Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
' tek başına izleyeceği, değişik bir yol değil; Solu, Ingiliz politikasının merkcziyle birleştiren bir kavram ve bu yüzden daha da güçlü. Işte büyük potansiyeli de burada. Bu kitap basit bir soruya yanıt arıyor: 'Yeni Işçi Partisi Başarabilir mi?' Halkın büyük çoğunluğu Yeni Işçi Partisi'nde gördüklerini beğeniyor ama iktidara geldiğinde bunları bulup bulamayacağını merak ediyor. Kitabın içeriğini herkesin kabul etmesini beklemiyoruz; ama kitabın içtenliğinin ve dürüstlüğünün saygıyla karşılanacağını ve okunup ciddiyetle tartışılacağını umuyoruz. Yeni îşçi Partisi Başarabilir mi? Biz evet diyoruz ve kitap nasılını açıklıyor.' diyor yazarlar Pctcr MandelsonRoger Liddle kitabın arka kapağında. t. Hakkı TonguçKitaplaşmamış Yazıları (Cilt 1)/ Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Yayınları/ 464 s. "Yirminci Yüzyılda üç büyük eğiİ.HAKKITONGLÇ timci yetişmiştir denir: Amerika'da John Dewey, Avrupa'da Kerschensteiner, Asya'da Ismail Hakkı Tonguç". Cumhuriyet'in ilk yıllarında eğitim uzmanı olarak Türkiye'ye çağrılan vc Cumhuriyet Dönemi cğitiminin düzenlenmesi konusunda ilginç bir rapor veren J. Dewey, Köy Enstitüleri için "Hayalimdeki okullar Türkiye'de kuruluyor" demiştir. Köy Enstitüleri, eğiümcilerce Türk yaratıcılığınm dünya eğitimine katkısı sayılmıştır, pek çok araştırmaya, doktora tezine konu olmuştur. Yalnız dilimizde Enstitüler üstüne yazılan kitap sayısı 126'dır. Insanoğlunun kazanacağı en büyük yengi, "korkuyu" yenmesi olacaktır" diyen Tonguç, eğitimi bir özgürlcşme cylemine dönüştürmüştür. Büyük eğitimcinin, kitaplaşmamış yazılarından oluşuyor vakfın hazırladığı yapıt: Tonguç, arka kapağa alınan "Softalık" başlıklı yazısında şöyle diyor: "Softa, soysuzlaştırılmış dinsel kurumlarla, laikleştirilmemiş eğitim ocaklarının dölüdür... Bilim, sanat ışınlarıyla aydınlatılmayan çevre, kişisel çıkarı amaç edinen her türlü teşkilat.onu bcsleyip büyütür; türlü inançlarla, çeşitli silahlarla donatır; toplumun başına bela kcsilecek duruma getirir..." Kitabı okuduğunuzda, eğitimde nasıl bugünkü bataklığa sürüklcndiğimizi, karşı devrimlerin, işbirlikçilerin büyük ihanetlerini daha iyi anlayacaksınız... Hasan Âli YücelKöy Enstitüleri ve Köy Eğitimiyle îlgili YazılarıKonuşmalar/ Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Yayınları/ 4 32 s. Bilindiği gibi Hasan Âli Yücel, yaklaşık sekiz yıl bakanlık yapmış, Cumhuriyet Dönemi eğitimine, ekinine, sanatına ivmekazandırmış bir büyük devlet adamımızdır. Ne ki, 1946da başlayan karşı dcvrim onu suçlayarak, yaptıklarını yıkmaya yönelmiştir. Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı bu büyük aydınlanmacımızın Köy Enstitüleri ve köy eğitimiyle ilgili yazılarını doğumunun yüzüncü yılında kitaplaşmıştır. 1. Ethem Başaran ile Mustafa Aydoğan'ın "Köy Enstitüleri Sistemi", Mehmet Başaran'ın "Büyük Aydınlanmacımız" Canan Eronat'ın "Yücel Yılı", Can Yücel'in "Oğlunun Ağzından", Sabahattin Eyüboğlu'nun"Yücel" başlıklı yazıları ile, Dursun Kut'un Yücel'in yaşamını anlatan yazıları da yer almaktadır yapıtta. Canan Eronat şöyle diyor yazısında: "UNESCO 1997'yi Hasan Âli Yücel Yılı ilan etti. ...UNESCO kararı, eski Maarif Bakanı, şair ve yazar Hasan Âli Yücel'in Türk milli cğitiminde reformlar gerçekleştirdiğini, Köy Enstitülerinin kurucusa olduğunu, "Dünya Klasiklerinden Tercümeler" programının öncülüğünü yaptığını, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'nun kurulmasına olanak sağlayan UNESCO Kuruluş Sözleşmesi'ni imzaladığını vurgulamaktadır." Hasan Âli'yi her yönüyle tanıtan, ilginç bir kaynak kitap bu. Hayatımı Yaşarken/ Emma Goldman/ Çeviren. Beril Eyüboğlu Emine Özkaya/ MetisKaos Yayınları/ İkinci Cilt/ 55Hs Birinci cildi, Mayıs 1996'da yayımlanan Hayatımı YaCUMHURİYET KİTAP SAYI 380 şarken, tam bir yıl sonra yayımlanan ikinci cildi ile tamamlanmış oluyor. Amerikalı anarşist devrimhMCt* ı i Emma Goldman'ın iki cilt halinde 1000 sayfayı aşan otobiyografisi, Metis ve Kaos Yayınlan'nın işbirliğiyle yayımlandı.Hayatımı Yaşarken, radikal bir mücadelenin yanı sıra, neşesini, yaşama sevincini, kadınlığını elden bırakmayan bir devrimcinin öyküsü; aynı zamanda yüzyılın ilk yansındaki devrimci dalganın da bir bclgcseli. Kitap, dünya kadın hareketinin bugün sahip olduğu, korumaya ve genişletmeye çalıştığı birçok temel kazanımının bu dönemden miras olduğunu göstcriyor. Henüz yirmi yaşındayken anarşist harekete katılan Emma, 18901917 yılları arasında ABD'yi baştan başa dolaşarak mitinglerde konuştu. Onbinlerce insana kapitalizmin, militarizmin ve devletin kötülüklerini anlattı; bununla da kalmayarak tanrıtanımazlık, ögzür aşk ve eşcinsellik gibi günümüzde bile hâlâ tartışmalı konulara ccsaretle eğildi. Doğum kontrolü için kampanyalar başlattı, tutuklu davrimcilerin serbest bırakılmaları için mitingler düzenledi, grevlere öncülük etti ve I. Dünya Savaşı sırasında zorunlu askerliğc karşı çıktı; bu yüzden yirmi ay hapis yattı. Karizmatik bir konuşmacı olarak ünü kısa zamanda Amerika'dan Avrupa'ya taştı. Dünya onu "Kızıl Emma" diye tanıdı. ABD'den sürgün edildi. 1919'da devrim coşkusuyla Sovyetler Birliği'ne gitti. Lenin'le tartıştı; hayal kırıklığı büyük oldu. Fransa, Britanya, Almanya, Isveç, I lollanda ve Kanada'da yaşadı. îspanya Iç Savaşı'nda anarşistlerin yanındaydı. O bir anarşistti, göçmendi, Yahudi'ydi, kadındı... Yoldaşlarına, "Dans edemeyeceksem, devriminiz sizin olsun!" dedi. aHayatımı Yaşarken ABD'de ilk kez 1931'de yayımlanmıştı. Uzun bir aradan sonra ancak 1987'de kadın hareketinin dünyada yeniden yükseldiği bir döncmde ikinci baskısı yapıldı. Türkiyeli okurların ise "Kızıl Emma"yı yakından tanımaları için ilk basımından bu yana tam altmış beş yıl beklemeleri gerekti. Birinci cilt Beril Eyüboğlu, îkinci cilt Emine Özkaya tarafından dilimize çevrildi. IMMA HAYATIMI YAŞARKEN ler'in Aile Hayatındaki Gelenekleri" adlı eserinden seçilerek Türkçe'ye çevrilmiş 23 bölümden oluşmaktadır. Yazar yolculuğa çıkmadan önce Türkiye'nin yanında Yunanistan ve Mısır'ı da görmeyi planlamasına karşılık, tstanbul'u görüp güzelliğinden öylesine büyülenmiştir ki, öteki iki ülkeye gitmek istememiştir. Dokuz ay gibi uzunca bir süre içinde kaldığı Istanbul'da da edindiği gözlem ve izlenimleri, büyük bir yansızlık içinde, olumlu ve olumsuz yanları abartmaksızın yazıya aktarmayı akıcı bir dille gerçeklcştirmiştir. Istanbul'un eşsiz doğal güzelliklerini, Boğaziçi'ni, Kâğıthane, Göksu, Küçüksu gibi güzel yerleri, halkın eğlence yerlerini, anıtları ve çarşıları, bayram ve Saray'ın düğün alaylarını, çeşitli sosyal konumdaki insanların konaklarını büyük bir ustalıkla dile getirmiştir. Şık bir baskıyla elimize ulaşan kitap için Inkilap kitabevinc tcşckkür etmemiz gerekiyor. Gönül ister ki kitabın tamamı da dilimize çevrilsin ve orijinaline yakın bir baskıyla yayımlansın. Anima Mundi (Diinyanın Ruhu)/ Susanna Tamaro/Çeviren. Eren Cendey/Can Yayınları/ 256 s. "Yüreğinin Götürdüğü Yere Git" adlı romanıyla bütün dünyada milyonlarca okur bulan Susanna Tamaro, son romanı "Anima Mundi" ile bir kez daha karşınızda. Romanın kahramanı bu kez genç bir erkek: Walter. Ailesiyle birlikte küçük bir ttalyan kentinde yaşayan Walter'in tek tutkusu, edebiyat ve şiirdir. İçinde bulunduğu dar çevreden ve babasıyla anlaşmazlığından bunalarak Roma'ya kaçan genç adam, orada istediği şeyi yapmaya, roman yazmaya olanak bulur. Büyük güçlüklere katlanarak yazdığı roman yayınlanır, ama istediği başarıyı getirmez. Romancılık serüveni sırasında girdiği çevrelerde kendinden yaşça büyük bir kadınla yaşadığı aşk da sonunda hayal kırıklıklarına bir yenisini ekler. Roma'da tanıştığı sıradışı bir gençle olan arkadaşlığı, Walter'in büyük kentteki günlerine yeni bir anlam katar. Bu arkadaşıyla yaşam ve ölüm hakkında uzun uzun tartışır. Günler geçtikçe sığındığı büyük kent bütün ikiyüzlülüğü, yalanları, çıkar ilişkileriyle çirkinliğini sergilemeye başlar. Susanna Tamaro bu romanında da günümüzün değişen değerleri, aşkı, arkadaşılığı, yaşamı ve ölümii, hayal kırıklıklarını şiir dolu yaîın üslubuyla önümüze koyuyor. Darağacından Nodar/ Julius Fuçik/ Çeviren: Şemsa Yeğin/ Payel Yaytnevi/ 122 s. Julius Fuçik, 23 Şubat 1903'tc Prag'da doğdu, 8 Eylül 1943'te Berlin'de öldü. Daha öğrencilik yıllarında siyasal çalışmalara katıldı, yazılar yazmaya başladı. Bir yandan TRobva, Rude Pravo ve Halo Noving gibi komünist gazetelerde makaleler yayımlarken, bir yandan da yeraltı çalışmalarını sürdürdü. 1930'da gizli olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. 1934'teki ikinci gidişinde bu ülkede ikiyıl kaldı. Orta Asya'yı dolaştı. Çekoslovakya'nın Almanlar tarafından işgal edilmesi üzerine Komünist Yeraltı Hareketi'nin önderlerinden biriolarak illegal yayınlar çıkardı ve yönetti.l942'de tutuklandı. on sekiz ay süren tutukluluğunun ardından Berlin'de idam edildi. Fuçik, tutukevinde kaldığı süre içinde yazdığı ve yaşamının bu son döneminde izlenimlerini içeren Reportaz psana na opratçe (Darağacından Notlar) adİı kitabını tek tek sayfalar halinde dışarı kaçırdı. Olümünden iki yıl sonra yayımlanan bu kitap birçok dile getirildi ve geniş yankılar uyandırdı. Darağacından Notlar, tutukevindeki koşulları, işkenceleri, işbirlikçi Çekoslovakyalıları vc tüm umutları sönmüş bir hükümlünün yinede son ana kadar mücadelesini sürdürmesini yalın, ama etkili bir dille aktaran bir derineş destanıdır. En umutsuz koşullarda bile gerçekleşen dayanışma ve direniş, anlayışı kitabın özünü oluşturmaktadır. Bu ilginç kitabı daha önce edinmediyseniz bu yedinci baskısını kaçırmayın. SAYFA 17 Sonsuz Yanılgılar Karşısında: Hindistan, Meksika, Mısır ve Türkiye'den Kamu Girişimi ve Devlet Gücü/ Prof John Waterbury/ Çevırenlcr Prof Dr Muhsin Mengütürk Dr. Nesrin Nas/ Yapı Krcdt Yayınları/ 456 s. Prof. John Waterbury, bu rehber kitapta, sanayileşen ülkelerde (ül»oıısıı/ y<ınıi(|iıa kelerin sanayileştirilmesinde) kakarşısında mu kesimlerinin kaynakları, büyümesi, kapsamı ve reforme edilmesini inceliyor. Hepsi de geniş kamu işletmesi sektörleri oluşturan Mısır, I lindistan, Meksika ve Türkiye'yi karşılaştırarak, ulusal/kültürel/kurumsal tercihlerin ötesine geçen bir kavramı, kamu mülkiyeti rejiminde "otoritebirim" (patronuygulayıcı birim) ilişkisinin mantığını irdeliyor. Bu arada, kamu görevlilerinin nasıl rant avcıhğına başladığını, kamu işletmelerinin kamu maliyesini nasıl kemirdiğini, nasıl düşük verimli ve yüksek maliyetli hale geldiğini açıklıyor. Waterbury ayrıca kamu işletmesi ile ilişkili çıkar koalisyonlarının reformun önünde dehşetli engeller oluşturabildiğini kuvvetle vurguluyor. 18. Yüzyılda Istanbul/ Miss Julıa Pardoe/ Çeviren: Bedriye Şanda/ tnkılâp Kitabevi/ 20S s. ingiliz yazar Miss Julia Pardoe'nün "18. Yüzyılda Istanbul" adlı bu güzel kitabı, bizi bize daha çok tanıtan başarılı bir çalışma. Pardoe, bugüne kadar Istanbul'u en iyi biçjmde anlatabilmiş yazarlardan biri olarak sayılmaktadır. Yayımlandığı zaman 125 yıl öncesini içeren bu kitap, bugünü düşündüğümüzde 160 yıl öncesinin Istanbul'unu, Sultan İkinci Mahmut Dönemi'ni yansıtmaktadır. Bu kitapta okuyucuya sunulanlar, yazarın "Sultan'ın Şehri" ve "Türk