Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Vitrindekiler Dünya Sosyal ForumuAşağıdan Küreselleşme Hareketi ve Küresel Direniş/ F. Levent Şensever/ Metis Yayınları/ 224 s. Sermaycnin "küreselleşme" söylemi altındaki neoliberal saldınsı eşitsizliğin, işsizliğin, yoksulluğun, savaşların "küresel" dünyasını getirdi. Kaçınılmaz mı bıı: Biz, çocuklarımız ve torunlarımız gittikçe acımasızlaşan bir düzenin kurbanları olmaya devam mı edeceğiz' 1999'da Seattle'da düzen karşıtı binlerce kişi buna ciddi bir yanıt verdi. Ardından 2()01'de Brezilya'nın Porto Allegre kentinde toplanan ve on binlerin katıldığı üünya Sosyal Forumu "Raşka bir dünya mümkün!" sloganının tum diinyada bulduğu yankının ifadesiydi. Şimdi dünyanın her yanındaki sosyal forumlarda savaş karşıtlan, sosyalistler, çevreciler, kadın hareketleri, kısacası mevcııt düzene karşı çıkan herkes bir araya geliyor. Lylemlilikleriyle kurulu düzeni sarsan bu aşağıdan küreselleşme hareketlerinin geçirdiği üreci, dünyada ve ülkemizdeki gelişirn dinamiklerini bulacaksınız bu kitapra. Yalnız Karanfil Sokağı/ Aydın Hatipoğlu/ Evrensel Basım Yayınl 128 s. Aydın Hatipoğlu 1940 yılında Urfa'da doğdu. Haydarpaşa Lisesi'ni bi rirdi. îki yıl lstanbul Üniversitesi Hııkuk Fakültesi'ne devam ettikten sonra, lstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakül tesi Sosyoloji Bölü mü'nde okudu. 195K'den bu yana şiirleri çeşitli ede biyat dergilerinde yayımlandı. Çömçe Gelin, Gebe, Hoyrat, Beynim Yüreğim, Ben Size Konuk Gelende, Son Değil, AşkOlsun adlı şiir kitapları yayımlandı. (Jzanın ayrıca Hazreti lbrahim (tiyatro), Saç (roman), Köroğlu (çocuk romanı), Kuşçu (çocuk öykü leri), Kendini Beğenmiş Kuğıı (çocuk öyküleri) adlı kitapları yayımlandı. Behçet Necatigil Âydın Hatipoğlu şiirini şu sozlerle anlatıyor: "Aydın Hatipoğlu'nun şiiri; yoğunluğu, neyi nasıl, ne ölçude söyleyeceğini bilişiyle, kavganın ve bilincin etkili şiiri." gelen sancı dolıı ilişkileri, akıcı olduğu kadar imge yüklü bir dille okumanın hazzı vaı Sancı Yılanı'nın savfalarında. ŞeytanYüzü Ölmayan Maske/ Luther Link/ Çeviren: Emek Ergünl Ayrıntı Yayınları/ 262 s. Bugün Şeytan denince, korkunç bir yaratık geliyor gözümüzün önüne. Oysa Rönesans sanatçıları onu (,ok farklı görü yorlardı. Şeytan, boy nuzları, kuyruğu ve tırmığıyla sanatçının imgelemine düşmeden önce tebdili kıyafet geziyordu. Ancak VI. yüzyıldan XVI. yüzyıla kadar resimlenmiş el yazması kitaplarda, resimlerde ve heykellerdeki Şeytan temsili, zamanın teolojik ve politik tartışmalarına bağlı olarak değişikliğe uğradı. Resimlerde belli bir Şeytan modelinin olmayışı, Mezopotamya'ya ait ve klasik figürlerin yanlış yorumlanması, kilisenin sapkınlara karşı değişen tııtumu, Şey tan'ın temsil ediliş biçiminde belirleyici oldu. Peki ama kılıktan kılığa giden bu yaratık kimdir gerçekte? Neden hep erkek olarak çiziliyor? Tanrı'nın düşmanı mı, vekili mi? Tann'nın evrensel ceza sistemini yöneten etkili bir hizmetçisi olmasın? Neden hiçbir zaman cehennemde acı çekerken resmedilmemiştir? Belirleyici özelliği olan alev alev sacjarının ve işkence aletlerinin kaynağı nedir? Şeytan, ortaçağ ve Rönesans sanatında bir gösterge olarak kal mıştır, hiçbir zaman sanatsal bir simge olmamıştır, diyor Luther Link bu kitabında. Soljenitsin ise Shakespeare'de kötü karakterleri frenleyen, ideolojilerinin olmayışıdır, diyor. Tıpkı ideoloji yoksunluğunun şiddeti meşrulaştırması, dehşetengiz olayların insana doğal gelmesi gibi, Şeytan da Hıristiyan kiliselerinin Haçh seferlerini haklı göstermiştir. Yoksa Şeytan kilisenin ideolojik bir silah olarak ürettiği bir iigürden mi ibarettir? Hayır, o gerçek. Batı uygarlığının bir parçası. Belki de Şeytan'ın bizi bu denli ilgileııdirmesinin nedeni, Tann'yı, Tanrı'nın onu tanımladığı gibi, aynı kesinlikte tanımlaması. Ya da Joseph C.onrad'a kulak verecek olursak: "Doğaüstü bir kötüluk kaynağına duyulan inanç gereksizdir, zira insanlar kendi başlarına her türlü kötülüğü yapmaya mukte dirdir." Kutsal Ruh/ Michel Tournier/ Çeviren. Yaşar Avunçl Ayrıntı Yayınları/ 232 s. Kutsal Ruh, yıkıcı bir zekânın ürıınu; uslelik yıkıcılığını ideolojik kışkırtmalardan değil valınlık ve doğallıktan alı yor... Günümüzün en yaratıcı yazarları arasında yer alan Michel To urnier, bu kitapta ro mancı olarak iç dünyasını gozler önüne sererken Cuma, Kızılağaçlar Kralı, Meieorlar, Veda Yenıeği, Kaynak ve Çalı, Altın Damla ve Anahtarlar ve Kilıtler'in yaratım süreçlerinin dinamiklerini de açıklıyor. Zihinsel yolculuklarmın duraklarına işaretler koyuyor. Tournier, yazılanla yetinmeyen okurlarını kendi kaynaklarına doğru bir yolculuğa çağırıyor. Göç, yalnızlık, cinsellik gibi konuları, Incil'den modern romana uzanan çeşitli kaynaklardan esinlenerek nasıl simgeleştirdiğini, romanlarına mıtolojik öğeleri nasıl yerleştirdiğini anlatıyor Böylece, Kızılağaçlar Kralı'nda "çocukları yiyen dev" imgesinin Nazi rejimi aracılığıyla çağdaş bir simgeye dönüşmesine; Cuma'da "Robinson" imgesiyle çağdaş bireyin kendi yalnızlığının yalnızca kurbanı değil aynı zamanda kahramanı da oluşuna tanıklık ediyorıız. Tournier, insanlığın ortak bilinçaltına yerleşmiş düşünceler olarak gördüğü mitlerin, aslında çağdaş edebi yatın bir parçası olduğunu savunarak, Kutsal Ruh'ta roman kahramanlarının kendi kişisel mitlerini oluş rurma süreçlerini gözler önüne seriyor. Bir yandan "Daniel Defoe, Alexandre Selkirk ile karşılaştı mı:" türünden tarihsel olayların izini sürerken öte yan dan "Batı'nın tüketim toplumu Cuma'Iarın üzerine kurulmuştur" gibi yargılarla romanlarının felsefi C U M H U R İ Y E T KİTAP SA YI 723 {2*y' m'btt£ Gazi Mustafa Kemal Atatürk/ Örgün MEDENÎ BİLGİLER Yayınevi/ 502 s. Medenî Bilgiler, ilk olarak Prof. Dr. A. Afetinan tarafından 'Vatandaş Için Medenî Bilgiler' adıyla 1930 yılında yayımlanmıştır. Maarif Vekâleti, Millî Talim ve Terbiye Dairesin 7. kitabı olarak okutulan 'Vatandaş Için Medenî Bilgi ler'in büyük bir bölümü Gazi Mustafa Kemal tarafından kaleme alınan belgelere dayanmaktadır. Prof. Dr. A. Afetinan daha sonra bu belgeleri, Atatürk'ün ölümünün 25. yılı dolayısıyla Türk Tarih Kurumu'nun düzenlediği konferanslar dizisinde 'Atatürk'ün Vatandaşlık Hak ve Vazifeleri Üzerindeki Düşünceleri' olarak sıınmuştur. Bu konferanslar dizisinin büyük ilgi gormesi üzerine Prof. Dr. A. Afetinan, meslektaşlarının da yardım ve desteğiyle Atatürk'ün ölümünün 30. yılında, elinde bulunan diğer belgeleri de ekleyerek kitabı 'Medenî Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazıları' adıyla yayımlanmıştır (1969). Bu kitabı oluşturan belgeler, Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş ve uygar devletler arasındaki yerini ancak bilinçli ve özgür düşünceli yıırttaşlar yetiştirmekle alabileceği gerçeğini gören Gazi Mustafa Kemal'in, bu amaçla 1929 sonbaharı ile 1930 Ocak ve Şubat aylarında yazmiş olduğu yazılardır. Kes Yapıştır Kültür, Kimlik ve Karayip Müziği/ Dick Hebdige/ Çeviren: Çağatay Gülabioğlu/ Ayrıntı Yayınları/ Medenî Bilgiler (Uygarhk Bilgileri)/ 240 s. SA N C Y IL A N W«tnnst * • •. Sancı Yılanı/ Mehmet Atilla/ Bilgi Yayınevi/ 150 s. üaha ilk öyküsüyle insanı içine alan, sürükleyen bir kitap Sancı Yılanı... Çocuk ve gençlik edebiyatı alanındaki yapıtlarıyla olduğıı kadar şiirleriyle de adını duyuran Mehmet Atilla, birçok yazarın yıllar sonra yakaladığı ustalığa bu ilk öykü kitabıyla ulaşmayı ba şarıyor. Şairliğinden de beslenen sarsıcı anlatım bi çimiyle acıyı, ayrılığı, yoksulluğu ve ölümü harmanlayarak bellekte kalan öyküler sunııyor okura. Yü rek burkan gerçekçi gözlemlerin yanı sıra zihinsel izdüşumlerin de yer aldığı bu öykulerde, içimize işleyen onca yaranın bambaşka boyuilarda dile getirilişine tanık oluyoruz. Trafik kazasından intihara, yoksulluktan, işkenceye, arkadaşlıktan aşka gidip SAYFA 24 Kes Yapıştır, ritimlerin, herkesin kullanımına açık olduğu ve istenildiği gibi bir bir araya getirilebildiği müzik türlerini anlatıyor: Keggae, kalipso, ska, blues, soııl, rock, punk, bluebeat, rap, hip hop... Dick Hebdige, bu müzik rürlerıyle Afrika müzikleri arasındaki geçişler ve değişimleri kolelerin günlük yaşam pratikleri, ritimler, çalgılar ve danslardan ömeklerle gösterirken XX. yüzyıl popüler müzik tarihinin Afrika ve Kara yip cksenli bir versiyonunu sunııyor. Atrika'dan koparılıp köle olarak satılan Kunta Kinte'den Jamaika'daki Kastafaryanlara, se.s sistemlerine, sorııcevap örüntüsünıı kullanan DJ'lerin dııb ve talk overlarına, müziğin yanı sıra bir giyinı kuşam modası dayatan rap ve hip hop'un ortaya çıktığı Ingiltere ve Amerıka'ya uzanan bir tarih bu. Reggae müziğinin dinsel ayin ve vaazlardan, Incıl'deki anlatılardan ne leri ödıınc aldığını; Rastafaryanların hangi koşullar da ortaya çıktığını; ses sistemi, kayıt ve radyo tekno lojisindeki değişikliklerın muziğin uretim ve alımlanışını nasıl değiştirdiğini; Clash, Slits, Eıic Clapton gibi grup ve şarkıcıların reggae gibi siyahların müzikleriyle nasıl bulııştuğunu gözler önüne seriyor. Hebdige, bu müzik türleri arasındaki ilişkileri anlatırken metinler arası bir yolculuğa çıkarıyor okuyucuyu. Bir "hipertext"i andıran kitabında, bir "merkez" olamayacağını göbtermek ıstercesine gazete ilanlarından, turizııı bıoşürlerınden, şarkı sözlerinden, müzisyen ve prodüktorlerle yapılan söyleşilerden ve daha bir sürü kaynaktan yararlanıyor.