25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Watteau, Nicolas Lancret, JeanMarc Nattier, Etiennejeaurat, François Boucher, Nicolas Cochüı, JeanHonore Fragonard gibi ünlii ressamlar çoğıınlukla Fransız saray çevresinin mekânları ve yaşantısını Turquerie tarzında betimlemektedirler ve bu ressamların Ugi alanı "etnografik değil, dekoratiftir."'" Bir "geziler yüzyılı" olan on sekizinci yüzyılda Koma ve Venedik dışında göriilmesi dönemin soyluları açısından kaçınılmaz olan pitoresk kentlerden biri de îstanbul'dur. îngiliz ve Fransizların çoğunluğunu oluşturduğu on sekizinci yüzyıl gezginlerinin talepleri doğrultusunda söz Iconusu kentleri anlatan "anı tablolar", bu yüzyılın ayrı bir resim formunu oluşturur. İstanbul'a deniz yoluyla ulaşım olanaklı ise de, bu kent on dokıızuncu yüzyıl ortalarına değin konaklamaya uygıın değildir ve hem konaklama olanaklannın olmayışı, hem de Avrupalıların kendilerini tümüyle yabancı bir ortamda bulmaya hazırlıklı olmayışı nedeniyle on sekizinci yüzyılda Istanbul'a gelen Avrupalılar çoğunlukla Galata ve Pera'da yerleşik elçilik mensuplarıyla bunları ziyarete gelen akrabalarıuır.'' Söz konusu elçilikler imparatorluğa ve Istanbul'a ilişkin bir tür görsel arşiv oluşturma amacıyla elçiliklerde ressam ve gravürcü bulundurmakta; biryandan resmî görevleriyle ilgili sahneler yaptırırken diğer yandan egzotik bir ülkede yaşamanın ayrıcalığını göstermek istercesine toplumsal hiyerarşideki konumlarını gösteren giysiler içinde portreler ve Topkapı Sarayı ile limana odaklanmış panoramik manzaralar ısmarlamaktadırlar." Cario Bossoll, "Kiz Kulesl ve Sarayburnu". 1848, tuval üzerine yağlıboya, 17x26 cm. Suna ve Inan Kirac kol. Istanbul. zini çözer. Said'in deyişiyle artık modern Oryantalist, Doğu'yu tizzat kendisinin tespit ettiği karanlıktan, yabancılaşmadan, yabancılıktan kurtaran bir kahraman olarak eörmeye başlar. Bu inceleme ve buluşıar Doğu'nun yitik dillerini, törelerini, hatta düşünüş biçimlerini yeniden kurar. Özel Oryantalist teknikler sözlükoluşturma, difbilgisi,çeviri, kültürel şifre çözümleri hem Antik, Klasik Doğu'nun hem de geleneksel filoloii, tarih, retorik veöğreti polemiği disiplinlerinin itibarını iade eder, artırır, yeniden teyit eder.'" On sekizinci yüzvıldan başlamak üzere gravürle çoğaltıfan imparatorluğa ve Istanbul'a ilişkin imgeler Doğu mimarlığı konusunda da yoğıın bir ilginin doğmasına neden olur ve özellikle tngiltere'de söz konusu gravür albümlerine duyıılan ilgi yeni bir profesyonel sanatçı sınıfı ortaya çıkarır." Bu ilginin yoğunluğunu topografik manzara ustalarından William Bartlett'ın ölümü ardından bıraktığı bini aşkın resimden çıkarsamak olasiuır.'1'1 "Erken Oryantalist" olarak anılan bu sanatçıların Istanbul'un Batılı ülkelerde tanınmasında oynadığı rol tartışmasızdır. On dokuzuncu yüzyılda Oryantalizm, on sekizinci yüzyıl egzotizmiyle yer değiştirir. Batı artık Doğuluların giysileri ya da saraydaki düşseİ serüvenleriyle değil, gerçek Doğuluyla ve içinde yaşadığı dünyayla ilgilidir. Doğu'nun gerçekçi imgesine duyulan bu ilginin nedensiz yükseldiği söylenemez. İlginin kaynağı büyük ölçüde Sanskritçe, Zend, Arapça gibi diflerde yazılmış Doğu metinlerinin bulunup çevrilmesinin bir sonucudur."1 Napoleon'un 1799 tarihli Mısır seferi ilginin yönünü bilimsel ilgiye kaydırır. Sefere çıkan Fransız ordusuna 167 bilim adamı, teknisyen, sanatçı ve matematikçi eşlik etmektedir. Mısir kültürü, sanatı ve mimarlığını etüd eden ekibin çalışmaları 18091828 arasında 23 ciltlik Description of Egypt adıyla yayımlanır. Description of Egypt'in yayımlanmasıyla birlıkte Doğu, Oryantalizm'e bir dekor sağlamış olur; çünkü Mısır ve ardından diğer Islam ülkeleri, Doğu'ya ilişkin etkin Batı bilgisinin gerçek dünyadaki çalışma alanı, laboratuvarı, tiyatrosu olarak görülmeye başlar."'' Fransız askerlerinin kazı çalışmaları sefer bittikten sonra da devam eder ve 1799'da Iskenderiye yakınlarındaki küçük kent Ro.setta'da bulunan ve Rosetta Taşı (ya da Reşid Taşı) olarak adlandırılan, üzerinde üç kuşak halinde metinler yazılı siyah bazalt taşın bulunuşuyla Oryantalizm'de bir adım daha atılır. Doğu dilleri uzmanı ve Ejiptoloji'nin kurucusu Fransız bilim adamı Jean François Champollion Mısır hiyerogliflerinin giCUMHURİYET KİTAP SAYI 632 On Dokuzuncu Yüzyıl ye Doğu Bllgislnin Döniişümü Oryantalist resim tarihsel süreç içerisinde Batı'nın izlediği doğrultunun dışında kalmış bir mekân olarak varolan Doğu'ya yüklenen anlamların vine Batı tarafından, üst düzeyde uzmanlık gerektiren yeni bilgilerle değişikliğe ıığramasının sonuçlanndan biri olaralc gündeme gelir. Doğu'ya ilişkin değişen bilgilere koşut olarak sanatçımn tavrında da değişiklikler gözlemlenmektedir. On sekizinci yüzyılda egzotik konulu resimler yapan sanatçı resminde dekor olarak kullandığı Doğu'yu görmeksizin iıngeleminegüvenerek çalışırken, on dokuzuncu yüzyılın Oryantalist sanatçısı giderek ciddi gezi programları geliştirmekte ve Doğuîu ülkeye ilişkin imgeyi söz konusu ülkede gerçekleştirmektedir. On dokuzuncu yüzyılın Oryantalist resmi bir tür belgesel niteliği kazanmıştır. Bu nedenle de anlatımın inandırıcı olması gerekmektedir.'' Nesnel bir gözlemin gerekliliği Oryantalist sanatçıların Doğu'nun egzotik yaşantısını olduğu denli parlak ışığı ve canlı renkleriyle de ilgilenmelerine; dolayısıyla da, Batı resim okullarının formüllerinin dışına çıkarak yeni bir bakış açısı kazanmalarına neden olur.'" Dönemlerinde Neocolourist olarak adlandınlan sanatçıların Impressionism üzerinde etkili oldukları bilinmektedir." Yükselen Doğu ilgisi ve bilgisine koşut olarak Oryantalist resme gösterilen ügi yüzyıl boyunca devam eder Oryantalist resimler Paris'te Salon'da, Londra'da Royal Academy'de sergilenir. 1880'li yıllarda söz konusu resmin yaytldığı coğrafyanın genişlediğini ve Amerika ve Avrupa'nın çeşitli kenderinde Oryantalist temalı sergilerin düzenlendiğini öğreniyoruz.'* Fransız Oryantalistleri resimlerini 1890'da kurulan Salon National des BeauxArts'da sergilerken 1893 yılında da Societe des Peintures Orientalistes Français'yi kurarak yeni bir atılımda bulunurlar." Batı Etkisinde Osmanlı Imparatorluğu ve Batı'ya Açılım ikinci Viyana Bozgunu ve 1699 Karlofça Antlasması sonucu Batı karşısındaki üstün konumunu yitiren Osmanlı Imparatorluğu, en azından askerî açıdan Batı'nın önde oluşunu kabullenir ve gönüllü olmasa da, zorunluluk nedeniyle Batı'ya açılmaya başlar. Lâle Devri'nde Oryantalist Resim ve Oryantalist Sanatçımn Belgesele Yaklaşan Tavrı ilk retorm hareketlerini baslatan Osmanlı Imparatorluğu 1719'da Viyana'ya, 1721'de Paris'e olağanüstü elçiler gönderir; ilk Türk matbaası, çini, kâğıt ve kumaş fabrikaları açılır; tercüme heyeti kurulur ve askeri alanda yenilikçi girişimlerde bulunulur.14 Avrupa ile kurulan bu ilişkiler kültürel ve toplumsal yaşamda da etkili olur ve özellikîe Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi'nin elçiliği döneminde Avrupa'yı etkisine alan Turquerie modasıyla eşzamanlı olarak Istanbul'da özellikîe saray çevresinde Batı sanatı mimarlığına yoğun bir ilgi başlar." Bu dönemde Fransalcökenli Rococo gündemdedir. 1715 yılında Fransa kralı XIV. Louis'nin ölümüyle Baroque'un ağır, törensel evreni sona ermiş, gerçek anlamda dünyevî bir biçem olan ve öncelikle dönemin yönetici konumundaki kadınlarının (Fransa'da Madame de Pompadour, Avusturya'da Maria Theresa, Rusya'da Elisabeth ve Catherine) düzenleyeceği salon toplantılarının yapıldığı hotellerin biçemi olan Rococo gündeme gelir."' Barouue'un maskülen ve kahramansı retoriği karşısında Rococo zarif dünyevîliği ilekısa zamanda birçok Batı ülkesinin gözde biçemi olur. On sekizinci yüzyılda Osmanlı Imparatorluğu nun r'ransız sarayı ile yakınlaşması iki ülke arasında kültürel açıdan görece bir paralelliğin kurulmasına da olanak verir.' Böylelikle on sekizinci yüzyıl, "Osmanlı sanatında ilk kez dünyevî zevklerin ve mutluluğun sanata yansıdığı, dinsel sanattan çok dindışı sanatın egemen olduğu bir dönemdir. Batı'da olduğu gibi Osmanlı dünyasında da doğanın yüceltildiği bu çağda, bahçe ve çiçek düzenlemesinden çeşme yüzeylerinde yer alan kabartma natürmortlara; kumaş desenlerinden mimariye; maketler, na hıllar ve havai fişeklerle şenlenmiş tören lere kadar ince bir beğeninin ve yaşam sevincinin yansıtıldığı Dİr sanat anlayışı egemen olmuştur."'* Bu yüzyılda ilk kez yabancı bir mimara, ÂntoineIgnace Melling'e, Hatice Sultan'ın Deherdarburnu Sarayı'nda bir yalı köşkü inşa ettirilirken, bu dönemi tanıtan görsel belgelerin "Boğaziçi Ressamları" olarak anılan ve Türkiye'yegelen bir grup Avrupalı ressam tarafından sağlanaığı oilinmektedir." Batılılaşma hareketleri çeşitli politik çalkantılarda sonra on dokuzuncu yüzyılda da devam eder ve öncelikle askeri alanda başlatılan hareket, ekonomik alanda da kendini gösterir. Yerli üretim teşvikedilir; ancak, Osmanlı lmparatorluğu'nu yabancı sermayeye açan 1838 OsmanlıIngiliz ticaret anlaşması da imzalanmaktan geri kalmaz. Bu anlaşma Osmanlı Imparatorluğu'nu yabancılar açısından çok çekici bir pazar haline getirir ve yüzyılın ikinci yarısında yabancıların kent nüfusu içindeki oranı yüzde on beşe ulaşır.J" Artık Osmanlı Imparatorluğu 1851 Londra Sergisi gibi uluslararası sergilere de katılmakta ve salı ekonomik değil, kültürel açıdan da önemli olan bu sergiler aracılığıyla Batı, Doğu'nun varlığını kanıksamaktadır.JI Imparatorluğun başkenti olan bu kozmopolit kent, yabancı ressamların da uğrağıdır. Kente gelen ressamları Germaner Inankur üç grupta değerlendiriyor: Birinci grupta yer alanlar, buraya saray tarafından çağrdmiş ya da elçilikler aracılığıyla Saray'a kendini tanıtmış sanafçılar; ikinci grupta yer alanlar, kente kendi olanaklarıyla gelmiş ve atölye kurarak uzun süre kentte kalmış ve Avrupalı gezginlere resim satmış, zaman zaman da Osmanlı yöneticilerinin resimlerini yapmış sanatçılar; üçüncü grupta yer alanlar ise Avrupa'nın tanınmış sanatçılarıdır." Batı'daki resim pazarı için resim üreten bu sanatçıların alıcılarının Sanayi Devrimi sonucu daha da varsıllaşan gemi sahipleri, sanayiciler ve bankerler olduğunun belirtildiği çalışmada, yazarlar, alıcı kesimi yönlendiren itkilerin bir başka yönüne dikkat çekerek sanatta temayı belirleyen etmenler skalasının bir bas,ka yönünü açımlıyor: "Çoğunlukla modern resim almayı tercin eden bu yeni müşteriler için Oryantalist konulu tablolar, egzotizm, erotizm ve vahşet sahneleriyİe, çalışma ve görevin en üstün erdemler savıldığı geleneklerine bağlı toplumlarından heyecanlı bir kaçış olanağı tanıyordu. Bu nedenle 1850'lerden sonra en ünlü ressamların bile mesleki gelişim çizcilerinde Oryantalist bir döneme genellilcle rastlanmaktadır."Jİ Istanbul'daki Batılı ressamların çoğunun kentin en Avrupaî mahallesi olan Pera'da, bazılarının ise Abdülaziz döneminde gelişmeye başlayan modern mahallelerden Teşvikiye ya da Şişli'de atölye kurdukları belirtilirken Pera'da yaşayanlann görev ve ilişkilerine bağlı olarak elçiliklerde konuk edildikleri; desen ve tablolarında Oryantalist tarza uygun düşen eski Istanbul'u görüntüleyen bu sanatçıların buna karşın Istanbul'un modern mahallelerinde yaşadıkları vurgulanmaktaJ4 dır. Batılı sanatçıların Istanbul resimlerinde Türkiye'ye ilişkin tek bir bakış açısının oluşturulamayacağını belirten yazar • lar, bu sanatçıların Doğu'ya farklı ortamlardan ve farklı amaçlarla geldiklerini; onların Doğu'ya ilişkin yorumlarının Ingiliz mi Fransız mı olduklarına, Akademik, Romantik ya da Realist tarzda mı çalıştıklarına ve resimlerini sergi için mi, kitap resimlemek için mi yaptıklarına göre değiştiğini vurgular/' Buna karşın DU resimlerin ortak noktaları olduğunu yazan Germaner Inankur, öncelikle bu resimlerde ideolojik bir boyutun olmaSAYFA 13 Oryantalist Resimde Temalar Plerre Deslre Culllemet. saraylı Kadın*. 1874. tuval üzerine yağlıboya, 98x79 cm. Dolmabahçe sarayı Muzesl, Istanbul.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear