05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Uygur Kocabaşoğlu, Türkiye îş Bankası penceresinden Türkiye'nin ekonomik ve siyasi tarihini aktanyor BÜLENT TOPBAŞ /°\ ^ başında Osmanlı Impara9 I I torluğu'nda üretilen katma £m* \J 0 değerin % 85'i nüfusunun önemli kısmını gayrimüslimlerin oluşturduğu Istanbul, Izmir ve Bursa gerçekleştiriyordu Pamulclu tekstil üretiminin 1/3'unü gerçekleştiren Çukurova Bölgesi'nde ise her dört biıyuk üretim yerinden 3'ü gayrimüslimlere aitti.(i) Charlcs Issawi'nin Tevrik Çavdar'dan aktardığı bilgilere göre ise I. Dunya Savaşı'nın hemen öncesinde 5 veya daha fazla işçi çalıştıran 284 işletmenin % 50'si Rum, % 2()'si Ermeni, % 15'iTürk, % 5'i Yahudi ve % 10'u diğer yabancılar elindeydi.(ii) Gündüz Ökçün'ün 19131915 yılları sanayii istatistİklerini incelediği kitabında da Osmanlı ekonomisine gayrimüslim sermayenin ezici ağırlığını görmek mümkün.(iii) Bu tabloya kabaca baktığımızda bir "etnik işbölümü"nün varlığından söz edebiliyoruz. "Türkler gölgesinde uyumak için ağaç dikerler. Rumlar ise ticaret için." Çağdaş bir Fransız gezgininin 19. yy Osmanlı için yaptığı gözlemi ifade eden bu satırlar bizi "Türkler sadece asker ve bürokrasiyi oluşturur bütün ekonomik faaliyeti gayrimüslimler yürütürdü" gibi dar bir şemaya sokma tehlikesi taşıyor olsa da gezginin bu gözleminin yersiz olmadığını söylemek gerekir. Etnik bir işbölümü oluşumunun altında siyasi, kültürel, tarihsel birçok etmen yatıyordu ama bu işbölümü tablosu kati ve değişmez de değildi. Gelişen bir ekonomiye uygun olarak dinamik Dİr yapıya sahipti 19. yy sonu ve 20. yy başında idari yapnın zayıflamaya başlaması ve ulusçu nareketler imparatorluğun toplumsal yapısının yeniden sorgulanmasına neden oldu. Çokuluslu yapının harcı gevşemeye ve ardından dökülmeye başladı. Bu çalkantıların sonunda imparatorluk önemli topraklarını tebaasıyla birlikte kaybetti. Hükmünü sürdürebildiği topraklarda ise gayrimüslim vatandaşlarıyla organik bağlarını koruyamadı. îttihat ve Terakki bu çözülmenin ayyuka çıktığı dönemde yönetimde etkın konuma geldi. Yapının dağıldığının farkına varıp var olanı korumak üzere yeni bir harcı 'Türk Kimliği'ni ön plana çıkardı. Devleti Âli Türk unsurlara dayanmalıydı. 1908 Müslüman boykotajı, ekonomide etkin olarak gayrimüslimlerin yerine Türk unsurları ikame etme veya demografik yapının değişmesiyle ekonomide oluşan boşlukları Türk unsurlarla doldurmak amacına yönelikti. Iktidar olduğu dönemde de îttihadı Milli Bankası gibi kurumlar, Müslüman Türk sermayenin oluşumunun önünü açacak yasal ve idari değişimlerle de bunu sağlamaya çalışmıştır. Gerçekten de I. Dünya Savaşı esnasında ve sonrasında mübadele ve tehcir politikalarıyla imparatorluğun demografik yapısı değişikliğe uğradı. Bu değişime paralel olarak da gayrimüslim sermaye de büyük oranda tasfiyeye uğradı. Ancak îttihat ve Terakki'nin MuslümanTürk sermayeyle ikame etme çabaları bir sanayi ekonomisinin çarklarını döndürecek seviyeden çok uzaktı. Camandolar, Gülbenkyanlar gibi sonrasında dünya çapında sermayedar kimliğini korumuş ve dünya ekonomisine izler bırakmış vatandaşjar ve hatta nitelikli tarımsal uretimin önemli bir kısmını gerçekleştiren basit Rııın vc Ermeni köylüferyoktıı artık Îttihat ve Terakki'nin arzuladığı gibi gayrimüslim sermaye tasfiye olmuş ama yerine bir şey konamamıştı. Cumhuriyet yarısömürge geri kalmış bir ekonoınivi ustütıc üstlük bir de vaSAYFA 12 /m \ Tiipkiye Iş Bankası Tanihi TÜRKİYE İŞ BANKAS TARİHİ yazarlar bu konudaki farklı beyanları derlemişler ama genel olarak bir mutabakatın olduğu görülüyor. Mııstala Kemal milli Boşluk nasıl doldurulacak? Cumhuriyet'in ilanının hemen ardından bizzat Atatürk'ün direktifiyle yeni rejimin öncü kadrolarınca bir 'ana ticaret bankası' olarak kurulan Türkiye Iş Bankası'nın Cumhuriyet tarihinde kendine özgü bir konumu vardır. 78 yıldır Türkiye'nin sanayileşme çabasına katkıda bulunan bu önemli kurumun tarihi Pror. Dr. Uygur Kocabaşoğlu başkanlığında, değerli araştırmacılardan oluşan bir ekip tarafından kaleme anndı. Yalcın tarihimize ışık tutacak ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayacak olan bu çalışmanın okurlar tarafından kaçırılmaması gerekiyor. rolan en önemli üretici güçlerini yitirmiş olarak devraldı. Bu boşluk nasıl doldurulacaktı? Türkiye Iş Bankası'nın oluşumu bu çabalardan en önemlisi ve tipik olanıdır. Bu yüzden TlB'in tarihi Türkiye'nin sermaye birikimi ve ekonomisinin de gelişim tarihidir. 1923 îzmir Iktisat Kongresi'ne "siyasi ve askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferle tetvic edilmezlerse semerei netice payidar olmaz" havası hâkimdi. iktisadi zaferi ise milli unsurlara dayanan "teşebbüsi şahsi" ve onun yetmediği yerde devlet iktisadi teşebbüsleriyle sağlayacaktı. Kongreye katılan bütün unsurlar bu konuda hemfikirdir. Bu mutabakattan çıkan somut kararlardan biri de ticaret ana bankası olacak 'büyük sermayeli' bir bankanın teşkili oldu. Bu karar Iktisat Kongresi zabıtlarında şöyle ifade ediliyor: "Tüccar Grubunun Esasları: (Bankalar) Madde 1= Münasip bir isim altında bir ticaret bankasının teşkili Madde 3= Çıkarılacak hisse senedatının Türkiye tcbaasına ve Türk anonim vesaır şirketlere tahsisi. Madde 4 Hükumetin dahi bankaya sermaye koyarak hissedarlıga iştiraki ve ancak hükümet aldığı bu hisseleri talep vukunda ihraç ile halka satarak yavaş yavaş alakasının kat'ı"(iv) 1923'teki tabloyu böyle koyduktan sonra Iş Bankası'nın oluşumunu anlamak sanırım zor olmaz. Îzmir Iktisat Kongresi îttihat ve Terakki'nin milli iktisat ve milli burjuvazi oluşturmak için gerekli koşulların sağlanması politikalarıyla bir süreklilik arzetmektedir. 1923 Iktisat Kongresi 20. yy başında kendini hissettiren ekonomideki devinimin duraklarından biridir. Bu bağlamda TlB'in köklerini îttihat ve Terakki'nin yönetiminde kurulan Osmanlı Itibarı Milli Bankası'nda bulmak mümkün. Nitekim bu banka daha sonra 1927 yılında Iş Bankası'na katılmış, sahip olduğu ayrıcalıklar ve birikimiyle TlB'i güçlendirmiş. TlB'in köklerini Celal Bayar'ın fotoğraf albumünde de görmek mümkün. Ziraat Bankası ve Deutche Bank'ın Bursa şubesinde memıır; 1908'den sonra Îttihat ve Terakki saflarında aktif politikacı, I. Dünya Savaşı'ndan sonra Müdafaı Hukuki Osmaniye Cemiyeti saflarında işgale karşı dırenişçi ve Istanbul'un işgali uzerıne de ilk I BMM çatısı altına sıyasetçi. Bankanın nasıl kurulduguna gelince dan kalma kendı tasarrufundaki 250.000 liravı kayınpederi Uşşakizade Muammer Bey'ın teşvikiyle değerlendırmek ıstemiş, Celal Bey'in (Bayar) öneri ve yönlendirmesiyle bu para 1.000.000 lira sermayeli bankanın kuruluş vesilesi olmuş. Sermayenin kalan kısmını temin edebilmek zorlu görevi de Celal Bey'e düşmüş. Bankanın kurucularını yörelerinin en güvenilir, zengin, yenilikçi ve yeni rejime yakın insanlar oluşturmuş. TİB tarihi çalışmasının ana kaynaöını bankanın esas sözleşmeleri, yönetim kurulu raporları, yönetim kurulu kararları, yönetmelikler ve genel mektuplar oluşturuyor. Yazarlar TlB'in tarihini 1924193119311943, 19441960, 19601980 ve 19802000 olmak üzere beş ayrı döneme ayırmış. Benzer bir dönemlemeyi cumhuriyet dönemi Türkiye tktisat Tarihi için deyapabiliriz. Bu dönemleme dahilinde TlB'i hissedarlık yapısı, idare meclisi üyeleri, yönetimi, şııbeleri, çalışanları, iştirakleri, döneme eşlik eden ekonomik ve siyasi gelişmeleri ile irdelemişler. TlB'i bankanın kendi bilgi ve belgeleriyle aktarırken ekonomik ve siyasi gelişmeleri çalışmanın içinde biraz diri kalmaları pahasına ikincil kaynaklardan aktarmışlar. TlB'in tarihine ışık tutmak üzere dönemin ekonomik ve siyasi ana gelişmelerine değinmekle birlikte 67 Eylül Olayları, Varlık Vergisi, 1980 askeri darbesi, banker skandalı gibi ekonomik ve siyasi olaylara Iş Bankası'nın kayıtlarında bakabilme fırsatı buluyoruz. Banka özel bir ticaret bankası statüsüne sahip olsa da kurucularının nitelikleri ve bankaya verilen misyon nedeniyle yarı kamusal bir görünüm almış. Cumhuriyetin ilk yıllarında devletin ana ekonomi alanlarını dört büyük bankayla organize etmeye çalıştığnı görüyoruz. Sınai kredi veren Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası (1925), emlak kreaisi veren Em lak ve Eytam Bankası (1926) tarımsal kredi veren Türkiye Ziraat Bankası (1888) ve ticari kredi veren TlB. Kuruluş itibariyle özel nitelikte olan TlB'in özellikle cumhuriyetin ilk yıllarında bu kamusal yönünün nerede başlayıp nerede bittiği bellı değil. Birbirinin içine girmiş bu ikili özelliğinin zaman içinde diğerinin aleyhine gelişse de bu arınmayı birebir takip edebilmek zor görünüyor. Türkiye ekonomisinin dinamiklerini yalın biçimde üzerinde taşıyan bankanın bu ikili özelliği nasıl bir arada yaşatabildiği de ayrıntılı olarak incelemeye değer bir konu. Örneğin kitaptaki verilere göre 1931 vılı sonu itibariyle şube olarak bütün Türkiye coğraryası kapsanmaya çalışılmış ama ağırlık tarım ve ticaretin gelişmiş olduğu kentler olmuş. Politik kararlarla şubelerin açıldığı olduğu gibi belirli bir kârldığı ve verimliliği sağlayamayan şubeler de kapatılmış. Hükumet ve devletle iç içe olan oanka siyasi gerekçeli istelderi mümkün olduğunca ekonomik verimlilik paydasıyla birleştirilebiliyorsa karşılamış. CHP ve sonrasındaki çokpartili dönemde Cl IP'nın hissedarı olduğu bir banka olarak diğer siyasi nartilerle ilışkileri ve hassas dengeleri kurabilmış olmasında da faaliyetinde ekonominin kendi şartlarını asd belirle yen olarak alması etmen olmalı. 1932'ye gelindiğinde TlB'in Ziraat CUMHURİYET KİTAP SAYI 627 mıicadde yılların Dört önemli banka
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear