05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

GürselAytaç "Edebiyat veMedya'da kanayan biryaramızaparmak basıyor ini Yok olmanın estetini Prof. Dr. Gütsel Aytaç, günümüz Türk edebiyatına çok emck vcrmiş bir edebiyat bilimcimiz. Ayrıca okur, Gürsel Hanınıı Almanca edebiyatlardan dilimize yaptığı sayısız çeviriyle de tanır. Gürsel Aytaç son çalışmasında, çok önemli güncel bir sorunu, edcbiyatmedya ilişkisini, daha doğrusu, bu ilişkinin altında yatan unsuru, yani gelişen teknolojinin etkisinde değişime uğrayan sanat ve estetik kavramlarını irdeliyor. Büyük bir emeğin ürünü olan çahşma bizi birçok açıdan bilgilendirmekte ve düşünmeye sevk etmekte. ERENDİZ ATASÜ E debiyat ve Medya adını taşıyan yapıt kanımca iiç böliimde incelenenilir: 1) Teknolojik ilerlemenin ve onun somut sonucu kitle iletişiırı gereçlerinin konu ayrıntısı, kurgu öğesi ve biçimde değişimi yaratan etkıler olarak edebiyat yapıtına (Aytaç, özellikle roman üstünde dıırıır) katılması ve katkısı 2) Edebiyat bilimi kavramındaki genişleme 3) Kitle iletişim araçları kaynaklı kitle kültürünün etkisiyle sanat ve estetik kavranılurının uğradığı değişim ("Kitle iletişim aracı" deyimini, sanat yapıtını çoğaltmaya ve iletmeye yarayan tüm gereçler anlamında totoğrai makinesi, taş plak ve gramofonıı da kapsamak üzere kullandığımızı belirtmek isterim.) 1) Roman ve teknolojik gereçler, yöntemler: Teknolojik gereçlerin bir kurgu öğesi olarak roman konıısunda önemli ayrıntılar oluşturmalarına kimi örnekler anımsatmaktadır, (îürsel Aytaç: Fotoğraf Ahmet Mithat Efendi'nin Hayret (1K85) romanında (s. 21), gramofon l'homas Mann'ın ünlü başyapıtı Büyülü Dağ'da (1924) (s. 89), televizyon Orhan Pamuk'un Kar'ında (2002) (s. 36) önemli yer tııtar. Aytaç, sinema ve televizyonla yaşamıınıza giren kimi anlatı tekniklerinin ve yaşam alışkanlıklarının edebiyat yapıtla rının biçemine kattığı kimi yeniliklere de "zaplama"yı; ve bu teknikten yarar lanan romanlara ise Orhan Pamıık ve Ahmet Altan'ın kimi yapıtlannı örnek vermektedir (s. 1112). Kurgunun "zaplama"sından mıırat edilen anlalının aynı çizgi üzerinde gelismeyip, çeşitli mekânlara, zamanlara, kişilere "sıçraması"ysa, kıışkusuz bu anlatı tekniği Pamıık ya da Altan'la sınırlı değildir; günümüzün hemen her yazarı sinemasal ya da "televiziiel" tckniklere bazen özellikle bazen de kendiliğinden baş vurmaktadır. (Hemen aklıma gelen, Yumaz Karakoyunlu'nun yapıtları.Salkım Hanımın Taneleri, Çiçekli Mumlar Sokağı vs.) Ustelik, Jlashback, zoom gibi teknikleri, sinema ve televizyon romandan öğ serlerin yaklaşımı kanımca inandırıcılıktan yoksıın kalmakta, daha doğrusu tngilizlerin deyimiyle "dileklerin gerçek sa nılması"na örnek olııştıırmaktadır. Böyle bir kültürün içinde sanat yapı tının yeri ne olabilir? Az önce Kant estetiğine veda etmiştik zaten... Kant'ı fazla kuralcı bulabiliriz" peki ama, sanatın kitle iletişiminde aumetinlerhangidisiprasını yitirdiğini belirten Benjamin'e nalinin konusudıırr' sıl karşı çıkacağız (s. 77)? Gürsel Aytaç, Yanıt, edebiyat biliBenjamin'in aııra deyimiyle sanat yapıminin. tına âair hakikilik, biriciklik, gelcnckgi Tam da bu noktabi özellikleri kast ettiğini açıklar (s. 77). da bir sorum var: Sözü uzatmaya gerek yok; özellikle tele Edebiyat bilimindevizyonda, geleneksel anlamtyla sanar im ki bu genisleme, ay kânsızdır (s. 92). nı zamanda bir daOyleyse geleneksel olmayan, tümüyle ralma ve indirgenme yeni bir sanat mümkün müdür? Kitle 1 değil midirr Fen köiletişim araçları yenı bir dıl yaratmışsa, kenli bir yazar olarak, "edebiyat bilimi" bu dilin özellikleri nelerdir? Aytaç'ın ki deyimi bende hep biraz kaygı ve tcredtabı bu sorulara yanıt arar. Biz de aynı sodüt uyandırmıştır. "Bilim" kişiye hep runsalın peşindeki arayışımıza, zihnimi kııralları vekuramları çağnştırmaktadır. zin berraKİığı açısında, iki soru ve iki taPeki edebiyatın kuıala, Kurama sığma nımla başlayalım: yan yanları ne olacakrır? Bir edebiyat Kitle ilerişimi nedirr1 Söylemın acıkyapıtı bir metindeıı ibaret değildir. O ça, teknik yayın kanahyla, dolaylı ve tek metnin başka metinlerle ilişkılendirilyanlı olarak. dağınık bir •ieyırcıye aktanlmesinden de ibaret değildir. Yapıtın iç dtfcı iletişim (s. 60) dinamiklerı, biricikliği; satır aralarında Bu tanımda neyin iletildiğinin biröne ve satırların arkasında duranlar, yani ya mi bulunmadığına, ağırlık merkezinin pıtın dönemiyle, mekânla, başka sanat tümüyle iletişimin tarzında odaklandı ve bilim dailarıyla, yazannın kişiliğiyle, ğına, eskilerin deyimiyle "mim koyalım." kimliğivle arasındaki bütün bağlamlar Bu iletişimin dili temeltle nasıldırr1 ve bağfantılar hangi disiplinin konusu Gürsel Aytaç genellemeci ve indirgemeolacaktır, edebiyat bilimi yazılı her şeyci yaklaşımlardan uzak dıırıır ve her araç le uğraijacaksa? Eleştirinin mi? için ayrı bir dilin söz konusu olduğunu Yazdığım paragrara bakıyorum ve bııbelirtir. Sanırım burası önemlidir. An nıın postmodernist gelişmeleri on iki cak, kitle iletişim araçlarını pek çoğurenmiş olmasın sakın? Umberto den vuran modernist r>ir eleştiri olduğıımuz için bugün televizyon temsil etmek Eco'nun görüşü bu doğrultudadır (Annu görüyorum. Ancak Gürsel Aytaç'ın re. Öyleyse televizyonun ileti dili üstüne latı Ormanmda Altı Gezinti, Çev.: K. amacı modernizm/postmodernizm aratipik bir tarz söylenebilir mi? Aytaç'ın, Atakay, Can, 3. Bas., 1996). Gerçi, aynı sında hakem rolüne çıkmak değil, titiz televizyon estetiği için dizinin tenıel kasorııyu Aytaç da sormaktadır: 19. yuzyıl bir araştırmacının yansızlığıyla güniimütegori olarak kabul edildipni kaydettik anlalı sanattfilm kurgusunun öncüsü dezün gelişmeleri üstüne bizi, OKuru ay ten sonra verdiği tanım itginçtir (s. 92): ğil mıydı'•>Ya da 20. yüzyılın \on çeyre$ın dınlatmak. Öyleyse Gürsel Hoca'yı dinhep aynı olant sözde deg"işım/er içinde deki roman, bugüniin televizyonunda lemeyi siirdürelim: sunmak egemen olan estetik alışkanlıkların anaBu tanımda da kanımca "mim kona . 7 de$.il miydi? (s. 105) 1 3) Kitle iletişim kültürü etkisiyle decak" nokta tekrar öğesi ve "gibi yapGörüldüğü üzere sanatların gelişimi ğişime uğrayan sanat ve estetik anlayımak"tır. Benjamin'in geleneksel sanat göreli bütünsel bir akış sergilemekte. şı: kavramındaki biriciktik ve hakikilik Oyleyse, ne güzel, edebiyatla, sinema ve Yazının bulunuşıı ve binlerce yıl sonözelliklerini hasretle analım!.. televizyon el ele yürüyebilir, birbirinin ra matbaanın icadı insanın dünya üzeŞimdi sıra geldi, bu yeni estetiğin Güretki alanını genişleterek... Biyolojide rindeki var oluşu, kendisini ve dünyayı sel Hanımın titizlikle, birbiriyle ilişkile"simbioz" (birlikte sürtüşmesiz yaşam) kavrayışını nasıl kökünden değiştirmişrini açıklayarak önümüze serdıği kuramdendiği türden bir var oluş... Aydınlanse, bugün de bilişim teknolojisindeki sal iddialarına: ma devrimini 250 yıl önce geçirmiş ileri devrim, yaşama biçimlerini, kültürü, Kitle iletişim estetiğine hız, tekrar ve teknoloji ülkelerinde bu tür bir gelişmekültürü yaratanları ve ondan yararlanançoklıık egemendir. Sonuç, görsel, işitsel nin işaretleri mevcııttur zaten: Medyanın ları değiştirmektedir. Hayatlarımızda imge bombardımanı! Kısa sürede, pek kitaba rakip olamadığı, tersine, öğrenme dokunma dnygınal anlamım yıtırmekte, az iz bırakarak, ya da hiç bırakmayarak tutkusunu tetikleyip izleyicinin kitaba gözle ekran arasında bir çakışma haline belirip kaybolan, yerlerine hemen yeni daha tazla yönelmesini sağladığı gerçegclmcktedir (s. 71). Kitle iletişiminin teklerinin geçtiği bir göstergeler sağanağı... ği Gürsel Hoca'dan öğrendiklerimiz aranolojik özellikleri, çoğaltmacı, yaymacı Hiçlikte kaybolan... Virillo yok olmanın sındadır.f*) İleri teknoloji toplumunda, ve yayılmacı karakteri i) anlatı sanattnı estetığı diye adlandırmaktadır bu dıırukitle iletişiminin edebiyatı bir yol ayrımıyazılı edebiyatın tekelinden çıkartmıştır mu (s. 98). Kalıcılık bir amaç olmaktan na getirmesinin de delilleri vardır: Or(sinema da televizyon dizisi de anlatıyla çıkmıştır. nekse yapıtları asla filme dönüştürüleıığraştırmaktadır); ü) sanat deneyimine Haydi kabul edelim, yok olmanın esmeyecek yazarlar, sözün mutlak etkisine doğrudan olmayan katılımı had safhada tetığı nde büyüleyici bir yan bulunduinananlar, Tames Joyce gibi (s. 6).) (Joyarttırmıştır; iii) bıı katılım için belli bir ğunu! Bizi hayatın, evrenin, varoluşun ce'un klasik kurgular kullandığı kimi yaeğitim ve hazırlık gerekmemektedir. gizemli merkezine yaklastıran bir yan... pıtlarından başarıh filmler yapılmıştır Dolayısıyla sanat seçkin konumunu Varoluş, yok olmanın öbür vüzü değil yapılmas.ına da örnekse Houston'ın yitirmiş, deyim yerindeyse "demokratikmidir; ve onun sayesinde vuku bulmaz çelctiğt Ölüler ama Ulysses'i filme alleşmiştir." Ârtık neyin "güzel, iyi ve doğmı?.. Hayat, varlığı gerçekleştirmek ol mak nerhalde değme babayiğidin harcı ru" olduğu üstüne tikir yürütmek isteduğu kadar, vok oluşu özümsemeyi öğdeğildir.) yen on binlerce kişi, milyonlarca "müşrenebilmek değil midir?.. Nedir bu kateri" ya da "tüketici" vardır! Bu dıırum, lıcılık merakı!.. Yok olmanın erdemini 2. Edebiyat biliminin değişen karakelbette, hakıkı, iyi, güzel diye tormüle benimseyeceğimize... Somııt maddeden teri: edilebilecek Kant estetiğine (s. 107) ve daha gerçek olan gerçeklik: geçicilik... dadır. Edebiyat yapıtlarının (roman, öyku, Bizi üoğu bilgeliğinin özüne eriştiren... tiyatro metni) sinema ve televizyon saye Kitle iletişiminin yarattığı kitle kültii Neden olmasın... Yepyeni bir sanat, yasinde ne ölçiide gelişme alanına kavuşrii üstüne iyimser ve kötümser yorıımpıtın ve yaratımn algılarda eriyip kaybol tuğıı tartışılabilir ama, kesin olan bir sey lar ileri sürmektedir, düşünürler, bilim duğu... varsa, bu iki "teknosanat"ın edebiyat bive sanat insanları. Kitle iletişim kültürüKuramcıların vtırguladığıdiğerbiret liminin kapsamını genişlettiği, içeriğini nun günümüzde yakalayacağı boyutıı, men: Algılama. Kloepfer yeni estetiğin değişime uğrattığıdır. Edebiyat bilimi 20. yüzyılın ilk yansında görebilmiş Heralgılamaya dayandığını, algıyı abarttığıgitgide "metin incelemesi" ile özde^le^ mann Hesse'nin (s. 30), Enzensber nı ileri sürer (s. 101). lzleyenin özümsenıektedir. geı'in (s. 34), 1 lorkheimer ve Adornıezevki(s. 102) derinleştirilmelidir. Bu no'nun (s. 76) bu kültürün sığlığı, düKitle ileiişim araçları, özellikle televanlamda, algıvı uvaran, geliştiren hcı zeysizliği, beyin yıkama ve kitleyi tekelizyon yayuncılığı görünmez bir ılağın tegösterge sanat kapsamına girebilır, bir le yonlendirme bir anlamda laşizan gü pesinde yıikselen postmodern nıimari fııtbol maçının naklen yayını bile. LÜ üstüne dile getırdikleri yakıcı ele.ştiöınegi bir kuleyebenzemektedır. AlryaBurada bir parantez açıp fikrımı söy rilerin yanında, veni kültür sayesinde pı mııazzam bir uıetinler lıacinıi üstün olorılenın ycrinın çogulcıılıı&tın aldıgını lemek isterim: Zeki ve duyarlı, vani algı de dıırıır, sinopsisten, senaryoya, izlenları antenleri diyelim isterseniz açık ve ' (s. 75) ileri süren Mc Luhan gibi iyinv celerin akış yönergelerine kadar... Bu C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AY I 690 SAYFA 14
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear