25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ferit Ednü siirinin izinde Ferit Edgü, yaşamı, insanı nasıl da derinden duyumsadığını, anladığını, gözler önüne seriyor; sözcüklerin sihri, büyüsü önünde okurlarına şapka çıkarttmyor. Şiirseverler, onun yazdığı öykülerden, romanlardan, anlatılardan, denemelerden aldıkları tadı, şiirlerinden de alıyorlar. GÜLTEKİN EMRE Öykü. roman, anlatı, deneme yapıtlarıyla yakından tanıdığımız Ferit Edgü'nün ressamlığının yanında şairliği de yayımladığı iki şiir kitabıyla önümüzde duruyor. Ilk şiir kitabi "Ah Min'el Aşk"ın ilkbasımı 1978'te "FikretMualla'nın 20 metindışı deseni"yle birlikte buluşur okurla. Fikret Mualla'nın desenlerinin yer almadığı kitabın ikinci basımı 7 şiir eklenerek 1984'de gerçekleşir. 1999'un son günlerinde yayımlanan Dağ Şiirleri"nde Ferit Edgü'nün "metindışı resimleri" de yer alıyor: Resim şiir ilişkisinin ortaya koyduğu görsellik kitabın albenisini arttırmış. Ferit Edgü, artık "çok kısa öyküler" yazan bir yazar: "Minimal" öykülerinde sözcük tasarrufunu had safhada tutmayı ustahkla başaran ender bir yazar. Bu seçkin yazar, öykülerinde, anlatılarında olduğu gibi, şiirlerini de "az sözcükle" yazıyor. Bu da onun hayata "en valın biçimde" baktığını gösteriyor. "An Min'el Aşk"taki şiirler "19701976"nm ürünleri. "Dağ Şiirleri"ndekiler ise "19801990"dan günümüze dek yaşayanlar. "Ah Min'el aşk"ın "Sunu"sundaki " Aşkım Boyunca" şiiri Ferit Edgü'yü biraz daha yakından tanımamızı sağlıyor: ''Tanrıların değil/ Rüzgârın, çiçeiderin, balıkların/ Dört mevsimin, değişken günlerin/ Anılandır çevirdiğim/ Ana diIıme./.../ Bir soluyuşun, bir okşamanın/ Bir sevişmeden kalanın/ Duvulan ve duyulmayan sözcüklerini birleştir/meye çalıştım/ Aşkım boyunca." Yani yaşamdan, yaşadıklarından süzdüklerini ustaca şiirleştiriyor Ferit Edgü. Kitaba adını veren "Ah Min'el Aşk" şiirinin ilk dörtlüğü de kimsenin görmediği, yüreğinde yatıp duranları da şöyle dizeleştiriyor: "Bir Ah Min'el Aşk/ Duvarında yüreğimin/ Bakar durur nerkes. Kimse göremez." "Ah Min'el Aşk"ın "Bir Mevsimden Görüntüler" başlığı altında toplanan şiirlerde ise Ferit Edgü şiirine biraz daha sokuluyoruz: "Sis"i, "deniz"i, "dağ"ları, "kar"ı... bir başka boyutta ele alıyor Ferit Edgü. O, yazdıklarıyla okuru sözcüklerin ötesine geçiriyor; sözcükleri günlük dolaşımın kuruluğundan kurtarıyor, adeta onları yeniden canlandırıyor, onlara taze kan veriyor. Şu dizeler sizin de dilinize dolanmaz mı ilk okuyuşta? "Bu mevsiminkaçıncısisi?", "Deniz, ölübirgöl", "Ensonnezamanduymuştuk/ Kırlangıçların, hanilerin/yunusların nefesini?" Ferit Edgü'nün şiirlerinde yer yer aforizmamsı, yer yer naikumsu dizelere de rastlarız. Bu onun düşündüklerini en yalın, en çarpıcı bir biçimde ortaya koymak istemesinden kaynaklaniyor; böylece okur katında şiirlerindeki vurucufuk, etkileyicilik, çarpıcılık daha da katlanıyor. Orneğin şu iki dizenin çarpıcılığından, etkileyıciliğinden kim kuşku duyabilir! "Bu akşam içmeyeceğiz/ KaryağıCUMHURİYET KİTAP SAYI 546 Dağ Şiirleri, metin dışı resimlerle bezenmiş olarak yayımlandı Ferlt Edgü. Dağ $iirleri, Iklncl $ilr kltabı çıplaktır." " Ah Min'el Aşk"ın son şiiri "Hava Raporu": "Doğunun dağ köylerinde "aşk çiçeklerinin' açmasını Ferit Edgü, askerliğini bir dağ köyünde yaparken görmüş olmalı: O, Doğu'dan derlediği, devsirdiği imgeleri, yaşantıları, dünyaları hem şürlerine, hem de öykülerine, romanlarına, anlatılanna ağdınyor yıllardır. "Dağ Şiirleri" düzyazıya, öyküye teğet geçen şiirler. Öykücüklerle beslenen şiirler "Muş"la "Dağlar" başlıklan altında bir araya gelmişler: Kitabın ilk şiiri "Bu Yolda"nın son bölümü yaşamı nasıl da yalın betimliyor: "Dağ dık/ Yol engel/ Deniz dafgalı/ Kimler kimler kimer/ le Bu yollarda kayıp oldu". Sesle, sözcük oyunlarıyla bezeli şiirlere şu dizeler güzel bir örnek bence:' DenizGizini ver ve siz/ Karayel, kasırga, yıldız/ Ben o yorgun Kırgız/ Atının terkisine yapışmış giden/ Bütün bir kıs". "Öyküden" başlıklı şiirde "minimal" bir öykünün tadı yok mu sîzce de? "Umudun avcısı var/ Umutsuzluğun vok/ .../ Yeryüzü dopdolu/ Gökyüzü bomboş/.../ Pencereler açık/ Her kapının ardında birileri var/ .../ Ocakta kâğıdar yanıyor/ Dumanı yaz göğüne yükseliyor/ .../Sürgündeki bir Arap/ Anlatmıştı bu öyküyü/ Kaçmayı başardı, diyordu/ Kurtulmayı henüz değil . Ferit Edgü'nün siirinin beslendiği kaynaklardan oiri de zengin halk şiirimiz gibigeliyorbana. "KaraTren" başlıklışıir bunun güzel bir örneği: "Ahımı alma şahımı al/ Ben ki halk dilinde bir şahbazım/ Kimselerin bilmediği o salıncakta/ Sallanan ben, çok değil birazım". Görüldüğü gibi süssüz, abartısız, yalın şiirler yazıyor Ferit Edgü. Hüzünü de, acıyı da, umudu da, umutsuzluğu da, sevgiyi de, aşkı da, dünyayı da sözcüklerin emrine veriyor, ortaya benzersiz bir Ferit Edgü şiiri çıkıyor. Sözcüklere doyamıyorsunuz, her gün kullandığımız sözcüklerle bir başka biçimde bir kez daha yüzleşiyoruz onun yazdıklarını okurken. Şu dızelerdeki yalınlığa, abartısızlığa, anlatıma, mantığa, sözcüklere tutulmamak olası mı? "Dağlarda ateş tütüyor ateşler", "Doğunun dağlarında ateşler ateşler/ Doruklarda yanıyor karla kaplı karla", "Sonra yunusların sesi dağaldı/ Derviş dağları". Ferit Edgü'nün yazdığı şiirlerin izinden bir parça yürümeye çalıştım. Kolay okunan, kolayca anlaşılır gibi gözüken bu yalın şiirlerde Ferit Edgü, yaşamı, insanı nasıl da derinden duyumsadığını, anladığını, gözler önüne seriyor; sözcüklerin sihri, büyüsü önünde okurlarına şapka çıkarttırıyor. Şiirseverler, onun yazdığı öykülerden, romanlardan, anlatılardan, denemelerden aldıklan tadı, şiirlerinden de alıyorlar. Ferit Edgü'nün yazdığı her şeyde mutlaka şiir vardır; onun yapıtlarında inçelikli şiirsel bir esinti mudaka kendini ele verir. Onun yapıtlarındaki içeriğe uygun benzersiz biçemi de unutmamak gerekiyor. "Dağ Şiirleri"ni okurken Ferit Edgü nün "metindışı resimler"i de okura eşlik ediyor. Böylece onun şiirindeki resimle, kendi resmi bir araya geliyor "Dağ Şiirleri"nde. Bu su demelc, Ferit Edgü'nün yazdıklarında resmi besleyen bir yapı var ki, bu da onun yazın poetikasının özünü oluşturuyor gibi geliyor bana. Ferit Edgü, "Kitap&Ressamın Öyküsü" (1989) calışmasıyla kitap, yazar, resim, ressam ifişkisini şiirsel metinlerle ele alıyor "Bakıyorum./Görmeye çahşıyorum" diyerek. Yani, o, "Neyi?" sorusuna yanıt arıyor haritamızın kimi bölgelerinden beslense de, "Şiiri Düzde Kuşan"an yazarlarımızdan tiri olarak aramızda yaşıyor. • Ah Min'el Aşk/ Ferit Edgü/ Şıır/ Ada Yayınları/Utanbul, 19X4/ 89 j . Dağ Şürleri/ Ferit Edgü/ Şiir/ P Kitaph&t/htanbul, 1999/36 s SAYFA 7 yor tepelere". Gelin de bu iki dizedeki gizi çözün! Tepelere yağan karla içmenin ne ilişkisi var, gelin de çıkın işin içinden! "Resim" başlıklı şiirin kurumus dallara kar yağarken ressamın boyadığı resimde dalın çiçeklenişini de şöyle incelikli ele alıyor Ferit Edgü: "Dışarda ayaz/ Kar düşüyor buz tutmuş yollara/ Kuru dallara./ .../ Ocağı tütmeyen odamda/ Bir bahar dalı/ Ben çizerken resmini/ Tek tek açıyor çiçeklerini." Evet kurşun yemiş gibi oluyor insan değil mi? "Kurşun" başlıklı şiirindeki şu iki dizeyi de unutmak olası mı? "Bir od yanıyor içimde/ Aylardan yunus". "Yunus" sözcüğünü ister Yunus Emre olarak alın, isterseniz balık olarak alın, bir şey değişmez; "Aylardan yunus" imgesi sizi alıp götürüyor ya bir yerlere, bu yeter! Bir dizi "An" başlıklı şiirde de yaşamın acılarını Yunus Emre'ye göndermelerle şiirseverlerle buluşturuyor Ferit Edgü. "Bir Bursa Ah'ı çektim ipeğe/gene yüzüm çıktı ortaya. "Şiir mi aşk mı geceyi dokuyan/ Sözcükler? " sorusunu gelin de yanıtlayın. "Gibi'ler" başlığı altında toplanan şiirlerde benzetmeler, karşılaştırmalar naikumsu bir biçemle, felsefî bir yaklaşımla ele alınıyor. Örnek mi? lşte: "Bir türkü gibi/ sin bende./ Ezgisi dudaklarımda/ Sözcükleri unutulmuş." Bir başka örnek daha: "Ardıçkuşunun gözleri/ senin dudakların gibi güfüyor." Şu dizelerdeki derin anlama ne buyrulur! "Nicediryaşamayı/ unutmuş/ gibi yaşıyorum." Sonra "Iç Dökme GiDİ'lerim"dekilergeliyorönümüze: Bu şi irlerde de haiku tadı belleğimiz unutulmaz imgeler kazıyor: "Şu an/ ne kadar uzağında gibiyim/ Kendimin." "Sandıklarım"dakişiirlerle "Çam", "Ceviz", "Ihlamur", "Maun", "Ğül", "Teneke", "Pelesenk", "Sırça", "Aynalı", "Kâğıt" sandıklardaki duvguların, düşüncelerin, nesnelerin, anıların resmini çekiyor Ferit Edgü: "Edirne"den aldığı sandıkta çocukluğunun "minaresini bulur. "Adalar"dan aldığı sandıktaki çiçeklerle sevdiğinin "gerdeğini süs"ler, sandığı ise "ressamına/Geri yol"lar. "Selvi"den düşlediği sandıkta ise yanıp duran dertlerini okurla paylasmaz, kendine saklar. "Aşk Üstüne"de aşka ilişkin düşünceler, yorumlar, duygular yer alıyor: "Aşkının uzantısı/Güneşten önce doğuyor/ Gelip kapımı vuruyor:" "Ara" bölümündeki "Bir Güz Sabahı"nı betimleyen şu dizeler Ferit Edgü'nün yazın dünyasına da ışık düşürüyor: "Sonra yazmaya başladım/ Yaşadığımız günlerin tarihini/ Anımsanan anları/ kalan tortuları/ Çilenin çekimini/ Bunaltının albastısını." "Aşk Üzerine/ Az Sözcüklerle"deki şu dizeleri de buraya almadan geçemeyeceğim: "Aşkın kuramı olmaz/ yalnız eylemi vardır." "Öyle aşk ozanları tanıyorum ki/ tek bir mısra yazmadılar aşk üstüne.", "Aşkın kışlası/ yataktır.", "Aşk her zaman çırıl tüm yazdıklannda. O, "Dağ Şiirleri' yle
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear