28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Vitrindekiler Seke Seke/ Can Yücel/ Papırüs Yaytnlart/ 216 s Can Yücel'in "Bütün Escrleri" dizisinde yeralan "Şiirleri"nin 13. kitabı "Sckc Seke". Yücel'in bu yeni kitabı, son dönem yazdığı 189 yeni şiirdcn oluşuyor. Yaşadığımız günlere, olaylara anlara dönük ironik bakışın humour ve toplumsal yerginin başanlı ürünleri olan bu şiirler Yücel'in poetikasının taçlandığı yeri de göstermektedir bize. Yücel'in topluma dönük yüzü, yaşanılan altüst oluşa bakışının eleştirel ürünlerini getirmektedir. Yücel; şiirinde bakan, gören, soran, sorgulatan; söyleyen, söyleten bir izde yürümeye devam ediyor. Onun şiir gemisi yol alıyor "Seke Seke" ile... Ortadoğu'da Sivil Toplumun Sorunları/ Derleyenler. h'erhad IbrahimHcidi Wedel/ Çeviren: Erol Özbek/ îletişım Yayınlan/ 215 r. Ortadogu, hele Batılı bakış açısından, "sivil toplum" kavramına zıt çağrışımlarla algılanıyor: Vesayetçi devlet yapıları, toplumu "devlet ve millet"le özdeşleştirip özerk sivil inisiyatifleri boğan resmîmillî ideolojiler... Heidi Wedel ve Ferhad lbrahim'in Batılı ve Ortadoğulu araştırmacıların yazılanndan derledikleri bu kitapta, Ortadoğu'da sivil toplum potansiyeline başka bır açıdan bakılıyor. Mısır: Kitlemeslek örgütlerindeki mücadelede kendini gösteren îslamcı ve laik sivil toplum anlayışları. Irak: 11er şeyi dcnctlcycn ve baskı altında tutan Baas devletinin sultası altında kıpırdamaya çalışan sivil muhalefet. Türkiye: "Devletin ülkesi ve milleti" anlayışıyla sivil toplumu boğan devlet geleneği. Bir karşıkültürün adacıklarını yaratmaya çalışmakla yeni bir elit oluşturma arasında salınan si vil toplum muhalcfeti. tran: Resmî ideolojinin ve kurumların çerçevesi içinde 'çaktırmadan' oluşturduğu karşıkültür alanında etkinliğini gcliştirmeye çalışan sivil muhalefet. Füistin: "Devletsiz bir sivil toplum olur mu, olursa ne olur?" Flinizdeki kitap, Türkiye'de ilgisizliğin ve bilmezden gelme alışkanlığının epey güçlü oldugu "bölgemiz" Ortadoğu"ya, devletler ve "yüksek politikalar" zirvesinden degll, toplum seviyesinden bir bakış sunduğıı için ilginç ve önemli. Solaris/Slanı\law Lem/ Çcvıren Mehmet Aknzer/ tlctişım Yayınlan/ 36 i. Solaris gezegenine yapılan uzay yolculuğu ve bu gezegenin okyanusıı üzerinde geçen zaman, aslın da bir itısan beynitıin derinliklcrino ıılaşan analizın yansımasıdır. Okyanus, kcııdi üzerinde çalışan görevlilerin belleklerinde geriye itilmiş kişilikleri cisimleştirerek karşılarına getirir. Kris'in kendisini terk etmesi yüzünden yıllar önce bir iğneyle yaşamına son veren Rheya, uzmanın bi linçdışındaki cn büyıık patojendir. Solaris'te çalıştığı süre içinde, beklenmedik bir biçimde geri dönen Rheya ile yaşamaya alışması gerekmektedir. Canavar laşan sevgilisinden onu uzaya fırlatarak kurtulmaya çalışması da umııtsuz bir çabadır, çünkü okyanus patojeni sonsuza dek yeniden üretebüir. Solaris'in dokusunu, yirminci yüzyılın çatısinı tutan felsefî argümanların biı kısmı oluşturuyor. Analitik gelenek içerisinde yer alan cpistemolojik şüphecilik söyleminin verdiği ünlü "tüpteki beyin" örncg'i, romanın gcnel çerçevesiyle çakışıyor. Freud'dan Jung'a uzanan çerCUMHURİYET KİTAP SAYI 413 çcvedeki birçok psikanalitik kuram da metinde kar şılığını buluyor. Solaris, hem Stanislaw Lem'in romanları arasında hem de bu yüzyılın roman gelcne ği içinde özel bir yere sahip. Lem'in bu romanından yola çıkarak Tarkovski'nin ürettiği Aynı adlı film de, son kırk yıl içinde bu tarzda yapılan cn iyi filmler arasında sayılabilir. Kızıltoprak Günlerim/ Sinan Korle/ lletişim Yayınlan/ 104 s. + 12 s. Albüm Uzun yıllar Birleşmiş Milletler'de protokol şefliğinde hıılunmuş, ardından Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği'nde danışmanlık yapmış olan Sinan Korle Kızıltoprak Günlerim'de çocukluk anılarına dönüyor. Korle birkaç yıl önce Birleşmiş Milletler'de çalışırken başından geçenleri; Lumumba'dan Arafat'a, Kennedy'den De Gaulle'a, Dag Hammerskjöld'den UThant'a, Kurt Waldheim'a uzanan ünlüler arasında yaşadıklarını Camlı Sarayda 40 Yıl adı altında toplamıştı. Artık aramızda olmayan Sinan Korle, bu kez bir zamanların Kızıltoprak'ını, buradaki köşkte geçirdiği günleri, insanları, bahçeleri, büyükannesini, babaannesini, çocukiuk eğlencelerini, bayramları, eski Kadıköy'ü, Istanbul'un işgalini vb. anlatıyor. Gazetecilige eniştesi Ahmet Emin Yalman'n Vatan gazetesinde başlayan, BM'deki görevinin yanı sıra tiyatroyla uğraşan, resim yapan; siyasî hayatımızın önemli isimlerinden biri olan eski Dışişleri Bakanı Ihsan Sabri Çaglayangil'in tanımıyla, "bu geçici dünyada misafir olduğumuzu gayet iyi bilen, bundan hüzün duymak ycrinc her dakikanın tadını çıkarmaya gayret eden" yılların gazetecisi Sara Korle'nin eşi Sinan Korle'nin anılarını zcvkle okuyacak, daha önce Nezih Neyzi'nin anılarında okuduğumuz kaybolan Kızıltoprak'a bir kez daha hayıflanacaksınız. Türkiye'de Aydınlanma HareketiDünii, Bugiinü, Sorunları2526 Nisan 1997 Strasbourg Sempozyumu/ Servcr Tamlli'ye Saygt/ Adam Yayınlan/ 218 s. Türkiye'nin, 20. yüzyılı da içine alacak biçimde, son 200 yıllık Türkiye'de tarihini belirleyen gelişmelere Aydtnlanma pek yukardan baktığımızda neHareketi dir gördüğümüz? Kimi uygar ül kelerde, bu arada Fransa'da olduğu gibi bizde tle, yaşam dogaya, tarihe, topluma ve insana ilerici ve günün koşullarına görc devrimci bir bakışla yoğrııhır gitgide. Akla, bilime ve ilerlcmeye inanmak; despotluğa, bilgisizliğe ve bağnazlıga karşı çıkmak; çüıüyüp dökülenin yerine, çağın dayattığı özgürlükçü yeni fikir ve kurumlan geçirmek, boylesi bir hakışın eseridir. Gitgide mevzi kazaııan bir "demokratikleşme ve laikleşme, 1923 Devrimi'y'e de asıl ivmesini kazanır. Bugelişmeye, topluca "Aydınlanma"diyoruz. Çağdaş tarihimiz, bır Aydınlanmanın tarihidir. En önemli sorunlarımızı, özellikle tarih bilinci, demokrasi ve kültür sorunlarımızı, bu olguyu gözardı edcrck çözemeyiz. Bir senteze varış ise, onun ışığında gerçekleşecek; yani ister istemez akılcı, demok ratik ve laik olacak, diyalektik bir yöntemle eğilecektir sorunlara. bu kitap, Türkiye'de Aydınlanma hareketinin dünü, bugünii ve sorunlarını ele alıyor ve 2526 Nisan 1997'de Strasbourg'ta düzcnleıımiş bir sempozyumun tebliğlerinden oluşuyor. Tam da zamanında yapılmış bir toplantının önemli ürüıılerı. Modern Yunanistan Tarihi/ Ricbard Clu^,/ Çeviren: Dilek Şendil/ tlctişım Yayınlan/ İ12 v. Yunanistan, 183O'da bağımsızlığını kazanan ve 1981 yılında da Avı upa Topluluğu üyeliğine alınan ılk Doğu Avrupa ülkesidir. Batı Avrupa'yı derinden elkileyen Röncsans, Aydınlanma, Fransız Devrimi ve Sanayi Devrimi Yunanistan'ın uzağından geçmiş, ülkenin tarihine Ortodoks Hristiyanlık ve Osmanlı yönetimi büyük ölçüde damgasını vurmuştur. Bu dinamiklerle Yunanistan, tarihsel gelişimi ve toplum yapısı bakımından Batı Avrupalı ortaklanndan belirgin biçimde ayrılmaktadır. Daha da öresi, bağımsız bir devlet olarak 150 yıllık geçmişinde, yurtdışındaki Yunan insanı, Yunanistan içinde yaşayanlardan daha çoktur. ABD, Kanada, Avustralya ve başka ülkelerde Yunan kökenli topluluklar görülmektedir. Bu etmenler, hem Balkan, hem Akdenizli, hem Avrupalı olan, Osmanlı'dan izlcr taşıyan ve bunları bugününe de kısmen yansıtan bir ülkenin tarihini daha da ilginç kılmaktadır. Richard Clogg, Yunanistan'ın tarihi konusunda uluslararası düzeyde kabul gören bir bilim adamı. 18. yüzyıl sonlarında ilk ulusal kıpırdanmaların görüldügü günlerdcn günümüze uzanan modern Yunanistan tarihine bir giriş iddiasındaki, resimlerle zenginlcştirilmiş bu kitapta Profesör Clogg, gerek meraklısına gerek bilimsel araştırma yapan uzmanlara, gerekse "komşu"sunu tanımak isteyenlere özlü ve derinlikli bir perspektif sunuyor. ü Yıllar Dile GelseKöylerden Köy Enstitülerine/ Mehmet Cımı/ Güldiken Yaytnlart/ 242 s. Mehmet Cimi, Ülkeyi Kucaklayan Adam/ Tonguç Baba adlı yapıtıyla tanındı. Araştırmacı bir yazar. Şimdi de Köy Enstitüleri'ni kuran HasanÂli'nin, büyük eğitimci Tonguç Baba'nın yüzüncü doğum yıJdönümlerinde yeni bir yapıtla karşımızda Cimi. Tutmuş araştıra soruştura, 21 Köy Enstitüsünc girenlerin her enstitüden iki kişinin yanıtlarıyla "giriş" öykülerini dile getiriyor. Yapıt ilginç bir destan başlangıcı gibi. Okuyanları sarsıcı, çarpıcı anlatılardan oluşuyor. Yapıtın başına Başaran'ın Köy Enstitüleri Dcstanı'ndan "17 Nisanla Yola Düşenler" bölümü alınmış, "Kurtuluş Savaşı Kahramanları Gibi" başlıklı bir de önsöz yazmış kitaba Başaran. Mehmet Cimi'nin yapıtı sunuşıı şöyle: "Tonguç Baba; Bizleri yolu izi belli olmayan köylerde bulan, güzel bir eğitim kirizmasından geçirip halkımıza ar ma$an eden sensin. U^raşın, amacına ulaşmıştır. Seni hep yanıbaşımızda buluyor, sevgi ve saygıyla anıyoruz. 100. yılın kutlu olsun." Bilitis'in Şarkıları/ Pierre Luuys/ Çevırcn tzzet Yasar/ Yapı Kredı Yayınlan/ 1/") s. Pierre Louys, (1870 Hollanda, 1925 Paris) I'ransız ro mancı ve şair. I'.ski tskenderiye'deki saray gözdelerinin yaşamını belirleyen Aphrodire (1896) ve Ispanya'da geçen Kadın ve Kukla (La femme et le pantin) adlı romanlarıyla ün kazandı. Pierre Louys, Yunanlı şair Sappho'yu andıran bir tarzda lezbiyen aşk temasını işleyen düzyazı şiirlerden oluşan Bilitis'in Sjarkıları'nı ilk kez yayımladığı zaman bunların Yumknca'dan çeviri olduğunu ileri sürerek edebiyat uzmanlarını bile yanıltmıştı. Bilitis; M.O. altıncı yüzyılın başında, Pamphylia'nın doğusunda Melas kıyılarında bir dağ köyünde dogdu. Grek bir baba ve Fenikeli bir annenin kızı. Babasını muhtemclen tanımadı. Ona daha sonraLesbos'da Mytilene'de rastlıyoruz. () zamanlar Sappho hâlâ çok güzeldi. Bilitis onu tanıdı; bize ondan Lesbos'daki adıyla Psappha diye söz eder. Bu küçiik Pamphylialı kıza uyumlu cümlelerle şar SAYFA 1 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear