Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B U L M A C A Bitlenen bonbonlar •'•'., azı romanlar bittiklerinde başa döniıp ilk sayfaları tekrar okumak istersiniz. Romanı birkaç günde okusanız bile, sanki ük sayfaları okuyalı aylar, hatta yıllar geçmiş gibi, nasıl ve nerede başladığını anımsamakta zorlanırsınız. Işte Elif Şafak'ın "Bit Palas" romanını bitirdikten sonra bunları hissettim ve tekrar başladım okumaya... Tam da romanın başında ve tekrar sonunda yazarın söylediği gibi dairesel bir biçeme sahip "Bit Palas". Yazar bu çembere saçmalık adını veriyor ama hiçbir masalın saçma olmadığı inancıyla aynlıyoruz kitaptan. Gördüğümüz tüm rüyalar gibi, masalların da antamlarını çözmek isteyen yanımız devreye giriyor. Bu anlamlar masalların içinde mi gizli, yoksa bizim onlara vüklediğimiz, her masaldan aldığımız anlamlarda mı, düşünmeye başlıyoruz. "Bit Palas"ın çok sayıda kahramanlarla ve aşın masallarla yüklü olması, romanı ortaîadığımızda bütün bu kopuk öykülerin asla toparlanamayacağı korkusıınun doğmasına neden oluyor fakat kopuk kopuk görünen öykülerin romanın sonunda bir araya gelip bir tek öykü halini aldığını görüyoruz. Elil Şafak büyük bir beeeriyle öykiilerde ortak imgeler kullanarak kopuk görünen masalları birbirlerine bağlayıp roman boyunca bir tutarlılık saölıyor. Gri çöp tenekelerin kapaklarında bakılan fallardan, gri gözlii ölü bebeklere ve oradan da romanın kahramanlarından biri olan gri dış boyasıyla Bonbon Palas apartmanına uzanan külrengi kurdele, romandaki tek bağlayıcı unsur da değil iistelik. Romanın oaşında mezarlıkta tabut içinde ve çöpler arasında tanıştığımız böcekler de roman boyunca ölüm kokusu yayarak çoğalıyorlar adeta. Romanın kahramanları 1966 yılında yapılan Bonbon Palas adında bir apartmanda otııran ve burada çalışan insanlar. Kuaför, kapıcı, on nıımaralı dairenin kiracısı ve diğer ev sahipleri. Okıır onları tanımadan çok önce aparttnanın, mahallenin ve şehrin kokıılarıyla ve renkleriyle tanışıyor. Dünyanın birçok köşesinden getirdikleri geçmişleriyle apartmanda oturanları da sanki geçmişleri birbirlerine bağlıyor. îki numarada otııran Sidar ile üç numaradaki ikiz kuaförlerin göçmen yaşamlan, yurtdışına çocıık yaşta ve istemeCUMHURİYET KİTAP SAYI 655 B den götürülüşleri, ül»BİT PALAS ke ve ailelerinden kopuş öyküleri, benzerlikfer taşıyor. Aynı şekilde güvenilmez erkeklene ilişki içinde Of*'' •'• olan Mavi Metres ve Metin Çetin'in Karısı Nadya sonunda bir çeşit arzuladıkları özgürlüklerine kavusuyorlar. Fakat bu apartman daireleri arası benzerlikler, aynı zamanda dış dünyaya kapalı, her biri kendi içine gömülmüş dünyalarda yaşayan insan toplulukları olarak da görülebiliyor: Bir numaradaki kapıcının ailesinin Musa, Meryem ve Muhammet adını taşıması (ve Meryem'in, sevgilisi îsa yerine Musa'yı seçmesi) bir ölçüde bu aileyi kendi içine kapatan, diğerlerinden ayıran bir unsur oluyor. Dört numaralı dairede oturan Ateşmizacoğlu ailesi fertlerinin de her birinin Z ile başlayan bir ad taşıması, ya da beş numarada oturan Hacı Hacı'nın torunlarının 5.5,6.5 ve7.5 yaşında olmaları, her aileyi kendi içinde, kopmaz bir bütün olarak görmemizi sağlıyor. Kardeşlerin benzerlikleri, aynı korkularla donatılmış olmaları, aynı külren gi gözlerle bakmaları hep bu kendi içine kapanan dünyaları simgeliyor. II 1 s.MAK 1 •»>» Önce aşağıda tanımları veri12 B 13 len sözcükleri 10 F bulmaya çalışın ve her bir 20 B 21 22 J 23 D 24 harfi bir yatay çizgi üzerine 31 1 32 B 33 A 34 gelecek biçimde yazın. Son44 ra çizgilerin 41 F 42 F 43 F altlarındaki 53 A 54 A 55 saydara göre 52 bu harfleri Y bulmacadaki 62 H 63 B 64 J 65 j 66 aynı sayılı karelere aktarın 73 E 74 B 75 A 76 A 77 (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir). Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru, Ingeborg Bachmann'ın "Bütün Şiirler'lni Türkçeye kazandıran çevirmenin adını oluştııracak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. Dikkat: "V/ll" ve "Y/52" harfleri ipucu olarak yerine konmuştur. 111 1 1 1 1 E 2 H3 J4 E 5 I G "v J 14 E 15 H 16 B 17 1 1 8 ET7 İKBtMUMCUOĞLU [8Fr Bl 129 |39 Cl A 40 I J 18 I25 D 26 E 27 A J 3b H 36 F 37 11 1 1 1 1 G 45 H 46 E 47 E 56 F 57 B 58 A F 67 C 68 H 69 E E Ğİ50 A 51 C 59 Al İ6C) I 61 J 72 D H 78 ü 79 80 A E. " Yağmur Beklerken" adlı romanı da yaratan yazar. 14 55 1 46 6 26 4 69 79 73 Tanımlar ve sözcükleriniz: A. "Sana dün bir tepeden baktım (Yahya Kemal). 58 27 54 39 53 80 59 75 76 33 38 50 " F. "SelçukludanOsmanlıya", "Türkiye Istiklal ve Hürriyet Mücadeleleri Tarihi", "Bilinmeyen Tarihimiz", "Atatürk'ün Son Günleri" ve "Şehit Sadrazam Mithat Paşa'nın Gurbet Hatıraları" adlı kitapları da olan, tanınmış gazeteci ve tarih yazan. 42 66 56 8 48 36 10 43 41 30 Şehrin kokuları, renkleni Roman bovunca okurun hissettiği bir başka olgu da, yaşamların bitmemişlik duygusu vermesi. Roman kahramanlarının çoğunun buçuklu yaşlarda olması ve anlatılan zamanın yarırnlarla gösterilmesi, tam da romanın basında anlatılan çemberin bir noktalarında olduğumuz duygusunu güçlendiriyor. Bitmişlik duygusunu yarım rakamlar hep engelliyor sanki; her roman kahramanında bir eksiklik duygusu hissetmemizi sağlıyor. Henüz tamamlanmamışyılların ve öykülerin kahramanları olarak çıkıyorlarkarşımıza. Bu yüzden de romandan tam bir son beklemekten çok erken vazgeçiyoruz. Çemberin bir yerinde bizi üstünden atacağına inanarak sürdürüyoruz okumayı. "Bit Palas" roman içinde sürekli göndermeler yaparak, hem geleceğe hem de geçmişe bağlar kuruyor. Bazı tamamlanmamış (hatta yaşanmamış) hayatlar, ömeğin Agripina Fyodorovna Antipova'nın yaşamı, lstanbul'a gelen bir başka Rus, Nadya'nın yaşamı aracdığıyla 80 yıl sonra tamamlanıyor. Bıınlar hep kitap içinde yaptlan göndermeler, bir de yazarın kitap dışına yaptığı göndermeler var. Bunlardan en ilginci Sidar karakterinin dokuzmaddedeintilıarıdillendirmesi gibi, intihar düşüncesiyle geçen yaşamında maddelerle dolu felsele kitapları yazan düşünür Ludwig Wittgenstein arasındaki benzerlik. Sidar'ın dokuzuncu "Esrar, anlamlandırılmamalıdır" maddesi ile Wittgenstein'in "Tractatus LogicoPhilosophicus" (Çev.: Oruç Aruoba, BFS Yayınları, 1985) kitabının yedinci maddesi 'Üzerine konuşulamayan konusunda susmalı" aynı ölümü düşünerek geçen yaşamların izini veriyor. Romandaki bitme mişlik duygusu da işte tam bu noktada devreye girivor, vazar bilinçli olarak karanlıkta bırakmak istediklerini böylesi bir suskunlukla romanın dışında bırakabili Bltmemişlik duygusu B. Yadigar Ejder için "Bırakır yüreğini Alyon Sokağı'nda/ girer Bursa Sokağı'na/abidirtümçocuklara,candır/yumuşaklığında kocaman ellerinin/ yüzünü okşar yine bir çocuğun/ Üçüncü sınıf lokantalarda doyurur karnını/ uyur üçüncü sınıf otellerde/ üçüncü sınıf rollerde oynar/ birinci sınıf yürekle/ hep kötüdür, dağdır, ısırgan olur dostluklara/ oysa tepeden tırnağa yürek/ tepeden tırnağa acımak/ tepeden tırnağa dostluktur/ gerçek yaşamında/ Omuzumda dinlendirir ellerini/ der ki bana: Sokaktayım!/ tokalasırız, kuş cıvıltıları siner ceplerine" dizelerini de yazan şaır. 70 12 47 74 19 20 63 28 57 16 37 71 32 18 G. "Dedi ... oldu iş müşkil/ Seyl dutmuş cihanı ben gafil" (Fuzuli). 49 44 21 78 7 H. Yeni düzene karşı direnen gerici. 77 45 2 35 68 62 15 I. Süt çocuğu. 81 60 31 24 40 5 J. Kolaylıkla paraya çevrilebilme özelliği fazla olan varlıklar. 64 65 13 17 22 34 3 61 C. "... İçin" (Cicero'nun, MÖ 52 tarihli savunma söylevi). 9 51 67 29 658. sayının çözümii A. Ruhi, B. üğuz Atay, C. Bedii, D. Eda, E. Ruşen Çakır, F. Tırpan, G. Dayanışık, II. Eue, 1. Sırtlan Payı, J. Nâzım Kurşunlıı, K. Olric, L. Selvi. Şiir: "Vur kapıya pencereye/ Bir ışıltı dolaşır/ Mahzcnuen çatı arasına kadar/ Uykunuzun soluf u işitilir" yer aşırı detaylı karakter tasvirleriyle okuması zorlaşsa da, her karakter hakkında anlatılan en ufak detayların bile romanın bütününe gerekli olduğunu görmek bu detaycı yanı kolaylıkla affettiriyor. Yazarın entomoloji, dil bilgisi (Osmanlıca sözcük ve deyimleri kullanması çok eleştirildi Şafak'ın, takat böylesi bir dil, romanın sihirli gerçekçi dokusuyla bütünlük taşıyor) ve anatomi bilgisine hayran olmamak elde değil." www.yazinsanati.cjb.net SAYFA 23 D. "Rus ..." (John Le Carre'ın bir romanı). 25 72 23 yor. Ancak romanın l î l . saytasında tanımaya başladığımız roman kahramanı "Ben", bizim romanın başından beri bildigimiz gerçeklere de gözleri kapalı kalabiliyor. Rasgele "Bu duvarın altındayatır var, çöp dökmeyin" yazdığı yerde gerçekten bir yatır ama bos, bir yatır olcîuğunu okurun bilmesine ragmen, romanı onun agzından dinlediğimiz "Ben" bilmiyor. "Bit Palas" tüm bu gizemli ve masalsı yönleriyle çok iyi yazılmış bir roman. Yer