cıkarabllmek, ben buna iz sürmek diyorutn, kltaba da bu nedenle bu adı verdim ya..." degişiyor. Sonuçta her yazar yazdıklarını başkalarıyla paylaşmak ister. Bu da çok doğal değil mir' Romanın dıkkatiını çckcn bir ö'zclliğı de birbirine gevşek bağlarla bağlı küçük küçük cpızotlardan ulu$ma\t. Bu epizollardan kinıı kendi ba)ina bir hag~wnızlık kazanarak kısa aykü nitelıği /aşıyor. Haklısınız, bu nedenle de bu öykülerden birkaeını dergilerde yayınladım. Ajııa gene dc öyküler romanın bütünlüğü içinde bambaşka bir boyııt kazanıyor. Çünkü epizotlar her ne kadar kendi başına bağımsız gibi göriinseler dc birbirlerini tamamlıyorlar, yani bir kurgunun parçalarını oluşturuyorlar. Benım ilgınıi çeken özellikle romantn H2 küçük epızottan oluşan bu deneyscl kurgu\u. Her cpızotla altını çizdiğinız bir kavramı, so'zgelimı yabancı olmak, gölge, ayna, köprü bır sonrakinde kullanarak geçişleri \ag~lıyorsunnz, bir de farklı zaman ve mekânların kimikez iç içegeçmesi... Orncğin llılgı Vretını ve Dağıtım Mcrkezi'nden söz cderken. bizdeki üntvenitenin iç kapayıcı kojiı/ları da ıliklerımize değin işliyor. Anlatıcının bakış açısı, çağırışımsal diişünnıc, bilinçaltı bu tür gelgitlerc olanak sağlıyor. Sürckliliği olan bir zaman dizgesi içinde gcçen olayların olmaması belki okuyucuyu ilk anda şaşırrabiür ama kurgunun özelligini bir kcz anladıktan sonra sanınm pek zorlanmayacakrır. Sanınm okııyucu açısından temelsorun romanın çok katmanltg'ının ve simgeselbo yutunun ortciya çıkarılması olacaktır. İlk okuyusumda bu ki/abın okuyucuyu bir tür düşünme ve düs kurma oyununa çağırdığınt düsünmüstüm. Kendini anlatılanlara kaptırma, anlatılanlar üzerinde çok. boyut lu bır düsünme surecmin içınc çekilmeyle birebir gelişıyor çünkü. Kolay bir kitap değil, belkı felsefı bir boyutu olduğu söylenebılir Nitekim sız de deneme roman lanımını kullantyorsunuz. Belki paradoks kaçacak, ama aslında her türlü tanımlamaya karşıyım. Biliyorsıınuz günümüzde türlcrin iç içe girdigi ya da birbirini en azındnn etkilediği melez bir anlayış ağır basıyor. Ama bu ille öyle olmalı diyc bir şey de yok. Konııya göre, konunun ele alınışırıa görc yazma biçimi de doğal olarak değişecektir. Bclki de gününıüz yazın anlayışının en hoş yanı da bu, yazara sınırsız bir özgürlük tanıması. FARKLI ANLAMLAR Romanın temelini oluşturan bır başka önemli nokta da aynı sö'zcüklere ve kavramlara yüklediğiniz farklı anlamlar. Sanınm dilin, söylemlerın, bakış açısına görc nasıl değiştiğini söylemek istiyorsunuz. Bu doğru. Orncğin ayna duvarların içinde yaşayanlara başka bir şey ifadc ediyor, duvarların ötesindeyaşayanlara başka bir şey. Aynı sözcüğün gönderme alanları farklı. Bu nedenle dc ilctişim kimi durumlarda iyiden iyiye olanaksızlaşıyor. Böylece ben ve öteki söylemi ortaya çıkıyor, sıntrlar çiziliyor, duvarlar yükseliyor. Sanınm romanda iletişimsizligin ötesinde, dilin en tehlikeli bir silah olabileceği de ortaya çıkjyor, insanlarm dil aracılığıyla nasıl kolaybkla güdümlenebilecegi ya da baskı altına alınabileceği... Dil aracılığıyla usdışı birsöylemin, masalların, mitosların gerçekleri nasıl yoğurduğu, biçimlcndirdiği... Kıtabınızm Alnıan okuyucıınun da ılgisinı çekebilcccg'ınt düşünüyorum, oradaki sorunlarına yenı bır bakış gc/ırd/ğimz içın. Çevrilmesinı düşünüyor mıısunuz? Elbettc ama bence önce buradaki okııyucusunu bulmalı. • tzlet/Zebra rı/216 t. Ipsiroğlu/Çınar Yayıntcı Rıza Kıraç'm kendi yolunu çizen öyküleri Rıza Kıraç'm öyküleri kendilerini var eden bir cümleyi arıyor bazen, bazen de yarım kalıyor. Birbiriyle ilişkisi varmış gibi duruyor kimileri. Pümileri ise özgürce kendi yolunu çiziyor, bir ömrün ardındaki aırları yavaş yavaş ele verirken. Bazen bir fotağrafin peşine düşüyor kahramanlar, bazen uzun kızıl saçh bir kadının. Bu öyküler, yazarın romanlannda egemen olan şaşırtıcı öğeleri de içeriyor elbette. Her sayfa başka bir dünyaya açdıyor. DOĞAN KİTAP www.dogankitap.com.tr C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 750 SAYFA 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear