25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

K I TAP Ö O O L L O B U L M A C ft 2 D Önce aşağıda tanımları vcrilen sözcüldcri bulmaya çalışın ve hcr bir harfi bir 19 A l yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayüara göre bu harfleri bul149 KI50 rnacadaki aynı sa yılı karelere akca|6Î rın. (Kara karelcr iki sözcük arasını gösterir. Bir satı 7Ö~T 71 L 72 rın sonunda kara re ksa b 11 H 12 Q| 13 1 1 4 İLKBtMUMCUOÛJi ~B 5 C 6 0 7 K J L 14 E 15 J 16 G 17 F 26 B 27 L 24 32 L 34 44 55 F 62J F 25 E K 28 6 35 C 36 G 37 L 38 L 45 G 46 A 47 H 48 E Romana dönüşmüş vazının kutsallıfiı Yazar bu ilk yapıtında olayın kurgusunu okura sunarkcn, yarı otistik hasta birini konuşturarak değil de ruhuna gizlice koyduğu kameranın merceğinden anlatmaya çalışmış. TUFAN ERBARISTIRAN Ahmd Karcılılar Ahmet Karcılılar dan "Yağmur Hüznü" 63 G 64 B 65 I 73 J 7 4 B 75 C 76 1 1 66 : 1 1 57 67 68 B 58 L L 69 A .^ i ": ADI.SOYADI: zcuğun alttakı ADRESI: satırın başına sarktıgını göstcrir). Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklcrin ilk harfleri yukandan aşağıya doğru Mario Lcvi'nin "Bir Şehre Giderncmek" adlı öykü kitabının yayımlandığı yayınevinin adinı oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı kitaptan bir alıntı ortaya çıkacaktıı. Dilckat: "M/56* harfî ipuaı olarak yerine konmuştur. Tanımlar ve sözcükleriniz: A." Yarı ...da bir akşam/ sordu ilkyazın doğurganı oğul:/ Talan cdilmiş bir gömüdcn farkın ne?V Ve yurdurn geldim 15te/ yüreğimin ve yanhjjimın hesabını/ denizle birliktc çıkarayım diye." (Ahmct Oktay) 69 22 46 19 77 B. Fransa'da, 18981908 arasında ctkili olan dışavurumcu rcsim üslııbu. 4 26 57 64 74 41 C Refik Halit Karay'ın, 2 Ocak 19229 Kasım 1922 tarihleri arasında yayıtnlayıp yönettiği, Kurtuluş Savaşı'na karşı, işgalcilcr ve saray yanüsı bir tutum izlcyen mizah gazctesi. 35 10 75 8 28 5 D. Bir bölgcnin belli bir yer ve çfvresini kapsayan sınırlı bölümü, havali, mahal. 18 21 6 2 E. Dağ gcçidi. 14 34 33 70 F. Bir spor dalı. 25 24 53 48 61 G. Cahic Irgat'ın bir şıır kirabı. 42 36 60 30 43 12 67 63 55 45 16 52 20 50 H. "Çorba ... cyleyecck ycrde hoşab ister.' (Hayali). 11 47 51 I. "Lumen"in kısa yazılışı. 1 72 J. "... rakısı" (cin). 73 15 54 17 62 K. "... GuUit" (Hollandalı cski futbolcu). 7 29 44 49 L. Hasan Hüseyin'in bir şiir kitabı. S 40 13 38 37 23 9 27 68 71 3 31 32 58 65 66 39 76 53 on günlerin biçimi ve içerik olarak hayli aykırı, sıradışı romanı. Anadolu'nun lcuvtu köşelerinden birinde yaşanan ve başkahramanın kişiliğine derin etkiler yaratan olaylar zinciri. Yeni mezun bir psikiyatrist, seri cinayetler işleyen bir katille cezaevinde bir tür terapi scansına kalkışır ve hiç de ummadığı kadar zengin felsefi yanıtlarla karşılaşır. Denek kendi anılanna gömüldükçe düşler, gerçekler, histeri krizleri, korkular, acılar peş peşe dökülüyor. Yıllar önce yaşadığı küçük lcöy yerindeki tarikatçı kadınların zikir törenleri, ailesinin yanarak ölmeleri, yanında kaldı&ı ablanın isterik cinsel arzularına çocukîuğun masum, saf duygularıyla karşılık vermesi, (ki buralan bir hayli cesur) hurafelere bürünmüş kör inançlar, büyüler, muskalar, mistik sözler ustalıkla sıralanıvor. Psikiyatrist, denekle konuşmaya çalışsa da bunu hemen gerçekleştiremez. Bir dizi sıkıntıdan sonra bir gün yağmurun verdiği "ıslaklık" denek üzerindeetki yaratırvekendiliğinden konuşmaya başlar. bastırılmış duygulann, düşlerin sözcüklere dönüsmesine ya »CMUR rıyor. Salt bununla da HÜZNÜ yetinmemiş yazar, kişiscl anlatım denemesi içinde Burgazlı Aii Hoca'nın ağzından sıkı göndermeler de yapıyor. "...yıldızların arasındaki karanlıkta ne görüyor sanız elinizle gözlerinizi kapattığınızda gördüğünüz karanlık aynıdır. ...Ve bizim ve sizin ve her şcyin ömrü ezelden ebede kadar uzundur ya da o kadar kısa." Görecelik kuramının felsefi kısa bir tanınv laması.. Kitaptaki bctimlemelcr, süsleme4er hayli dil işçüiği isteyen düzeyde olmuş. Özellikle (kırk ve elh'nci sayfalar) olaylann yaşandığı ev, buraya geliş süreci, (bu da bir imge olabiiir) abla ile yaşadıklan... Bazı böTüm başlanndaki gereksiz yinelemeler okuru sarsmaktan çok, A posteriori anlamında kalmış. Yine bazı yerlerde gerilimi arttıtmak, okuru kışkırtmak adına "doğal süreci" elden çıkarması, kitabın belki de tek eleştirilecek yanı olmuş. Kbtürutı Sözgelimi, "illetiıı" okura geçeceğini açıkça (ince bir ironi ile) yazarken, son bölümdekendisinin debu illeteyakalandığının işaretlerini verseydi, kitap çok daha çekici olabilirdi. Aynca, kurgunun son halkası da kapanmamış olur, kitabı oku yanın kişisel yüklemesi ile yeni bir süreci başlatabilirdi. Yazarın konu etmcye çaiıştığı virüs, herinsanın ruhunda sorgulama öncesi (A piriori) gelişen ve ürüyerek çoğalan "şey aslınua Ben'in "özünü oluşturan bilinç/ego/algılama birükteliğinden başka bir şey değil. Denek ile doktor arasında gözle görülmeyen, elle tutulmayan" kötü hıh "ya da bir tür virüs gizlice okura da" geçerken, (sayfa, 163satır, 9) şu cümle ile bütünlük kazanmış. "...birine anlat unutursun." Kişiliğimizde kendiliğinden ya da /ve çocukluğumuzda oluşan anılar vumağı çözüldükçe, katmanlar arasındaki ilintiler, inisler/çıkışlar, yaşamın özünde varolan köşebaşı sapmalar, duraksamalar zaman kavramııun yitirilmesine neden olur. Yazarın dikkat çekmek istediği ve "yağmur" imgesi altında virüs gibi anlatmaya calıştığı "illet" zaman sürecinin anlaşılabilirliği üzerine kurulmuş. Kahramanlann ve olayın temel kurgusunun figüratif düzlem içindeki sarmal birliktelikleri sözcükler dunyasının gizli anlamlannı sergiliyor. Ahmet Altan'ın Tehlikeli Masallar'ında yarattığı bicim yeniliği gibi bir yazınsal değişimden bu romanda da söz cdilebilir. Edebiyatımızda biçim denemeleri geliştikçe, yazının önemi ve ayncalığı artacaktır kanısındayım. Yazının elde kalan son şey olduğunu ve bunun kutsallığı imge yüldü anlatımla romana dönüştürülmüş. Postmodern bir anlatımın kalın kokusunu sayfalarda tatsanız bile, biçim ve içerik olarak bunu aşan anlatımı tartışma Konusu olabilecek düzeye erişmis. Yazardan bir cümle ile yazımızı noktaîayalım." Yazmayı denedin mi hiç? Harfler vc harflerin Dİrlikteliğinden oluşturabileceğin sonsuz anlamlar zamanın kolay geçmesini sağlar." • Yağmur Hüznü / Ahmet Karcılılar / Can Yayınları / 188 x. SAYFA 23 488. Mymm çözümii A. Nebayed, B. Ing, C. Lennie, D. Ağzı Çiçekli Adam, E. Yalnızhk Scnin O Konuşkan Kuşjun, F. Dans, G. îfşa, H. Recep, I. tblis, J Mayıs Şiir: "Yaklaş bana nefesimin içinde tşlenmiş yalnızllğın ^ıplak kokusu Dokun banâ serin yaz gccesinde" 488. Myntan Mtap kazananlar: htanbul'dan: Ayten Uysal, Rcyhan Aras, Ayfer Pakiz, Ankara'dan: tsmail Can, Ekin Emre, Ata Yavuzer, Birey Dcnccek, Nurdan Ünalan, Yücel Yıldırım, Kcrcmcan Tekkaya, Bursa'Jan; Nilgün Güven, Ccngiz Albayrak, Haındi Kirman, Baltkes/r'dert; Fatma Yılmaz Sarıbeyli, Sevcan Bügin, Zonguldak'tan: Emine Uzun, Çanakkalc'den Filiz Uylaş, Alanya'dan Fatma Kaplan, Bolu'daıı: Nezahat Güngör, Fethiye'den: Seyit lşçi. Yağmur Hüznü sinema tekniğini anımsatan bir anlayışla kurulup, yazılmış. Kuzuların Sessizliği adlı filrncfeki hasta ile genç doktorun karşılıklı "kanlı/gizemli" söyleşilerini, kovalama/kaçma oyunlannı anımsadım. Kitaptaki kurgu, anlatım, kahramanlar kadar (belki de daha çok) bir virüs gibi insanlann nıhlanna geçen "kötü ruh" hastadan doktora oradan da okura geçer... I Iemen korkmayın canım, kötü ruh falan dcdikse, öyle elinize ayağmıza felç getirtecek, sizi sara nöbetlerine taşıyacak türden bir şey değil, yazann anlatmak istediği. Sonsuzîuğun evreninde kendisini aniden küçücük hisseden, gözlerini "perdenin" ötesine çevirdiği an, acınacak bir durumda olduğunu gören birinin düştüğü bunaümın adı bu: kötü ruh! Yazar bu ilk vapırında olayın kurgusunu okura sunarken, yan otistik hasta nirini konuşturarak değil de ruhuna gizlice koyduğu kameranın merceğinden anlatmaya çalışmış. Düşsel/fantastik bir biçim uenemesi, deneyin figüratif/otistik tiplemesi ardından ortaya çıkan sonuc septik morbilite yatkınfığı lcadar, içsel sarkmaları da ÇOK ilginç ve zengin bir malzeme olusturacak kadar algısal olmuş. Ünlü yazar Gabrial Marquez'in bir söyleşisinde söylediği sözü anımsadım: "Yazmaya bir imge ile başlarım her zaman. îmgc, gerçeğe ulaşmanın aracıdır ve yaratmanın kaynağı, son çözümlemede, gerçekliktir her zaman." Ahmet Karcılılar, "yağmur" imgesi ile kendi hareket noktasını oluşturarak, okuru satırlarında dolaştınrken, imgenin gücünü, kışkırtıcılığını kullanmış. Denek konuşurken, "yağmur" imgesi önce bellcğe, sonra dış dünyayı sorgulama sürecine ve en son olarak da ruhunun dcrinliklerinde kalan, Gbaml «öyteşler CUMHURİYET KİTAP SAYI 490
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear