05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kapak konusunun devamı. lı, vurculu şiirler yazıyordum. Ankara'ya dondüğümdc bu şiirleri tpplııcaortadan kaldırdım. 1972'deODTÜ'den ayrılıp Istanbul'a göçtüm. Yahya KemalEliot klasisizminin bir tür sentezi sayılabilecek şiirler yazıyordum. ü dönemde beni etkileyen şiirden çok, müzik olmuştur. Orneğin bu şiirlerden birinde Beethoven'ın 4. scnfonisinin birbölümünü sözcüklerleanlatmaya çalışmıştım. Şiirlerimi zaman zaman, Moda'nın o zamanki kır kahvelerinde yazardım. Şiir yayımlatmaya ne zaman karar verdin? ilk şitrın ne zaman, na\dyayımlandı? 1972'nınsonlutındasırf meraktan, bakalım ne olacak, diye birkaç şiirimi seçip Babıâli yokuşunun yolunu tuttum. lstanbul'u ÇOK az biliyor, kimseyi tanımıyordum. Bugün bile o günkü cesaretimc çok şaşarım. tki dergi kestirmiştim gözüme: Yeni Dergi vc Varlık. Bir bölük şiiri Varlık'a, bir bölüğiinü de Yeni Dergi'ye verecektim. Once Varlık'a gittim. Devasa masasında otııran Yaşar Nabi başını kaldırmadan, gözlüklerinin üstünden banabakarak, "Şiirleri şuraya koyun," dedi. "Şuraya," dedıği yer, yü/.lerce şiirin bulıınduğu bir yiğındı. Bana bir şey sormadan, bir şey olmamış gibi işine devam etti. Tavrından noşlanmamıştım. Babıâli'de uzun bir tur atıp Varlık'a döndüm. Şiirlerimi almak istediğimi söyledim. Yine gözlüklerinin üstünden bakarak, "Buyrurı, alın," dedi. Yolun karşı tarafına, Vilayet 1 ıan'a geçip Yeni Dergi'nin kapısını çaldım. Daracık bırbüroydu. Memet Fuat, ayağa kalkıp elimi sıktı, "Buyrun," dedi. Kendisine şiirlerimi göstermek istediğimisöyledim. "Şöyle oturun, bir bakayım," dedi. Şiirleri okuduğu o on dakika hayatımda geçen en uzun süredir belki de. "Bunları basarız," dedi. Şimdi hatırlayamadığım biriki sordu ve oradan ayrıldım. 1973 kışıydı. Ankara'daydım. Kızılay'daki gökdefende dört şiiryazan.oturuyorduk (ben, B. Pirhasan, tsmet üzel ve Memedali. Memedali sonra şiiri bıraktı.) Bilmem kimdcn geldi öneri, her yıhn belli bir zamanı Türkiye'nin bir bölgesinde (daha sonra genişlemesi dileğiyle) dördümüzün katıldığı bir şiir şöleni düzenlemeyi kararlaştırdık. llki, uynı yıhn mayıs ayında Isparta'da güllerin derlendiği sırada yapılacaktı. I lerkes bu yolculııkla ilgili bir şiir yazacaktı. Şölcnin yarışmalı bir taratı da vardı. Nitekim, mayısta Isparta'ya gittik. Ama bir tek gül bile açmamıştı. Eğridir Gölü'nün kıyısında şiirlerinıizi yüksek sesleokuduk. Herkesdeğerlendirmesiniyaptı. Benim şiir "öncelik değerlendirmesinde" ilk sırayı aldı. Bu olay şairlik yolunda yürümeye başlamamda etkiıi olmuştur. Istanbul'a döndüğümde "Issız Gül" adb bu şiiri Yeni Dergi'ye götürdüm. O sırada "Octavio Paz'a Övgü" adlı bir şiir daha yazmıştım. Memet Fuat daha basmadığı eski şiirler için, "Sen bunları al, yeni getirdiklerini basalım," dedi. 1973 Kasım ayında "Issız Gül" yayımlandı. Sonra birbiri peşi sıra başka şiirler yayımladım. Nasıldt 1970'liyâlartn Istanbul'u? Bu dönemde şiırinde nasılbir evrim geçirdin? 1972'nin sonunda geldiğim zaman îstanbul 34 milyonluk bir şehirdi. Kadıköy'de dizi dizi Rum meyhanelerinin daha yıkılmadığı; Moda plajında hâlâ denize girdiğimiz; Boğaz'ın tüm iskelelerini, içinde biriki kişinin bulunduğu "dilenci vapurları"yla dolaşabildiğimiz; Krepen Pasajı'nın vahasında serinleyebildiğimiz; Bo*az'daki eski, ahşap konaklarda ucuz kiraarla oturabildiğimiz bir dönemdi. O sıralarda Taksim, Sıraselviler'de bir binanın bodrum katında Sincmatek vardı. Bu bodrum katındaki beyazperde bütün evrenc açılan bir pencereydi bcnim için. Pek çok kîasiği orada seyrettim. Onat Kutlar yönetiyordu burayı. Pek çok şairle, sanatçıyla orada tanıştım. lstanbul'un sanatedebiyat ortamının sözleştiği bir yerdi Sinematek. 1974'te hapisten yeni çıkan Can Yücel'le, Ece Ayhan la tanıştım. Kimi zaman Çengelköy'dcki kahvede bulusurduk Ece Ayhan'la. Tabii ki konuşmalanmız şiir üzeri*" Şiiri dert edinmiş has bir şair mı? Tümüyle sessiz bir dönemin sonunda patlayan ve beni de şaşırtan şiirlerin bir toplamıydı Giz Dökiimü. Yani, bu kitapla kefeni yırttım. Handiyse şiiri bırakıyordum; ama o beni bırakmadı. Onun için diyorum ki, benim sadıkyarim kara loprak değil, yediveren şiirdir. Sorunun ikinci bölümüne gelince, tümüyle arayış içinde olduğum bir dönemde içe kapanmam çok normal geliyor bugünden bakınca. Bu dönemde edebiyatçuardan çok, karikatürcü, ressam, felsereci dostlarla görüşüyordum daha çok. Bilmem, belki de bütün etkilerden uzaklaşma isteği, bir gereklilikti bu. Günümüz şiirini nasıl değerlendiriyorsun? Şöyle diyeyim. Günümüzde kozmetik sanayisinin yarattığı ürünler; boy boy, rengârenk dergiler, yepyeni görgülerle hemen her kadın şöyle ya da böyle güzelleşmeyi beceriyor. Ama anadan doğma güzel, her zaman olduğu gibi, o kadar az ki. Sabah uyandığı zaman da güzel olan o güzel. Şnirliğe heves edenler şiir bilgileriyle, üç aşağı bcş yukarı eli yüzü düzgün görünen şiiriler ortaya çıkarıyorlar şimdi. Ama çoğıınun makyajlan aktığında gerçek yüzleri görünüyor. Günümüz şiirinin yelpazesini şöyle bir tarayalım. 1910'larda doğmuş Melih Cevdet, Dağlarca, llhan Berk hayatta. Kendilerinden 60 yıl sonra doğmuş gençlerle birlikte hâlâ yazıyor olmaları öyle sık görülen bir olgu değil dünya şiirinde. 1920'li30'lu yıllarda doğmuş ustalar eski hızlarında olmasalar bile, yazıyorlar. Gençlik dönemlerindeki o parlak çıluşları bir daha yakalayamayan bir "1968" kuşağı var. '50li yıllarda doğan, ilk kez Yeni Dergi, vd. dergilerde boy gösteren bizim kuşak var. Dana sonra '80'li, nihayet '9O'lı yıllarda ortaya çıkanlar. "Bozbulanık bir sel" akıyor şiirin yatağında şu günlerde. Bir patırtıdır gürültüdur gidiyor. Bir yanda meyhancleri, barları mekân tutmuş olanlar; bir yanda kendi köşelerine çekilmiş emekli şairler; şiiri mendil ceplerinde fiyaka olsun diye taşıyanlar; reklamı kelama tercih edip ortadan kaybolanlar; kaybolduktan sonra şiir âlcmine yeniden avdet edenler; bir yanda sırtını finanskapitale vaslamış, otorite şairlerl!). Hiç olmayacak bir işe, şairliği toplumsal bir statü yapmaya kalkışan bir edebi zevat düşün ki; şiir sanatının binlerce yıldır sürcgelen mesiyanik, muştucu, avutucu niteliklerini; şairin okurla imgeyi paylaşması eylemini; kısacası, şiirin insani yönelimlerini bir kenara bırakarak, toplumu hiçleyerek, apolitikliği (namı diğerkaçakbğı) bir marifet sayarak şair olmaya kalkışıyor. Bu tehlikeli operasyonda elindeki bütün organları seferber ediyor. Beri yandan, topluma sıçrayan küresel pislikten edebiyat âlemi de nasibini alıyor. Bulunduğu konumdan yararlanıp, tiirlü manipülasyonlara baş vurarak, kendisini bir yerlere "koydurtan" bir tip düşün. Bir zamanlar gazetelere ilan verip kendini "şiir kralı' ilan eden Florinalı Nâzım bile daha dürüst kalıyor bunların yanında. Ustelik, bu tip en doğal hakkını arayan şiirdaşlarına dil uzatmak küstahlığında bulunmaktan çekinmiyor. Nedir, eflerinde bu kadar olanak varken, bu kadar zayıf olmaları? Çünkü toprağa kök salmamışlar. Ama öbür yanda, şiirin közleri üzerinde ayaklan yana yana yürüyen (üstünden atlamayan) sessiz dervişler var. Her zaman ol Bakalım ne olacak? "Bozbulanık bir sel" Alova neydi hep. Can Yücel'in Körfez'deki evine de sık sık uğrardım. Yani pişmeye başlıyorduk yeni yeni. 1974'te peş peşe yayımladığım şiirler smırlı da olsa ilgigördü. Edip Cansever, llhan Bcrk, Can Yücel beni her zaman yüreklendirmiştir. 1975'te Militan dergisinin çıkarılması aşamasında gorev aldım. ü r a d a da birkaç şiir yayınılattım. Bu dönemde, Yeni Dergi'deki zaman zaman Gerçeküstücülüğe varan imgeci tutumuma bir tepki olacak, yalın bir şiireyönelme gereği duydum. En Son Çıkan Şarkılar'ı oluşturan şiirler (197580) bu dönemi simgeler. Şimdi geriye dönüp baktığımda, bu deneyimde kenaimi gereKsiz yere budadığımı görüyorum. Ama sözcüklerin istiflenme disiplini, daha da önemlisi, semantik tutarlılık bakımından bu dönemde daha sorumlu davrandığımı görüyorum. Dizelcr kitabına bu dönemden aldığım şiirler bir elin parmaklannı geçmez. Ocak 1980'de yayımlanan En Son Çıkan Şarkılar'dan sonra uzun bir suskunluk dönemine girdim. Yedi yıl hiç yazmadım ve yayımlamadım. Ama pek çok not, yarım kalmış şiir vardı elimue. Bu tutumunda 12 Eylüİün etkısı belırgin oldu mu? Yazmamaya, 1980'in başlarında başla mıştım. ıv/v uayazıugım ve metatora yeni aen yöneldiğim "Sürgün Adası Leros", "Orhan Veli'yi lazmin" gibi şiirler yeni bir şiire başlayacağımı haber veriyordu. Ama nasıl bir şiir yazacağımı bilemiyordum, tam bir boşluktaydım. 12 Eylül bunun üzerine geldi. Bu darbenin yayımlama olanaklarını kısıtlaması, yürüttüğü manevi baskı ve yılgı politikası, elbette düşünen her insan gibi beni de etkilemiştir. Hemcn ekleyeyim.8yaşında 1960 ihtilalini, 18yaşında 12 Mart'ı, 28 yaşında 12 Eylül'ü yaşamış biriyim. Bu travmalar bütün bir kuşağın çocukluğıınu ve gençliöini etkilemiş, şiir planında da şu ya da bu biçimde belirleyici olmuştur elbette. Yeni bir şiire beni geçiren bir sessizlik köprüsüydü bu dönem benim için. 1984'te Türkbükü'nde oturduğum evin bahçesinde eskiye ait ne kadar çalışmam varsa koca bir torbaya doldurup yalnız kendimin katıldığı bir törenle yakışım da artık bir şeyler yapmam gerektiğinin somut bir göstergesi olmuştu. Tam o sırada komşu bahçede ölen biri için kazanda keşkek kaynatılıyordu. Çağdaş l'ürk şiirini ve yeryüzü şiirini yeniden, derinlemesine okumaya başladım. Halk şiirini ezberleyecek ölçüde, çok iyi okudum. Tanpınar'ın düzyazıları ufkumu açtı. Şeyh Galib'e, Nedim'e, öbür divan şairlerine yeniden baktım. Yahya Kemal'in Edebiyata Dair adlı kitabından çok şey öğrendim. (îız Dökümii nde yer alan $ıirleryepyem bir dönemi sımgelıyor o zaman? Aynca $unu sormak istiyorum, bu suskunluk dönemınde, edebıyat ortamıntn dışında, ıçe dönük bir bayat yaşadtn. Neydi bunun anla IM\I. ALOVA İıl/IHIKIMI LKDAI \lll\A BİTİh M VI HARHMU Ml Bl'.KI.KHKKN İ K \\ \ ! H En Son Çıkan Şarkılar/' Hrdal Alova I UçÇnek Yayınevı/ 8 i s. Giz Dökümii/ Erdal Alova/ Adaın Yayınlan/ 78 s. Bitik Kent/ Erdal Alova/ Adaın Yayınlan/ 61 s Dizeler (2001I97i)/Al(wa/ Yapı Kredi Yayınlan/Gls. Kuruntular Kitabı/Pablo Nerudaı'lürkçesı Erdal Alova/imge Yayınlan/177 s. Barbarları Bek\erV.en/Kavafı\/ Alovalians; Pirhasan/Donkişol Yayınlan SAYI 631 SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear