Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 9O'lı yıllarda bip Tiirkiye labirenti anlattım" I den, çekindiğini söyleyen yönetmen, "Sis ve Gece"nin ne öyküsüyle, ne kahramanlanyla hiç ilgisi olmayan bir film çekiyordu. "Sis ve Gece" iki yıl sonra Yunanistan'da Oceneadia adlı yayınevi tarafından yayınlamıyor. Böylece yabancı dilde yayımlanan ilk Türk polisiyesi oluyordu. OM Yayınevi, bu ilginç kitabı okumamış olanlar için "Sis ve Gece'nin 4. basımını yeniden yayımladı. "Sis ve Gece'nin yeni basımı için yazarıyla görüştük: Sis ve Gece neyi anlattyor? Sis ve Gece, Oidipus'tan bu yana yazılmış olan tüm polisiye romanlarda olduğu gibi bir labirenti anlatıyor. 9O'lı yılların Türkiye'sinden bir kesit sunuyor. Ama sunulan kesit aynı zamanda ülkenin hem yakın geçmişini hem de geleceğini de gösterebilen üç boyutluluğa sanip. Roman, özetle MIT görevlisi Sedat'ın kaybolan sevgilisini araması ekseninde akıyor. Ama bu arayış, okura MlT'te yaşanan kamplaşmalardan tutun da, azınlıkların yaşadığı sorunlara, yargısız infazlardan Beyoğlu'nun arka sokaklarında yaşanan çocuk satışlarına kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Böylece geçmişe ve bugüne açılan sürprizlerle dolu bir labirent ortaya çikıyor. Sis ve Gece bir anlamda polıttk sürecı de ele altyor. Sıslemi korumakla görevli Sedal ıle Fahrı arasmdakı düşmanlık ülkemizde yaşanan çattşmalan anımsattyor Bir roman salt politik bildiri sıınmak için yazılmaz ama aynı zamanda politikadan tümüyle arınmış bir roman da yok Ahmet Ümit'le "Sis ve Gece'nin yenibaskısı üzerine SIS'GECE Ahmet Ümit'in kitaplan artık Om Yayınları tarafından yayımlanıyor. 'Patasana'dan sonra 'Sis ve Gece'nin yeni baskısı da bu yayınevi tarafından yapıldı. Bu kitabı üzerine bir kez daha konuştuk Ahmet Ümit'le. LEVEND Y1LMAZ "Sis ve Gece" yayımlandığı yıl ilgi çekmiş, büyük yankı uyandırmıştı. Dk kez bir Türk yazarı polisiye romanı ciddiye alıyordu. Kuşkusuz Ahmet Ümit'ten önce de ülkemizde polisiye roman yazılmıştı. Ama yazarlar sanki yaptıklan işten utanç duyar gibi ya gerçek adlarım kullanmadan kitaplarını yayımladılar ya da yazdıklarını gerektiği gibi savunamadılar. îyi polisiyenin iyi edebiyat olması gerçeğinden yola çıkan Ahmet Ümit sakınmadan, çekinmeden, adını koyarak polisiye roman yazdığını söylüyordu. Vedat Günyol, "Sis ve Gece" için "Bugüne dek polisiye roman konusunda eşine rastlanmadık bir beceri ve başarı abidesidir," diyordu. Fethi Naci, romanın politik açıdan yanhşları olduğunu belirtse de "Ahmet Ümit'in sürükleyici bir anlatımı var. Romanın en başarılı yanı bu. Ve bu, bir polisiye roman için çok önemli. Bu bakımdan Ahmet Ümit'in polisiye romanda yolu açık görünüyor," diye yazıyordu. Muzaffer Buyrukçu, "Devleti korumakla yukümlü çok önemli bir kurumun, kapalı ve yasaklarla donatılmış bir kurumun listundeki kalın örtüyü kaldırarak içındekı yaşama sızmak ve o yaşamdan bazı bölümleri romana dönüş, türerek yansıtmak ilk kez oluyor bizde Ahmet Ümit, bu, büyük cesaret isteyen edimi gerçekleştirmiş, tabuları yıkmış tır," diyordu. Atilla Dorsay, "Roman Polanski bu kı tabı okusaydı mutlaka filme çekerdi... Ahmet Ümit bence iyi bir roman kurucusu. Yapıtı boyunca işlediği tüm ilişkıler bana çok inandırıcı geldı. Karşımda bir dizi inandırıcı karakter belirdi. Çok bizden olan olay ve kişileri anlatırken klasik polisiyenin, özellikle hep birincı tekil ağızdan anlatüagelmiş Chandler ro manlarının tadını duydum," diye yazı yordu. T. Sait Halman, "Sis ve Gece eleştir menlerin öygüsünü kazanan, edebi nitelikteki Ük Türk polisiye romanı," diye not düşüyordu AnaBritannica'nın kitap yıllığına. "Sis ve Gece"yi çalıntı kitap olmakla suçlayanlar, edebiyattan çok reklam marifetiyle etki sağladığını söyleyenler de Çikıyor. Hatta kimileri "MÎT'ibu kadar iyi tanıyan bir yazarın teşkilattan olabilme olasılığını da konuşuyordu. Çünkü roman "Susurluk Kazası' ndan önce yazılmış olmasına rağmen, kaza ile birlikte ortaya çıkacak olan "MÎT"teki bölünmeyı anlatıyordu. Tunı eleştirilere, suçlamalara rağmen "Sis ve Gece" bızde pek örnegi bulunmayan polisiye turunun'başarılı bir örne£i olarak okunuyor, ilgi çekiyordu. "Sis ve Gece"nin rilm hakları Plato Film tarafından satın alınıyor. Çekimlere başlanıyor ancak romanın içeriğinSAYFA 6 tur. Tıpkı yaşam gibi, politika romanda da gerektiği kadar yerini alır. Benim romanlarımda ise politika ağırlıldı olarak vardır, sanınm hep de varolacaktır. Bunu belirleyen ülkemin yakın tarihi kadar benim kişisel tarihimdir. Türkiye son otuz yıldır büyük politik depremler yaşadı, büyük değişimler geçirai. Bu ülkede yasayan biri olarak benim bunlardan etkilenmem kaçınılmazdı. "Sis ve Gece"ye dönecek olursak, beni bu romanı yazmaya iten duygu, yargısız infazlara duyduğum tepkiydi. Yargısız infazlann günlük olaylar halinde yaşandığı bir ülkenin insanı olmaktan duyduğum utançtı. Yani bugün hâlâ sıcaklığını koruyan demokrasi sorunuvdu. Ama bu sorunu roman dilinde aktarmaya kalktığımz zaman, insanlar yaratmanız gerekiyordu. Hem de gerçek insanlar. İyi olduğu kadar kötü de olabilen, mesleğiyle askı arasında sıkışıp kalan. Ölaylann mesleğine yabancılaştırdığı insan. Yani MıTelemanı Sedat. Sedat, bir gizli servis ajanı. Mesleğine çok bağlı bir insan. Mesleği onun yaşamı demek daha doğru olur. Bu yüzden de teşkilatın yeniden düzenlenmesi konusunda gözüpek davranıyor. Ancak onun rerormcu yanından ürken yöneticiler onu dışlıyorlar. Sedat önce içinde büyük bir boşluk hissediyor. Karısı, çocuklan var ama onlar yaşamında hep ikinci planda kalmışlar. Onu yaşama bağlayacak mes leği kadar tutkulu bir şey gerek. Derken Mine'yle karşılaşıyor ve yaşamında en çok önem verdiği meslek sevgisinin yerine başka bir ölumcül ilişkiyi Mine'nin aşkını koyuyor. Yapıtın bildırisi de burada saklı. İnsan yaşamını yalnızca bir ideale, bir aşka, teşkilata, örgüte bağlı luldığında mutsuzluk kaçınılmazdır. Bu yaşamın daraltılması, yaşamdaki başka alanlann gözardı edümesi, insanın katılasmasıdır. Aynı şeyi Fahri için de söyleyebiliriz. Devlete karşı savaşım yürüten bir kişi olarak o da yaşamını bu kavgayla sınırlamış, yaptıklannın yanlış olduğunu farkettiğinde de içindeki boşluğu o da tıpkı Sedat gibi Mine'nin aşkıyla doldurmayı seçmiştir. İki kahramanımızın yazgılarındaki benzerliğin nedeni de budur. Biraz da eski solcu kahramanlartmz Sinan ve Fahri'den söz edelim. Hemen düzelteyim Fahri ve Sinan eski solcu değil. Onlar daha güzel bir dünyanın kurulabileceğine olan inançlannı koruyorlar ama değişimden yanalar. Terörle bir yere varüamayacağmı anlamışlar. Dahası terörün demokrasi karşıtlannın işine yarayacağının da bilincindeler. Sanata yetenekleri var, bu yüzden bir dergi çıkanyorlar. Bir yandan yarım kalan eğitimlerini tamamlarken bir yandan da sanatsal etkinliklerini sürdürüyorlar. Ama onlar da düşman bildikleri Sedat gibi kuşatılmış durumdalar. Bu kuşatdma Mine'nin kaybolmasıyla olmaması gereken bir çatışmaya dönüşüyor. Çatışmadan hem Fahri hem de Sedat zarar görüyor. Bu da doğal çünkü çatışmanın nedeni kendileri değil, içinde yaşadıklan sistem. Fahri, Sedat'tan önce bunun farkına vanyor ama içindeki intikam duygusu onu erken ve yanlış davranmaya itiyor. Bıze btraz da kadın kahramanınız Mıne'yi anlattr mısınız? Mine dokuz yaşında babasından ayrılmış bir kız. Sedat'a, yani kendisinden yaşlı bir adama yönelmesinde asıl etken bu çocuk yaşta alamadığı baba sevgisi. Yani bir tür Elektra kompleksi. Başka bir neden de, olgun, güzel bir kadının (Melike) elinden erkeğini alacak kadar, çekici, akıllı olduğunu kanıtlaması. Yani bir tür varolma kaygısı. Bunlara Sedat'ın çekiciliğini, ona yardımcı olmasını da eklersek, Mine'nin neden bu ilişkiye girdiği açıklık kazanır. Ama sonra Mine, Fanri'ye yönelir. Üniversıtede okumakta olan genç bir kız için sanat, bir polisin karizmasından her zaman daha etkilidir. Ayrıca Mine romanda, ideal olanı, güzel olanı temsil ediyor. Bu yüzden o mutluluk getirecek, mucize yaratacak biri olarak anlatılıyor. Onun kaybolmasıyla ortaya çıkan karmaşa da bu yüzden. Mine'nin kayboluşu, iyiliğin, güzelliğin, yaşamın anlamının çalınması gibi bir şey. Sis ve Gece, klasik polisiye romanlara ne kadar benztyor? Bu kitap ne kadar bizden? Sis ve Gece, polisiye romanın klasik kalıplarına uygun yazılmış bir roman. Ama kalıplar ülkemizin sosyopolitik gerçeklerine, Türkiye'de vaşayan insanlann psikoloiisine göre oluşturuldu. Bu nedenle bizaen olan bir kitap. Bu "bizden olma" tanımı ülkemiz polisiye roman tarihine bakarsak çok önem kazanır. Neredeyse yüzyıla yakın süredir bu topraklarda polisiye roman yazılıyor olmasına karşın, bizim suç kültürümüze yaslanan, iyi örnekler pek yoktur. Yazılan romanların pek çoğu ne yazık ki Amerikan polisiyelerinin kötü bir kopyası olmaktan öteye gidememiştir. Ben, "Sis ve Gece"yi yazarken bu olumsuzluğu aşmayı hedeflemiştim. Başarıp başarmadığıma, edebiyatın kadim jürisi zaman karar verecek. • Sis ve Gece / Ahmet Ümit / Oın Yayınevi / 326 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 546 Ahmet ümit