Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Köy Enstitüsü kaynaklı olan Bahadınlı, Gazi Eğitim Enstitüsü'nü bitirerek Türkçe öğretmeni olmuş, kısa süren öğretmenliğinden sonra bağımsız çalışmayı yeğleyerek kurduğu yayınevlerinde kitaplar yayımladı. înişliyükselişli bir yaşam sürdürdü Bahadınlı. Anılarına yer verdiği "Öyle Bir Aşk"ta, köyde geçen çocukluğundan mületvekillıği yıllarına, yurtdışı deneyimlerine dek, yaşamının bütün aşamalarını anlattı. Düşünsel üretim yerine gövdelerin çarpıştığı bir arenaya dönüştürülen Meclis'teki olaylara da yer verdiği anıları, Türkiye'de aydınların ne bedeller ödediğinin de gerçekçi öyküleri. ADNAN BINYAZAR YusufZiya Bahadınlı'nın anılanndan süzülenler 75 Yıl Övle Bir Aşk' T anıştığımı/da kırk ıkı yaşındaydı Bugun yetmış beş yaşında Oykule nnden tanıyordum Turk Dıl Kuru mu Kurultaylanndan bırındeyu/yu/egel mıştık Guleç yuzıı, tertemız gıyımıyle ıl gımı çekmıştı Yusııf Zıya Bahadınlı Işçı Partısı'nın 1965 seçımlerınde TBMM'ye gıren mılletvekıllerınden bırı de o ıdı Ko ye yonelık oykuler yazıyordu, ama koylu gıbı gorunmuyordu Yazarlığin meslekten sayılmadığı bir ulkede bir oykucunun mıl lervekılı seçılmesı de şaşırtıcıydı Yazdık ları.alıştığımi/' 'koyoykusu'nedepekben /emıyordu Olayları duşuncelerın aracı yapmaktan kaçınıyor, kışılerını gerçekçılık adına koylu gıbı konuşturmuyordu Açık çası, ya/dıklarında koyluden çok 'ınsan'ı buluyordum Bıçemınde çok az basyurdu ğu betımlemelerı de o yolda ıdı Oykule rınde kutgıısal bıı hava yoktu, daha çok, yaşadiklaıını one çikarıyoıdu Koy konu su uzermde dutulduğunda adı ılk sıralar da anılanlardan degıîdı Gene de, kaynağı Koy Lnstıtusu olduğundan, koylu ya/aı sayılıyordu Sayılıyordu da, o gunc dek, tanıtma ya/ılarının dışında, Yusııf Zıya Ba hadınlı'nın ya?dıklaı ı eleştırel bir değer lendıı meden geçırılmemıştı Sonıadan ya/dıkları da ele alındığında goruluı kı Bahadınlı, oykııvcromanlann da sorunsallığı pek one çıkarma/ Kuşkıı SU7, soıunsallığın otelerınde donenmez, ama onun belırgın yanı, insanın sorunlar kaışısında takındığı tutumu yansıtmaktır Bu anlayışla kışılerı ışlerken dış betımleme leryerınc, onların ıçsel dunyalarını ırdele meye yonelıı Kuşkusuz, romanlarına kır ınsanının gerçeklerı, bir karış toprak edın me yolunda darlıklara goğus geren halkın savaşımı, polıtıkacıların ınsanımız uzerın de oynadığı oyunlar, somuruye dayanan du/enın eleştıtısı, bılınçlendııılmemış halkların en çok kendınden olana vetdığı /ararlar romanının kıırgusal orgusunde egemendır O/ellıkle oykulerındc, ıçınde bıılundugıı çevrt yı duygusal algılamalarla, kışıleıı yaşadıkları ortamın kıılturel boyu tuyla yansıtmaya o/en gosterır Kışıierı yansıı ı rken, sorıınların gerektırdığı ıç eleş tırıyı.bueleştıııyıyerıneotuıtan ıronıyıde gozden u/ak tutma/ Kışıler ya d<i o kı^ıle rın çelışkılerı kaışısında onyargılı davranıp kotuleme yoluna gıtme/ Onlan heder alarak kotuleme yoluna gıtme/, hedeh, on ları bulundukları halegetıren du/endır Rumanlaı ında kuıgusallık one çıksa da, oykuleıınde, yaşamsal deneyımlcrınden genış olçude beslendığı sezılır lemel kaynağı, yaşadıklaıı, yaşarken gozlemledıkle ııdıı Yaşadıklarını anlatırkcn, duygusalal gılamalann etkiMyleşıııstlIıgı voınluı bir bıçem oluşturmaya çalışırken /orlandığı gorulıır Oykusunun besleyıcı başka bir kaynağı da, belleğınde yer etmış anısal bı rıkımlerdır Yaşadığı ortam, gozlemledığı kışıler, etkılendığı olaylar oykusel kurgu sunda onem taşır Bu bağlamda, Bahadın lı'nın ya/ı alanı, bıreyın karşılaştığı gerçek ler, bıreyle doğa arasındakı etkıleşım, ınsa nın çevresınde gosterdığı yetkınlıktır Bu bir ru/gârın esıntısı, govermış tarlalar, goz alabıldığıne uzayan toprakların kıraç yal nı/lığı, yeşıllıkler arasında mutluluktan es rıkleşen çocuklar olabılır Yetıştığı kultu rel ortamın etkısıyle, oyku dunyası am kı rıntılanyla, halk bılgısıyle butunleşır Oy kulerınde de, romanlarında da, sloganlaş tırmadan, Alevı kulturunun yaşam bıçımı nı gerçekçi boyutuyla one çıkarır Dılının beöenı alanını şıırsel yaklaşımlarla bezedı ğı de olur Onun asıl amacı ıse gerçeğı du ^ıınsel boyutuyla vermektır Aİmanya'da yazdıklarındabııdahadabelırgındır d ı v lemledığı her^cyı oyku alanından u/ak tut mamaya çalı^mı^tır Ya/dıkları roportaj bı çemıne yakın du^mt/, ama Berlın'dt va/ dıklaıında, oıada ya^ayan ınsanları belır gınleijtırtn olaylan ıyı ızlemcvt o/en gos termıştır Yozla^mı^ ınsana bakışında bıle ınsan sevgısını one çıkarır Bahadınh'da ovkıı ıle roman arasında çokbelırgınayrılıklaryoktur, orneğın Lıd ya/Go/lcn Yaprak Ye^ılı adlı romanı ov lumlu bir oyku gıbı okunabılır, avnı olçu de, Haçça Buyudu Hatı^ Oldu da bir ro manın o/etlenmı^ bıçımı olarak algılanabı lır Bu, onun bıçımden çok anlatıma ve kı sılerı gerçeklığıyle yansıtmasına bağlana bıhr Behçet Necatıgıl'ın ha/ırladığı I debıya tımı/da LseılerSo/luğu nun 1989baskısı na baktım, Bahadınlı'nın bir tek dulltı ct'yı Sel Aldı (1972) romanıyla ılgılı o/et bılgı var sozlukte Oysa ttın Olayım Ağam (1964), Haçça Buyudu I latıs Oldu (1978), Aİmanya'da bulunduğu yıllarda yazdığı Geçeneğın Karanlığında (1982), lıtanık'te Dans (1986) toplumsal değışmesurecındt ınsanımı/ın gerçek yonunu yansıtmasi yo nunden ılgınç oykulerden oluşmaktadıı Gııllucelı Kâ/ım (1965), C jemıleıı Yakmak (1976), Açılın Kapılar (1985) Devekıı^u Rosa (1991), o/ellıkle Lıdya/Gozlerı Yap rak Ye^ılı (1996) ıle romanımıza katkıda bulunmu^tur Bir utopya dunyası ı/lenımı veren Lıdya/Go/lerı Yaprak Yeşılı'nın ro mancılığımı/da derınlığıne değerlendırıl memı^ olmasını bir eksıklık savıvoıum Ya/arın, kendını bir 'masal kahramanı gıbı hıssettıgı' Morbenek koyunun ovkıı sunu vazdığı Lıdya , toresel bıı toplıımun ozellıklennı, ardına du^ulen ijiırsel dıl \ e ın sanın gu/ellık arama yolıındakı duvarlıkla n yonunden değerlendınlmebydı Lıdya , bir guzelhğın ardina du^menın oykusudur Gıttıkçe yozla^an, değer yıtımıne uğrayan bir dunyayı sevgıvle kavrama çabasıdır Geçmışte yaşananların utopya gıbı algılan masıdır Artık ya^anmayacağına ınanılan bir gıi7ellığın, kı^ılığın, rıayata verılen an lamın arayi^ çabalamalandır Lıdya Bu vukbabasını tanımaya hakkı olduğunu be lırten ya/ar, "Onu, konusurken dınlcmck, çekımıne gırmek, bakı^larını yakalamak, dudaklarının kıvrımından batırlar oku mak, onun urettığı bır duşunce adacığına demıratabılmek, İutfen buyukbaba, nasıl yazdığını (Sarı Defter'ı, AB) anlatırmısınr'' dıyebılmek "der(s 19) Ö/lem duyulan koken arayı^ının gerçeğı, buyukbabadan kalan Sarı Defter dc saklıdıı San Deher'de ba^ka neler var^ "Senın sevgını korku beslemış oğul, korkuda sev gı ye!,erır mı, dıyelım ye^erdı, çıçeğe donu ^ur nıu, dıyelım donu^tu, doğacak meyve nın tadını du^leyebılıyor musun^ I'anrı laı /orbadıroğul, peygamberler deoyledır, kı allar da hele bır de onlar adına buyuran laı' Benı ıyı tlınle oğul, hıçbır ^ey bana, a^k da bunun ıçınde, (bıınu bıı verdeoku mu^tunı) kendını uğıunda alçaltacak ka daı onemlıgorunmuyor' " (s 54 5)vb soz lerde oldıığu gıbı, yaşananların duşunsel ozetı, koklu torelerden gelen oğutler, geçmışın geleceğe tuttuğu 'ı$ık' Yaşamındakı arayışlar ve yazma alanı go/den geçınldığınde, Bahadınlı'nın, hep bu Sarı Defter gerçeğının ızınde olduğu goruluı 1 orele re bağlı değıldır Bahadınlı, ama torelerın erdemını de yadsımaz Yalnı/ ovkıı ve romanlarla sınırlı kalma mıstır Bahadınlı'nın çalı^ma alanı tncele meıer (1 urkıye'de Lğıtım Sorunu ve Sos yalı/nı, 1968), ge/ı ı/lenımlerı (Dort Sos yahst Ulke, 1970), anılar (Oyle Bır Aşk, 2001) dıle yonelık çalışmalarıyla (1 urkçe Deyınıleı vt Kaynağı, 1 urkçc Deyımler Sozluğu, Aydın Su adıyla Atasozlen Soz lııgu) Kiıltuıumuze katkıda bulunmuştuı Bu çokalanlılıko/geçmışı îçin degeçeılıdıı koy 1 nstıtıısıı kaynaklı olan Bana dınlı, Cıazı Lğıtım Lnstıtusu'nu bitirerek 1 urkçe oğretmenı olmuş, kısa suren oğret mcnlığınden sonra bağımsız çalışmayı yeğ leytrek kurduğu yayınevleıınde kitaplar yayımlamıştıı İnıslı yukselışlı bır yaşam surdurdu Bahadınlı Anılarına yer verdiği Oyle Bır Aşk'ta.koydegeçcnçocukJuğun dan mılletvekıllığı yıllarına, yurtdışı dene yımlenne dek, yaşamının butun aşamala rını anlatmıştır Duşunsel uretım yerine gövdelerin çarpıştığı bıt arenaya donuştu rulen Meclis'teki olaylara da yer verdiği anıları, \ urkıye'de aydınların ne bedeller odedığının de gerçekçi oykulerıdır Bahadınlı'nın Berlınlı yıllarında ben de Geleceğe tutulan ışık oradaydım Yurtdışında ne denlı çok olun sa, yabancılar yıne de bır avuçtur llgı ala mni7 da aynı olunca sık sık buluşma ola nağı doğar Dostluğumu/dan dolayı bu bıı luşmalar daha da sıklaşıyordu Insanın ın sanlığı dar koşullarda bellı olurmıış yakın laştıkça, Bınbır C jece Masalları'nda rastla dığım, " Yurdunun emır'ı, gurbetın kolesı dır " sozunun Bahadınlı ıçın geçersı/ oldu ğunu goruyordum Bahadınlı, hıç ndıın vermeden, a/la yetınıp kendı kendını var ederek, en dar koşullarda 'kişılığınm emı n' olmayı bılıvordu Shakespeare, 1 lam let te, "Danımarka cehennemdıı' " der Cîerçekten, vurtdışı bır cehennemdır Ba hadınlı, bu 'cehennem'ı Oyle Bır Aşk'ın bır bolumunde anlattı 1 ıtanık'te Dans kı tabındakı oykulerı ya/dığı, bır sanat mer ke/ı olan Bethanıen I laus'ta, kendı deyı mıyle 'helâların yanına' duşen, bır koşede yatağı yığılı, ortasında yuvarlak bır masa oburkoşede çay kahve fokurdayan bırku çuk masanın nulunduğu, ve duvarları kı taplaıla dolu kırk metre kare değıl, çok çok altı yedı metıe karc o tek odada bıı sure yaşadı Hemen bıtışığınde de Meh met Âksov'un heykel atofvesı vardı O ko şullarda bıle Berlın'ın kapalı goğuncieken dını umutsuzluğa kaptırmadı Yureğını pencerelerden, balkonlardan dışan taşırdı, sanat şaheserlennı gordıı, mermer kutbe ye tırmanan eşcınsellerın sınırsız davranış ları, ona "Insanın ıçınde hıçbır ar/u gı/lı kalmamalı mıydi'1" sorusunu sordurttu Pencereden bakmayan Berlınlılere karşın, bı/ım pencerelerden baktığımı/ı ayrımsa dı Soruyordu "Berlın'deherkesçıçekse vıyordu, kımse kopartmıyordu, herkes ko pek sevıyordu, kımse kotu davranmıyordu Sokaklar temı/dı, evler bakımlıydı, ınsan lar bakımlıydı 1yı de neden kımse pence reden bakmıyordu^" Baktığı 'ınsansız pen cereler', 'bomboş baJkonlar' onu daha da yalnı/laştırıyordu Gervantes'ın, 'gucunu guçsuzluğunden aldığı' gıbı, o da yalnızlı ğıyla yarattığı dunyasında bır guç lcaynağı buluyor, durmadan okuyordu, ya/ıyordu " sevdıklerımın uzaklarda olduğunu du şundukçe Berlın goğunun bır plastık tor ba gıbı başıma geçmldığını hıssedıyorum, zaten var olan ıç yalm/lığım daha da buvu yor" (s 283) Bahadınlı, yalnı/lığının bu yukluğunden guç aldı Bethanıen Haus'takı oda Bahadınlı'nın duşunce uretım laboratuan olmuştur "Sır tustu yatıyorum sedırde Odam kılıseden bır bolme sankı, tavanda melek resımlerı eksık Kımı zaman duşunuyordıım neden olmasın dıyoıum !ju Betlın hayatımın hıç değılsebır bolumunu tavana resmedebılı rım Bu gıdışle bıı gece de uyuyamayac.ı ğım, ben şımciı yaşadığımı mı duşıınuyo rum, dıışunduğumu mu yaşıyoıum, bıle mıyorum " (s 284 85) Gerçekte, 'bılemıyorum' dedığı, bıldı ğıydı Yalnızlığa dırenen bır adam olmak1 Bahadınlı'yı Bethanıen Haus'takı oda sında gormeye gıttığımde çelışkılı duygu laryaşardım Oncadarlığına karşın, gelen lere çay ya da kahve sunduğu su kaynatma makınesı, soluk alıp vererek, sonmeden ya nan kırmızı ışığıyla mutluluk saçaı dı Aynı mutluluğu onun elmacık kemıklerı ııı yu 7iınde cie goıuıckım Cjozunun ıçının gul medığını, yanaklaı ının solduğunu hıç gor medım Çay kahve yapmada ıyıce ııstalaş mıştı, orada ıçılen çay başka yerde ıçıle me/dı Berlın'de, neyle geçındığı belırsız boş ge/enın boş kalfası bırçok adam, kah veye gıdeceğıne çay ıçmek ıçın Yusuf /ı \A ya uğramıştır Uğramakfa kalmamış, kendı sıgarasını cebıne yerleştıreıek onun kınden otlanmıştır Otlanırken ben de ora daydım Yaktığı sıgaranın ateşı go/ııme va nışmış gıbı olmuştu Bahadınlı'nın o yıl lardakı huznu hâlâ o sıgaranın ate^ı gıbı go /umde hep yanar "Hayat bıraz aşk, bıraz acı, nıhayet alla haısmarladık'"dıyornaubert Aşkla, acıy la geçen 75 yıl' Olanaklaı ıçınde bıle acı lara katlanan bır bozkır dervışı • Mojbenek)tiywları Utunhul /'W> IV) \ Oyle Bir Aşk (anı), Cclcnek Yuytnlan, 3 Baskı, Ulankul2001 2HC, s Utopya dünyası Lidya/Gozleri Yaprak Yeşili (roman), SAYFA 10 CUMHURİYET KİTAP SAYI 655