Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
r nur. Nasılcıişy Şiir düşünürken genellikle hareket halindeyimdir. Ya yürürken, ya trendc giderken aklıma bir şeyle r gelir. Şiir düşüncesiııi yakaladıkça notlar ulırım. Bıınlar bitikir, bir şey çıkar ya da çıkmaz. Hiç zorlamam. Ba/.ı dizeler yıllar sonra yerini bıılur. Orneğin, "Bakkal amca! Bana sti inlıklerimı ver!" dizesi bclkı on yıldırkahımda döniip duruyordu. Sonunda "Birinci Tekil Şarkı"yagirdi. Yıllardır kalamda dönüp duran ama hiç görmediğim dizelcr, imgeler vardır. Şiir fikri kafumda oluşur, sonra çalışmalar başlar. Bir heykeltıraş gibi, yonta yonta çalışınm. Bir şiir için onlarca kitap okuduğum, taradığım olur. Beş dizelikbir şiir için yüz sayfa harcadığım olmuştur. Ama bazı şiirlerimi dc birkaç dakika içinde doğaçtan söylediğim olmuştıır. Örneğin "Sodom'un Bir Ânı" gibi yoğun bir şiiri, anneanncm ölüm döşeğindeyken (yalnız ben vardım yanında) yan odada, kan ter içinde, bir oturuşta yazdım. Yazmasam, Sait Faik'in dediğigibi,gerçekten "çıldıracaktım". Birde şunıı ekleyeyim: Geccleyin lıiç şiir yazmadım. AlkoUüyken bir dize bile yazmadım. Alova şiirine kuşbakışı ERAY CANBERK rdal Alova şiirlerini Dizeler (20011973) adh kıtapta topladı( 1). Dizeler alışılmış biçimde bir "toplıı şiirler" değil. Kitabın arka kapağında bu konuda küçük bir deginme yazısı yer alıyor. Kitap ilk şiirlerden son şiirlere doğru değil, tersine. Kitabın ilk, şairin (bildiğimizkadarıyla şimdilik) son şiiri "Birinci Tekil Şarkı"nın bir dizesi şöyle: "Adımın birini atıyorum." Gerçekten de kitabın kapağında şairin adı yalnızca "Alova". Şair bu "eksiltme" işlemini toplu şiirleri için de uygulamış. Kitaba şiirlerini seçerek almış. Alova 70 Kuşağı şairlerinden; demek şiirde 30 yıllık bir emeği var. Sessiz kalmayı, göze batmamayı, geride durmayı seçen, az gözüken şairlerden. ilk şiirleri Yeni Dergi'de yayımlanmava başladı tiugüne dek yazdıg~w şiirlere topluca (1973). Dönemin saygın ve etkili bir derkaktıg'mda nasıl btr şaırle yüz yüze gelıyor gisinde genç bir şair olarak ilk şiirlerinin su lr> ' .. yayımlanması AJova'nın şiire sağlam baş Once şıınu söyleyeyim (kcsinlikle alladığını, iyi çıkış yaptığını gösteriyor. Yeçakgönüllülük olarak karşılanmasın) kenni Dergi de yayımlanan ilk şiiri "Issız dimi hiçbir zaman şair olarak görmedim. Gül"ü şair Dizeler'e almış. Yani olmıışbitmiş biri olarak. Bana "şair" Alova daha sonra, edebiyatta ve özeldiyenlere de içimden hcp gülümsedim. Ben likle de şiirde yeni bir "toplumcu gerçekşair olma yolunda tutarh olduğunu sandıçi" anlayışla ürün veren şair ve yazarlajım bir biçimde yürüyen bir şiiryazarıyım. rın toplandığı Militan ve Sanat Emeği "Şair kavnıin sözcüsüdür," diyor Rimbaud. dergilerinde şiir yayımladı. Daha sonraŞair ulusal avutucudur. Çok uzun biryolun Gösteri, yayımlanmaya başladığından sonunda varılabilecek (ya da varılamayabu yana da Adam Sanat dergilerinde şicak) bir varoluş biçimidir. Şair egosunu ezeirleri çıktı. Yaşamöyküsünde ilk kitabı rek, "ben"i "biz" yapan, epik olana yöncolarak En Son Çıkan Şarkıları (1980) lcn sanatçıdır. gösteriliyorsa da bu kitaptan önce, deyim üar bir çevrede, sınırlı insanların tanıdıyerindeyse, bir şiir kitapçığı vardır. Uzakğı biri değil; hiç tanımadıöı ve hiçbir zaman tan Gelen Sesler (Eylül 1979) adını taşıgöremeyeceği yabancılarla şiir dencn o kaçyan bu kitap 32 sayıaydı ve "Yeni Türkü mış uçurtmayı paylaşan kişidir. Bana gelince, ben bu zorlu uğraşta, yani şair olma seVayınları" arasınuan çıkmıştı (2). rüveninde, içtutarlılığımı yitirmeden, ne Giz Dökümü (1989), Bitik Kent yeteneğim varsa onıı seferber ederek, yü(1995) sonraki kitaplarıdır, Bitik Kent'le züme gözüme bıılaştırmadan, düzeyi dü1996 Cemal Süreya Şiir Odülü'nü aldı. şürmeden yol alnıaya çalışıyorum. Işimi Görüldüğü gibi Alova seyrek kitap yanep zorlaştırdım. Az yazmamın bir nedeni yımlayan, az şiir yazan, eski deyimle " vebu. Hayatıma gelince, hayatım ortada. lut" olmayan şairler soyundan. Elbette "Beynimin ışığıni ekmek parasına' ben de bu durum şürinin niteliği konusunda bir "sattım". Ama reklam yazarı ya da finansölçü olamaz; daha doğrusu "olumsuzbir kapital patronlarının pişekârı olarak değil. ölçü" olamaz. Ansiklopedilerde çalıştım, sanat sayfası yölyl değerlendirilmiş olanaklar nettim, çevirmenlik, editörlük yaptım. Sevdiğim şairleri 1 ürkçeyeçevirdim. Daha ön1970'lerde şiir dünyasına giren şairlece de söylediğim gibi ekmek parası uğraşınrin bir önceki kuşağa göre önemli iki oladan kalan zamanlarımdaelimdcn geldiğinnağı vardı. Bunlardan biri Ikinci Yeni ce şiir sanatına, Türkçeye hizmet etmeye çaanlayışının olumlu/olumsuz değerlendilıştım, çalışıyorum. rihnesinin yapılmış olması; Ikinci Yeni anJayısını oluşturan Turgut Uyar, Ece AyŞöyle özetleyeyim: Şiir kitaplarımın yahan, Edip Cansever, Cemal Süreya gibi yımlanması bana neler hissettirdiyse; yöönemli şairlerin 196O'lı yıllarda da ürün nettiğim dizilerde Reverdy, Benn, H.D., Bonnefoy, Lowell, Gatsos ve nice şairi Türkçede ilk kez kapsarnlı bir biçimde tanıtnıış olmam da; Kavafis çevirisinin şu sıralarda 7. baskısını yapıyor olması da bana aynı şeyleri hissettiriyor. Benim şiir çalışmatn bir bütündür; global pisliğe, yozlaşmaya, doğa düşmanlığına, her tiirlii teslimiyetçiliğe karşı bir tür tinselpanzehir olan şiiri yaygınlaştırma çabasıdır. Bütün bu uğraşlarımda esin aldıöım, örnek kişilerden biri Cevat Çapan olmuştur. Seferis'i, Hlitis'i, nicc Batılı şairi Türk okuru ilk kez onun çevirilerinden tanıdı. Seferis cevirileri Türkçe şiirin zenginleşmesine katkıda bulunmuş,kimişairlerietkilemiştir. lanpınar, Ataç, Sabahattin Eyuboğlu'nun ve kimi yazarların açtığı aydınlanma yolunu Cevat Çapan veryüzü şairlerinden yaptığı çevirilerle ve kendi yapıtlanyla daha da açmıştır. E veriyor olmaları; Irinci Yeni şürinin şiirimize getirdiği açılım; Ikinci Yeni şiirlerivle birlikte oluşan birikim. OlanaklarJan ikincisi ve en önemlisi, neredey se 1940'lardan 1965'e kadar şiirlerine doörudan doğruya ıılaşılamayan Nâzım Hikmet'in yayımlanması ve genç kuşaklann Nâzım Hikmet şiiriyle tanışmaları. Alova'nın siirinde bu iki olanagın çok iyi değerlendırildiğini görüyoruz. Bunu anlamak için Alova'nın ilk şiir kitabı kabul edilen En Son Çıkan Şarkılar'a bakmak yeter. Kitapta Şeyh Galib'ten, Âşık Seyrânî'den alıntılar var; Neruda'nın, Vallejo'nun, Orhan Veli'nin, Vaptsarov'un, Ritsos'un adları geçiyor. Şiir ya da şiir sanatı konusunda yazılmış şiirler var: "Şiirime Önsöz", "Şimdi Şiirin Zamanıdır", "Zor Şiir", "Şiir". Bu örnekler de Alova'nın yalnız oizim şiirimizle sınırlı kalmadığını, dünya şiirine açıldığını ve şiir sanatı üzerine kafa yorduğunu gösteriyor. Alova daha ilk şiirleriyle şiircesini (poetika) oluşturuyor. Uımıt ve umutsuzluk dengede Şiir sanatıyla ilgilı siirlerinden "Şiirime Önsöz"de "acemiiik"lehesaplaşmasında Turgut Uyar'ın "acemilik 'le ilgili düşüncelerine bir gönderme var sanki. Şiir şöyle bitiyor: "Ve yazacağun/her zaman acemi bir şâir/ olacağımı bile bile/ nasıl yaşıyorsam/ sonsuz bilgisizliğimi bilmenin sevincinde." Alova için "her zaman" şiirin "zamanıdır". Partizan çeteleri komutanı Albay Radoynov'un "Şimdi şiirin zamanıdır" sözüne mim koyar. "Şiir solugıım gibi/ çıksın isterdim dudaklarım'dan olmasa da şiir/ çığlıkların koynıına girebilmeli"dir; Gizli gizli ağlamasa da/ bütün ağlayışlan duyabilmeli"dir. Bu dört dizeyle şiirin ne olup ne olamayacağının sınırlarını belirlemiyor mu? Bazı da şiirin bütün dünyasını kapladığını duyumsar: "Şiir, her yan şiir/ dalınacak bir düş bile yok." ilk kitapta özel yaşamlakamusal yaşamın birbirine müdanale ettiği, ilintilendiği alanların yani sıra dünyadaki siyasal/toplumsal olaylar söz konusu edıliyor şiirlerde. Baskıcı yönetimler altında genelde insanın, özelde şairin direnişi, başkaldırışı anlatdıyor. Cinselliğe değinilmeden kadın/erkek ilişkisi, aşk da var. Toplumsalcı bir dünya eörüşünden kaynaklanan dengeyi yitirdıği zamanlar olu/or. Ama her zaman umut ve umutsuzuk dengede. Ne safça bir umut, ne karamsarca bir umutsuzluk. Yaşadığı ortamdaki toplumsal/siyasal olaylardan l haberli. Çoğu siirinde ince bir yergi gizli. Kitabın "YapmaÇiçeklerSergisi"bölümündeki şiirlerde ise alaysama söz konusu. Ikinci kitabı Giz Dökümü'nde ise daha bilgece, bilgi ve kültür birikiminin yansıdığı, bir anlamda "entelektüel" denebilecek bir şiire yöneldiğini görüyoruz Alova'nın. Şiir anlayışında değişiklik olmamakla birlikte, daha önce değindiğimiz gibi şiircesini daha ilk dönemlerde belirlemiş bir şair olarak yeni denemelere girişmekten de çekinmiyor. Bu denemeler şiir dünyasının alanı içinde el sürülmeden kalmış yanlar. Aşkı cinsellikle tamamlıyor. Cinselliği daha da öne çı karıyor diyebiliriz. Bunun en güzel örneği "Birlikte Gelim" başlıklı şiir. Şiir üzerine şiir yazmayı da sürdürüyor. "Şiirsever"e başlıklı şiiri şöyle: "Şiir ki benim en güzel sahtekârlığım/ Kendimle müşterek bir özel bahis/ Has bahçemde biten o yapma gül." Şairlerle ilgili sürler de var bu kitapta: "Mettn Eloğlu', "Edip Cansever". Can Yücel'e, Cevat Çapan'a, Barış Pirhasan'a armağan edilmiş şiirler de. Âyrıca Selahattin Hilav'a armağan edilmiş bir şiirle, "Doktor Hüsnü Göksel'e" başlıklı şiirler. "Şair Ayrılıyor' başlıklı şiiri ise çok "zarif" bir gönderme Nâzım Hikmet'e. Giz Dökümü'nde dikkat çeken bir yandahüznün, duygunun, duyarlığın daha belirginlik kazanması. "Oğulduyum", "Kendilerini Atan Kızlar", "lyileşme" gibi şiirler buna örnek gösterilebilir. Bitik Kent Alova'nın üçüncü kitabı. Bu kitapta "şairler sözlüğü" diyebileceğiniz "Tayf" başlıklı şiirde (Yahya) Kemal, (Ahmet) Hâşim, Hececiler, Nâzım, Dıranas, Orhan (Veli), Oktay Rifat, Metin Eloğlu, Cemal Süreya ve SaintJean şövalyelerine yapılan bir göndermeyle adlandınlan St. Can şövalyesi (Can Yücel) değerlendiriliyor. Şiir konusunda da "Şiir Üzerine" başlıklı bir şiir var. Kitabın ilk şiirlerinde cinselliğin iyice öne çıktığı görülüyor. "Cemal Süreya" başlıklı şiirde ise Alova "Işıktan bir jiletle açardın Türkçeyi" diye betimliyor Cemal Süreya'yı. Bu kitabın bir özelliği de psikanalize gönderme yapan şiirler: "Imago", "Anima", "Persona" gibi. "Nergisî" başlıklı iki şiir de var. Bu kitapta Alova daha çok insanın ruhsal dünyası, kişiliği üzerinde duruyor. insanın ruhsal dünyasının gizlerini, karmaşasını betimlemeyi deniyor. Bu kitaptaki "Birinci Tekil Şarkı"nın Dizeler Kİtabında sürdüğünü, on bölümlü uzun bir şiir olarak karşımıza çıktığını göreceğiz daha sonra. Şair bu şiirde tarihsel olaylara, eski uygarlıklara, çeşitli coğrafyalara, doğa olaylarına göndermeler yaparak "ben"i ve dolayfı yoldan "şair"i anlatıyor. Alova'nın şürinin giderek zor bir şiir, "entelektüel' yani ağırbasan bir şiir olacağı sanısı doğabilir. Bitik Kent böyle bir izlenim bırakabilir okurda. Ama son kitabın başında yer alan "Birinci Tekil Şarkı" bütün yoğunluğuna, göndermelerle örülmüş olmasına karşın Alova'nın dünyaya bakışındaki saydamlığı yansıtıyor. Şiiri kaıpalı kutu olmaktan çıkartıyor.. Ayrıca has bir şairin, şiiri dert edinmiş bir şairin yalnızca şiiri düşündüğünü, şiiri Doğmayacağını, kelime oyunlarına dönüştürmeyeceğini de biliyoruz. • (1) Dizeler (2OOI1V7Î). YKY, 2001. (2) "YenıTürku Yayınları" 1970'lıyıllann sonlannda şair YaşarMiraç'ın yönetıtninde kurulnıuştu. Şair şaırlenn kıtapçıklarını yayımlayarak işe başladı. Bu kitapçıklarXxll boyutunda, renklıkağıtlara (röntgen kâpaı) bastlmıştı, Genç şaırlerin ilk küaplanna yol gösleren işaret fişekleriya da işaret şamandıralan gıbiydıler YaşarMıraç'ın, Ozan Telli'nin, Erdal Alova'nın, Ahmet Erhan'ın, Turgay Fişekçi'nin ilk şiir kitaplan burada yayımlandı. CUMHURİYET KİTAP SAYI 631 50. yaşıma girdiğim şu sıralarda otuz yıJlık şiir uğraşı serüvenine dönüp baktığımda çok fena değil diyorum. Ama daha fazla çalışabilirdim. Asıl bundan sonra yazmaya başlayacağım. Türkiye'nin coğrafyasını, Anadolu insanının tarihini şiirseluzay içinde yansımalarıyla yazmaya çalışacağım. Kendimi şiire ilk başladığım yıllar gibi, tam anlamıyla boşlukta hissediyorum. Acemi ve tek başına. • SAYFA 6 Alova, canYüceiveRefikDurbaşiabirlikte.