Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Orvantalistlepin Istanbulu AYŞEGÜL GÜÇHAN Semra Germaner ve Zeynep înankur Batı'nın etnomerkezci söylemini kırıyorlar miştir."" Gerçekte Turcjuerie'nin geçmişi XIV. Louis döneminde 1699 tarihinde kralın yolladığı elçiye karşılık Fransa'ya gönderilen Müteferrika Süleyman Ağa'nın önayak olmasıyla başH lar. Karlofça Antlaşması sonrası Rusya ve Avusturya'nın Osmanlı Devleti'ni Âvrupa'dan tümüyle çıkartıp topraklarını paylaşma politikaları, Osmanlı Devleti'nin Fransa ile yakınlaşması sonucunu getirir. Kurulan diplomatik ilişkiler sonucu, Avrupa'da yaygın ve soyut Doğu kavramı yerini OsmanlıTürk kavramınabırakır." 172021 yılında Paris'e olağanüstü elçi sıfatıyla giden Yirmi sekiz Çelebi Mehmed Efendi'nin bu kente gönderilmesi Osmanlı Imparatorluğu'nun batılılaşma politikasıyla ilintilidir ve elçi, Batı'ya ait olup Osmanlı ülkesin de uygulanabilir kurum ve teknolojüerle tanışmak ve bunları padişah ve sadrazama rapor etmekle görevlendirilmiştir. Bu raporlar sonucu başkent Istanbul'da matbaanın kurulması, kent planlaması gibi birçok yenilik hareketi gerçekleştirilmiştir."' Mehmed Efendi'nin yarattığı izlenimler bir yandan Paris ziyareti ile ilgili tablolar, duvar halıları ve gravürlere konu olurken diğer yandan Türkiye'ye karşı olan ilgiyi yükseltmiş ve Doğu'nun tarihi, politıkası ve yaşantısı konusunda bilgi veren kitaplar kitapçı vitrinlerinde boy göstermeye başlamıştır." Mehmed Efendi'nin ziyaretinden yirmi bir yıl sonra, 1742'de bu kez oğlu Said Efendi elçi olarak Paris'e gönderilmiş ve dönemin ünlü ressamı akademi üyesi JacquesAndre Aved Ue Aydınlanma döneminin salon toplantılarının parlak siması ve Aydınlanma düşüncesinin önemli düşünürleri ile bu düşünceyi savunan politikacı ve bilim aaamlannın portrelerini yapan dönemin ünlü portre sanatçısı MauriceQuentin de la Tour, Said Efendi'nin portrelerini yapmıştır. Said Efendi'nin elçiliği döneminde Turquerie içerik değiştirmiş ve XV. Louis Charles Coypel'e kendisini sultan çadırında cariyeferi arasında otururken gösteren bir Turauerie ısmarlarken kraıın gözdesi Maaame de Pompadour Carle Van Loo'ya, Madame de Pompadour'un yerini alacak olan Madame du Barry ise Amedee Van Loo'ya kendilerini sultan pozunda betimleyen portreler ısmarlamışlardır.'" Ancak, "burada Turquerie'den anlaşılan, daha ziyade insan figürünün Türk kıyafetleri içinde serbest ve dekoratif bir kopyasıydı"." Türkiye'ye hiç gitmemiş olan JeanAntoine Semra Germaner ve Zeynep înankur'un Türkiye îş Bankası Yayınları'ndan çıkan yeni kitabı "Oryantalistlerin Istanbulu" insan bilimlerinde son yıllarda hız kazanan oryantalizm incelemeleri Üe metinlerarasılık bağlamında okunması ve değerlendirilmesi gereken bir yapıt. izledikleri yöntem konusunda okuyucuya verilen bir ipucu olarak değerlendirilebilir. Germaner ve înankur"hem Avrupalı sanatçıların yapıtlarında batılı gözüyle yansıttıkları Istanbul'u, hem de o dönemin yaşayan gerçek Istanbul'unu, belge ve anılara dayanarak" birlikte elealdıklarıni belirterek OryantaJizm'in hem ressamların, hem de Batılı gezgınlerin anılarının ürünü olduğunu; kitapta bir yandan Istanbul u betimleyen resimleri ve bu resimlere açıklık getiren, çoğu zaman taraflı ya da abartılı, gezi anılarıyla Oryantalist bakış açısını verirken, diğer yandan on dokuzuncuyüzyıl Istanbul'unun gerçekte nasıl olduğunu nesnel tarihsel verilerle yansıtmayaözen gosterdıklerını ya/ıvor. örnek ise îstanbul'un Osmanlı Imparatorluğu'na geçişinden sonraya rastlar ve Venedik'in en önemli kartograflarından biri olan Giovanni Andrea Vavassore tarafından gerçekleştirilmiştir. Byzantivm sive Constantinepolis adlı ağaç baskı pfan reşimde sanatçı Istanbul'a Üsküdar'dan bakmıştır. Resimde Topkapı sarayı'nın hayal ürünü görünümüne karşın bu kuşbakışı görünüm Avrupa'da yapılan çok sayıda Istanbul haritasına kaynaklık etmiştir.'" B atı'nın etnomerkezci söylemine karşı son yıllarda geliştirilen ve Batı kültürünün "öteki" kültürler üzerindeki sorgusuz üstünlüğü mitinin yıkılmasına neden olan araştırmala rın kökeninin 1960ların Paris entelektüel ortamına uzandığı bilinmektedir. Oryantalizm üzerine çalışan önemli figürlerden Edward Said'in en güçlü kaynaklarından biri akademik disiplinlerin salt bilgi değil, aynı zamanda iktidar urettiği tezini ortaya atan Michel Foucault'dur. Said'in çıkış noktası, Foucault'nun, Oryantalizm in Avrııpa emperyalizmini üretmeye yardımcı olduğu savıdır. Doğu, Said'in deyişiyle, "Avrupa'nın en büyük, en zengin, en eski sömürgelerinin mekânı, uygarlıkları ile dillerinin kaynağı, kültürel rakibi, en derin, en sık yinelenen Öteki ımgelerinden biridir. Ayrıca Şark, onun karşıt imgesi, düşüncesi, kimliği, deneyimi olarak Avrupa'nın (ya da Batı'nın) tanımlanmasına yardımcıolmuştur. (...) Şark, Avrupa'nın maddi uygarlığı ile kültürünün bütünleyici bir narçasıdır."1 Batı kültürünün "öteki" kültürler üzerindeki sorgusuz üstünlüğüne dayanan ve Batı kültüründe güçlü bir eğilim olan etnomerkezciliğe karşı son ydlarda bu baskın söylemi merkezden çeken bir dizi araştırmacı, Batıdışı kültürlerin ve diğer söylemlerin (de) marjinal değil, fakat, en az Batı kültürü denli dikkate değer olduğunu açımlama çabasına girişir. "Çokkultürlü" olarak adlandırılan ve dünyanın, merkezî bir kültür olmaksızın, bir dizi eşdeğer kültür tarafından kurulduğunu savlayan bu araştırmacılann başınüa gelen Said, Doğu'ya ilişkin olguların imgesel düzlemde incelenmesinin, neredeyse tümüyle egemen Batı bilincine dayandığınr belirterek genelde insan bilimlerinde, özelde ise Oryantalist incelemelerde incelemecinin kimliğini gündeme getirir. Araştırmacıyı yaşam koşullarından, bir sınıfa, bir inanç öbeğine, bir toplumsal konuma bilinçli ya da bilinçsiz bağlanmışhğından ya da sırf toplumun bir üyesi olarak hareket etmekten uzak tutacak bir yöntemin henüz geliştiremediğini' belirten Said, insan bilimleri aJanındaki hıçbir bilgisel üretimde, o bilgileri üreten yazarın bir insan öznesi olarak içinde yaşadığı koşullarla ilgisinin göz ardı edilemeyecegi, yadsınamayacağı doğruysa, Ş, ark'ı inceleyen bir Avrupalı ya da Amerikalının kendi gerçekliğinin temcl koşııllarının da yadsınamayacağının doğru olduğunu yazar/ Oryantalist incelemeler ve incelemecinin kimliği konusundaki bu anımsayışın nedeni, Semra Germaner ve Zeynep înankur'un Ocak2002 tarihinde Türkiye Îş Bankası Yayınları'ndan çıkan yeni kitabı OryantalistJerin Istanbulu.% însan bilimlerinde son yıllarda hız kazanan oryantalizm incelemeleri üe metinlerarası lık bağlamında okunması ve değerlendirilmesi gereken yapıtın yazarlarının Batılı anlamda sanat ve sanat tarihi eğitimi almış iki araştırmacı oluşu; ancak, Türkiyeli oluşlarıyla inceleme nesnesinin içinden çalışmaları, incelemenin söylenceden uzak nesnelliği konusunda bir güvence olarak duruyor. Yazarların, çaTışmanın önsözünde vurguladıkları nokta, On sekbinci Yüzyılda Doğu hngesi Avrupa'daki sınırlarını on yedinci yüzyılda da genişletmeyi sürdüren Osmanlı Imparatorluğu, içsel politik sorunlar nedeniyle güç yitirmeye başlar ve bu olgu Avrupa'nın Türk korkusunun hafiflemesine neden olur. Imparatorluğun ilk kez toprak yitirdiği Karlofça Antlaşması (1699), Batı'nın Doğu ile görece rahat ilişkiler kurabilmesinin başlangıcını oluşturur." Avrupa için Islam'ın süreğen bir sarsıntı olduğu gerçeğini vurgulayan Said, on yedinci yüzyılın sonuna değin Osmanh tehdidinin tüm Hıristiyan uygarlığı için sürekli bir tehlikenin temsucisi olduğunu belirterek yıldırıyı, yalap yıkmayı, şeytansıyı, nefret edileni simgeler haline gelen Doğu'nun, bir zamanlar simgesi olduğu tenlikeli gücün gözden düşmesi ile Batı'nın Doğu imgesinin kazandığı yeni görünüme değinir.1' Bu evcilleştirilmiş imge, on sekizinci yüzyılın yoğun ilgi gösterdiği Doğu egzotizmidir ve "teknik ve bilimsel alandaki gelişmeler sonucu deniz aşırı ülkelere ulaşabilen tacirler, diplomatlar, gezginler ve sanatçılar tarafından Avrupa'ya taşınan yabancılara özgü ögeler seçlan çevrelerin beğenisini kazanmış, Batı dekoruna Turauerie ve Chinoiserie modalarında ifaaesini bulan bir de Doğu dekoru eklen Istanbul ve Osmanlı Dünyasımn llk Görünümleri 1453 yılında Konstantinopolis'in düşmesiyle Osmanlı Imparatorluğu Batı'nın Doğu'ya açılan kapısı haline gelir. Osmanlı Imparatorluğu ile Batı arasındaki bağlantıyı sağlayan Venedik, Osmanlılara Uişkin görsel bilgiyi de sağlayan kenttir. Bu bilgiler ya Venedik'e gelen tacirler, ya devlet görevlileri, ya da Gentile Bellini kaynaklıdır.'' Ancak, bu ilk görsel kaynaklar gerçekçi bir mekânda yer almaz; çünkü, sanatçılara model oluşturan Doğulu tipler varsayımsal bir dekor içerisindebetimlenirler. Bellini ise Fatih Sultan Mehmet tarafrndan sarayın özel dünyasını resimlemek üzere Istanbul'a davet edildiği için, kent dekorunu kullanmamaktadır.' Osmanlı Imparatorluğu'nun Avrupa için tehdit oluşturduğu on beşinci yüzyıf ile on altıncı yüzyılın büyük bölümünde Batı'nın Osmanlı imgesi, önyargılı ve nesnellikten uzak bir yapıdadır. llk "tarafsız" olarak nitelenebilecek Fausto zonaro. 'Dolmabahce Sarayı Rıhtımında Kayzer vvilheim'1898, tuval üzertne yaOlıboya. 77x110 cm. Dolmabahçe Sarayı Müzesl. Istanbul. *" SAYFA 12 CUMHURİYET KİTAP SAYI 632