Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Piref H. Ökkeşle, çizeri konuştu 'Bilime gülünç yönleriyle bakılabilsin diye yazıyorum' Cumhuriyet Bilim Teknik Eki'nin Fenni Yazarı Piref. H. ökkeş haftalık köşesinden çıkıp Dörtköşe Yazılar ve Dörtköşe Mektuplar adını verdiği iki kitabını Bileşim Yayınevi nden piyasaya çıkardı. Fenni yazar ile hem Dörtköşe'nin hem de kitapların çizeri Tayfun Akgül söyleşti. a Tayfun AKGÜL H ocam niye yaztyorsunuz? Bu yapnızda niye kendinizi okurlarınız için helak ediyorsunuz? Bak evladım, sana evladım diyorum kusura bakma, samimiyetten ileri geliyor bu seslenişim. Bak, sen ne amaçla çiziktiriyorsan ben de o nedenle yazıktırıyorum. Başka gizli saklı bir amacım yok. Sırf aziz okurlarım bilgilensin, görgülensin; bilime gülünç yönleriyle bakabilsinler diye yazıyorum. Lakin, okurlarıma bazen yan gözle bakıyorum da, bilime pck o gözle bakan okur yok. Eskaza bakanlann da sayısı çok az. Bu sayının artması gerekir. Yazmaya ne zaman ba$ladımzy • tlkokul sıralarında şiir yazardım. Pekı, kö$entzde ne zamandan beri yazıyonunuz? Bilim Teknik'in editörü Sayın Orhan Bursalı'nın yaptığı bir hata pardon davet üzerine 1997 yılının Aralık ayından beri her hafta düzenlidüzensiz yazıyorum. O tarihlerde ben yurtdışında köşeme çekilmiş haldeydim. Nasıl olduysa, Sayın Bursalı beni Dörtköşe'ye çekiverdi. Yazma alışkanlığı edindim.Yazmak, ah ne feci şeydir yarabbi! Çızmek de öyle Sonra? Sonra, sırf yurtdışında dörtköşe olmanıak için yurda geri döndüm. Belki de be nim bilmediğim mazosişt bir yapım var. Geldim ve kaldım. Dörtköşe yazılarını da sürdürdüm. Bakalım daha ne kadar gidecek! Sen de düzenli düzensiz, alakalıalakasız çiziktiriyorsun o köşeye, taa o zamandan beri, değil mi? Evet, bende de aynı \endromlar var Hocam. Geçmiş olsun. Sen daha gençsin, kendini kurtarabilirsin. Benim bir ayağım çukurda. Hangi köşede yığılıp kalacağım belli değil. Umarım Dörtköşe'de kalırım... Hocam, okurlarınız merak ediyor, yazdıklartntz doğru mu, atmasyon mu? Sakın mcrak etmesinler, ben hep doğruyu yazarım. Atmasyon yazdığımda bue doğrudan şaşmamışımdır... Sizın, bıltmsel yöniinüz de var galiba? Bilimle haşırneşır olduğunuz mu hakkaten? Evet, doğru... Ben de kendimi diğer bilimciler gibi bilimci sayarım. Bilim camiasından geliyorum, nereye gitüğim belli değil; ama, sürekli bilimcilerlc iç içeyim. Bu dünyayı yakinen tanırım. En azından bir kesimini iyi tanırım. Sanırım onlar da beni tanırlar ama, tanıdıklarını belli etmiyorlar. Bu dünya, dünyanın en ilginç dünyalarından biridir. Her kesimden her türlü insan bulursunuz. Lakin benim yazılarıma dek, o dünyada köfteciler, balıkçılar veya falcdar yoktu. Artık onlar da var. Ben de sürekli o dünyayı gözlemekle meşgulüm. Yazdıklarımın Cumhuriyet gibi yan siyah beyaz bir gazetede yayımlanması ilginç hatta garip gelebilir kimilerine. Sanırım, bilimsel mizah veya mizahsal bilim yapan çok az sayıda fenni yazar vardır bu evrende. Ben onlardan biriyim. Sayımız iki elin parmaklarını geçmez. Anlaşdamıyorsam eğer, bundandır. Anladım hocam .. Kitaplara gelelim istenemz. Ne zaman, nasıl basıldılar? Niye iki kitap birden yaytmladınız? Kitaplar, eski yazılarımın derlemesi olarak yeni basıldı. Biri yazılar, digeri mektuplar olarak derlendi. Ben mektup almayı çok severim. Mektupların ayrı bir yeri vardır. Sağolsun Hülya Üstiin vesile oldu, kitaplara editörlük yaptı. Aslında ben iki kitap yerine dört kitap çıkarmak istiyordum. Malum, bilimdc 'bir' çalışmadan 'çok' yayın çıkarmak gibi bir maharet söz konusudıır. Lakin, yayınevi beni dıırdıırdu. Yoksa " Yazılmamış Dörtköşe Yazılar" adlı, henüz yazılmamış yazıların yer alacağı bir kitap daha basılsın istemiştim. Dürdüncü kitap nasıl olacaktı? "Dörtköşe Dörtlüler" olabilirdi mesela... tlkokul yıllarında yazdığım dörtliikle ri basacaktım. Tam o sırada ABD Başkanı Bush'un, karısı için yazdığı şiir gazctelerde yayımlanınca durdurdum kendimi. Başkan Bush'u çiğnemek yakışık almazdı. Başkan Bush sizin kitaplarınızda yer a "Dörtköşe Yazılar11 ve "Dörtköşe Mektuplar" enni yazar Piref. H. Ökkeş'in Cumhuriyet Bilim Teknik'te yıllardır süren ve sürdürülen, artık tefrikalılaştırdıklarımızdan biri haline gelen Dörtköşe'sinde günümüze değin yayımlanan yazılarının kitaplaştırıldığını duyunca çok sevindim. Buna, bir de sayın Ökkeş'e gönderilen mektupların da dahil olduğunu görünce sevincim iki kat arttı. Malumunuz, bendeniz bir dönem ülkemizin yaşamak zorunda bırakıldığı ağır ekonomik krizin çözüme kavuşabilmesi için, sayın hocamtn her tiirlü problemin şıppadanak çözümlenmesi konusundaki engin maharetlerinden üham alarak, mektupla Yazan: Köfteci Seyfettin Çözüm önerilerinde kimi zaman sürrealist... Bazen irrasyonelliği denemeye değer bulan tarzı ön planda. Radikal ve uç diyebileceğimiz öngörüleri hemen her seferinde haklı çıkmış! Konu çeşitliliğinde sınır tanımıyor hocamız. Meseleri ele alırken sergilediği zekâ pırıltılan ve kıvılcımları gözlerimize kaçıyor. Ne mutlu bize, ülkemiz böyle bir aydınlığa sahip!.. Aynca, kitaplar birbirini bütünlüyor. Biri olmazsa diğeri de olmazmış gibi geliyor okura. Elbette 'yazdar' kitapların varoluş nedeni; 'mektuplar' da yazıları tamamlayan, renklendiren unsur. Konu, mekân ve zaman bağlamında birbirlerine sıkı sıkıya bağh hoş bir ikili oluşturmuşlar. Bana öyle geldi ki, kitaplardaki "Dörtköşe" hali, CBT'dekinden farklı... Usta bir editörün eleğinden geçip disiplin altına alınmışlar adamakıllı. Hoş, ara . da teknik hatalardan kaynaklanan harf düşmesi, sözcük sekmesi, desen düşmesi de yok de F rımla naçizane çözüm önerilerinde bulunmuş idim. Krizin şahsımda yaptığı derin tahribat, sonraki mektuplarımın ana öğesiydi. Ülke krizini bir yana bırakıp kah kendi derdime derman arıyor kah her krizzede gibi anlık bilinç yitimlerinde kaleme aldığım mektuplarımda trajikomik ıvırzıvırları dile getiriyordum. Durum böyleyken, Ümraniye kahvehanelerinde kulaktan kulağa yayılan ikinci bir söylenti daha da keyiflendirdi beni. Fenni yazarımız Ökkeş hocamız, yazılarını bir değil iki kitapta, "Dörtköşe Yazılar" ve "Dörtköşe Mcktuplar"şeklindc derleyip aziz milletimi/.in yararlanmasma sunmuş. Aynca mektup sahiplerine de "Dörtköşe Mektuplar" dan elde edcceği leblebiçekirdek tutanndaki telifi mektup sayısına göre yazarlara paylaştıracakmış!.. Sanırım anlamışsınızdır neden fazlasıyla keyiflendiğimi... Merakla bekledim kitapları... Geç de olsa, nihayet elime geçti. Kitapların görüntüsünü pek sempatik buldutn; kanım kaynadı hemencecik. Yine de 'zarf değil mazruftur önemli olan' diyerek, daldım hocamızın dünyasına... Ökkeş hocam döktürmüş! Bu ne engin bir vizyon zcnginliği, bu ne uçsuz bucaksız bir bilgi birikimi yarabbi! Resmen, entelektüalizmin en doruk halleri... Insanın başı dönüyor rcsmcn. ğil ama, kitapların değerini ke sinlikle etkilemiyor bunlar. Hatta 'nazarlık' görevi yapıyor bu ihmal edilecek sayıdaki kusurlar, Bu arada, bir sözüm de yayınevine olacak: Yayınevi yayınevi değil, adeta ve maşallah yazar sarrafı! Hak'katen adamdan anlıyorlarmış. Kudarım kendilerini... • K İ T A P SAYFA 18 C U M H U R İ Y E T S AY I 7 2ı