25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

1 6 M A V I 8 2 0 0 2 • Tımuçin özyürekli, Orhan Kemal'i hatıriatıyorbizlere w. sayfada • L. Hilal Akgün, Gülten Kazgan'ın "Tanzimat'tan 2 1 . Yüzyıla Türkiye Ekonomisi"ni anlatıyor n sayfada • Tank Dursun K. lle "Her Gece BirMasal" ÜZerine 15 sayfada • Faik Baysal, Erdal öz'ün "Cam Kırıklan"nı değerlendirdi 18 sayfada 11 MIT/UP' ^f^&KB^l Cumhuriyet P A R A 8 I Z E K Tahsin Yücel ü Tahsin Yücel edebiyatımızın en önemli adlarından biri. Yazdığı her roman ve her öykü ile edebiyat dünyamızda sürekli gündem oluşturur. Son romanı "Yalan" yine çok konuşulacak, çok tartışılacak oir roman. Tahsin Yücel'le romanı üzerine bir konuşma, romanla ilgili önemli yazılar yer alıyor sayfalarımızda. CEMİL KAVUKÇU /~l evgili Tahsin Yücel, oldukça oylumlu ve kapsam V // son yapıttmz Yalan kısa bir süre önce yayım~*LJ landı llginç bir konuyufarklı, hatta aykırı bir tip olan Yusuf Aksu'yu eksen alarak işliyorsunuz. Baslaaığınız zaman elınızden bırakamadıg'ınız, ilginizi sürekli canlı tutan tempolu bir anlatımı var romantntzın. Bu romanın btr de öyküsü oltnalı, böyle bir konu çerçevesınde Ymuf Aksu gıbi edebiyatımızda rastlanmayan bırkaraklerı yaratmaya sızı yönlendtren ne oldu? Zaman zaman, yolda yürürken kulağımıza çarpan bir tümceden, birdenbire bizi büyüleyen bir görüntüden, okııduğumuz bir kitaptan bir öykü, bir roman çıkardığımız olur. Ama bu tümceye, bu görüntüye, bu kıtaba sarılıp onları derinleştirerek değü, onların verdiği anlık esinle, birden anlatumak için bizi bekleyen özel bir gerçeğin ya da özel bir dünyanın ayrımına varıp yavaş yavaş bu gerçekte, bu dünyada yol alarak. Benim için de Yalan konusunda böyle oldu. Pascal Quignard'ın Tous les matins du monde (Dünyanın Tüm Sabahları) adlı romanını okumuştum. Çok yalın bir dille, ama bir şiir gibi kurulmuş, kısa bir romandır. Herkesin kendisine ulaşmaya, yapıtlarını dinlemeye, ustalığının gizlerini öğrenmeye çalıştığı dahi bir müzisyeni anlatır. Ancak, XVII. yüzyıl Fransa'sıntn bu ünlü sanatçısı, Sainte Colombe, hep kendi köşesinde kalmayı yeğler, güneş kral XIV. Louis'nin çağrısını bile geri çevirir. Bu romanı okumayı bitirir bitirmez, belki de daha bitirmeden, yetenek açısından Sainte Colombe'un tam tersi bir nitelik taşıyan, ama tıpkı onun gibi çevresince bir dahi olarak değerlendirilip el üstünde tutulan bir kişinin romanını yazmanın dana ilginç olacağını düşünmeye başladım. Bizim toplumumuz daha çok bu tür "daniler"e sarıldığından olacak, konu gittikçe sardı beni. Ama Yusuf Aksu'yu yalnızca dahi olmayıp da dahi diye bilinip sayılan biri olarak sunmak bir tür karikatür çizmek olacaktı. Tek bir niteliğiyle değil, yetişimi, çefişkileri, zayıflıkları, aşkı, yalnızlığı, özlemleriyle çok yönlü bir kişi olarak vermeye çabaladım. Bu arada, öyküsünün dana bir geçerlilik kazanması için, döneminin ve çevresinin kişilerini, eğilimlerini ve değerlerini de yansıtmaya çalıştım. Ama öğretmeden, yorumlamadan, kanıdamadan, yalnızca yazının olanaklarıyla. CUMHURİYET KİTAPSAV/ 639 Yalan"la ortalığı 4 Yalan'ı ne kadar bir sürede yazdımz, yazım sürecı içinde olaylar ve kiştler kafanızdaki ilk modele göre değjştme uğradı mı? Dünyanın Tüm Sabahları'nı 1992 başlarında okumuştum, demek ki Yalan'la on yıl uğraşmışım. Ama bu on yıl içinde, hep Yalan'la uğraşmadım. Bu arada, Bıyık Söylencesi'ni, Komşular'ı yazdım, birkaç çeviri yaptım, birkaç da deneme kitabı yayımladım; örneğin Salaklık Üstüne Deneme Yalan'dan önce yayımladı, ama gerçekte Yalan'ın küçük kardeşidir. Ne olursa olsun, bu on yıl boyunca yüreğimin bir yanı hep Yalan'daydı. ("Yalan'daydı", divorum ya bu adda nerdeyse roman bittikten sonra karar kJdım; ilk düşündüğüm ad Usta'ydı.) Gittikçe de karmaşıklaşmaya başladı. ilk modele göre değişim sorununa gelince, evet, yazım i^inin uzamasının ve araya başka çalışmaların girmesinin de gösterdiği gibi, bizim "yalancı", "sahte" ya da "zoraki" dahi gittikçe daha bir derinlik ve karmaşıklık kazandı, çevresinde başka kişiler belirginleşti; daha da önemlisi, yalnızca sıradan bir kişinin dahi dıye yuceltilmesini anlatmakla yetinmek söz konusu değildi artık; düşünsel bir bütünlük içinde, en azından anlatısal bir gerçekliği bulunan çevreler ve kişiler oluşturmaya çalıştım. Sonunda, sizin de söylediğiniz gibi, kapsamlı bir roman çıktı ortaya. Yusuf Aksu, beslenmek, uyumak gıbifiziksel gereksınımlerı dtsında, yalnızca ansiklopedı okuyarak ve yabancı radyo istasyonlannı ög'rendig't yabancı dilleri unutmamak için dinleyerek yasayan bırı. Bunun dışında, basta çalışmak, üretmek, üretime kattlmak olmak iizere, hiçbir sosyal, kültürel etkinlığe katılmtyor Yaşamın bu kadar dısında duran bu ba\ kisıyle de özdeşlesmek, tçsel benzerlıklen paylasmak, hatta onu sevmek mümkün olamtyor Ama, bütün bunlara karşm, Yusuf Aksu'y a ktzamıyorsunuz, hatta acıyorsunuz ona Siz bu karakteri yaratırken ona ne kadar yaktnlık duydunuz, onu ne kadar sevdtmz? Evet, doğru, Yusuf Aksu kendisiyle tümden özdeşleşebileceğimiz bir roman kişisi deöil. Akıl düzevi yüksek bir kişi de değil. Üstelik.bir dani olarak algılanmaDevamı 4. sayfada.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear