05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

FATMA ORAN Orhan Pamuk'la "Benim Adım Kırtmzı" üzerine 11 rhaıı Bey, darılmaca gu'ccnme ce yok, sevemedim ben bu $ekürc'yi. Romammzın en önctnlı kahramanlartndatt bın belkı ama, sevemedim ısle. Şvytana bilc pabucutıu ters gtydınr bu kadın Zavallt Kara'ntn basına ne geldtyse, Şeküre yüzundcn geldi. Haklısınız. Ama ben Şeküre'yi severek yazdtm ve o kadar sevdim ki... Ne vardı Şeküre'yı o kadar u'vecek'^ Rornan kahramanı olarak Şeküre bana pek çok sorıınıı hızla, aynı anda ve yaratıcı bir şekilde çözdüğü için çok çekici geldi. Yazmayı mı kolaylaştırdt? Hayır. Bu, onu canlı ve inanılır kıldı ve ben de Şekiire'nin sesini, edasını yakaladım. Romanı yazarken Şeküre'ye o kadar inandım ki, bir film prodüktörünün diliyle söylersek; baktım ki bu kız iyi oynuyor, filmde verdiğim küçük rolden başrole çıkardım. Burada şu bakımdan yanıldığımı sanmıyorum: Ben sandım ki nerkes kitabı okduktan sonra Şeküre'yi sevecek.Her on okurdan sekizi benim gibi sevdi ve gülümseyerek Şeküre'den söz etti, ama sizin gibi yedide bir Şeküre sevmezler var. Genel olarak şurada yanılnıadım: Herkcs size öncc ondan bahsederek başlıyor; onu sevdiklerinden ya da sevmcdiklcrinden. Ona inandıklarından ya da sinirlendiklerinden... Her şeye hâkım olmak istiyor; Babastna, Kara'ya, çucuklarına, evdekicariyeye Evet, ama kendini korumak istiyor. Çünkü her taraftan da sıkıştırılıyor. Cinsel, ekonomik, çeşit çeşjt baskılar altmda bu dolaplara direnmek istiyor. Hangi dolaplara? Dolapları çeviren asıl kcndisı Kocasımn kardesine ilgi duyuyor ama hesabî bir bıçimde; hem istıyur, hem istcmiyor... • F.vet, ama kocasını gayet güzel seviyordu. Kocasıbasıpgidincelıasan'laaynı evde kaldı. Hasan'a da ilgi duydu, ki, şunu hatırlatmak isterim: Bu, tipik bir Ortaçağ alışkanlığı, töresi, tutumudur; kocası savaşa gidcn kadın, savaştan drinmeyen kocanın kardeşiylc evlenir, böylelikle düzen bozulmaz. Şeküre de bunu vapmaya çalış,tı ama, Hasan bunu âdabıyla yapamadı. Şeküre Hasan'dan kaçtıgı için de, seviyordum onu. Hasan clbcttcki hiçbir seyi âdabıyla yapamazdı, kendisıni geçindirccek parası dahi yuktu.. Tamam. Sonra Hasan yeterince para kazanıp, kendine olan güvenle Şeküre'yi etkileyecek güzel aşk mektupları yazmaya başlayınca da Şcküre'nin ona takılmasını makul buluyorum, kararsızlık geçirmesini makul buluyorum. Karantzlıkları fazla hesapçı kararsızlıklar ama Size bütün içtenligimie sbyliiyorum: Ben de hayatta Şeküre gibi kararsızımdır, Şeküre o bağlamda 'ben'im'. Onıın kararsızlıklan benim kendi kararsızlıklarımdır, ama ınsan kararsızlıklarını sonrakararlı bir hesapçılığa da dönüştürebilir. Komanlanmzhüznü, muUuzlug'u, ke dcri ıçlcrtnc sindiriyorlar. Mutluluga yetcnckli bın dcğıltm Belki bıraz da bu yü'z den itfiyorum yazdıklannızt. "Kitaplar msanın mut\uzluğuna tesellı sandığtmtz bir dcrinlik katar yalmzca." diyen Kara 'yı da uzınle özdeşleşlirmeden yapamadım doğrusu. Zaten Emşte'yle de iyi değıl aram... Niye? Kitaplar, kalemler ve reumler araunda multuydu memlcketindc. lini^te'sinin kızma âşık oldu, kovuldu Ytllannı yollarda, Doğu $ehırlcrmdcpaşalara kâtıplik ederekgeçırdı liagdat, llalcp veTiflh'te hattat ve nakkaşları tanıytp kitaplar hazırlatsa da, o burada, htanbul'da olmayı O Roman yazmak, olaylara şoyle bir yukarıdan, bir balkondan bakmanın zevkini taşır" Öykünün ya da romanın anlamı, onu yeniden anlatmak değildir kuşkusuz; bazı sıfatlarla öldürmek ya da göklere çıkarmak da değildir. Ama gene de bir öykünün, bir romanın, bir şiirin, bir resmin oir anlamı olmalı: Insanların aralarında paylaşacakları, tartışacakları bir anlamı. Onda hem bireyseli, hem toplumsalı; hem hayatı, hem ölümü; hem çöküşü, hem filizleneni; hem gerçeği, hem düşü; hem yükselişi, hem düşüşü görmeliler ki, Orhan Pamuk'un, III. Murat Dönemi'nde; 16. yy İstanbuPunda, dokuz karlı kış gününde geçen romanı "Benim Adım Kırmızı", işte öyle bir roman. Orhan Pamuk'un 'zengin' olmasını istediği, duyumların dışa vurmasını, okurun kafasında sahneleri, kahramanları ve kıvraklığıyla kalacak bir romana uzun soluk getirmesinin yanı sıra, kitabın tanıtımı için yapılan çalışmaların da payı var elbette; ki, bu çabayı da kutlamak gerekir... Orhan Pamuk'la son romanı üzerine konuştuk. Pek çok sebebi var, ama açıklamak istemiyorum. Daha masalsı bir hava yaratma ıtfeğıhelkı de l laydi söyleyin... Tarih benim için bir saf ıınge deposudur. Kcndi itirarlanmı bugiine yerlestirin koyarsam, bu romanda oldu|u gibi, çok fazla bir itirafname olacak. Bunu tari he taşımak, kimi yerde alegori kurmak, kimi yerde bir anda üçdört ijey söylemek... Ama kendimi tarihe hizmet eder gibi görmem. Tarih bana hizmet eder. Mesela çok sevdiğim KemalTahir aıbi" tarihin bilinmeyen köşelenne ışık düşüreceğım ve bu ı$ık tan da bizyararlanacaSız" düşüncesi yoktur benim kafamda; benim kafamda za ten söylemek isteyeccğim şey vardır, tarih buna hizmet eder. Evet, pek çok hıırda ayrıntıyı kitaplar okuyaraK öğrenirim, ama bu hurda ayrıntıyı ortaya çıkarmak bir zevktir de belki. Ama asıl isiniz o değıl tabii. Asıl işim, gene eğlenceli bir dokudur tutturmak, eglenceli bir hikâyedir tut turmak... Bazen yaptığım araştırmadan, hamallıktan güç alırım, bazen tarih dıiji na çıkmaktan, bazen Şevkct'le Orhan adını verdiğim iki kardeşin neredeyse ta rih dışı ya da bugünden kalan hikâyesini oraya yerleştirmekten, bazen din, \anat, yasale tartışmasını bugünden başlat maktan; tarihi romana böylece pek çok yerden girerim. FJsa Morante'mn Tarih Devam Edıyor adlı unutulmaz romanında kahramanlarından bırine söylettigi bir cümle geldı simdiaklıma. "tarih rezilliktir." • Benim bakışım değil. Ben, tarih şen liktir, derim; tarih karanlıktır, ama 'bilin mez' anlamında değil, hayal olarak, Tarih esrarlıdır. Bunları dcrdim ben, "tarih rezilliktir" yerine... Ama bılıyorutnuz, savaştn acımasız/ı ğı ve insanlık için bir kurtuluş umudunun kalmamasıntn öfkesi ya da htnayla söylenmiş bir sözdür bu... Daha çok toplumsal gerçekçi, buçlaıeı bir tutum, tarih rezilliktir, demek. n o görüşte değilim. Pek çok kötülük var tarihte ama, benim yazarlık dürtüm hayatın kötülüklerini ortaya çıkarmaktan çok, hayatı kesinlik içerisinde; netli ğiyle, güzellik ve aumasızlığıyla görcbilmektir. Benim Adım Kırmızı'ya dönelım Bu romanı yazmadan önce nasıl bir arastırma yaptınız ? Pek çok, pek çok kitap okudum. Arastırma kısmından bahsetmek beni sı ' CUMHURİYET KİTAP SAYI 465 "Bir hıkâyeye bagianmak icln bir Imge gereklidlr. 6te yandan hlkâye yazmayd basladıktan sonra Ise müzlk, rttm, tekrar ya da çeşltleme öne cıkar. Artık sankl ben hlkâyenin bir parcası olmusumdur. hlkâyenin lclndeyimdir, önemll olan Herlemektlr, akıştır" dlyor Orhan Pamuk. ve Şeküre'yle evlenmcyi istiyordu. Verseydi kızını Vermezlerdi. Çünkü Şeküre çok güzel. Knişte de giic ve para sahibi. Kızına tabii ki dalıa parlak biri Ama ne oldu mnuçta, aman amanpar lak birıyle de evlcnmedt ki... Onu baştan bilmiyorlardı. Makul in sanlardı. Zengin ve fakir arasındaki hayalperest asjklardan çok, insanların toplumsal konıımlarına inanıyorlardı. Romammzın konusunu tarihsel bir çerçeve içnıe oturtmuşiunuz. Sizi tarihi roman yazmaya ıtcn etmenler nelcrdır' Gündelik hayatm gerçeklipnden kaçıp tarıhe sıg'ınma ıtteğı mı yoksa bu'1 • "Ben, tarihi roman niye yazdım'•>"konusunda makul bir cevap arayışından vazgeçtim. Şunu söylcyebilirim önce; çünkü btınun duyumsal bir yanı var: Ben yirmi üç yaşındaydım. Cevdet Bey ve OSullart'na başlayalı bir yıl olmuştu, bir hıkâye yarıs,ması açıUlı, ben katılmak istedim; kendimi bir anlamda sınamak için. Yazdıgım, yayımlanmış ilk edebiyat cserim bir tarihi hikâyedir ve Stendhal'ın îtalya Hıkâyelerf nden etkilenmiştir. Cevdet Bey ve Oğjulları da biraz tarihiydi. Beyaz Kale de öyle. Tarih merakı bendc olmuştur. Bunu şunun için söylüyorum: Bugün bir tarini roman mcrakı dünyada ya da ülkemizde var ya da yok, ama benim tarihi roman merakım çok daha eskilere gidiyor, içgüdüsel bir $cy\ bu önce bilinsin isterim. SebebP SAYFA 12
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear