Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
lun"duğuna ınanması, Yazyağmuru ko nuştukça "kaybolmuş bır dunyanın can lanması" ve "kaybolmuş butun bır dun yanın kuçucuk bır ınsanın omuzlarına yuklen"mış olması "Yazyağmuru'nun yaşadığı aıılar "Bılmece", "muamma" soztuklen bana Prof Mehmct Kaplan'ın bır saptamasını anımsattı, Hıkâye Iahlıllen'ndc (Dcrgâh Yayınlan, 4 baskı, 1992, s 165) Tanpı nar'ın "Âdem'le Havva" adlı hıkâyesını çozumlerken şoyle dıyor Kaplan, "Tan pınar ıçın kadın, hayat ve kâınat guzelı dır ve gızlı muammalarla ("gızlı"ye ge) rek var mi' FN) doludur " Sabrı Yazyağmuru'nu ıkı gun gorur ya da bır gorıır, bır gun de Yazyağmuru'nu yaşar Yazyağmuru'yla yaşar îlk gun, "Yağmurun altında geceden kalmıs bır ruyaya benzı"yen Yazyağmuru'yla karşı laşır Sabrı, 57 sayfada, "Evın yerındekı yalıda doğmuş, buyumuştu Onu gor mek ıçın gelmıştı" dıye duşunur, 60'ıncı sayfa "Tahmını yanlış değıldı Evın yc rındekı buyuk yalıda doğmuş, çocuklu ğunun buyuk bır kısmını orada geçır mıştı " Bu ılk gun, Sabn'ye yetmıştır 0 kadar hayran olduğu, sevmekten korktuğu, hatta artık sevdığını kabul et tığı, bır daha goremeyeceğı ıçın uzuldu ğu " Işe "merhamet" kanştırmaya kal kışır " bır sır bulunmalıydı Artık ona sadece guzel, latıf bır mahluk gıbı baka ma7dı, ganp bır merhamet ıçını sardı Hıslenne karşı oldukça mudafaalı olan muhayyılcsı bırdenbıre bu merhamet ta rafından genç kadını bcnımsedı Şımdı ona auyor, onu merak edıyor, onu sevı yordu " Bekler Ve Yazyağmuru gelır Boğaz'da dolaşır lar, "Yenıkoy'de eskı bır yalının alt ka tında açılmış bır lokantada yer"ler ("Çevre sorunu"yla ılgılenenlere 1944'te bır Boğaz manzarası "Fılhakıka yahnın tam onu gorulecek şey değıldı Suda ha hf eleğımsağma perdelerıyle çalkalanan mazot ve benzın lekelen arasında her cuısten supruntu kendı samanyollan arasında guneşler gıbı çalkanıyordu Şehrın sankı butun artığı burada tdı ") Sonunda, "tenha ve sıcak" bır plaja gı der ve sevışırler Tanpınar done done anlatır bu sevışmyı, tam 6 kere "Plaj tenha ve sıcaktı ( ) Fakat bıraz evvel çıktıkları kabıne ıslak, loş ve serındı Şımdı 1 "Sabn, onu, daha zıyade bır denız mağarası gıbı hatırlıyordu Kendı nabız larının dalgalarıyla ışığı açılıp kapanan bır denız mağarası " (s 52) 2 "Kabınenın, nıtubetlı denız mağara sında olan şeylerle şımdıkı halını duşun d u " ( s 53) 3 "Fvlı olduğumu bılıyordu Hepsını oğrcndı Sonra bu ışı'" (s 54) 4 "Ve omuzlarına bır saat evvelkı mah remıyet hıssı ıle abandı " (s 55) 5 "Bırkaç saat evvelkı hazzın hatırastnı kanında hâlâ keskın bır koku gıbı duy du " (s 58) 6 Sonunda "yatmak" mastarını kullan mak cesaretını gosterır "Yoksa hakıka ten bır daha bır çocukla veya korkuncu 1 bır delı ıle mı yatmışti' " (s 60) Sabrı, geçmışını hep yanında taşıyan, sureklı olarak "kendı kendısını goz hap sıne" alan bu urkek, kararsız, yaşama korkağı ınsan, yaşadığı "hazzı" berbat etmek ıçın elınden gelenı yapıyor, kendı de farkında bunun "Nıçın her şeyı azap yapıyorum?" (s 55) Gene aynı sayfada "Ben budalayım Asıl hastalık bende Kafamda ıçımdekı ıkılılıkte" "Akşam ışıklan ıçınde" donduklen yalı da Yazyağmuru hıkâyesını anlatır Yaryağmuru çok benzermış teyzesıne, bunun ıçın o doğmadan olen teyzesının adını vermışler Fatma "(Teyzesı) bır gece kayıkhaneden kayığı çıkararak gıt mış, uc gun sonra olusunu gctırmışlerdı Halbukı o hafta ıçınde nıkâhı olacak mış Nıçın bunu yapmış bunu kımse bıl mıyordu" Yazyağmuru teyzesıne çok benzedığı ıçın Kalra (Teyzeyı de buyuten bu Kalfa, teyzeye sut de vermış) Yazyağmuru nu çok severmış "Ama kendım ıçın değıl1 CUMHURİYET KİTAP dıle getırmek ıçın Hacıvat'la Karagoz'u kullanıyor, Oğuz Atay da 1971'de ya yımlanan Tutunamayanlar da Olrıc ı kullanıyordu) Sabn ıçın, Bırak, kaçmak ıstıyor, anlamadın mı? Butun omrunce boyle yapmadı mi'' Hep dort yol ağzın da bır şeyler kaybeden adam değıl mı'" dıyordu *•• Ahmet Hamdı Tanpınar, 1955te yayımladığı Yazyağmuru nda, Sabrı nın ötekiben mı, iç çatısmalarını dile getırmek ıçin Hacıvat la Karagöz u kullanıyor Teyzeme benzedığım ıçın Ona benzedı ğıme, belkı de o olduğuma ınanırdı ( ) onun kelımelennı, el ışaretlerını oğre tırdı ( ) Sonra daha buyuyunce gızlı gızlı onun elbıselennı gıydırmeye başla dı ( ) onun gıbı yurumeye oturma ya, kalkmaya uğraşırdım ( ) Hem ku çuk bır kız hem o ıdım e bu başkası her lahza hayatıma mudahale edıyor, benı ıçımden değıştınyor, ıdare edıyordu ( ) onu benımsemıştım artık Ve kendı hayatım gıbı hatırlıyordum Olumunu de boyle ( ) Bır gece ( ) bır kapı aralı ğından hıç tanımadığım bır çehre ıle de demın bızı seyrettığını gordum Kapının aralığından hıç tanımadığım bır çehre ıle dedem bana bakiyordu ( ) O gece has talandım ( ) Evde bır daha teyzemden bahsedılmedı Butun eşyalan ortadan kaldırıldı ' Buyukanneyle dedenın evlenmesı "Buyukannemle dedem komşu çocukla nydılar Nınem Sultan Hanım'ın sara yında ıken Damat Paşa'nın akrabasın dan dedemın yakın arkadaşı olan bır gençle sevışmışler, boyle şeyler pek hoş gorulmedığı halde evlenmelerıne musa ade olunmuş Fakat tam nıkâh olacağı gunlerde delıkanlıyı Beşıktaş'ta kayığına bınerken oldurmuşlerdı Dedem de ya nında ımış Onu da bıçaklamışlar Altı ay hasta yatmış lyıleştıkten epeyce a man sonra da nınemle evlenmıştı nı nemden daıma olen eskı nışanlısını ha tırlayan bır genç kız halı vardı dedem de evlenmelerı uzerıne çıkan dedıkodu ları unutmamış gıbıydı Hulasa bırbırle nnı çok sevdılderı halde omurlen boyunca bu oldurulen nışanlı hep araların da bulunuyor gıbı yaşamıştılar " Dede, olumune yakın, "Olumden de ğıl, ondan korkuyorum" der, "Orada o var Onu gormek ıstemıyorum Nasıl yu zune bakarım onun" der, "Olum çırkın şey Insan olunce kokuyor, çuruyor" der, "Fatma korktuğumu oğrendığı ıçın ol du" der, "Korktuğumu oğrendığı ıçın her şeyı bılıyordu" der Yaz yağmuru "Bızım hıç anlamadığımız bu sozlerı nı nem anlıyordu kı onu tesellı edıyordu" dıyor Dedenın korktuğu adam kım? Nıçın olumden değıl de otekı dunyda onu gor mekten korkuyor? Nıçın onun yuzune bakamayacak durumda? O korktuğu kı şı, kayığa bınerken bıçaklanan genç mı? Dedeyı de bıçaklamışlar ama ıyıleşmış ve oldurulen gencın evleneceğı kızla ("nınemle") evlenmış, o cınayette dede nın de parmağı var mıydı? Yazyağmu ru'nun yaşamaya o kadar bağlı teyzesı, nıçın bırdenbıre her şeyı "bırakıyor" ve ıntıhar edıyor'' Nıne, nıçın "bundan ıle rısını" soylemıyor'' Yazyağmuru "Teyzemın hıkâyesının bundan ılerısı uçurum ve karanlıktı" dı yor, Tanpınar, Yazyağmuru'nun anlattık larında kımı onemlı ayrıntıları bıle ısteye "uçurum ve karanlıkta" bırakıyor, bunu, Yazyağmuru'nun topu topu 14 sayfa tutan hıkâyesınde sık sık tekrarla ması okurun bulanık belırsız bır ortamda açiklanmamış sorularla karşı karşıya bırakarak etkıleme ısteğının pek açık se çık olıışu Tanpınar'm ıstedığının ger çekleşmesıne pek de olanak vermıyor Yazyağmuru, sonra, yalının yanmasını anlatıyor "Hakıkatte ne olduğunu bıl medığım bır şeyı beklıyordum" dıyor, sonunda, bekledığı "şeyı" goruyormuş "Nıhayet dam çoktu (Kul oldu TRT'nın 1 paracıkları FN) Işte o zaman dedemı gordum (Onemlı Yazyağmuru açıkla mıştı "Yalı dedemın olumunden bır se ne sonra yandı ") dedem teyzemı kucak lamış (Onun da olduğunu bılıyoruz FN) gıdıyordu Ondan sonrasını bılmı yorum " Bız bılıyoruz Yazyağmuru'nda sanrılar başlıyor lanpınar, bır yerde, en sevdığı uç ya zarın Poe, Hoffmann ve Dostoyevskı olduğunu soyler, "Yaz Yağmuru"nda on lardan uzak esıntıler var denebılır mı? Hıkâyesı bıtınce Yaz yağmuru, Sab n'ye "Lutfen benı ıskeleye kadar gotu rur musunuz'" der Sabrı de goturur "Sabrı ıskelede vapurun ışıklan gozden kaybolana kadar bekledı " Sonra, kendı ne altust eden bır ılışkı yaşayan Sabrı, vapurun ışıklan kaybolur kaybolmaz, gonderdığı mektubu uç gundur okuma dan beklettığı karısını duşunur Yarın mektup yazar onları (karısıyla çocukları nı FN) çağırırım Hayır, ben gıder goru rum t n ıyısı budur Hep beraber done rız " Bır sayfa once Hacıvat (Tanpınar, 1955 te yayımladığı Yazyağmuru'nda, Sabrı'nın otekı ben'ını, ıç çatışmalarını Şimdi de hikâye hakkında kısa notlar: • Tanpınar, Sabrı yı de kendısı gıbı konuşturuyor Bır roman yazma çalışma ları ıçınde olan Sabn yı kendısı gıbı ko nuşturması olağan sayılabılır ama za man zaman Yazyağmuru nu da kendısı gıbı konuşturuyor 'Eşyada mukavemet yok Kadın olan evde bu kadar uysalhk olmaz " (s 14) "Bız de takvım dışı yaşar dık Her şey bızım ıçın musavı ıdı Fakat başka turlu Daha doğrusu şıkâyetımız yoktu Sadece hatırladık " (ss 16 17) "Yaz yağmuru ınsanı nasıl kendı ıçıne çağınyor " (s 18) • Turkçe yanlışları ya da acayıp Turk Çe Once "acayıp Turkçe" "Ve ben sade ce kendıme bu vazıyetı affedemıyorum " (s 46) "Bu hal çaresı onu bıraz duzelt tı " (s 58) ' Duzelttı' derken "sakınleş tırdı rahatlattı' demek ıstıyor1 Dupeduz rurkçe yanlışları 'Onu beklemıyordu gelmeyeteğıne emındı " (s 33) Genç bır yazar, boyle bıı yanlış yapsa anlayışla karşılanabılır, ama Ianpı nar "gelmeyeceğıne emındı" değıl, gel meyeceğınden emındı" demek zorunda1 37 sayfada Yazyağmuru'na "Sız de ça buk yıkanın" dedırtıyor Tanpınar, Sabrı sankı banyo yapacak' O sayfanın 3 satı rında dedırttığı gıbı "Denıze gırın" gıbı bır soz ettırebılırdı Hadı, bır yanhş da ha "Emınım kı, başkası verseydı adam belkı de almazdı " (s 73) Hem "Emınım kı", hem "belkı de" 1 • Tanpınar'm bu hıkâyesınde de şıırlerden esıntıler var Yahya Kemal'le ılın tılı olanını yazmıştım, "Tekrar o buyulu eşığın onunde ıdı " (s 49) cumlesı îan pınar'ın "Butun Yaz" adlı şurındekı "Hulyan eşığı aşılmaz/Bır Saray olmuştu bıze" dızelerını anımsatıyor • Gene zaman zaman "edebıyat yapı yor" Tanpınar "Erkeğın ezelı korkusu mıtolojık kadın, buyuk ve ezıtı dees, zaptedılmesı hukum altına alınması ıs tendıkçe buyuyen mahluk ana tabıatın o korkunç benzen artık ortada yoktu " (s 43) Ama bu cumle Tanpınar'm "Ka dın"a bakışını, daha doğrusu "kadın korkusu "nu çok ıyı açıklıyor1 • Gene çok guzel benzetmeler var "Sankı ev uçuncu şahıstı ve ondan kur tuldukları ıçın bırbırlerıne daha yakındı lar " (s 39) Bır benzetme, bır ruhsal du rumu çok ıyı vermış • Yazyağmuru, "korku" konusunda şoyle der "Sız korkuyu sevmez mısınız'' Ne kadar her şeyı değıştırır, zengınleştı rır Ama şımdıkı korkuları soylemıyo rum Eskı korkulardan bahsedıyordum thtıyarların bıze yavaş yavaş, geceden geceye, dunyamız guzelleşsın, ruyaları mız şekıl alsm dıye aşıladıldan korkuları soyluyorum " (ss 62,63) Yaşar Kemal'ın Kımsecık uçlusunde betımledığı "kor ku"yu duşunuyorum, gerçek yaşamdan kaynaklanan, gercek ruhsal nedenlerle açıklanabılen korkuyu Yazyağmu ru'nun "korku"su fazla "kıtabı" gelıyor bana, fazla "estetık" bır korku Ama çok guzel dıle getırıldığı de bır gerçek • Yazyağmuru'nu, teyzesının elbısele rıyle dolaşırken, dedesının gızbce seyret mesı (s 67), Ianpınar'ın bır başka hıkâ yesını anımsattı bana "Evın Sanıbı", bu nıkâyede, torun, dedesının buyuk acısını gızlıce seyreder (Hıkâyeler, s 272) • Son bır not Tanpınar, Yazyağmu ru'nun etkıleme gucunu abartıyor, bır konuşmayla bunca yılın Ayşe hanımını yumuşatması olanaksız Ayşe hanımın ahlak anlayışıyla bağdaşmaz boyle yu muşama (s 25) Hıkâye 65 sayfa Ister ıstemez ozetle mek zorunda kaldım • SAYFA 7 S AY I 7 65