05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Vitrindekiler furkiye'de Sosyai Sınıflar/ Şcjık Husnu/ Kaynak Yayınlan/ 246 s Bu kitap, Dr. Şefik Hüsnü Değmer'in Aydınlık dergisinde çıkan yaztlannın derlemesi. 1921 Haziran'ı ile 18 Şubat 1925 arasında 31 sayı halinde yayımlanan Aydınlık'taki bu yazılar, 12. sayıda yer alan yazı dışında Mart 1971'de Seçme Yazılar adıyla kitap haline getirilmişti. Eksik olan 12. sayı da temin edilerek elinizdeki kitaba ilave edilmiş, böylece Şefik Hüsnü'nün Aydınlık'taki yazılarının tamamı bir araya getirilmiş. Kadınların Tarihine GirişHititlerden Günümüze/ Dr. Zerrın Ediz/ Adım Yayıncılık/ 176 s. "Dr. Zerrin Ediz'in "Kadınların Tarihine Giriş: Hititlerden Günümüze" başlığını taşıyan bu kitabı, gerçekte tslam öncesi dönemde, lslamiyet etkisi altında ve Cumhuriyet döneminde kadın haklarının tarihsel gelişimini işliyor. Kitabın ağırlıldı bölümü, Türkiye'de Cumhuriyet döneminde kadın haklarının kazanılması... Bu hakların elde edilmesi için, hiç kuşkusuz, Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinin aydın kadın ve erkeklerinin bazı ön çalışmaları var. Ama, çoğunlukla sözel ve kuramsal olan bu çalışmalan, bir devrimsel realiteye dönüştüren Mustafa Kemal Atatürk oluyor. Ediz, kitabında Mustafa Kemal'in kadın haklan devriminin ve Cumhuriyet'in laiklik ilkesinin ülkemiz kadınları için taşıdığı anlam ve önemi, odak noktası yapıyor. Kitapta devrimci bir devlet feminizminin kadınların özgürleşmesine, bireyinsan olmalarına, yurttaşlık konumunu kazanmalarma ne ölçüde katkıda bulunduğu da değerlendiriliyor. "Kadınların Tarihine Girış", tarihin genelde görmezlikten gelip sessiz kaldığı, atacrkil ideolojiyi, din, gelenek, töre, vbg. nedenlerle engellenen sınırlanan ve de geciktirilen bir kadın haklannı elde etme sürecinin öyküsü..." diyor Necla Arat kitabın arka kapak yazısında. Üçüncü Ses/ Serhat Kestel/ Minnetoğlu Yaytnevi/ 125 s "Serhat Kestel'in, romancı olarak kişiliğinde, bizdeki kadın romancıların eserlerinde sürdürdükleri geleneksel anlatım düzenleri ile hiçbir bağlantı yok. Her şeyden önce kalemini bu etkiden kurtarabilmiş olması kayda değer bir başarı. Cumhuriyet'ten sonra hayata çıkan, okuyan ve çalışan, erkeğin yanındaki yerini almaya uğraşan "Yeni Kadın"ın sorunlarına eğiliyor. Yarım yüzyıllık bir toplum evriminin ortaya koyduğu, henüz sağlam bir sonuca ulaştıramadığı gerçekleri büyük bir cesaretle ele alıyor. Şimdiye kadar, bizde, hiçbir kadın yazar, insanlarımızın "Seks Sorunlan" karşısındaki, eksik, kapalı, çaresiz ve zavalhca ezilmiş davranışlarını, böylesine cesaretle ele alamadı. Bir labarotuvar adamı kadar titiz, bir ana kadar şefkatli... KadınErkek ilişkilerinde, kadının toplum baskıları altında ezilmiş, erkeğin ise ne ölçüde zavallı olduğunu gösterirken, bu durumun, çok eski çağlardan kalan mirasını görecek bir gün. însanoğlunun hayatında bütün fonksiyonlar, baskılara ve acılara yol açmadan dengeli yerlerine oturacaklardır elbette. Serhat Kestel, bu uygarlık yolunda, bizim kadınlarımızı uyarıyor, aydınlatıyor, bir yerde de toparlanıp moral anlamda direnmeye çağırıyor." diyor Tahir Alangu kitabın arka kapak yazısında. SAYFA 16 Bütün Ytinleriyle laksım Camısı Belgeseli/ Uktay Ekınct/ Çagdaş Yayınlart/ 189 s Son yıllarda Türkiye'de ve özellikle Istanbul'da belki de her gün sayısız cami inşaatına başlanırken, acaba neden sadece "Taksim'e cami" projesi böylesine bir tartışma ve gerilim ortamı yaratıyor? Üstelik, yine o diğer camilerin hemen tümü kaçak, plansız, imar hukukuna aykırı ve çoğu kez bir yeşil alanın, ya da bir çocuk bahçesinin üzerinde rant projeleri şeklinde ve dukkân katlanyla birlikte" yükselmesine rağmen... Bu sorunun yanıtı, kuşkusuz Taksim Meydanı'nın ve aynı meydanda şimdi cami yapılmak istenen Taksim Gezisi'nin lstanbul kenti ve toplumsal tarih açısından taşıdığı değerde ve kültürel kimliğinde yatıyor. Zaten, bu meydanda cami yapmak isteyen çevreler de yıllardır Taksim'in aynı toplumsal değerine ve çağdaş kültürüne göz koydukları için onca geniş toplumsal muhalefete ve böylesi bir inşaatı olanaksız kılan yasal ve hukuksal engellere rağmen, hâlâ ve durmadan "diretiyorlar"... Bu kitapta, daha başlangıcından itibaren siyasal bir proje olarak ortaya çıkan ve giderek sanki bölücü bir inatlaşmanın simgesi haline gelen Taksim'e cami girişimlerinin hemen tüm yönlerini, yine hemen tüm aşamaları ve değerlendirmeleriyle birlikte "belgesel" olarak bulacaksınız. Oktay Ekinci, çalışması için "Bu projenin tarihçesi, aynı zamanda Türkiye'deki dinci çevrelerin ve bu çevrelere siyasal desteklerini almak için ödün verenlerin, bir kente, bir topluma, bir ülkeye ve kısaca uygarlığa bakış açılarını da sergiliyor..."diyor. Ne Biçim Kurbağasın Sen?/ Bebıç Ak/ îletişim Yayınları Behiç Ak, 1956 yılında Samsun'da doğdu. Yıldız Üniversitesi ve iTÜ'de mimarbk eğitimi gördü. 1982'denberi Cumhuriyet gazetesinde çiziyor. Çizerliğinin yanı sıra, çocuk kitabı yazarîığı ve çizerliği, oyun yazarîığı ve belgesel film alanında da çalışmaları var. 1994 yılında gerçekleştirdiği Türk Sinemasında Sansürün TarihiSiyahperde adlı belgesel film çakşması aynı yıl Ankara Film Festivali'nde "En îyi Belgesel Film" ödülünü kazandı.Behiç Ak, son çalışmalarını "Ne Biiçim Kurbağasın Sen"adıyla tletişim Yayınları'ndan çıkan albümde topladı. Behiç Ak'm çizgisinden hoşlananlann kaçırmaması gerekiyor. Odak Noktasında Yaşananlar/ Ahmet CemaU Çağdaş Yayınlan/ 224 s "Odak Noktasında Yaşananlar" Ahmet Cemal'in Cumhunyet gazetesindeki köşe yazılarından ve KTABINDA çeşitli dergilerde çıkan yazılarınSANANLAR dan bir seçmeyi içeriyor. Özellikle köşe yazrlarının zaman içersinde "eskimesi" kuraldır ve ele aldığı sorunların çözümlendiği anlamına geleceğinden aslında yazarın da istediği bir şeydir. Ne var ki ülkemizde böyle "eskimeler" genelde uzun zaman alıyor ve güncel sorunlara eğilen yazılarm ömrü de bu yüzden epey uzunoluyor.... "Odak Noktasında Yaşananlar"ın içindekilerin çoğu, bu anlamda henüz ömrünü tüketmemiş yazıların arasından ve ülke adına "en kısa zamanda eskimeleri" dileğiyle seçilmiş... Batık Bir Gemi/ Oktay AkbaU Can Yayınlan/ % s. "Bu bir özyaşamöyküsü mü? YokOkuyAkkd sa sana yazılan uzun bir mektup İİATIK mu? Bir roman bence... Yarıda BlRGliMl kalan öteki roman çalışmalarımdan biri değil; hayal yok, düş yok, uydurma yok; yaşlı bir adamın, ama gençmiş gibi seven bir adamın, belki de yakın bir ölüm yolcusunun sevdiğine seslenişi!..." "Ben ne süslenmiş bir gemiyim, ne de mutlu yolculuklara inanıyorum. Ben yalnızca seni istiyorum. Ne kadar yaşam payım kalmışsa seninle geçirmek, seninle konuşmak, seninle sevişmek, seninle yaşamak. . Bilinmez ki, bilinemez ki, siz tam yaşam sevincine kendinizi kaptırmışken; mutluluğa, aşka, gelecek güzel günlere inanmaya başlamışken; bir anda her şey tepetaklak oluverir. Şairin dediği gibi; 'Birdenbire tepelerden bir kurşun' düşüverir. Artık ne batık, ne de süslü gemi kalır! Ne de siz!"diyor son romanı "Batık Gemi"de Oktay Akbal.s Kıyısız/ Türker Armaner/ Metis Yayınlan/ 130 s Kıyısız, Türker Armaner'in ilk kitabı. Paris metrosundan Kuzey Kutup Dairesi'nin üstüne kadar yayılan bir alanda, ama hemen hepsi bizim "Kuzeyimizde" geçen dokuz öyküden oluşuyor. Armaner'in insanlarının çoğu bizim tanımadığımız, alfabesine bile yabancı olduğumuz dillerde konuşuyor. Çoğu mekanımıza ve zamanımıza yabancı. Travesti bir Kuzey tanrısından Bizans kapılarında ekmek arayan bir îskandinav kaptana, Paris'te sonu olmayan bir metro yolculuğuna çıkan "oralılar"dan kıyısı olmayan bir o kadar da tanıdık: Çoğumuzun iyi bildiği, yaşam boyu kurtulamadığımız bir arayışın parçalan... "Yeniden başlangıç durumuna; insanlann, sözlerin, tortularm olmadığı o başlangıç durumuna dönmc" arayışının, "bir olma" arayışının... Ingiliz Solunun Yeni Söylemi Blair Devrimi Yeni Işçi Partisi Başarabilir mi?/ Peter Mandehon • Roger Lıddle/ Çevıren Yurdakul Fincanctoğlu/ Boyut Kıtaplan/366s. 'Blair Devrimi, ılkeleri olmayan bir îşçi Partisi yaratmıyor. Tersine, partinin geleneksel işbirliği ve sosD E V R İ M İ yal dayanışma değerlerini kurtara)tMf if^ I'nrtiât rak onları, yeni bir yüzyıla yaklaşItafarnbıİtr mt't tığımız bugünlerde Ingiltere'ye ... ıı • „". 7T» meydan okuyan sorunlara yanıt bulmakta kullanıyor. Blair Devrimi, tek bir adamın eylemiyle gerçekleştirilmedi. îşçi Partili mılletvekilleri, sendikacılar, parti çalışanları ve tek tek üyeleri, on yıldır durup dinlenmeksisizn Yeni îşçi Partisini yaratmaya çalıştılar. Yarın Tony Blair ortadan kaybolsa, Yeni îşçi Partisi'nin sonu gelmez. Tony Blair'in inançlarını paylaşan, güçlü bir liderler kadrosu var; değişim artık geri çevrilemeyecek kadar derine kök saldı. Yeni Îşçi Partisi, Solun fc I2I& EfebosMasallar Oyküler/ Oryal Gökdemir/ Çağdaş Yayınlan/ 14 s "Efebos 2000 yıl sonra konuşmayı bıraktı. Müzedcn ayrıldı. tşsiz kalmamak için gidip doktor oldu. Işsiz kalmadı ama aklı müzede kaldı. Sevdi mi sevmedi mi bir türlü anlayamadı. Hiç olmazsa büyümemek için direndi. Oyunları özledi hep. Cam sıkılıyordu. Ama tanrılar Olimpos'a dönmesine izin vermezlerdi. "Oyküler yazarak eğlensem" diye düşündü. Tanrıların eleştirisinden korktu, bıraktı. Bir gün bir başka müzede Flaubert'in papağanı ile tanıştı. Papağan, kulağına eğilip, "Hepsinin canı cehenneme" dedi. "Keyfine bak". Ben yazarken iyi vakit geçirdim. Belki başkalarının da hoşuna gider. Varsa çok kusurum Zeus amca bağışlasın. Hazır emekli olmadan..." diyorkitabın yazarı Oryal Gökdemir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 380
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear