25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

r I E sel bılçılerin son derece zengın bır kaynakça ıle desteklenmesı Kıtabın sonun dakı kaynakçaya goz attığunızda, aslında kuçuk bır zaman dılımındekı olayları ınceleyen bu çalışmanın tam 116 değışık kaynaktan beslendığını goruyoruz ve bu sayı Refık Baskın'ın ne denlı tmz ve donanımlı bır tanhçı olduğunu yete rıncegosterıyor Ve bu ıkı ozellık, yanı hem rahat oku nabıhr olma hem de ayaklann yere sağlam basması, kıtabı elınıze alır almaz sızı kendıne çekıyor ve o gunlerın heyecanını yureğınızde duyarak bırdenbıre satırların arasında dolaşmaya başlıyorsu nuz Bu heyecanın sureklılığını sağlayan bır başka oğe ıse yazann bemelere dayah olayların ıçyuzunu anlatırken, sıradan kışı ve olaylara sık sık yer vermesı Bu yuzden her şey daha ınandırıcı, daha "ın sanca" gelmeye başlıyor ve yaşanan butun olayıan bır butun olarak zıhnmızde canlandırabılıyorsunuz Orneğın, Vah dettın tarafından M Kemal'e venldığı one surulen altınlarla ılgılı abartdı soy lentıler çurutulurken, bırdenbıre Kur tuluş Savaşı'nın ekonomık kaynaklarıyla karşılasıyor ve bu soylentının ne kadar asılsız olduğunu kolayca kavrıyorsunuz Refık Baskın, benzer bır ustalığı, Bandırma Vapuru'nun boyutları ıle ılgılı olarak bır zamanlar çıkarılan dedıkoduları ço e atarken de gosterıyor ve tarıhımızde ır değıl, ıkı Bandırma Vapuru olduğunu vurgulayarak, kafa k.arışıklıklarınabır anlamda son verıyor Öte yandan, Mus tafa Kemal'ın Samsun'a çıkarken yanın da bulunan yol arkadaşlarını "Altın Postun Peşinde 18 Argonaut" başlığı altın da oyle guzel anlatıyor ve bu kışılerın da ha sonra nerelere savrulduklarını kula ğımıza oyle guzel fısıldıyor kı tarıh kı taplarında sıradan bır hste olan bu ınsan lar, bırdenbıre "ınsan" yanlarıyla bellek lerımızde yer edınmeye başlıyorlar Hele Topal ösman 1 ükur yazarlığı olma yan, ancak kurtuluşa verdığı destek ne denıyle yarbaylığa kadar yukselen bu ılcınç adamın portresını okumak ne kadar cîa keyıflı' Sozun burasinda Hıtıt Kralı Hattusı lıs'ı anımsamamak olasi değıl Bılındığı gıbı Hattusılıs, olumunun yaklaştığını anlayınca yerıne geçetek kışıyı seçerken tercihını oğlu Huzıas'tan değıl torunu Mursılıs'ten yana yapmıştır Bu seçım Huzıas'ın annesını çok kızdırır ve kadın her fırsatta dovunmeye başlar Kral, bu olayı tabletlerde şu Lumleyle ozetler "Karım yan odada ınekler gıbı bağırı yor" îste bu ınsancıl anlatımın eşdeğerı, Re hk Baskın'ın kıtabının her sayfasında go ze çarpıyor Çarpıyor ama, yazar olaylan ve kahramanları anlatırken, gunluk ya şamın tekduzehğının doğurabıleceğı tu zaklara da asla dusmuyor ve tarıhsel at mosferı daha canlı kılabılmek ıçın za man zaman başvurduğu halkın sesıne, dedıkodu duze> ıne değd, tarıhsel belge cıddıyetıyle yaklaşıyor Bu yuzden kıtap bıtınce, Mustafa Kemal'ın Samsun 1919 gunlerını, yakından ızlemış gıbı bır zıhın açıkhğına kavuşmuş oluyoruz Kıtapta ayrıca o gunlerın Samsun'una ılışkın çok yararlı bılgıler de var Bunlar ortalama bır okurun kolay kolay ulaşa mayacağı bılgıler Samsun'un o donem dekı demografık yapısı, Samsun Muda faa yı Hukuk Derneğı'nın kurucuları, M kemal'ın yaptığı yazışmalar, goruş meler ve buna benzer daha onlarca ay rıntı, akıcı bır dılle anlatılıyor bu alçak gonullu kıtapta Refık Baskın "Samsun 1919" adlı ya pıtında, şımdıye dek fazla ıntelenmeyen bır konuya da cesaretle yaklaşıyor ve "(Ya)saklanan Tarih Pontos" başlığını verdığı bolumde, Pontos kımlığının ne olduğunu açıklayarak, gerek Bırıncı Dunya savaşı, gerekse Kurtuluş Savaşı yıllarındakı Turk Rum ılışkılennı serın kanlı (hatta soğukkanlı) denılebılecek bır yaklaşımla ele ahyor ve bırçok kay naktan alıntı yaparak one surduğu go ruslerını kuvvetlendırıyor Tarıhçıhğı, "ırkçıhkla" ya da "nostaljık takılmalarSAYI 546 la" eşdeğer gorenlerın bu bolumu okumasında sayısız yarar var Sonuç olarak şu denılebılır sanınm Kıtabın Tbazı bolumlennde yazım yanlış lan ve bırtakım ozensızhlder goze çarp sa da, bır başka deyışle kıtap aıkkatlı bır edıtor ıncelemesıne muhtaç olsa da, butun bunlar yazann başarısını golgelendırmekten çok uzak Yansız, yalın ve bır o kadar da bılımsel tutarlılığı olan bu yapıtın, butun okul ve halk kutuphanelerınde bulunması gerektığını duşunuyo rum Tarıhle bağını koparmak gıbı bır boşvermışlığe duşmemış okur yazarlanmızın da, Anadolu'dan yukselen bu yepyenı sese ılgısız kalmayacaklannı umanm Samsun 1919/ Refık Baskın/ Barts Gazetest Yaymlan5/Nısan 2000/169 s Deli Temmuz FIKRET DEMİRAG Yureğı, doğdu ğu topraklarla ya şadığı buyuk şenır (Istanbul) arasında 'bolunmuş' Kıbrıs U Turk şaır Faıze Ozdemırcıler'ın, (başka şeyler ya nında, ozeflıkle bu nun bılgısı, şıırının tematık arkaplanı nı kavramak ıçın onemlı) "Yıtık Manzaralar" (1994) ve ' Huzzam Bozuldu"dan (1998) sonra geçen yılın sonlarında Cep Kıtaplar aan çıkan uçuncu şıır kıtabı "Delı Tem muz"la, ozellıkle yıl sonu değerlendırmelerınde Turkıye şıır çevrelerınde olumlu notlar aldı ıncelıklı ve ozgun bır şıır dılı gelıştırdığı uzerınde bırleşıldı Ne var kı bu 'ılgı' ve 'bırleşme' belırlı bır çevreyle sınırlı kaldı Oysa kı daha yay gın bır ılgıyı hak edıyordu "Delı Iem muz" Ilgı konusundakı bu tavır, yalnızca Kıbrıs kokenlı Turk şaırlere yonelıktır, demek haksızlık olur Turkıyelı bırçok ıyı şaırın de buna benzer bır yazgıyı pay laştığının bılıncındeyım "Buna karşılık ' dıye başlayıp daha sıradan bırçok şaırın kıtaplarına yonelık hak edılmemış olçudekı ııgıye ılışkın ahbap çavuş' ılış kılerı konusuna gırmek nıyetınde değı lım Ama boyle bır ılgı ve ılışkıler bıçı mının epey yaygın olduğunun da bılın cındeyım Ne var kı Kıbnslı Turk şaır lerın gormezlıkten gelınmesının ( va da yeterınce 'gorulmemesı'nın goruleme mesı'nın) farklı ve onemlı bır boyutu da var 'Gorulebıldıklen'kadarıylabuşaır lerın, hangı olçutler ve bılgıler ışığında değerlendırıldıklerı1 Asıl sorun bu Bır 20 yıldır, bu şaırlerın, farklı dıl, mentalıte ve gundemle, Turkıye şıırın den ayn bır 'ada' oluşturma yolunda ver dığı uğraş, nedense gozden kaçırılıyor, ya da Kimselerın değılse bıle çoğunun bu tur ozel bır durumla ılgılenmek gıbı bır derdı yok Bu şıırlerın farklı ımge se çımı, dıl orgusu tınısı, kımı çevreıer ta rafından ya hıç farkedılmemış ya da ye terınce farkedılmemış gıbı Bu şııre de Turkıye'de Turkıye kokenlı şaırlerın yazdığı şıırler gıbı bakılıyor, merkezde kı şıır kodları ışığında bakılıyor, dolayı sıyla 'farklılık'ları yeterınce farkedılmı yor, en azından buyuk olçude gozden kaçırılıyor Boylesıne ozel bır dıkkatı Turkıye şıır çevrelerınden beklemek de bır bakıma ınsafsızlık aslında, bunu. yal nızca şıırlerımızle değıl, yazılarımızla da ortaya koymak, farklılıklann altını çız mek bız Kıbnslı Turk şaırlere ve bır gun umarım aramızdan çıkacak, bu ulkenın kulturel yapısını ozumsemış eleştırmen lere duşuyor once Orneğın, sayıları çok sınırlı obur 'ger çek' Kıbnslı Turk şaırler gıbı Faıze Oz demırcıler'ın de zıhnıyet bağlamında buyuk olçude Aphrodıte Dıonysos kul turunden gelen bırı olduğunu bılmek gerek Şovenızmın. ıkı yanında kasırga gıbı esıp sonunda ıkıye bolduğu, şımdılık çozum anahtan bulunamamış bır adanın savaş ve savruluşluk ortamından çıktığını da Goçlenn, bozulan demografık yapının, kulturel kımhk erozyonunun, etık acıdan yozlaşmanın, değerlenn altust oluşunun yaşandığı bır adadan Buna bır de şaırın 'ada'dan ayn duştuğunu, ıkı arada bır derede acı çektığını ve ozel sorunlannı eklersenız, §ıırlerının estetık dokusu ve tematık arkaplanı daha ıyı anlaşılır Yanı, ancak yu karıdakı verıler ışığında değerlendınlebdır şıın, hakkıyfa Şaırın "Delı Temmuz"u, adından baş layarak çağnşım ve gonderme yuklenyle dolu sıırlerden oluşuyor Kıbns'ın ya kın tanhıyle bırazcık ılgılı olanlara aeü' sıfatıyla pekıştınlmış Temmuz', çok şeyler çağnştırır "Bır sevda temmuz'a denk gelırse tabhsızlıktır, goçle, ateşle, acıyla anılır' lalıhlıdır, adı kotuye çtk mış bır ay'a aşkı sunar 1 Bır goçmenkuş'un notlarından derlenen bu Kitap, temmuz'u katlanılır kılarken, sabahsefalarının rengını dayatana, yanı şıınmdekı aşk ımgesıne adanmıştır" (kıtaba gırışsozlerı) Faıze Ozdemırcıler'ın bu kıtaptakı şıırlerı, tam da onun konumu ve ruh hallerıyle ortuşen urunler Sahıcı, organık, sıcak, acılı ve ıronı dozu yuksek lırık bır şıır Genellıkle ıtalık dızgıyle vurgu yaptığı, dıkkat çekmeye çalıştığı ozel ve cıns ısımler ancak Kıbrıs Turkçesınde rastlanabılecek ozel ses tınıları vurgu ve sozdızımlerı adanın ıçınde bulunduğu konuma, bıreylerıne, toplumsal dokusuna ve kadın kımlığıne ılışkın metaforık gondermeler, onun şıırının dılsel ve tematık değerler olarak farklıljğını' ortaya koyan oğeler "yasemın yapracıklarını saymakla bıtıremıyoruz şımdı / papatya değıl kı sevsın/ sevmesın çıçek oyunlarında/hıleyaptık kovuldukbah çelerden "(ıkıncı şıır, s 11) ya da "harçfığını aydede'den koparan çocukluğum ıısulca/ açtı yazın kapısını Yıldızları atlattıkça temmuz'un/ arka bahçelerınde kemalettın tuğeu'yla buluşmakta/ şımdı once papaz'a sonra paşaya vem oldu bır/ zamanlar portakal bançelerını sar hoş eden sultanı // ağustos'un alnına sılah dayadı temmuz, kanatarak açtı/ sonbaharın kapısını " (ağlayan çocuk tabloları s 12) bu tematık ve dılsel 'fark lılığa' ıkı ornek Ve ıkı ornek daha ' ço tuiduğu barış gucu askerlerıne anı olanların yabancı/ olur sevdaları âşıklanyla kavgaları bındokuzyuzyetmışdort/ kıb rıs çıkartması Ozgurluklerı turan gu neş ın ızınsız/ tatile çıkmayan ayşelsı oyuncaklan ecevıt'ın guvercını ' (gul fotoğrafları, s 14) ıle 'gıttı' devrımsız > kalacağını sanarak ve unutarak/ bır ka dının her ay kanlı bır devrım yaşadığı n ı " (bır ayrılık, s 16 ) Faıze gereksız ımge bolluğuyla boğ muyor şıırını Şıırın ne anlattığı'yla de ğıl, 'nasıl anlatıldığı'yla (dılle) şıır' ola bılceğı yaygın ve doğru ama bence çoğu kez yanlış ya da eksık anlaşılan go ruş, her gerc,ek şaırınkınde olauğu gıbı, Faıze'nın şıırınde de, sağlanan 'altın denge'yle anlamsızlaşıyor Tiercıhlerden bırının (ne anlatıldığı) ya da oburunun (nasıl anlatıldığı) zaman zaman one çık tı£ı ıtrada kaçıldığı donemler olmuştur Turkıye şıırınde Bırbırını dışlayan, bırının oburunu 'toplumsal sorumsuzluk'la, oburununse karşısındakını 'şıır dışılık'la suçladığı ıkı goruşun de, tek başlarına çarpık ve eksık olacağı ıkı ke re ıkı dort kadar kesın Ozellıkle 'tema tık bır mesele'sı olan bır şıır soz konusuysa 'şıır' olabılır? Butun mesele 'altın denge' meselesı, yanı maJum ozbıçım hırlere hazırladıklannı bılemedder" (kuçuk el radyolan, s 9) dızelerı, yukandan ben sozu edılen 'altın denge'ye ıyı bı or nek bence Faıze Ozdemırcıler'ın aşırı sozcuk oyunlanna yuz vermemesı, onun 'teknık ustalık' gosterısı değıl, kulturel yapılanmasıyla ortuşen olçulu ve yetkın bır dılle ordujju, ama 'Meselesı de olan' bır şıınn peşinde olduğunu gosterıyor Yukanya bır bolumunu alıntıladığım şurden bır bolum daha "havantopunnın gramofonu susturamadığı zamanlar/da yaşandı o uzak evde unutamıyorum bır muhabbetAuşu'yla tanıştığım ılk gunu o, hasret kadar eskı moaa/bır tınıdır şımdı ve gullenn açtığı vakıtler le/yakından ılgılı Butun bu sozler ve aüntılar ne anlama gelıyor? Yukandan berı vurgulaya vur gulaya bır hal olduğum şeye Faıze Ozdemırcıler'ın 'Turkıyelı bır şaır', şunnın ruh bağlamında 'Turkıye'cfeyazılanbır şıır' olmadığına, dolayısıyla Turkıye şınının kodlanyla hakkıyla değerlendınlmesının olanaksız olduğuna "Gozlerım yaşardı" yerıne "gozlerım yaşlandı" demeyı seçen, dolayısıyla Turkçe. şur dılıne yenı zengınlıkler katan Faıze Ozdemırcıler, kulturel dayatma ve asımılasyon polıtıkalarına "çuha çıçeğı nın zafen" şıırıyle, dıl ve zıhnıyet bağla mında sahıp çıktığı kımlığınden şu zehırlı ok' dızelen de fırlatıyor "lâvantayı bu şehırde aldım dolabıma, leylâkla/ burda tanıştım nasıl soylersınız dargın olduğumu/ yasemınle // en çok olule re armağan edılen lazmarı neden/ rose mary oluyor, uzak başkentlere/ yerleşın ce 3 (s 38) ve şu oldarı "jasmınum jas mınum bılmıyorum neden ılle de/ yasemın dıye tutturur kıbnslı şaırler1 " (jas mınum, s 27) Buraya kadar onun şurıne poetık de ğerlerın ışığında bakmaya çalıştım O da çok sınırıı olarak kalın hatlarıyla Kıb nslı Turkçesınden onun dılıne şıır bıçı mınde yansıyan tınılara dışı ıçlı.kınlgan sozcuklerıyle ve derın duyarlığıyla DU farklı Turkçede oluşturmakta olduğu şı ır dılıne, yeterınce ornekleyerek vurgu yapamadım Hayranlık verıcı ınce ayrın tı zengınlığıne de Turkçe şııre farklı kodlarla katmakta olduğu zengınhğe de Çunku kısa bır dergı yazısmda bu na olanak yok Ayrıntılı, ırdeleyıcı bır çalışma gerekır bunun ıçın Yazımı, 'hantası yırtık olduğu ıçın duşlerı de. yırtık olan şaırlerden bırı olan Faıze Ozdemırcıler'ın, ılk kıtabından be rı Turkçe şııre vurmaya çalıştığı kendı rengını, "Delı Temmuz"la koyulaştırdı ğını belırterek noktalamak da var, ama onun ozel konumunu, acı ve beklentıle rını, cınsel kımlığıyle harman ederek, ıronık zekâ pırıltılanyla ortaya koyduğu "turuncu terapı" (s 34 35) şıırını bura ya almadan olmaz "oyle sevdım, oyle sevdım kı portakal/ kabuğunun o en çok yuksek tavanlı/ evlere yakışan kokusu nu // turuncunun yanması ıyıye ışaret/ değıldır1 ustume gelıyor şehır, canımı/ yakıyor ada, dunya çook uzakta // ve sız oranj gıysılerınızle ayakustu/ hep kokteyllerde nasıl ınanınm boyle/ oımasını ıstemedığınıze1// doğmadan ol durmek ıstedığı/ son çocuğuyum anne mın / en çok benı sevdı1// denıze ka rıştı sutunun yarısı, obur/ yarısını bıldı ğı gıbı kullandı dunyanın/ yoldan çıkmış bağışıklık sıstemı // engınlere daldım anne, en az ıkı kışı/ olmalıyız korkunun ustune yururken sen de dalmalısın be nımle // bır psıkıyatrıst kazılar yapar ken/ çocukluğumda dedı kı,// turun cu kazağınızla gelmelısınız/ terapıye, an nenız de olmalı yanınızda/ ve hatta tu 1 ılışkısı Ortada 'şıır' yoksa, ne anlatır sa anlatsın, bır metnın 'şıır sayılması' soz konusu değıl zaten Ama yalnızca teknık becerı ve şıırsel dıl gosterısı, cambazlığı da şıır değıl "onlar sabahın ses yıldızı zekı muren'den/ şarkılarla buyuttuler çocuklarını ve kuçuk el/ radyolarıyla beyaz men dıllerı aynı dala asarken/ bızlerı uzak şe runcu olmalı ruıunuz da " "tarıhın halt ettığı" ve ' tarıhın sıfo nuyla oynayanlar"ın yaşadığı bır adadan çıkmışbır şaır olarak odevını' ıyı yap mıştırraıze Dahadayapacağındanrjaş ka • Deli Temmuz/ Faıze Ozdemırcıler/ Cep Kıtapları/1999 SAYFA 17 3UMHURİYET KİTAP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear