Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ayfer Tunçtan öyküler: TaşKâğıtMakas Hayatm ince damarlarında 'çlokunaklı' bir gezi Ayfer Tunç dört yeni öyküyle çıktı okurlarının karşısına. Edebiyat çevrelerinde olumlu eleştiriler alan yapıtı bu kez Gültekin Emre değerlendiriyor. O Gultekin EMRE ır Manınız Yoksa Annemler Sıze Gelecek (2001) pek çok okurun belleğınde hâla Kıtap elden ele geçmcyc dcvam edıyor Yakın geçmış bır bır yenıden anımsanıyor, ınce ayrıntılara gırılıyor sohbetlerde Yoresel değerlendırmeler de ışın ıçıne gırıyor ço ğu zaman Ayfer Tunç'tan anımsanan baş ka kıtaplar da var clbcttc Azız Bey Hadı sesı de (2000) kolay kolay unutulacak bır kıtap değıl bence Ayfer Tunç'un yenı oyku kıtabı Taş Kâ ğıt Makas'ta topu topu dort oyku var Kı tabın en uzun oykusu "Suzan Defter" 100 sayfa ' Suzan Defter" Geceyazısı dergısı nın uçuncu sayfasında yayımlandığında benı çok etkılemıştı Kurgusu ve anlatımı benzersız bır oyku sunuyor bıze Ayfer Tunç "Suzan Defter"le Ayfer Tunç, bu yenı oyku kıtabında da okurunu oyku dunyasının "ıslı solukla rı"nda soluk soluğa dolaştırıyor "Kaybet me Korkusu" oykusunde "saksılardevrıl mış"tır, "kuşlar çıçeklerın koklerını gaga lamış"tır, "perdelerın durgun çızgılerı da ha da kararmış"tır Bır avlu, ne de olsa, "bastırılmış, ortak bır delılığın açığa çık tığı bır ıç âlemdır " Orada acı çığlıklar, şehvet ınıltılerı, ıhanet fısıltıları da "haya tın şışmış ve ofkelı bır yurek gıbı" attığını gosterır Çalınan muzık ıse "lcıbırlı"dırka çınılmaz bır bıçımde Boyle bır yerdekı kahramanın betımlemesı de bakar mısınız lutfen1 Safır'ın "çatlamış toprağa benze yen yuzunde, tesadufen toprağa duşmuş ıkı parlak taş gıbı duran gozlerı vardır ırı ırı açtığı Safır'ın de yaşadığı arka bahçe lcrı, avluları bır dc tersınden okuyabılsek var ya, nelerle karşılaşırız, nasıl bır dun Y* yayla el sıkışırız kım bı lır1 " duşmanlık, çıkar, yılgınlık, bezgınlık şeh vet, sebepsız kotuİuk kın.keder, aşk heyecan, sahte aıle mutluluğu, korku, karşılıksız sevgı, umutsuzluk "arızalı bır hayat"tır onumuze çıkan ve bızı şaşırtan " Doyumsuzluk ve acı ıle bes lenen ıç kanamalı avlu"dakı dunyayla ta nıştırıyor bızı Ayfer Tunç Onun ılk oyku sunun omurgasını "avludakı hıkâyelerı" paylaşıyor bızımle Avludakıler "parasız Iık çekıyor", "çocukları unıversıteyı ka zansın ıstıyorlar", "ışlerınden kovuluyor lar, bırbırlerıne kazık atıyorlar, ıhbar edı yorlar çalıyorlar"dır ve bunları bır yazar go7uyle go7İemleyıp oykuleştırıyor Ayfer Tunç "Kaybetme Korkusu "nda Susen'le Sa fır'm ınanılmaz oykusudur anlatılan, yalın ama çarpıcı Oykunun sonu ıç burkucu ama, Ayfer Tunç'un dılı pırıl pırıl, aydın Iık KAYBETME KORKUSU Susen ıkı yaşındayken annesı olıır "ba ğıra bağıra", aular ıçınde, bır kış gunu Susen, bu olumden çok etkılenmış ve ba basının kucağından hıç mmemı^ tlçenın zıraat muduru babası kızını hıç yalnız bı rakmamış El cle, kucak kucağa yaşamış lar hep Dedıkodulara da neden olmuş boylesı bır yaşam, ama babanın yapacağı bır şey yokmuş Susen'ın ılçeye atanan genç zıraat teknısyenıyle evlenene dek su rer baba kızın yapışık yaşamlan Susen, eşıyle mutludur Çeşıtlı çıçek yetıştırıp bu yuk kentlere satarlar uzun yıllar Bır gun her şeyı satıp savarlar ve buyuk kente go çerler Safır, "bır hıkâyenın hakkı yenmış kahramanıolmaktan" sıkılmıştır Susen'ın eşı bır sabah erkenden evden çıkar Karı sı uyanmadan dolaşıp gelecektır Ne var kı dolaşırken gorduğu kuçuk bır sera ılgısı nı çkeer ve takılır kalır Susen saatlerce kocasını bekler ve gelmeyınce, gecılance kendını balkondan avluya atar tntıhar eder Ayfer Tunç, oykunun sonunda "Kımse nın ılgılenmedığı şeylerı yazmaya koyul dum" dıyor ya, aslında, bal gıbı can alıcı şeyler yazıyor1 Burada buyuk laf etmeye gerek yok ama, oyku ortada, ulkemızden canlı, etkı leyıcı ınsan manzaraları sunuyor, bıldık hayatları bır kez daha bıze kendı uslubuy la anlatıyor Ayfer Tunç Kıtaba adını veren oyku "TaşKâğıt740 B Makas" da oldukça huzunlu bır oyku Yanı "Bu, anlatacak kımsesı kalmamış olanın hıkâyesı" kendı ıçıne donen, tukenen bı rının başından geçenler yaşadıkları Ço cukluk arkadaşı ıkı gencın oykusu gıbı go zuken 'Taş Kâğıt Makas" anlatıcıyla açımlanıyor, genışlıyor Emır'ın parlak yaşamı, yukselen dunyası ve duşuşe geçen omru oykunun sacayağını oluşturuyorlar Kadından kadına geçıp duran Emır'ın "Karagul"e ayrılmayı onermesı ve sevgılı sıne gıdışı, sonra da karısının kendısını ya kışını, bır yaşamın yıkılışının dramını goz ler onune çok ustaca serıyor Ayfer Tunç " Anneyok, babayok buyumuş bır adamın tcmel meselesı, buyuk doğmuşluğun acı sı çocuk olmami!), ama çocuksu kalmışlı ğın yaraladığı hayat Malum, gençlık her şeye rağmen umıttır, yaşanacak uzun yıl lar varken hcnuz her şey ıçın vakıt vardır "Sonra da hıkâye patlar" yaşananlar na sıl hayatlarsa " Ama tuhaf bır şekılde kenara ıtıldığımızı hıssedıyorduk Bırılerı bızı oyuna almıyordu, yuruyen bantta ter sıne yuruyor gıbıydık hıçbır ycrc gıdemı yorduk sahıcı hayat başkalarınındı, bız debelenıyorduk en çok da Karagul Emır ın karısı Karagul "kendılerıne "bır rıtmı olan, kavganın ve sevışmenın, varlı ğın ve yokluğun, mutluluğun ve sıkıntının dengclı bır şekılde dağıldığı, tumuyle sa hıcı bır hayat "ları olacağını sanır, ama al danır, oyle bır hayatları olmaz hıç Emır ıse "toşkulu yalancı, gozupek, romantık, ıkıyuzlu, şefkatlı, şehvetlı gaddar, duzen baz ıradcsız nazık uysal, aşağılık, sefıl, sefıh" bır "evlısevgılı" olmaya çalışır Ka ragul'e karşı "taş kâğıt makas" oynar durmadan "Makas kâğıdıkeser Kâğıt ta şı sarar Taş makası kırar ' Hayat bu oyıın değıldır oysa Ayfer Tunç'un ' Fehıme' başlıklıoyku sunu Geceyarısı Kıtapları nın Kaptan, Gemıde Kuçuk Yolcu Var kıtabında oku muştum Oyku benı dk okuyuşta çarpmıs, tı Kuşadası'na luks bır gcmıylc gelen tu rıstlere kıtap satmaya çalışan ıkı kardeşın luks gemıye bınmclerını, gemının hareket edışını, gemıdekı bır Turk çalışanın f'ehı me'nın kardcşını zengın turıste pazarlayı şını okuduğumda oykunun kusursuz kur gusunu duşunmuştum gunlerce Fehı me'nın noktasız, vırgulsuz anlatışı gerçek ten etkıleyıcıydı "Fehıme"yı bır daha Taş Kâğıt Makas da yenıden okuyunca oyku nun bıçımı bır kez daha dıkkatımı çektı "Suzan Defter" oykusunu Geceyazı sı'nın 3 Sayısında okuduğumda da ıç ıçe geçmış gunluklerle orıılu bıçıme kılıtle nıp kalmıştım 16 kasım C uma gunu baş lıyor 16 aralık Pazartesı gunu bıtıyor Oy ku, 100 sayfa Yıkılmış bır yaşamı tum çıplaklığıyla yansıtan bır oyku nasıl olur da "gerçek bır hayat hıkâyesı olarak değıl, gulup geçılen "basıt romanlar gıbı" okunur? Onca acı, onca yangın ' okunduğu anda" unutulur mu hıçr" Bıraz karışık da olsa oyku bır aı leyı yansıtıyor, ele alıyor Abı, babaanne ve babadır oykunun kahramanları, bır de an latıcının kendısı olan, yanı gunluk tutan kadın Kadın, adına Suzan der sonra, abı sıne âşıktır, yanı ensest bır aşkın kurbanı dır "Abımısayfalarcayazabılırım Buyuk aşkım Hayatıma gırcn tek erkek Ruhu ma en çok sokulan erkek Hayallenmı yı kan kahraman " "Ama her şeye rağmen, şu kahrolası dunya uzerınde benım kımım var? Dıye kendıme sorduğumda aklıma gelen tek ısım, abım Ş,u kahrolası dunya uzerınde ben en çok kımı sevdım? Dıye sorduğumda da " Abısını çok seven ve onun aşkıyla yaşayan Suzan'a yaşamını ze hır eder kendısıne sonradan Suzan dıyen bu kadın Abısının sevgılısıyle ozdeşleştı rır kendısını "Ama bız aynı erkeğı seven ıkı kadındık Aşkımız ve acımız bırdı " GECMİS GERİ GELMİYOR Gunluğun bırı boyle kendısıne Suzan dıye kadının tuttuğu notlardan oluşuyor Otekı ıse kendısını terkeden karısı Suzan'ı sayıklayan Ekmel Bey'ın guncelerının okurla buluşmasıdir Ekmel Bey evını sa tılığa çıkarır Suzan Hanım ev alacak pa rası olmadığı halde Ekmel Bey'ın evını gormeye gdıer ve tanışırlar Bırbırlerıne hayatlarını anlatırlar, uzun uzun susarlar ve kendı geçmışlerını yaşarlar karşılıklı Ama "geçmış gerı gelmıyor"dur Suzan Hanım "Otuzlu yaşiarının son evresınde, guzel denemeyecek bır kadındı Ama zen gın, "hayatın ız bıraktığı" yuzu olan kadın lardandır Anne ve babalar mutsuzdur bu ıkı kahramanın dunyasında, gun gorme mışlerdır hıç, aralarında aşk maşk yoktur Çocuklar da sevgısız buyurler Suzan Hanım ayrılırken Ekmel Bey'e nasıl da dokunaklı bır cumle soyluyor " Aytılmak, gıdenın, kalanın kucağında bır kucak kor bırakmasıdır, yanar durursu nuz kul olana kadar" Işte hayatın duğum lendığı yerdır bu cumlede yatan mantık "Suzan Defter" kolay kolay unutulacak oykulerden değıl, yenıden okuma ısteğı duyacağımız bır oyku Her okuyuşta an latılanların dunyasına bıraz daha sokul duğumuzu duyumsayacağımız bır oyku bu TaşKâğıtMakas'ta yer alan dort oyku yu tumuyle ozetlemek olası değıl Hele Ayfer Tunç'un zengın, çağrışımlı, dupdu ru anlatımını betımlemek hıç mumkun değıl1 Hayatın ınce damarlarını, acılarını, kırgın aşklarını, umutsuzluklarım, şaşırtı cı yanlarını, parlayan sonen yaşamlan bu yuk bır ustalıkla, bın bır ınce ayrıntıyla "dokunaklı" donatıyor Ayfer Tunç • TaşKâğıtMakas/ Ayfer Tunç/ Öyku/ YKY/ Kasım 200i/ 163 s SAYFA 7 CUMHURİYET KİTAP S AY I