24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

mokrat veya sol diyebüeceğimiz insanlar arasında bellıbiryahtnlık, doslluk oluşmus gibigörünüyor. Oyle. Üniversite dışından Sabahattin Ali, Adnan Cemgil var. Ruhi Su'yla da ahbaphğımız var. Dava dosyasında komünist olarak bilinen Ruhi Su'yla yakmltğı olmaktan suçlanıyorsunuz. Ruhi Su benim Konya'dan talebem. Daha oradan tanıyorum. Sonra konservatuvara girmiş, konservatuvarın opera bölümünü bitirmiş. Sonra da işte nalk türkülerine hevcs etmiş., Halk türkülerine heves etmesi bana onu daha çok yaklaştırıyor. Benim Ankara'ya gelen âşıklarla münasebetlerim var. Annenin Ruhi ile Adana'dan da tanışıklığı var. Çünkü o Konya Öğretmen Okulu na gelmeden evvel Adana Öğretmen Okulu'nda okumuş. Peki. Adnan Cemgil'iAnkara'da mt tamdtn? Adnan Cemgil'in yazılarını daha Almanya'dayken YeniAdam'da izlerdim. C) münasebetlc bir sempatim var. Sonra ne münasebctle bilmiyorum, tstanbul'da tanıştık. Sonra o Ankara'ya gelip öğretmen oldu. Ondan sonra münasebetlerimiz devam etti. Sosyoloji asistam mıydı Mediha Berkes? Mediha Berkes üe Niyazi Amerika'da tanışmışlar. Daha gelmeden evvel evlenmişler. Galiba Medlha Amerika'da başlamış da Dil Tarih Fakültesi'ndc bitirdi doktorastnı. Sonra ilmi yardımcı olarak Sosyoloji Bölümü'nc alındı; aına folklorle ilgilcniyordu hatta işte benim verdiğim plana göre Ankara civarında araştırmalar yaptı. Ilmi yardımcı olarak benim bölümiimde Dil Tarih ve Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde çalıştı. Yurt ve Dünya')7 çıkarmaya yönelik çaltsma grubunuzda, sen, Behice Hanım, Berkes, Adnan Cemgil, Muza/fer Şerifmi vardı? Muzaffer Şerif vardı başta. Ondan sonra bir anlaşmazlık girdi. Pek ben karışmadım. Galiba Adnan Cemgil, Niyazi bir tarafta, Behice Boran'la Muzaffer Şerif bir tarafta. Yazıların mahiyeti bakımından mı? Yahut başka bir anlaşmazlık mı oldu? Pek teferruatını bilemiyorum. Onlar Adımlar diye bir mecmua çıkardılar. Sonra da Adımlar ile Yurt ve Dünya ile birlikte kapaüldı. 1 lükümet kapatmadı. Bizim aleyhimize Nihal Atsız'larıp kampanyası başladı. ü zaman Hasan Ali MilIi Eğitim Bakanı, bizi çağırdı. Herhalde Behice Boran vardı; ben vardım. Niyazi Berkes var mıydı bilmiyorum? "Kapatmak için elle tutulur bir sebep yok. Âma kışkırtma oluyor. Saldınyorlar size. Bu nedenle üniversitede huzursuzluk oluyor. ünun için, dergiyi tatil edin. Size tavsiyem bu; ama gene de siz bilirsiniz" dedi. O zaman üniversite muhtariyeti yok hep Milli Eğitim Bakanı karışıyor üniversite işlerine. Biz de sözünü dinledik. Kapattık. Pekiaranızdafikirayrtltğı çıktı mt? Çıkarmaya devam edelim, diyen oldu mu hiç içinizae? Olmadı. Sebep olmayalım kargaşalıklara diye düşündük. Yurt ve Dünya 'da sosyalizm, Marksizm konulan yok. Açtkça demokrat, ılımlı bir dergi. Bilhassa popülarize edilmiş ilmi yazılar, incelemeler, memleket meseleleri yer alırdı. Biraz Atatürkçü, biraz sosyalist. Ayın yazılan da savaş yıllarınm güçlüklerini islerdi. Hüseyin AvniŞanda vardı. Onuhatırlarmıstn? Hüseyin Avni. Akşamcı Avni derlerdi. Akşam gazetesinde çalışırdı, fıkra yazardı. Enteresan çalışmalan vardı. Sizle kim uğrastt peki? Nihal Atsız malum. Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkanlar... Bilhassa Nihal Atsız dergi kapandıktan sonra bizi iurnal etti. Tan olaylartndan sonra siz birkaç ay CUMHURİYET KİTAP SAYI 427 içinde döndünüz üniversiteye. Evet. Danıştay'a dava açtık. Ve gene vazifemizc iade edildik. O sırada Reşat Semsettin mi geldi bakanlığa? Reşat Şem settin 46'da, Tan olaylarından bir yıl sonra bakan oldu. Tekrar sizle uğrasmaya başlaat mı? Daha doğrusu öğrenci olaylartyla, veyahut üniversite içi çatışmalarla sizin üniversiteden uzaklastırtlma sürcci nastl birlesti? Şimdi şöyle oluyor: Demokrat Parti kuruluyor. Demokrat Parti'nin Halk Partisi'ni sarsması, Halk Partisi'nin itibarını düşürmesi lazım. Türkiye II. Cihan Savaşı'nda bitaraf kalmıştı. îki taraf da uğraşmış Türkiye'yi harbe sokmak icin. tsmet Paşa'nın son hayırlı işi Türldye'yi harbe sokmamak olmuştur. Taviz vermedi bu konuda. Türkiye yi harbe sokmak isteyenlerin başında Fevzi Çakmak var. Fevzi Çakmak bizim bu üniversiteden atılmamız icin de rol oynamış bir adam. Pek açıkça değil; ama mesela onun damadı Burhan Toprak aleyhimizde müthis propaganda yapıyor. O zamanlar Güzel Sanatlar Akademisi'nin müdürü. Elle tutulur kanıt yok ama bunlar kulağımıza geliyor. Diyeceğim, 194O'lı yıllarda biz böyle harp bekliyoruz. Ama II. Dünya Savaşı bittıkten sonra Türkiye polirikası Amerikan politikasının yörünöesine giriyor ve soğuk harp başlıyor. Işte DU ortamda anti komünizmde Demokrat Parti'yle Halk Partisi yarışıyor. Başlangıçta Demokrat Parti, Türkiye'nin dcmokratlasmasına, sol harekctlere imkân verecek bir parti ümidiyle solu sevindiren bir hareket olarak başlıyor. Ne var ki kurulduktan az sonra iktidara geçebilmek için hem Amerika'nın suyuna gitmek, hem de Rus korkusu, komünizm korkusunu tahrikte } lalk Partisi ile yarışmak şeklinde değişti. Yani bir yandan kamuoyunu bir yandan da Amerikalıları memnıın edecck şekilde iki parti antikomünizmde yarışa başlıyor. Bunun için ne lazım. Fransızların bir "Tete de Turc" diye bir oyunlan vardır. Yani 'Türk kafası'. Ortaçağdan kalan bir oyun. Süvariler atla koşarak Osmanlı Türkünü temsil eden kuklaların kafasına vuruyor. Kim çok vurursa o kazanıyor. O mankenlerin kafaları, toplumsal ve tarihsel bir tepkinin hedefi olmak gibi bir işlev görüyorlar. Diyeceğim, bizde de savaş sonunda bir "Tete de Turc" lazım. Veyahut canavarın ağzına atılacak kelle aranıyor. Işte bizim tasfiyemiz o zaman tekrar gündeme giriyor. Tabii sizin tasfiyeniz bu doğrultudaki tek hadise değil. Tan olaylan var. Köy Enstitülerinin yıkımı da aynt kampanyantn bir parçast. Tabii Köy Enstitüleri yıkılmaya «ioğru Kesal Semsettin Köy Enstitüleri ile komünist stzması diye epey uğrastı. Savaş bittikten sonra Halk Partisi'nc yavaş yavaş sağa kuvvetler hakim olmaya başladı. Kim bu kampanyada önde gelen tipler, o dönemin siyasileri arasmda? Demokrat Parti tarafından Hikmet Bayur ve Köprülü bizim aleyhimizde yapılan kampanyayı des^ekliyorlardı. Kenan Öner de, Hasan Ali'yç komünisttir diye hücum ediyor. Hasan Ali onun aleyhine dava açıyor. O zaman Kenan Öner iddiasını ispat etmek için, Yücel'in ko düzenledi, program yaptı. Işte galiba ilk konferans da benim konferansım olacak. Konferansın konusu Türkiye'de folklor çalışmalarının tarihi gibi bir şey, öyle politikayla ilgisi olan bir konu değil. 5 Mart 1947 de, konferans günü ben yukarda odamda oturuyorum. Bir gürültü, bir patırdı koptu. Hukuk Fakültesi'nden 4050 kisilik yahut 100 kişilik bir grup gelmiş, saıona dolmuş ve nümayis, yapıyor, "kahrolsun komünistler" vs. gibi bağınyorlar. Salon dolmuş, bunlar salondaki insanlann sayısına göre çok ufak bir grup teşkil ediyorlar. 4050 kisilik bu grup ön sırada oturmuş bağınyorlar, çağırıyorlar. Öteki dinleyiciler de "nedir bu rezalet, ne oluyor? gibilerden tepki gösteriyorlar. Şev Halk ket Aziz benim odama geldi. Ben de konPartisi içinde sizinle uğ ferans notlanma baluyorum. "Pertev, bu rasanönde ge konfcranstan vazgecelim" dedi. "Ben gider söylerim, konferansı verecek olan len siyastler Profesör Pertev Boratav rahatsız olduğu kimlerdi? için konferansa gelemeyecek diye özür di tşte Reşat lerim" dedi. Onun üzerine ben "Şevket Semsettin grubu Bey, ben hasta değilim. Böyle bir özür divar. Bizim bir uzaklemeniz gereksiz. Gürültü, patırdı yapantan akrabamız varlar gülerek anlayacak, zaten benim hasta dır. Kambur Ali Rıza olmadığımı. Ben, ne olursa olsun konfeBey dcrlerdi. îbraransa çıkarım. Talebelerimden bir iki kidi'lidir aslı ama Siirt şi eitmiş, salonu görmüşler, bunlar çok mebusu idi. Mesela anKalabalık bir grup değilmış. Benim tahminen bizim hadiseler münanime göre siz, hatta hademelerinizle bunkaşa edilirkcn Meclis'e gitti. lan kovabilirsiniz. Yahut polise söylersiÖn sırayı işgal etmiş 2530 kişi, onniz. Nihayet Ankara Üniversitesi'nin reklann başında bu Kambur Ali Rıza Bey; törüsünüz. Sizin vazifeniz inzibatı temin ikide bir fırlarmış yerinden, Kahrolsun etmek. Benim vazifem de inzibat temin komünistler, asmalı bunlan" filan diye. edilir edilmez gidip konferansı vermekBunların yanında Bülent Ecevit'in babatir" dedim. Şevket Aziz başka çare bulası, Fahri Ecevit bize saldıranlardan, yani mamış, gitmiş demis ki "elimizde olmaön safta oturanlardan. O, Fahri Kurtuluş yan nedenlerden doıayı bu konferans sevar. Şimdi dolayısvyla sizin aleyhinize üni risini kaldırıyonız". versiteden uzaklastırtlsınlar diye bir kamBirkaç ay sonra bu öğrenciler azgınlıkpanya açıldt. Senin tesbitine göre dısardan larını sürdürdüler. Bir nümayiş sırasında kaynaklanan bir kampanya. rektörlüğü basıp Şevket Aziz'i ortalarına almışlar; natta dövmeye kalkmışlar, ite ka Dısardan. O sıralarda öğrencide de bir bölünme ka tartaklammlar. Bir subay geçiyormuş da oradan Şevket Aziz'i kurtarmış. Daha haşladı. sonra olaylarla ilgili ifadesinde Şevket Evet bölünme. Bizim aleyhimizdeki Aziz'in kendisi de açıkça Reşat Şemsetöğrenciler Dil Tarih Fakültesi'nde çok tin'in rolü olduğunu ima eaiyor. Reşat fazla değil ama dışarda daha çok. Dil TaŞemsettin'in kendisi ile yaptığı çeşitli görih Fakültesi'nde mesela benim bölürüşmelerde samimi olmadığını söylerken mümde yani Türk Dili ve Edcbiyatında bu olayda da arka planda rol oynadığını hatırladığıma göre iki üç kişiyi geçmiyor. ima ediyor. Felsefe bölümünde daha çok. Dışarda, bilhassa Hukuk Fakültesi'nde yuvalan Aleyhinize yapılan nümayişlerin en mışlar. Üç öğretim üyesinc karşı, veyahut önemlisi bu galiba? komünistlcrc karşı ayaklanma hareketi. En önemlisi bu. Ondan sonra Şevket Murat o zaman çok küçük biliyorsun. Bir Aziz'i rektörlükten isüfaettiriyorlar. Hatdefa bir kalabalık geliyormuş Hukuk Fata, Abdülkadir Noyan galiba Tıp Fakülkültesi'nin oradan bizim evin yanından tesi dekanı da oradaymış, onun strtına kâgeçiyormuş. " Anne gene babama bir şey ğıt koyuyorlar da istifasını onun sırunda yapmak için mi geliyorlar onlar?" diye imzalatıyorlar Şevket Aziz'e. Sonra da sormus. Şevket Aziz'in yerine Abdülkadir Noyan Galiba senin bir konferansında bir olay nâlâ rektördü. Talebelerimden birkaçını savunma şahidi gösterdim. TaleLelerimin oldu? arasında da böyle ciddi, iyi, çalışkan bir O konferansın tarihi 5 Mart 1947'dir. kız vardı. Tavn ile hareketlcriyle bende Bu kışkırtmalar galeyanlar olduğunda dürüst bir kız intibaı uyandırmıştı. Bu rektör Şevket Aziz (Kansu). Şevket Aziz mahkemeye geldi, beni şasırtan bir ifade tarafsız dürüst bir insan. Sonra memleket verdi. Meğer bu kızcağız Aodülkadir Nosevgisi var. Antropoloji profesörü. Benim yan'ın oğlu ile ya evlenmiş, ya nişanlanmış dersim Türk Edebiyatı bölümüne bağlı imiş. ama ne olsa antropoloji, ctnoloji ile iliskisi olan konularda da çalışıyoruz diye ba Bir ara fakülteye yönelik saldmlara karna scmpatisi var. Ve 1946'da bütün bu şı sizin fakülte kurulunun bir karan vardı. aleyhimizdeki olaylara rağmen fakültede "Atatürk rejimine sadıgtz" türü bildiri çıhocalann çoğunluluğunun sempatisi olkartlmts. Bunu Mete Tunçay belli bir sekilduğu için doçcndikten profesörıüğe terde yazdt. Sen ne diyorsun? fi etmişim. Neyse, diyeceğim ben yeni ya Bizim Halk Partisi'nin izinde gittiği ni bir senelik profcsör olmuşum, Şevfeet mizi yahut Halk Partisi'ne yaltaklandığıAziz rektör, Enver Ziya (Karal) uekan. mızı ima etmek istiyor belki de. Hani MeEnver Ziya da tarafsız biri ama Şevket te Tunçay yakıştırmıyor galiba bize. Aziz kadar bu olaylar karşısında direnme Olabilir. Yani tazyikter altında rejime ve medeni cesaret göstermiş değil. Pasif bir ödün mü? kalmış bir insandır. Şevket Aziz öyle de Çol^daha evvel, 194446 arasında, ğil. Daha suurlu ve cesaretli. Şevket Aziz Hasan Ali'nin bakanhğı zamanında de1943'te fakülte dekanıydı. O fakülte dekan olan Şevket Aziz "Suçlamalar var sikanı olarak üniversite naftası diye bir şey zin aleyhınize, bize saldırılar yöneliyor. düsünmüş. Diyeceğim Şevket Aziz böyle Tavrımızı açıklamamız lazım diye bir faal, canlı, üniversitcyi öğrenimin dışında metin hazırlattı. Bu metni kabul ettiğimida faal tutmak isteyen bir insan. Dekan olzi biz de ifade ettik. 1947 nümayişlerinduğu zaman da böyle girişimleri vardı. den sonra rektörün telkini ile dekan bu Rektör olduktan sonra da r>u anlayışını hadiseler dininceye kadar derslerimizi ta sürdürdü. Dil Tarih Fakültesi'nde büyük til etti. Dcrse girmez olduk. Hadiseleri konferans salonu var. Bir seri konferans önlemek için bizi korur mahiyctte bir ka • SAYFA 5 münist hocalan koruduğunu kanıtlayacak şahitler gösteriyor. şanitler arasında eski dostumuz Orhan Şaik de var. Kenan öner davasında da sizin olaylar böyleceön plana çtkmış oldu. Evet ön plana cıkmış ol
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear