25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

AT CAPAN Ah bazen çok kıtap okuduğunu samrstn. Ama gerçekten iyi bir sey okumamışsındtr. lyi okuma! Eminim üniverüte programındır! Viski ya da bira jisendeki etiketler! Asla dayantlmaz bir heyecan duymayacaksın Düşünürken Kafka ve King Lcar üitiinde Düsüneceğın tek \cy dartlann, Ya da geri zekâlıfutbolun... (Hepsi aklımda bunlann.) Sanatta senin ulaştığın yere geldim Ama şiire kondum, bizi bağlayan bu. Seni anlatan bu şürler, baba, iyi okumalar olmalı Boston'dan şehre indiğin otobu> için Senin gibi Leeds'de zamanı olmayanlar içinYazmaya bir başladım mı, seni bırakamıyorum. SAYAÇ .^ "" j ^ : r t Bir şairin ölümü öbür sairleri korkutur' 1937 yılında Leeds'de doğdu. Işçi sınıfı bir aileden geür ve yaşamının büyük bir bölümünü Londra'dan uzakta geçirrniştir. Bu gerçeklerin, yazdığı şürler ve topluma bakış açısı üzerinde etkisi olmuştur. Dört yıl boyunca Batı Afrika'da ve bir yıfda Prag'da öğretmenlik yaptıktan sonra 1967 yıhnda Ingiltere'ye döndü. Çevirıleri veyazdığı şiirleriyle birçok ödül aldı. Tiyatro içın yazdığı oyunlar, National Theatre, The Netv York Metropolitan Opera ve ChanneJFour Teleyisiorida sergilendi. 1970 yıhnda basılan ilk şiir kitabı The Loiners. ince işlenmiş yoğun şürlerle doludur ve içlerindeki özel ad kullanımı dikkatçeker. tngıltere'nın önde gelen tiyatro şairlerinden biri ohnası dışında, Tony Harrison, 1978 yıhnda yazdığı The Schol of Ebquence (Güzel Konuşma Okulu) adlı sone dizisiyle tanınır. Yukanda sözü edildiği gibi, bu şiirde de Harrison'un toplumdaki ikiliklerden ve gülünç karşıdıklardan haberi olduğunu görürüz. Harrison bu sone dizisinae, toplumdaki sınıf çatışmalarını, dilsel bir bağlamda ele ahr. Dizideki sonelerin birinde şöyle der: "Nasıl oldun bir şairin gizemiP/Yeteneğini kimden aldın? Yantt verdim, iki amcam vardı, Joe ve Harry/Bin kekemeydi, diğeri de sağır." Geleneksel îngihz şiir biçimlerini kullanan şair, çağdaş Ingiliz şiirinin farklıhklarını gözler önüne serer. The Mysteries (1985) ve Selected Poems (1984) çıkan şür kitapları arasındadır. UZAKLAR Senin yatağının iki yüzii de ters. Yaşamın yalnızca yakınuma. Bırakıyorum kendimi telefondaki sesinin kasvetli havasına: Ah, arttk dayanamtyorum bu boş eve! zi! Boğuyor annenin beyaz sosuna bulanmamtş havuçlar biBiliyordu yalnızca çay almak için dışan çıktığını. Yaşam ölümle sona eriyor bence. Ve hepsi bu. Ikiniz de alışverise gitmiş olamazsınız; nep aynı, ycni aldığum siyah deri kaplı telefon rehberimde adın var, ve arayıp da bağlanamadığım numaran. DOĞANIN ÇAĞRISI Taos Netv Mexico, 1980 D. H, Laıvrence'tn ölümünün 50. yıldanütnü için () Sangre de Cristo dağlarında New Mexico'da, karlan yeni eriyor ardıç, kavak ve ladinlerin. Önemli olan alabilmek tüm açıküğıyla bu harika manzarayı, katmadan içine sosis büfesini. Yoldan gcçerken resim çekenler, BENZİNCİ tabelalanyla yüzleşecekler. Yerliler televizyonsuz yaşarlar, fakat az bir paraya, lzin verirler evlerini fotoğraflamanıza. Rrkekleri ek işlere giderler ve otobüsle, mücadele etmek için atalarının savaş alanlanna taşınırlar. Ve yine otobüsle, fakat kerpiç evlerin resmini çekmek için, turistler "cinselli&in papazını" ziyaret ederler. Otobüste otururlar. Oda parfümündcn defiil, gerçeğindcn duyarlar, dağın ince havasına lcanşmış çam kokusunu. Onun yapıtlarını duymuşlar ve bu çok ayıp. Geri dönerken vadideki yolda, ilk motefde unuturlar soylu Navaio'yu ve D. H. L.'i. Doğaya çağrüan ayrı kapılarda son bulur, Her birinin üzerinde GÜZELLIiR! KlZILDERİLt KAD1NLAR! oyulu. Tony Harrison / Şürler / Çeviren: Gökçin Ezber •'• • Altın daha uzun yaşar, seni küle döndürecek ateşten. Kaba bir resmi zarfın içinde yanmayacak evlilik yüzüğün duruyor. » Bir çöp fırınına verilmesi için bu yüzüğün, uyarmamı istemişti babam kilisedekileri. İçine kazınmış 'sonsuzluk' ve her ikisinin adı, 'Daha sonra' birleşeceklerinin güvencesiydi. Bu elbise paketini oğul olarak imzaladım, Bu hırka, önlük, külot, sutyen, elbise • • • • Görevli alt kaü aradı: 68831? Yüzüğü hâlâ parmağtnda mı? (Anlık bir bekleyiş) Evet! Üıkavcumda şimdi, parlakyüzüğün! "' ' " ' ' Küllerini duyumsuyorum, başın, kollann, göğüslcrin, rahmin, bacakların, Yavaşça havaya uçuşuyor, küçükken bana izlettiğin Yumurta pişirme makınesinin sayacı gibi. SARAYIN SOYTARISI « "&"' .' 'L : ? * (Aşağıda belli bölümleri alınan Tony Harrison'un bu şiiri, 9 Şubat 1999'da The Guardian gazetesinde çıkmıştır. Harrison, Ted Hughes'un ölümüyle kendisine önerilen saray şairliğini niçin istemediğini anlaüyor.) Şaşıyorum gazetelerin adımı kullanmalanna, Istemediğim bir iş için sözde "biçilmiş kaftan" olmama. Kuğular evcilleşiyor ve sessizleşiyor, Ama hiçbir kuğu avcısı, oynatamayacak gagamı. Bir şairin ölümü, öbür sairleri korkutur, Dunbar'ınkine benzer bir ölüm korkusu, Ve okunmadan geride kalmış yazgı, Fakat bu kitapçuun vitrini dolu. Stanford'daki bir kitapçıda duydum Ted'in öldüğünü, ve sahnede donakaldım ///. Richard'ddkl Kraliçe Elizabeth gibi, ve sevgilim yanımda olsa dedim, düşünmemek için Ted'in yaşına geldiğimde. Ted Hughes'dan başka saray şairi olmamalı. En saf zehirdir "Şarabın sabunsuluğu", Milletvekilleri ve sarayın kirabk yazarlan gibi Ozgürlüğünü yitiren şairler için. Ozgürüm istediğim gibi yazmaya Ve Thomas Gray ile Milton'un ruhunu izlemeye. Ted Hughes, saray şiirleri ile ammsanmayacak Ne de sarayın bir memuru olarak. Bir şairin ölümü, öbür sairleri korkutur, Bir kralın ölümü de krallan, fakat benim yorganım altında Kraliçe Elizabcth, ve uzaklaştırın bu dörtlüklcri Ve Thomas Gray'in yazdıklannı yatağımdan. SAYFA 19 Bana şekerlemeler getirmiştin, oeri alabilirün onlart. Yeker hastastyım arttk. Gerçekleri öğrendtm. (Şeker kötii vurur koroner damarlan, ve kataraktı.) Ah, hep tatlı şeyleri sevmiştim! Ama fimdi zor giriyorlar ağzıma Ktsa zamart sonra da bırakmalıytm hepsini. Ve arttk bira içmcm içın tek bir neden kaldı; o da midemi parçalamak (diyetisyenimin düşüncesi). Sana uğradığımda ortaya çıkacak tatlılar, Kurtartctlar, Dabamın Yeni Dünya'dan getirdiği armağanlar, hâlâ kahverengi torbalarındalar, eve dönüşte, aceleyle son anda alınmış tatlılar. n Annem ölmüş olsa da iki yıl önce, Babam hâlâ onun terliklerini ısıtıyordu ateşte, Sıcak su şişeleri koyuyordu yattığı yere, Ve her yıl pasaportunu yeniliyordu. Habersiaziyaret edemezdiniz onu. Telefon etmeliydiniz. Bir saat sonra gclmcnizi söylerdi, eşinin cşyalarını ortadan kaldırmak ve yalnız görünmek için;, ^ hâlâ taze kalmı^ aşkından utanır gibiydi. Gülüp geçiyordu kendisine inanmamama, O kadar cmindi ki eşinin paslı anahtannın kapıda dönüşünü duyup iizüntüsüniin biteceğine... CUMHURİYET KİTAP SAYI 490 İYİ BİR OKUMA O yaz Ibsen, Marx ve Gide vardı. Salakmışım gibi baktı bana:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear