Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Varlığına alıştığımız bir şey midir tıiçlik? Avrupa kültürü ve felsefesi devam ettikçe, Nietzsche, hep dönüp okunacak ve yorumlanacak ve dahası yürünecek yollara ışık tutacak bir filozof olarak karşımıza çıkacaktır. Çünkü onun aile getirdiği sorular ve sorunlar, hem pratikte hem de felsefi düzlemde yanıtlanmayı beklemektedir. MUSTAFA GÜNAY Hansfürgen Gawoll, F. Nietzsche ve Avrupa Felsefesi adlı, küçük ama önemli kitabında, özellikle nihilizm sorunu çerçevesinde, Nietzsche'nin Avrupa kültürü ve felselesindeki yerini değerlcndiriyor. Gavvoll'un kitabı, 9.3.1994, ile 20.4.1994 tarihleri arasında îstanbul Ünivcrsitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe BöIümü'nde verdiği ders metinlerinden oluşuyor. Gawoll ülkemizdc, 1.4.1995'te "Georg Simmel'in Uzam Sosyolojisi Açısından Köprü ve Kapı", 1.3.1996'da ise "Bizans'tan Kaçış lstanbul'a Dönüş" başlıklı konferanslar da vermiş bir düşünürdür. Gavvoll lstanbul'u, dünya tarihi boyunca iki kültürün ve dinin kesiştiği bir şehir ve aynı zamanda "geleceğe yönelik bir kültürel projenin simgesi" olarak gördüğünü söylemektedir. Gavvoll'un, kitabının önsözünde yer alan, Türk bilinci ve kültürüne ilişkin görüşleri üzerinde de düşünmemiz gerekli görünmektedir. II. Bir kültür filozofu olarak Nietzsche, tüm yaşamı boyunca, bir insan vc kültür felsefesi oluşturmuştur. Onun felsefesi aynı zamanda bir kültür eleştirisi olma özelliğini taşımıştır. Nietzsche'nin Avrua kültürünün en güçlü eleştiricilerinden iri sayılması da haklı nedenlere dayanmaktadır. Çünkü onun kadar kendisiyle, toplumuyla, tarihiyle ve kültürüyle cesur bir şekilde hesaplaşmayı deneycn kimse pek olmamıştır. Avrupa kültürü ve felsefesinin karşımıza çıkan en önemli sorunlarından biri ve belki de başlıcası olan nihilizmden kurtulmak için, aslında ona neden olan şeylere sarılma eğiliminin ağır basması da, insanların, gerçek anlamda nihilizmle hesaplaşmayı göze alamadıklarının göstergesidir. HansJürgen Gaıvoll'den " Friedrich Nietzsche ve Avrupa Felsefesi" HansJürâen Cauoll F. NİETZSCHE ve AÜRUPA FELSEf E anlamlar, yeni değerler ve crekler bıılma işlevini yüklemektedir. (s.28). Bu işlevin ycrine getirilmesi ise, hem geçmişc elestirel bakmaya ve hem de geleceğe açık olmaya bağlıdır. IV. Gau'oll'a göre ne zaman insanı taşıyan, onu saran gerçeğin sürcgiden, yerleşik düzeni ve yorumu bir bunalıma giriyor ve bu yerleşik düzen ve yorum bir devrime uğruyorsa, işte o zaman nihilizm sorunu ortaya çıkmaktadır. Yeniçağdan bu yana Avrupa kültürüne bakıldığında, nihilizm bilincine yol açan iki tarihsel olaydan söz edilebilir: Ilki 1789 Fransız Devrimi, ikincisi ise Kant'ın fclscfesidir. (s.3334). Bilindiği gibi Nietzsche için ise, nihilist düşünce tarzının kökenleri, Parmenides ve Platon'a geri götürülebilecek rasyonalist felsefe geleneğine dayanmaktadır. Gavroll'a göre insanı özgürleştirmeyi, ona onurlu ve bilinçli bir yaşam kazandırmayı amaçlayan Fransa'daki politik ve Almanya'daki düşünsel devrim, insanın dünyasını temelden sarsmış durumdadır. Böylece insan, özgürlüğünün bedelini dünyanın anlamsızlığı ile ödemek durumunda kalmıştır. Gawoll'a göre bu noktada aydınlanmacı düşünce, başarısızlığa uğramış olsa da, "bilme ve kendi aklını kullanma cesaretini göster" ilkeleriyle aydınlanmanın başlattığı proje hâlâ sürmektedir. Çünkü Gawoll için, aydınlanmacı proje, nihilizmin değcrsizleştirdiği bir dünyanın karşısında, kendisiyle aydınlanmayı sürdürebileceğimiz ve yeniden tanımlayabileceğimiz çerçeveyi bizc sunmaktadır. (s.3738) Bilme cesaretinden yaşama cesaretinin doğması gerektiğini söyleyen Gawoll, Nietzsche'nin Tragedyanın Doğuşu adlı yapıtını, aydınlanmacı geleneğin bir parça I. E barınılamaz bir yer haline gctirmek, ona korkunçluğunugeri kazandırarak, ürpertiyle kendimize gelmemizi sağlamak." (s.3132). Nietzsche, nihilizmi "en yüksek dcğerlcrin değersizleşmesi" olarak tanımlamıştı. Nihilizm, mutlak, bağlayıcı, insan yaşamını normlaştırabilecek değerlerin, mercilcrin bulunmadığının bilincinc varmak demektir. Yani nihilizmde insanların yönelebilcceği, tutunabileceği bir tann, varolduğunu bildiği ve sığınabileccği mutlak bir varlık yoktur. Hiçbir doğru yoktur, erek yoktur ve hiçbir şey kesin değildir. (s.2425). Bundan ötürü Gavvoll, günümüzde de, birlikli, güçlü, güven sağlayabilecek bir devlet ve doğruları aktaraoilecek birkiliseistemlerinin yükseldiğini belirtir. Böylesi istemler ise gelencksel değerlere bağlı bir anlayışın iradesi olmaktadır. Gavvoll'a göre önerilen geleneksel değerler, "dana önce nihilizmin yanlış ve işeyaramaz olduğunu gösterdiği ve maskeîerini bir bir düşürdüğü değerlerdir." (s.2526) Gavvoll'a göre nihilizm sonrası felsefenin özünde, varolan hakkında bilgiye ulaşıldıktan sonra, mutlu bir yaşamın ne oldugu sorusunu yeniden sorabilme özgürlüğü bulunmaktadır. (s.30). Bu nedenle Gawoll, felsefcnin Nietzsche'de olduğu gibi kendisi için de, eleştirel ve aydınlanmacı bir amaçla iyi, mutlu vc başarılı bir yaşamın koşullarını araması gerektigini söyler. (s.29). Çünkü anlam ve bağlayıcı değerlerin buJunmaması, felsefeye yeni sı olarak yorumlar. Ancak bunun vaygıı olan Nietzsche yorumlaıına karşı bir yo runı olduğıınıı da belirtir. (s.39). Cîa vvoll'a göre Descartes'ten beri yeniçaf düşüncesi teorik olarak sarsılmaz bir te mel bulma çabasına saplanıp kalmışken Nietzsche, üescartes'ın "cogito erg< sum'unu, "yaşıyorum övleyse varım ". dönüştürür. Böylelikle, aklın kendi ka\ nağını, yani yasamı tanıması olanaklı ola cak ve yaşamdan tamanıen kopması vc kendi başına değer ka/anması önlenebi lecektir. (s.58) Çünkü nihilizm, hangi bi çimde karşımıza çıkarsa çıksın, her za man insanın soyut dünyasını reddeden bir düşünce biçimi olmuştur. (s.3) (îawoll, Nietzsche'nin aydınlanmadan nasıl uzaklaştığını da şöyle açıklıyor: "Aydınlanmanın büyük mücadeleler sonunda elde ettiği insanların eşitliği ilkesinden Nietzsche, örnek insanların kural dışı yaşamları adına kolaylıkla vazgeçmekte ve kendi yaşamını belirleme sorumluluğunu taşımavanları küçümsemekte"dir. Ancak Gavvofl'a göre Nietzsche aydınlanmadan bir noktaua sapıyorsa da, ona önemli diğer bir konuda zenginlik kazandırır: Aydınlanmacı evrensellik anlayışının, yabancı olana, "öteki"ne adeta egzotik bir çeşitlilik gibi yaklaştığı ve ona salt estetik bir öğe olarak hoşgörü gösterdiği yerde Nietzsche, onunla bütünleşmenin gerekliliğine işaret etmektedir. (s.6970). Gavvoll ayrıca, "Nerede ırkçılar iç içe ise, orası büyük kültürlerin kaynağıdır" diyen Nietzsche'nin, faşizmin öncüsü ya da düşünsel kaynağı olarak görülmesinin, onun düşünce serüvenini baştan sona iz lemeyen yaklaşımlardan ve ideolojik amaçlı kullanımlardan kaynaklandığını da belirtir. (s.31 ve70) V. Gavvoll, Nietzsche'nin nihilizmden çıkış yolu olarak sanata dayandığını belirtir. Çünkü nihilizm ne dinselliği geri dönmckle asılabilir, ne de kuramsal yollar ya da pratik davranış biçimleriyle yenilebilir. Bu nedenle nihilizmi aşabilmenin lek yolu Nietzsche için, sanat olmaktadır. Ancak Gawoll, Nietzsche'nin sanat kavramını çok geniş bir anlamda kullandığını da belirtir. Sanat kavramından Nietzsche, Aristoteles'ten bu yana unutulan, ihmal edilen "poiesis"i anlamaktadır. Aristoteles için poiesis, tanrısallığın seyri olan tcoriye ve iyi bir yaşam sürdürmeolanpratiğeaynlırken, Nietzschepoiesis'i üçüncü bir anlamda, yani yaratıcı bir üretim anlamında düşünmektedir. (s.43). Varoluşun anlamsızlığı karşısında dünyayı reddctme noktasına gelindiğinde, yaşama duyulan bu tiksintiyi sanat, yaşananilir kılan imgclere ve görüntülere dönüştürmeyi başarabilecektir. Başka bir deyişle, sanat insanı kurtarmakta ve sanat yoluyla da yaşam insanı kendine kazanmaktadır. (s.4748) (Bunlarıyazarken Livaneli'nin unutulmaz "Ada" şarkısını anımsadım: "Dünyayı güzellikkurtaracak / Bir insanı sevmekle başJayacak hcrşey...") Gavvoll'a göre dünyanın değişmez çelişkisi karşısındaki "hayır"ı trajik sanat ile bir "evet"e ve sonsuz bir poiesis sürecine dönüştürmek gereklidir. Bu nedenle Nietszche'nin felsefesi de başta sona tek bir aınaca yönclmektedir: Nihilist bir "hayır'ı, Apollon'un aörünüşler dünyasını, bu Dionysos'un derinliklerinden, temelinden besleneni olumlayan bir "evet" haline getirmek. (s.49) Gavvoll'a göre Nietzsche'nin varmak istediği poiesis, Dionysos ve Apollon ilkeleri gibi iki yönlüdür. Poiesis biryandan mistik bütünscllik duygusu ve Dionysosçaolan doğa ile özdeşleşmektir. Dionysos ile özdcşleşerek yaşamın temeline ve kayanğına inmemiz bize yaratıcı olma gücünü ve yetisi ni kazandıracaktır. Böylece dc yaşamın üzerine görüntüler ve Apollonca görünüşte dünyalar yaratmamız olanaklı olacaktır. Bu dünvalarda, yaşamın kaynağını oluşturdukları ve ona öykündüklcri K İ T A P S A Y I 3 8. Nieızsche'yc göre Avrupa kültürü ve tarihi, nihilizm hastalığına yakalanmıştır. Bu hastahk, Avrupa kültürünü 19. yüzyılın sonlanndan başlayarak, yaklaşık iki yüzyıl sonra, noktalayıp bitirecektir. Ozünde nihilist olduğu için, Avrupa tarihi ve kültürü sona crmek zorundadır. Gavvoü'un ifadesiyle, Auschvvitz, 1 liroşima ve Eski Yugoslavya topraklarında yaşanan savaş, nihilist bir yok etmc ve öldürme istcncinin örnekleridir. Avrupa'nın ise, kendi yok etme istencini denetleme konusunda acizliği söz konusudur. Bununla birliktc, Gavvoll'a görc bir kavram ve gerçeklik olarak nihilizm, 19. yüzyılda olduğu gibi artık korkunç görünmemektedir. Bu nedenle, Nietzsche'nin "konukların en korkuncu" olarak adlandırdığı nihilizm ile "arkadaş" olunması durumuyla karşı karşıyayız. Btına karsı çıkan Gavvoll, ders vc metinlerinde gözettiği amaçlanndan birini de şöyle açıklar: "Sürekli gcriye dönüp, yaşamın sarsılmaz temellerine sarılarak, rahat ve yaşanabilir liale gctirdiğimiz ve alıştırdığımı/ hiçliği, Nietzsche saycsinde tekrar SAYFA 10 III. C U M H U R İ Y E T