Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Avrupa'nın geleneksel Hırıstıyan ulkeler le sınırlanmasının bızım ahlakı prensıple rımızle uyuşmadığını duşunuyorum Ayrı ca Turkıye'nın en azından yedı yuzyıldan berı Avrupa tarıhının ve Avrupa kulturu nun bır parçası olduğunu unutmamak ge rekır llışkının sıklıkla savaş bıçımınde ol ması Avrupa tarıhının sadece bu kısmına aıt bır ozellık de değıldır Kıtabınıztn son bolumunde mutlakger çekltklerın var olmadığını soyluyor ve de vamla, ' ıman ya\amına ılı^kın ttmelso rularla tlgtlı 'arayı$' ıçınde olmak ozelltkle modern toplumlann kaderı gıbı gozukmektedtr" dtyorsunuz Sıze gore bu araytşta sa nata ozel bır rol dusmektedır Ucuz kana atlert, doğal gorulen seylere bağlılığt sars mak, kavram çarpıtmalannt, deformasyon lannt ve kavramlann kotuye kullanımını açtk açtk soylemek ve anarşıst de olsa duşunce tembelltklertnı sorgulamak gıbı Buyuk sermayenın medya ve sanat ku rumlarını gıderek daha çok kendı tekelt al ttna aldığı, sanatın gıderek dahafazla ekonomtnın konusu halıne geldıSı, sanatsalfa altyetlerın bankalar ve buyuk ışletmelenn sponsorluğu altında surdurulduğu gunu muzde sanat bu gorevın ustesınden gelebt Itr mı ? Bu problemın farkındayım elbette, buna kısaca değınmıştım de Ancak ne sanat ve sanatçının guç sahıplerıne olan bağımlılığı ne de bu etkıden kurtulmak ya da onu sınırlamak ıçın tekrar tekrar yapılan başarılı ya da başarısız gırışımler kapıtalıst çağda ortaya çıkmış, ona aıt ozellıkler dır Herhangı bır garantı vermek mumkun olmasa da çok sayıda yenılgının ya nında zaman zaman başarı kazanma ve sanat yardımıyla aydınlatıcı olma şansı bence hıç de az değıl Çunku butun olarak bakıldığında, sadece askerı ya da sadece ekonomık kategorılerle duşunen ınsanla rı rahatsız edecek daha buyuk yaratıcı potansıyel bu taraftadır Tesekkurler • Aydınlanmış Anarşi üzerine • Cun zlLELl A Iman akademısyen Matthıas Kaufmann, "Sıyaset Felsefesı ne Gırış" alt başlığını koyduğu kıtabında, anarşızmın turlcrıne bır yenısını daha ekleme denemesınde bulunuyor Anarkolıberalızm Kendısı boyle bır deyım kullanmıyor, ne var kı, onun kullandığı ve kıtabına başlık yaptı ğı "aydınlanmış anarşi", esasen anarko lıberalızmle tam anlamıyla ortuşuyor Anarko komunızm, anarko sendıka lızm, anarkofemınızm, anarkokapıta lızm ve anarkososyalızm gıbı melez anarsızm turlen var olduğuna gore anarkolıberalızm neden olmasın? Hıçbır sakıncası yok bence Hele, Matthıas'ın hareket noktası, anarşızmın bugunku çekıcılığının ve us tunluğunun kabulu olduktan ve bunu açık sozlulukle belırttıkten sonra " Anarşı tasarımı hâlâ çekıcı bır utopya olmaya devam etmekte " (s 12) "Özgur ve adıl bır ıdeal toplum oluşturma duşuncesı, anarşızmın yemden çekıcdık kazanmasının tesadufi olmadığını gos termektedır, çunku anarşızm sıyası ge lışmeye hâlâ geçerlı bır hedef sunabıl mektedır ve gerçekleşmesı mumkun bır utopyadjr" (s 13) . , ANARŞİZM VE LİBÇRALİZM Oyle sanıyorum ki, Kaufman lıbera lızmın yetersızlıklerının farkındadır, bu yuzden anarşızmden, lıberalızme bır "hayat opucuğu" vermesını talep et Kaufman liberalizmin yetersizliklerinin farkındadır, bu yüzden anarşizmden. liberalizme bir "hayat öpucüğü" vermesini talep etmektedir. mektedır " Anarşızmın burada sunulan bıçımı nın en onemlı ozelhğı, eşıthkçı lıberalız mın normatıf ılkelermı tutarlı bır bıçımde sonuna kadar surdurmesı, hatta bu nu aşarak, gerek bıreyın, gerekse bır butun olarak toplumun kendısını ozgur ve yaratıcı bır bıçtmde gelıştırebılmesı ıçın gereken ımkânları kabul etmekle kalmayıp bunu doğrudan doğruya talep etmesınde yatmaktadır " (s 13) "Anarşızmın demokratık ve sosyal h beralızmın gelışmış bıçımı olarak yo rumlanması, elınızdekı kıtabın başların da açıklanan eskı anarşıst sezgılen goz den yıtırmeden, ozgurluk ve eşıtlık gıbı anarşi açısından onemlı sıyası kavramlara lelsefı ve sıyası tartışmada kullanılabı lecek bır anlam kazandırmaktadır, artık lıberal tartışmada 'ozgurluk' ve 'eşıtlık' gıbı kavramlarla çahşılabılecek olgunlukta bır araca sahıbız " (s 14) ' Zordan arınmış, barışçı bır bırlıkte yaşam modelı, aynı zamanda lıberal top lumların ıi7un surelı gelışımlerı ıçın du zenleyıcı bır duşunce olarak ışlev gor mektedır" (s 15) Elbette, Kauffman, bu "hayat opucu ğunu" almaya çalışırken anarşızmuı ozunde ve kımyasında onemlı bazı değı şıklıkler yapmak /orunda olduğunu gız lememekte orneğın, anarşızmın sarsü maz temellerınden olan devlet kabul et mezlığın yerıne devletı sınırlamayı koy maktadır 'Anarşızmın bu şekılde kavraruş bıçı mı devletın kısısel alana mudahalesını olabıldığınce sınırlamak şeklındekı lıbe ralıznun amacmı paylaşır " (s 16) •AYDINLANMIŞ ANAR$I" YA DA REFORMCUtUK Kaufmann zaman zaman, "anarşıst ev"dekı konukluğunu ve burayı "yar dım" talep etmek ıçın zıyaret ettığını unutmuş gozukmektc ve "aydınlanmış anarşi" adını verdıgı şeyın, "gerçek anarşızm" olduğunu da ıddıa etmekte dır "( Idevletı hemen ortadan kaldırmak ıstemeyen, onun zora dayalı yonlerını mumkun olduğunca azaltmaya çalışan eşıthkçı lıberalızme yonelık bır tutumun neden 'gerçek anarşızm' olarak gorulduğu (s 11 12) Kaufmann, yer yer hoşgorumuzun sı nırlannı zorlamaktadır, çunku "gerçek anarşıstlık " ıddıasıyla kalmayıp "her turlu devlet zorunu reddeden"lerı "katı anarşıst" (s 30) olarak nıtelemektedır Gerçı bu bır bakıma doğrudur Her turlu devlet zorunu reddetmekte ısrar ederek sıvılaşmayan ya da buharlaşma yan anarşıstlere "katı anarşıstler" dene bılır ama Kaufmann bunu başka bır anlamda, ' sekter" anlamında kullanmak tadır Kaufmann, kıtabı boyunca "devletın sınırlanmasından', "zorun sınırlanma sından" "devletın ınsanıleşmesınden" vb soz etmektedir Bu yonde kı çabaları takdırle karşılasak da son tahlılde bu çabaların husranla sonuçlanacağını bıl mek uzuntu verıcıdır Bu yuz den, "katı" gorunmek pahası na Kaufmann'a bazı hatırlat malar yapmak zorundayım "Demokratık sıyası karar verme mekanızmaları ıçın bır tehdıt oluşturan gunumuz çokuluslu ıktısadı yapılarının demokratıkleştırılmesı ve butun çalışanların etkın bır soz hakkına sahıp oldugu de mokratık orgutlenmelere donuşturulmesı teklıfı de bu tartışma nın ıçınde yer alabıhr" (s 16) dıyor, Ka ufmann Kendısı boyle bır çabanın urun vereceğıne ınanabılır ama saptanması gereken, bu tur uluslararası sermaye kuruluşlarında çalışanların etkın olmasını ummanın boş bır hayal olduğudur Bır zamanlar Marksıstler, emekçılerın dev let yonetımıne katılabıleceğı ve devletı demokratıkleştıreteklerı hayallerıne kapdmıslardı Uluslararası sermayeyı demokratıkleştırmek, bundan da vahım bır ham hayaldır "boyle bır hedefe kendılığınden ya da aydınlanma donemınde ortaya çıkan modern devletın zorla yıkılmasıyla değıl, sadece bu devletın yenıden şekıllen dırılmesı, ınsanıleştırılmesı ve zamanla kuçultulmesı ıle yaklaşılabıleceğı fıkrını goz onunde tutmak gerekmektedır " (s 26 27) dıyor, Kaufmann Bu fıkır de Marx ve Engels'ın, "devletın sonuşe gıt mesı" fıkrını anıştırıyor bıraz Onlar hıç değılse devrımden sonrakı buyuk altust oluşta kurulacak bır geçış devletının so neceğını ongormuşlerdı Doöru çıkma dı Kaufmann ıse kohnemış kapıtalıst devletın "ınsanıleştırılmesınden" soz edıyor Nasıl olacak bu? Hapıshaneler mukemmelleştırıletek orneğın, polıs ka rakolları daha ferah bır hale gctınlecek, sorgu odaları da oyle Kelepçeler bılek lerı acıtmayacak şekılde ımal edılecek Oldurucu sılahlarm ınsanlara fazla acı çektırmenıesı sağlanacak vb vb Devlet devam ettıgı surece onun temel fonksı yonları da devam etmek zorundadır Bu temel fonksıyonların (hapıshane, polıs, jandarma, ordu, sılah vb ) "ınsanılcştı rılmesı" mumkun değıldır Bu yondekı çabalar sadece devletın baskıcılığının daha lyı kamufle edılmesıne hızmet eder "Aydınlanmış anarşı, devletın tahak kumıinun yanı sıra sosyal baskının dığer bıçımlerını dc bırcy açısından taham mul edılebılır duzeyde sınırlandırmah dır" (s 37) dıyor Kaufmann Pekı ama, nedır bu "tahammul edılebılır duzey" Kaufmann, devletın tahakkumunun ne den "zorunlu" olduğunu kıtabının hıçbır yerınde net bır şekılde açıklamı yor Bu durumda bız neden "tahammul edılecek duzeyı" saptamaya çalışalım? "Eskı anarşıst sezgılerın" yaptığı gıbı, devletın bızatıhı kendısının bır taham mul edılmezlık olduğunu saptamak da ha mantıkı değıl mıdır' "Cezalandırmanın başkalarının be ADAM YAYINLARI Ya ı K it Y« pi an Yay Şiir ı n Iar (MMrtod* Iriyip Otonmk İstordim Jos* Marti Küba Bagımsı/lık Savaşı ve 1 atın Amerıka nın sımge ısımlerınden, savaş alarunda vurularak olen şaınn özgurlük ve bagımsızlık ruhunu yucelttığı şıırlerını Ataol Behramoglu seçıp dıhmıze çevırdı •Uton ,Sıı Savrulmada Gül Ahmet Haşim Çagdaş Türk şıınrun kuruculanndan bın olan Ahmet Haşım ın en begenılen şurlennden Cevat Çapan'ın yaptıgı seçmeler * Aitam Jmr klnsıklm •': ,^N»dir Yafamm Oixi Ömer Hayyom Rubaılen bütÇffvdunyada oldugu gıbı ülkemızde de çok sevılen Ömer Hayyam'dan Ş, , Ahmet Necdet'ın seçıp çevırdıgı yuz rubaı M m >llr Ku klr îv*"' 2**1»' ° *' " ' OOHmrin Aydınhğından Adenis Gunumu7 dunyasının yaşayan en buyuk saırlennden bın olan ve son yıllarda Nobel Edebıyat Odulu'nun önde gelen adaylanndan şaır, Arapça aslından, butun şıırlennden yapılmı^ genı^ bır seçmeyle Türkıyelı okurlann karşısında Adam Jııır Kla'iklerı Röya TabiHri R*fik Durbay Hayat kadar duşlere de şıır dılıyle bakmasını bılen şaınn du^krıyle yıne bu du^lere şıır yoluyla getırdıgı yorum ve açıklamalar Su Kıyıtmda Kims» Yoktv Sdahaltin Yolgi<Un Yunani!.tan goçmenı bır aılenın çocugu olan şaır bu ılk kıtabında bı/ı çocukJuk duyarlıgının şaşırtıcı zengınlıgıyle geçmışe, sıcak ınsan ıhşkılerının egemen oldugu, guzel renklerle ve kokularla dolu bır dunyaya goturuyor YıUıı Hurmaıı Rıdvan Arifoğlu Hunna agaçlannın havaı hşeklergıbı goge yukM?ldıgı topraklardan, Kıbrıs tan, yıldızlar parlaklıgında ^urlerın okurlann ustune dokuldugu bır kıtap densel ve ruhsal butunluklcrını zedele mesının onlenmesını sağlayacak boyutta sınırlanması savunulacak " (s 37) dıyor, Kaufmann Evet ama, bedensel ve ruh sal butunluğu zedelemeyen bır ceza îcat edılmış mıdır bugune kadar? • Aydınlanmış Anarşi, Siyaset Felsefesine Giriş/ Matthıas, Kaufmann/ Çev Yakup Co}ar/ Ayrıntı Yaymlart 200i/ 282 say/a K İ T A P SAYI 748 SAYFA 6 C U M H U R İ Y E T