05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kendisi de zamanında şiirler yazmış, kitaplar çıkarmış olan Alâettin Bançekapılı, yıllardan beri sivil toplum örgütlerinde verdiği çevrecilik savaşımının ilk ürünü olan "Çevre Kurtuluş Savaşı, Hemen Şimdi!" ile temiz, sağlıklı, hatta estetize edilmiş bir dünyaya, o dünyayı hep birlikte kurmaya çağırıyor bizi. Öyle bir dünyanın önünü tıkayan etkenlerin neler olduğunu gösteriyor bize, bu bağlamda günümüzü ve geleceğimizi karartan olgulara ve oldubittilere dikkatimizi çekiyor. Özellikle Türkiye'de "hortumlananın" yalnızca bankalar olmadığını, çevrenin de hortumlandığını söylüyor bir anlamda. HÜSEYİN ATABAŞ airler, karşılarına hangi konu çıkarsa çıksın, onun şiirlerdeki yansımalarını anımsamaya çalışırlar. Ben de Alâettin Bahçekapılı'nın "Çevre Kurtuluş Savaşı, Hemen Şimdi!" kitabının sayfalannı çevirirken öyle bir çağrışım bombardımanına tutuldum. Dünyanın ilk "çevreci" şairinin kim olduğunu düşünürken, ünlü Latin şairi Vergiliııs'u (İO 7019) anımsadım. Aslında tüm pastoral şiirlerin çevreci olduğunu düşündüm... Bizim 20. yüzyıl sairlerimizin ilk çevrecisinin, "Yas ağaca halta vuran elonmaz" dizesiyle Mehmet Emin Yurdakul olduğunu, sonra Âşık Veysel'i, Nâzım Hikmet'i, hatta Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı anımsadım. Aşık Veysel'in o ünlü "Kara Toprak" şiirinin; "Koyun vcrJi kuzu vcrdi süt verdı/ Yemek vcrdi ekmek vcrdi ct vcrdı/ Kazıtıa ile döğmeyınce az vcrdi/ Benim sâdık yârım kara topraktır" dizelerini anımsadım. Veysel in kuşkusuz bilinçli olarak "çevrecilik" gibi birsorunu yoktu. Ama köy kökenli olması nedeniyle, doğa ve çevre dizelerine yansımıştı. "Kazma ile dö$meyince az vcrdi" dizesinde olduğu gibi, doğanın bakım istediğini sezinlemişti. Kendisi de zamanında şiirler yazmış, kitaplar çıkarmış olan Alâettin Bahçekapılı gibi çağdaş çevreciler bu işi elbette bilinçle yapıyorlar. Bahçekapılı'nın yıllardan beri sivil toplum örgütlerinde verdiği çevrecilik savaşımının ilk ürünü olan "Çevre Kurtuluş Savaşı, Hemen Şimdi!' kitabı elimizde. Temiz, sağlıklı, hatta estetize edilmiş bir dünyaya, o dünyayı hep birlikte kurmaya çağırıyor bizi. Öyle bir dünyanın önünü tıkayan etkenlerin neler olduğunu gösteriyor bize, bu bağlamda günümüzü ve geleceğimizi karartan olgulara ye oldubittilere dikkatimizi çekiyor. Özellikle Türkiye'de "hortumlananın" yalnızca bankalar olmadığını, çevrenin de hortumlandığını söylüvor bir anlamda. Kitabı daha ayrıntılı olarak tanıtmaya girmeden, " çevre "nin yalnızca kapımızın önü değil, tüm dünya, hatta evren olduğunu anımsatmak isterim. Çevreciliğin de askerdeki "mıntıka temizliği"nden ibaret olmadığını söyleyeyim. Kuşkusuz, Çevrecilik, nerkesin kapısının önünü temizlemesiyle başlar, ama, çöpünüzü komsunun kapısının önüne itelemek insan olana, hele kendini uygar olarak gören insana hiç yakışmaz. Yazık ki bugiin dünyamızda öyle "uygar ülkeler"in varlığı görmezden gelinemeyecek CUMHURİYET KİTAP SAYI Alâetin Bahçekapılı'dan bir insanlık çağrıst Ş Çevre Kurtuluş Savaşı, Hemen Simdi den bunu öğrenmek olanaklı: "Çünkü toprak bızım anannzdır./ Biz bu toprakların bir parçasıyız. Onlar da bizden birer parçadtrlar./ O eüzel kokan çiçekler bizim kız kardeşimizdir / Geyik, at ve büyük kartal da büyük kardcslerimiz.../ Yü'ksek kayalıklar, yesıl çaytrlarj lltk stcak vücutlartyla taylar ve tnsanlar,/ Hcpsi bızım aılemizdir." Evet, dünya bir çelcirdek ailedir, evren de büyük ailemiz. Alâettin Bahçekdpılı'nın anımsattığı gibi; "insanoğlu, 19. yüzyılda Batı'da başlayan sanayileşme hareketinin dünyayı, Dopıl kaynakların tükenmesi ve çevre kirlilıği sorunlarıyla karşı karşıya getirdiğinin farkına ancak son ydlarda varır." Oysa Kızılderili Reis, işin taa başında bu yıkımın ayrımına varmış. Diyor ki; "Büyük başkan bize bir yer vereceğinı ve bizim orada rahatca yaşayabıleceğimizı haber veriyor./ O bizim babamız, biz de onun çocuklan olacakmtşız!/ Büyük ruh milletımizi sever, fakat kızılderili çocuklartnı terk etti./ Şimdi bize makineler yolluynr, sızın için büyük köyler yapacak./ Ve, beklenmedik yağmurlar sonrast ırmaklar nasıl yataklarından tasarlarsa, siz de çok geçmeden bu topraklan dolduracak, ber tarafa tasacaksımz. / Bizler yetim kaldık." Işte bugünkü çevreciler bunun için, insanlığın yetim kalmaması için savaşıyorlar. Ama sayıları yeterli değil. Çevre kurtuluş savaşına tüm insanlık en azından duyarlılığıyla, katılmadan bu savaşı kazanmak olanaksız görünüyor. Alâettin Bahçekapılı, kitabına; çevre, insan, ekonomi ve geleceğimiz konula rını inceleyerek başladıktan sonra, dünyanın durumunu yine "çevre sorunları" bağlamında sergiliyor. Sonra da Türkiye'nin durumunu; toprak, fauna ve florada sorunu, hava, sular, enerji kaynakları, katı atıklar ve başka kirleticiler bağlamında ele alıyor. Kitabının üçüncü bölümünü ise Karadeniz Bölgesi'ne ayırmış. Kitabın dördüncü böliimü, "21. Yüzyılın Eşiğinde Türkiye'nin Kültür Yaşamı ve Sorunları" başlığını taşıyor. Ne ilgisi var? demeyin. "Çevre sorunu" da, her şeyden önce, bir kültür anlayışı sorunudur. Bahçekapılı, kültürün; "İnsan faaliyetlerinin üretim, teknik, bilim, sanat, ahlak, politika, vb. faaliyet alanlarında ve bu alanların maddi ve manevi ürünlerinden olduğu kadar, 'insanın varlık güçlerinin' ortaya çıkışinın birer ölçüsü durumundaki toplumsal. yaşam biçimlerinde de ifadesini bulan önemlibiryanı..." olduğunu anımsattıktan sonra, diyor ki; "Eşiğinden atladığımız yeni bir yüzyıldan eskiye doğru baktığımızda, kültür kavramının içerik ve kapsamının, tarihsel süreç içinde, önemli değişikliklere uğradığını görüyoruz: Ilkçağ'da 'tonrağın bakımı' demek olan kültür, darıa sonra 'insan yeteneklerinin eğitim yoluyla geliştirilmesi' anlamını yüklendi. Özellikle l'Vansız Devrimi'ne doğru yükselen burjuva sınıfının ortaya koyduğu kültür kavramıysa, 'insanın, kendini geliştirmek amacıyla hem çevresinin, hem de kendisinin, doğasına kattığı her şeyi, ama özellikle zihinsel çalışmayı tamamlıyordu'." Sonra da; "insanın maddi dünyayı pratik ve teorik olarak özümleme faaliyetiyle kültür arasında kopmaz (bir) bağın bulunduğu"nu anımsatıyor ve Türkiye'nin kültürel sorunlarının birdökümünüyapıyor. Bu bölümün son tümcesinde ise, sorunların çözümünün halkın katılımıyla sağlanabileceğini, ancak bunun için sorunların sergilenerek tartışılmasının yararına olan inancını ve güvenini vurguluyor... İnsanlığın geleceği Ancak, sorunların çözumü için, Bahçekapılı gibi sağduyuluların beslediği "inanç" yetmiyor. Devletin, başka sorunlar için de olması gereken tasarımları ve onları yaşama geçirmek için gayreti bağlamında insanını kültürel olarak yetiştirmesi, desteklemesi çok önemli. Oysa Türkiye, bugünkü kültürel birikimiyle ve "küçültülme" gayreti anlayışıyla bunu yapacak durumda değil. "Hortumlama" üzerine yükseltilen "serbest piyasa ekonomisi"nin kültürü ne ola ki!.. Bahçekapılı'nın kitabının "Sonııç Olarak" bölümündedediği gibi; "Dünya artık başdöndürücü bir hızla dönüyor/ dönüşüyor/ değişiyor." Türkiye'nin ise bu değişim hızı karşısında başı dönüyor!.. Her zaman, çoğumuzun yaptığı gibi Bahçekapılı da kitabının sonundaÂtatürk'esığınarak diyor ki: "Vatanın tamamiyeti, milletin istiklali tehlikededir. (...) Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır." Bahçekapılı; "Çevre Kurtuluş Savaşı, Hemen Şimdi!" kitabını alıntılarla zenginleştirerek, istatistiklerle ve başka verilerle destekleyerek, kitabın hazırlanışında uyguladığı bilimsel yöntemle yoğun bir emek ürünü olarak, dörtyüz sayralık bir toplam olarak koymuş önümüze. Acaba ltaç kişi okuyacak, doğrusu merak ediyorum!.. Ve ben de Mustafa Kemal'den esinlenerek söylemek istiyorum: Dünyanın tümü, insanlığın geleceği tehlikededir. Dünyanın geleceğini, tüm insanlığın istek ve kararfılığı kurtaracaktır. Bahçekapılı, çalışmasının ikinci cildini, çevre sorunlarının çözümü için önerilere ayırmış. Bekliyoruz." Çevre Kurtuluş Savaşı, Hemen Şimdi!/ Alâettin bahçekapılı/ BRT Yayınlan/ lstanbul, 2001/ 398 s. SAYFA 15 kadar çoktur. Türkiyede öylelerinin çöplüklerinden biridir. Bahçekapılı kitabına, Duvarmish Kızılderililerinin Reisi Seattle'nin, 18531857 yılları arasında ABD Cumhurbaş kanı olan Eranklin Pierce'e yazdığı "Kızılderili Reis'in Mektubu" ile giriyor. Mektupta, bugün yoksunu olduğumuz duyarlığı açık seçik, içimiz acıyarak görmemiz olanaklı. Söyle diyor Reis mektubunun bir yerincfe: "Gökyüzünü nasılsatın alabilirsiniz?/ Ya da satabilirsiniz?/ Ya toprakların sıcakltğtnı? Havanın taze kokusunu,/'Suyun ptnltısına sahip olmayan biri onu nasıl satabilir?/ Kutsaldtr bu topraklar benim ve milletim için.. / Yağmursonrast tstldayan kumsallar,/Kara nlık ormanlartn koynundaki sis,/ Vtzıldayan ber böcek,/ Bu dünyanın ber bir parçast milletim için kutsaldtr./ Ve bilin ki; Ktztlderili adanıın anılan/ Ağaçlann özsuyunda sakltdır " "Kızılderili Reis'in Mektubu"ndan yaptığım alıntıyı burada bitirmek istiyorum. Ama aklıma geldi ki; doğa denildiğinde, çevre denildiğinde bir parça yeşil, bir deniz kıyısı ya da bir avuç gökyüzünü anımsarız yalnızca. Oysa onların tümü biziz; biz olmadan onların anlamı yoktur, onlar olmadan bizim bir yerlerimiz eksik kalır. Reis'in şu söylediklerin648 Çevrecllerin savaşı KmMerlll Reis'in Mektubu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear